Danıştay Kararı 6. Daire 2020/5067 E. 2022/12045 K. 27.12.2022 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/5067 E.  ,  2022/12045 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/5067
Karar No : 2022/12045

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Mimarlar Odası (… Şubesi)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

DAVALI YANINDA MÜDAHİL : … Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı AŞ
VEKİLLERİ : Av. …

İSTEMİN ÖZETİ : Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı işlemi ile onaylanan Ankara ili, Çankaya ilçesi, … Mahallesi Gecekondu Önleme Bölgesine ilişkin 1/25000 ve 1/5000 ölçekli nazım imar planlarının ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Dosyanın incelenmesinden; dava konusu planlama alanı 18/08/2010 tarihinde gecekondu önleme bölgesi ilan edilmiş olup 1/25.000 ölçekli Başkent Ankara Nazım İmar Planında “Koruma, İyileştirme, Dönüşüm ve Gelişme Stratejileri” lejandı altında “Kentsel Dönüşüm Öngörülen Alanlar (KD)”, “Askeri Alan ve Kentsel ve Bölgesel Park Alanı” ile ““Meskun (Düzenlenecek) Konut Alanları” olarak tanımlanmıştır. Uyuşmazlık konusu alan, dava konusu 1/25.000 ölçekli nazım imar planında “Kentsel ve Bölgesel Parklar”, “Kentsel ve Bölgesel Sosyal Altyapı Alanı” ile “Kentsel Dönüşüm Öngörülen Alanlar” rumuzlu “Meskun (Düzenlenecek) Konut Alanları” lejantında gösterilmiş, 1/5000 ölçekli nazım imar planında yüksek (400 ki/ha) ve orta (300ki/ha) yoğunlukta konut alanı kullanımları getirilmiş ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planında yüksek yoğunlukta konut alanlarına ilişkin emsal 2.00 olarak belirlenmiştir.
Dava konusu 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı açıklama raporlarında; Mühye Gecekondu Önleme Bölgesinin tamamı jeolojik açıdan ÖA-2.1 kodu ile gösterilen önlemli alan olarak tanımlanmış ve ÖA-2.1 tanımlı alanların; zeminin genellikle üst seviyelerinde çok ayrışmış şist, alt seviyelerinde ise ayrışmış şist birimlerden oluşması, topografik eğimin genel olarak %0-%70 arasında değiştiği alanları ifade ettiği belirtilmiştir.
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 21/6 maddesinde; “Onaylı jeolojik-jeoteknik veya mikro bölgeleme etüt raporu bulunmayan alanlarda imar planları hazırlanamaz.”, 21/7 maddesinde; “İmar planına esas onaylı jeolojik-jeoteknik etüt veya mikro bölgeleme raporlarındaki yerleşime uygunluk durumu haritalarına uyulması zorunludur. İmar planlarının hazırlanmasında, varsa öncelikle mikro bölgeleme etütleri, yoksa yerleşim alanının planlanmasına yönelik uygun jeolojikjeoteknik etütler kullanılır.” hükmüne yer verilmiş ve Yönetmeliğin 19/1-h bendinde; “Afet tehlikelerine ilişkin mevcut raporlar ve jeolojik etütler dikkate alınarak afet risklerini azaltıcı önerilerin dikkate alınması” gerektiği planlamanın ilke ve esasları arasında sayılmıştır.
İmar planlarının hazırlık aşamasında bulunması zorunlu tutulan imar planına esas onaylı jeolojik-jeoteknik etüt veya mikro bölgeleme raporlarındaki yerleşime uygunluk durumu haritalarına uyulması da yasal bir zorunluluktur. Bunun yanı sıra üç tane büyük fay hattının geçtiği ve deprem açısından oldukça riskli bir bölgede bulunan ülkemizde yerleşime uygunluk durumuna göre kullanım kararları geliştirilmesinin kamu yararına olacağı, bunun aksine bir planlama anlayışının ise büyük kamu zararlarına neden olabileceği açıktır. Bu nedenle, imar planlarında yapılaşma öngörülen alanlar belirlenirken önceliğin jeolojik açıdan yapılaşmaya uygun olan alanlara verilmesi gerekmekte olup sadece zorunlu durumların varlığı halinde önlem alınarak yapılaşacak alanlar planlamaya dahil edilmelidir. Böyle bir zorunluluğun bulunması durumunda da bu zorunluluğun hangi bilimsel, nesnel ve teknik gerekçelere dayandığının titizlikle ve son derece ayrıntılı şekilde plan açıklama raporunda değerlendirilmesi yasal bir gerekliliktir.
