Danıştay Kararı 6. Daire 2020/6923 E. 2020/13165 K. 18.12.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/6923 E.  ,  2020/13165 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/6923
Karar No : 2020/13165

TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI) … Valiliği
2- MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) … Liman İşletmeciliği ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Hatay İli, İskenderun İlçesi, … Mahallesi, İskenderun II. Organize Sanayi Bölgesi’nde … Liman İşletmeciliği ve Tic. AŞ tarafından yapılması planlanan “Dökme Kuru Yük Depolama Tesisi Projesi” ile ilgili olarak Hatay Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından verilen … tarihli, … sayılı “Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ÇED) Gerekli Değildir” kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda, İdare Mahkemesince, çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren idari işlemlere karşı açılan iptal davalarında feragat isteminin kamu yararı ölçütü kullanılarak karara bağlanması gerektiği, kamu yararını yakından ilgilendiren çevreyle ilgili dava konusu işlemin iptali istemiyle açılan davadan feragat edilmesinin kabul edilemeyeceği, zira işlemin kamusal niteliğinin, bireysel niteliğe göre daha ağır bastığı ve davanın subjektif nitelikli bir davadan ziyade objektif nitelikteki bir iptal davası olarak değerlendirilmesi gerektiği, bununla birlikte davacının feragat dilekçesinin bilirkişi incelemesi sonrası tanzim edilen rapor taraflara tebliğ edildikten sonra dosyaya ibraz edildiği, bu aşamadan sonra davadan feragatin hüküm ve sonuç doğurmayacağı gerekçeleriyle davacının feragat istemi dikkate alınmayarak işin esasının incelenmesine geçilmiş dosyanın ve mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu karara esas alınan proje tanıtım dosyasının teknik ve bilimsel yönden yeterli olmadığı, söz konusu proje tanıtım dosyası esas alınarak verilen dava konusu … tarih ve … sayılı “ÇED Gerekli Değildir” kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : 1- Davalı tarafından, davacı tarafından ÇED Raporunda yeterli şekilde incelenmediği belirtilen katı atık, sıvı atıklar, atık pil ve akümülatörler, ambalaj atıkları, tehlikeli atıklar, tıbbi tıklar ve ömrünü tamamlamış lastikler hususlarında ÇED Raporunda ayrıntılı açıklamalara yer verildiği; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava konusu projenin Organize Sanayi Bölgesi içerisinde planlandığının göz ardı edildiği ve raporun kendi içerisinde çelişkiler içerdiği; raporda eksik olduğu belirtilen hususlarda ise ÇED Raporunda yeterli bilgiye yer verildiği; söz konusu rapora dayanarak verilen kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
2- Müdahil (davalı yanında) tarafından, müdahil firma tarafından, Mahkemece, davacının feragat beyanının kabul edilmeyerek işin esasının incelenmesinin hukuka aykırı olduğu; ayrıca, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun, mevzuata ve gerek davanın açıldığı gerekse keşif ve bilirkişi incelemesinin yapıldığı tarihteki fiili duruma aykırı tespitler içermediği ve rapora yapılan itirazların da Mahkemece dikkate alınmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren davalarda, iptali talep edilen işlemin kamusal niteliğinin, bireysel niteliğe göre daha ağır basması nedeniyle davadan feragatin mümkün olmadığının kabulü ile, Mahkeme kararının esasının incelenmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava; Hatay İli, İskenderun İlçesi, … Mahallesi, II.Organize Sanayi Bölgesinde … Liman İşletmeciliği ve Ticaret A.Ş. tarafından yapılması planlanan “Dökme Kuru Yük Depolama Tesisi Projesié ile ilgili olarak Hatay Valiliği İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nce verilen … tarih ve … sayılı “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, dosyadaki bilgi ve belgeler ile mahalinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden; Proje Tanıtım Dosyasında (PTD); özellikle projenin ekoloji ve çevre (bitki, botanik, flora, fauna, peyzaj vb.) açısından olumsuz etkiler oluşturup–oluşturmadığı, eğer oluşturacaksa bu etkilerin neler olduğu ve olumsuz etkilerin ne şekilde ortadan kaldırabileceği noktasında nasıl bir önlem ya da önlemlerin alınacağı konusunda da yeterli bir açıklamanın bulunmadığı, flora, fauna ve sucul yaşam yönünden yeterli araştırma yapılmaksızın rapor düzenlendiği, ilgili yönetmelik hükümlerine uyulacağı ifadelerinin dışında insan ve çevre sağlığına zararlı olabilecek atık yönetimi noktasında yeterli