Danıştay Kararı 6. Daire 2020/5946 E. 2020/10747 K. 11.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/5946 E.  ,  2020/10747 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/5946
Karar No : 2020/10747

DAVACI : … Petrol Ürünleri Otomotiv İnş San. ve Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Genel Müdürlüğü/…

DAVANIN KONUSU :Sakarya İli, Akyazı İlçesi, … Mahallesi, … ada … parsel sayılı taşınmazın, Kuzey Marmara Otoyolu ( 3. Boğaz Köprüsü) Projesi kapsamında Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 27.maddesine göre acele kamulaştırılmasına ilişkin 16.10.2018 tarihli, 188 sayılı Cumhurbaşkanı kararının iptali istenilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakimi …’ün açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY: Sakarya İli, Akyazı İlçesi, … Mahallesi, … ada … parsel sayılı taşınmazın, Kuzey Marmara Otoyolu ( 3. Boğaz Köprüsü) Projesi kapsamında Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 27.maddesine göre acele kamulaştırılmasına ilişkin 16.10.2018 tarihli, 188 sayılı Cumhurbaşkanı kararının iptali istenilmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 40. maddesinin ikinci fıkrasında; Devletin işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu hükme bağlanmış, 125. maddesinin üçüncü fıkrasında da; 40. maddedeki düzenlemeyle uyumlu olarak idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden itibaren başlayacağı hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun, “Dava açma süresi” başlıklı, 7. maddesinin birinci fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu; ikinci fıkrasında, bu sürenin, idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren başlayacağı; dördüncü fıkrasında ise, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava açma süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, “İvedi yargılama usulü” başıklı 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin otuz gün olduğu hükmü yer almıştır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesinde, “Kamulaştırmanın satın alma usulü ile yapılamaması halinde idare, 7 nci maddeye göre topladığı bilgi ve belgelerle 8 inci madde uyarınca yaptırmış olduğu bedel tespiti ve bu husustaki diğer bilgi ve belgeleri bir dilekçeye ekleyerek taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine müracaat eder ve taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin tespitiyle, bu bedelin, peşin veya kamulaştırma 3 üncü maddenin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise taksitle ödenmesi karşılığında, idare adına tesciline karar verilmesini ister.
Mahkeme, idarenin başvuru tarihinden itibaren en geç otuz gün sonrası için belirlediği duruşma gününü, dava dilekçesi ve idare tarafından verilen belgelerin birer örneği de eklenerek taşınmaz malın malikine meşruhatlı davetiye ile veya idarece yapılan araştırmalar sonucunda adresleri bulunamayanlara, 11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanununun 28 inci maddesi gereğince ilan yoluyla tebligat suretiyle bildirerek duruşmaya katılmaya çağırır. Duruşma günü idareye de tebliğ olunur.
Mahkemece malike doğrudan çıkarılacak meşruhatlı davetiyede veya ilan yolu ile yapılacak tebligatta;