Uyuşmazlıkta, dava konusu imar planlarında tamamı önlemli alan niteliğindeki alan büyük ölçüde yapılaşma öngören kullanımlara ayrılmış ve çoğunluğu yüksek ve bir kısmı orta yoğunlulukta konut alanı kullanımı öngörülerek E:2,00 belirlenmiştir. Dava konusu alanda belirtilen kullanım ve yapılaşma kararının hangi bilimsel, nesnel ve teknik gerekçelere dayandığını ortaya koyan bir plan açıklama raporunun bulunmadığı görülmekte olup mevzuatta düzenlenen planlama ilke ve esaslarına aykırı şekilde yapılan planların iptaline karar verilmesi gerektiğinden temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulmasına karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
18/08/2010 tarihinde gecekondu önleme bölgesi ilan edilen dava konusu planlama alanı 1/25.000 ölçekli Başkent Ankara Nazım İmar Planında “Koruma, İyileştirme, Dönüşüm ve Gelişme Stratejileri” lejandı altında “Kentsel Dönüşüm Öngörülen Alanlar (KD)”, “Askeri Alan ve Kentsel ve Bölgesel Park Alanı” ile ““Meskun (Düzenlenecek) Konut Alanları” olarak tanımlanmıştır. Uyuşmazlık konusu alanda yapılan dava konusu 1/25.000 ölçekli nazım imar planı “Kentsel ve Bölgesel Parklar”, “Kentsel ve Bölgesel Sosyal Altyapı Alanı” ile “Kentsel Dönüşüm Öngörülen Alanlar” rumuzlu “Meskun (Düzenlenecek) Konut Alanları” gösterimlerini içermekte olup, 1/5000 ölçekli nazım imar planında yüksek (400 ki/ha) ve orta (300ki/ha) yoğunlukta konut alanı, ticaret+konut alanı ve çeşitli sosyal ve teknik altyapı alanları düzenlenmiş, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ise yüksek yoğunlukta konut alanlarına ilişkin emsal 2.00 olarak belirlenmiştir.
Uyuşmazlıkta İdare Mahkemesi kararına dayanak alınan bilirkişi raporunda; planlama alanının topoğrafik yapısı nedeniyle jeolojik açıdan sakıncalı alanların yapılaşmaya engel teşkil etmesi nedeniyle, yargı kararı ile iptaline karar verilen 27/02/2015 onaylı planlara göre “konut alanı” miktarının “açık ve yeşil alan” kapsamında donatı alanı olarak düzenlenmek suretiyle azaltıldığı, alanın büyük kısmını oluşturan yüksek yoğunluklu “konut alanı” ile “konut+ticaret” kullanımlı alanda inşaat emsalinin E=2.50 yerine E=2.00 olarak belirlenmesi sonucunda yapı yoğunluğunun düşürüldüğü, daha önce aile büyüklüğü 3.5 kişi olarak alınmışken TÜİK verileri dikkate alınarak dava konusu 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında 3.1 olarak kullanıldığı, dava konusu planlarda imar mevzuatında belirtilen kişi başına 22,45 m2’den toplam 106.098,70 m2 donatı alanı ayrılması yerine toplam 135.211,71 m2 ayrıldığı, dolayısıyla artırılan nüfus karşılığında yeterli miktarda donatı alanının ayrılmış olduğu, dava konusu planın üst kademe planlara aykırılığının bulunmadığı, öte yandan dava konusu alan üzerinde yaklaşık 450 adet gecekondunun 50 yıla yakın bir zamandır bulunduğu ve gerekli jeolojik-jeoteknik raporlarda belirlenen önlemler alınarak ve alandaki gecekonduların tasfiyesinin öngörülmesi ile makul düzeyden bir miktar yüksek yapılaşma hakları tanımlanmış olmakla birlikte alanın dönüşümünün gerçekleştirilmesinde kamusal yarar görüldüğü, tespitlerine yer verilmiştir.
Alana ilişkin 01/09/2016 onaylı imar planlarına karşı açılan dava ile bakılmakta olan davaya ilişkin bilirkişi raporunu düzenleyen heyetin aynı olduğu ancak 1/1000 ölçekli uygulama imar planında belirlenen emsal değerleri aynı oluğu halde çelişkili şekilde farklı değerlendirme yapıldığı ileri sürülmekte ise de söz konusu farklılığın TÜIK verilerinin kullanılmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, anılan kararın ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine 27/12/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.