önlemlerin alınmadığı, bu yönleriyle PTD’nin bilimsel ve teknik yönden ciddi eksiklikler içerdiği, yine her ne kadar proje kapsamında birbirinden farklı tür ve muhteviyatta depolama alanlarının kurulması planlanmakta ise de; ürün gruplarının ne şekilde depolanacağına ilişkin, ürün gruplarından hangisinin açık ve/veya kapalı depo/antrepo alanında depolanacağı, depolama yöntemleri ve depolanan ürünlerin sevkiyatından sonra ne şekilde temizleneceği konularında yeterli bilginin verilmediği, projenin inşası sırasında çevre ve insan sağlığı açısından ortaya çıkacak olumsuzlukların bertarafı için alınan tedbirlerin yeterli olmadığı, çevre ve insan sağlığı üzerinde ortaya çıkacak zararların kabul edilebir/yasal limitlerin altında kalmayacağı, proje kapsamında inşaat aşamasında yapılacak çalışmalarında oluşması muhtemel atıkların atık cinsleri ve atık kodları ile birlikte proje tanıtım dosyasında tablolarda belirtilen atık kodların inşaat aşamasında oluşması muhtemel atıkların tümünü kapsamadığı, tehlikelilik sınıflarının tablolarda belirtilmediği, ilgili mevzuat esas olmak üzere gerekli–yeterli değerlendirmeler yapılmadığı, gerekli önlemlerin alınması bakımından yeterli olmadığı hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde dava konusu karara esas alınan proje tanıtım dosyasının teknik ve bilimsel yönden yeterli olmadığı anlaşıldığından söz konusu proje tanıtım dosyası esas alınarak verilen … tarih ve … sayılı “ÇED Gerekli Değildir” kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçeyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinde, idari davalarda feragat istemleri üzerine Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlamıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307. maddesinde; “(1) Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.”, 309. maddesinde; “(1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (3) Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. (4) Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.”, 310. maddesinde; “(1) Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. (2) (Ek:22/7/2020-7251/29 md.) Feragat veya kabul, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince feragat veya kabul doğrultusunda ek karar verilir. (3) (Ek:22/7/2020-7251/29 md.) Feragat veya kabul, dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa, Yargıtay temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı feragat veya kabul hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderir.”, 311. maddesinde; “(1) Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.”, 312. maddesinde; (1) Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir.” hükümlerine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; davacının, 13/02/2020 ve 05/03/2020 tarihlerinde Mahkeme kayıtlarına giren dilekçelerinde davadan feragat beyanında bulunulduğu; … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla, davacının feragat beyanlarıyla ilgili olarak, çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren idari işlemlere karşı açılan iptal davalarında feragat isteminin kamu yararı ölçütü kullanılarak karara bağlanması gerektiği, kamu yararını yakından ilgilendiren çevreyle ilgili dava konusu işlemin iptali istemiyle açılan davadan feragat edilmesinin kabul edilemeyeceği, zira işlemin kamusal niteliğinin, bireysel niteliğe göre daha ağır bastığı ve davanın subjektif nitelikli bir davadan ziyade objektif nitelikteki bir iptal davası olarak değerlendirilmesi gerektiği, kaldı ki davacının feragat dilekçesinin bilirkişi incelemesi sonrası tanzim edilen rapor taraflara tebliğ edildikten sonra dosyaya ibraz edildiği ve bu aşamadan sonra davadan feragatin hüküm ve sonuç doğurmayacağı belirtilerek işin esasına geçildiği ve mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan bilirkişi raporu ile dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirmesi sonucunda da dava konusu işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, iptal davalarının objektif niteliği dikkate alındığında, bu davalarda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun feragate ilişkin hükümlerinin nasıl yorumlanması gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Hak arama hürriyeti, dava açma hakkı nasıl evrensel temel hak ve hürriyetlerdense, bu hakkın kullanılması, kullanılmaması veya önce kullanıp sonra vazgeçilmesi de kişinin doğal temel haklarındandır. İptal davaları da tam yargı davaları gibi kişinin üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği nitelikteki haklarındandır.