d) 14 üncü maddede öngörülen süre içerisinde, tebligat veya ilan tarihinden itibaren kamulaştırma işlemine idari yargıda iptal veya adli yargıda maddi hatalara karşı düzeltim davası açabilecekleri,
e) Açılacak davalarda husumetin kime yöneltileceği,
… belirtilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun 14. maddesinde, “Kamulaştırmaya konu taşınmaz malın maliki tarafından 10 uncu madde gereğince mahkemece yapılan tebligat gününden, kendilerine tebligat yapılamayanlara tebligat yerine geçmek üzere mahkemece gazete ile yapılan ilan tarihinden itibaren otuz gün içinde, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal ve maddi hatalara karşı da adli yargıda düzeltim davası açılabilir.” hükmüne, 27. maddesinde ise, 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10 uncu madde esasları dairesinde ve 15 inci madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10 uncu maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği, hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda belirtilen Anayasa ve 2577 sayılı Yasa hükümleri karşısında; özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunmadıkça, idari işlemlerde dava açma süresinin başlamasında yazılı bildirimin esas olduğu, dava açma süresi hesabında ilân tarihinin, ancak “ilanı gereken” düzenleyici nitelikteki işlemler açısından dikkate alınacağı, bireysel nitelikteki işlemlere karşı ilgililerin, bu işlemlerin kendilerine yazılı olarak bildirildiği tarihten itibaren dava açabilecekleri kuşkusuzdur. İdari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirim tarihinden başlayacağı kuralı, idari işlemlerin idare tarafından ilgililere açık ve anlaşılır bir biçimde duyurulması ve bu işlemlere karşı dava yoluna başvurmalarına olanak sağlama amacını taşımaktadır.
İdari işlemlerin nitelikleri gereği özel yasalarında genel dava açma süreleri dışında ayrı dava açma sürelerinin öngörülmüş olması halinde, idare tarafından idari işlemlerin nitelikleri ve tabi oldukları dava açma süreleri gösterilmedikçe özel dava açma sürelerinin işletilmesine olanak bulunmadığından, Anayasa’nın 40. maddesi hükmü uyarınca, özel dava açma süresine tabi olmasına rağmen bu hususun idari işlemde açıklanmaması halinde, dava konusu idari işlemin tebliği tarihinden itibaren özel dava açma süresinin değil, altmış günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerekmektedir.
Acele kamulaştırmaya ilişkin Bakanlar Kurulu kararlarının Resmi Gazetede yayımlanması ilgililere tebliğ hükmünde olmadığından acele kamulaştırmaya ilişkin işlemlerin Anayasada yer alan bir temel hak ve özgürlük olan mülkiyet hakkını kısıtlayıcı nitelikte bireysel işlem olması karşısında otuz gün içinde dava açılacak idarenin gösterilmesi suretiyle ilgiliye tebliğ edilmesi, Anayasada güvence altına alınmış olan hak arama özgürlüğünün de gereğidir.
Bu çerçevede, muhatapları açısından subjektif ve kişisel nitelikte olan acele kamulaştırma kararlarının, usulüne uygun yazılı bildirimi üzerine otuz gün içinde veya öğrenme üzerine altmış günlük genel dava açma süresi içinde dava konusu edilebileceği açıktır.
Yukarıda anılan 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre ise kamulaştırmayı yapan idarece açılan tapu iptal ve tescil davasında; mahkemenin göndereceği meşruhatlı davetiyeyi alan taşınmaz malikinin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde idari yargı mercilerinde kamulaştırma işleminin iptali istemiyle dava açabileceği görülmektedir.
Buna göre, kamulaştırma işlemi ile acele kamulaştırma işlemi birbirlerinden farklı işlemler olup davacılara meşruhatlı davetiyeyle usulüne uygun, başvurulacak merci ve süresini gösteren bir tebligat yapılmış ise; bu tarihten itibaren otuz günlük Kamulaştırma Kanununda belirtilen özel dava açma süresinin aranacağı, şayet davacılara başvurulacak merci ve süresini gösteren böyle bir tebligat yapılmamış ise, bu durumda ilgililerin dava konusu işlemi bütün unsurlarıyla öğrendikleri tarihten itibaren genel idari dava açma süresi olan altmış gün içerisinde, kamulaştırma işleminin iptali istemiyle dava açabileceği, acele kamulaştırma işleminin iptali istemiyle ise anılan işlemin usulüne uygun tebliğ edilmemesi halinde Bakanlar Kurulu kararının öğrenilmesi üzerine altmış günlük genel dava açma süresi içinde dava açılabileceği, dava açma süresi yönünden 2577 sayılı kanunun 20/A maddesinin uygulanamayacağı sonucuna ulaşılmaktadır.
Nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 25/03/2015 tarihli, E:2014/5590, K:2015/891 sayılı kararı da bu yöndedir.
Uyuşmazlıkta, dava konusu Cumhurbaşkanı kararının davacıya tebliğ edilmediği, acele el koyma kararı davacıya tebliğ edilmiş ise de, anılan kararda husumetin yöneltileceği idarenin gösterilmesi suretiyle otuz gün içinde acele kamulaştırma işleminin iptali istemiyle dava açılabileceği şerhine yer verilmediği anlaşıldığından, acele kamulaştırma işleminin iptali istemiyle öğrenme tarihinden itibaren altmış günlük dava açma süresi içerisinde dava açılabileceğinin kabulü gerekmektedir.

Bu durumda, davacının dava konusu işlemi en geç acele el koyma kararının kendisine tebliğ edildiği 06.01.2020 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerektiğinden, altmış günlük genel dava açma süresi içerisinde, yani en son 06.03.2020 tarihinde açılması gereken davanın 16.03.2020 tarihinde açılması nedeniyle esasının incelenmesine olanak bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1.Davanın SÜREAŞIMI YÖNÜNDEN REDDİNE,
2.Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3.Kullanılmayan …-TL yürütmenin durdurulması harcının ve posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
4.2577 sayılı Yasanın 20/A maddesi kapsamında kalan davada, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 11/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.