Buna göre, bu hakkın kullanımı tek taraflı irade beyanı ile yapılıp tamamlandığına, ayrıca mahkemenin veya davalının kabulüne de gerek bulunmadığına göre, feragat beyanından sonra davaya bakmakta olan mahkemece bu beyanın sadece gerçekten feragat anlamında olduğu ve kanunen belirlenen şekilde yapılıp yapılmadığının saptanmasıyla yetinilmesi ve bu saptamadan sonra feragat nedeniyle uyuşmazlığın sona erdiğine ilişkin hüküm kurulması zorunludur.
Nitekim, yukarıda metinlerine yer verilen hükümlerde, feragat ve kabulün karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmadığı, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı, hiçbir yoruma ihtiyaç bırakmayacak açıklıkta ifade edilmiştir.
Öte yandan, iptal davalarının objektif dava türü olması, bir kişinin açtığı iptal davasından feragat etme hakkını ortadan kaldıran bir özellik değildir. Çünkü o işlemden etkilenen herkesin dava açabilmesi mümkün olup, başkalarının açmadığı davalar nedeniyle dava açan kişinin doğal ve yasal bir hakkının yorum yoluyla hukuken elinden alınma olanağı bulunmamaktadır. Aksi halde objektif nitelikteki iptal davası açıldıktan sonra feragat hakkının tanınmaması, mahkemelere adeta kamu savcılığı görevi verilmesi sonucunu doğurur. Oysaki Anayasa’da ve yasalarımızda mahkemelere böyle bir görev verilmemiştir.
Nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurlunun 19.02.2020 günlü, E:2019/3471, K:2020/404 sayılı ve 27.02.2020 günlü, E:2019/2396, K:2020/526 sayılı kararları da bu yöndedir.
Bu durumda, davadan feragatin idari yargıda görülen bütün davalarda uygulanabilmesinin mümkün olması, bu hakkın yorum yoluyla kısıtlanma olanağının bulunmaması, davacının yasal şekle ve esasa uygun olarak davasından feragat etmiş olması karşısında, davacının davadan feragat isteminin reddi ile dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu Mahkeme kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
2. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca FERAGAT NEDENİYLE DAVA HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3. Aşağıda dökümü yapılan, davalı idare tarafından yapılan …-TL yargılama gideri ile davalı idare yanında müdahil tarafından yapılan …-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı ve davalı idare yanında müdahile verilmesine, Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığınca ödenen toplam …-TL’nin (…-TL keşif harcı ile ….-TL keşif ve bilirkişi gideri) davacıdan tahsili için ilgili kuruma müzekkere yazılmasına, diğer yargılama giderlerinin ise davacı üzerinde bırakılmasına, varsa posta avansından artan tutarın istemi halinde taraflara iadesine,
4. Kullanılmayan …-TL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davalı yanında müdahile iadesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
6. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
7. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 18/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X):
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesiyle, “feragat” konusunda atıfta bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307. maddesinde; “(1) Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.”, 309. maddesinde; “(1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. (2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (3) Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. (4) Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.”, 310. maddesinde; “(1) Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. (2) (Ek:22/7/2020-7251/29 md.) Feragat veya kabul, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince feragat veya kabul doğrultusunda ek karar verilir. (3) (Ek:22/7/2020-7251/29 md.) Feragat veya kabul, dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa, Yargıtay temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı feragat veya kabul hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderir.”, 311. maddesinde; “(1) Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.” hükümlerine yer verilmiştir.
Çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren idari işlemlere karşı açılan iptal davalarında feragat isteminin kamu yararı ölçütü kullanılarak karara bağlanması gerekmektedir. Kamu yararını yakından ilgilendiren dava konusu işlemin kamusal niteliğinin, bireysel niteliğe göre daha ağır basması sebebiyle, davadan feragat edilmesinin mümkün olmadığı, davanın subjektif nitelikli bir davadan ziyade objektif nitelikteki bir iptal davası olarak değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle, davalı idare ile davalı idare yanında müdahilin temyiz istemlerinin incelenmesi gerektiği oyuyla aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.