Danıştay Kararı 6. Daire 2020/5018 E. 2020/10303 K. 03.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/5018 E.  ,  2020/10303 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/5018
Karar No : 2020/10303

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : I- (DAVALILAR)
1-… Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
3- … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
II. (DAVACI) …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF : 1- … Bakanlığı
2- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
3- … Belediye Başkanlığı
4- …

İSTEMİN ÖZETİ : Davacının 8/230 arsa payına sahip olduğu … Sitesi … Bloktaki … nolu bağımsız bölüm karşılığı hissedarı olduğu … İlçesi, … Tesisler Mevkii, … pafta, … parsel sayılı taşınmazın 28/06/2005 günlü, 2005/9109 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile “Afete Maruz Bölge” ilan edilen alanda kalması nedeniyle uğranıldığı öne sürülen 120.000,00-TL (ıslah sonrası 225.568,31-TL) maddi ve 20.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle istemiyle açılan davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 05/05/2015 tarih ve E:2012/3265, K:2015/2843 sayılı kararıyla bozulması üzerine bozma kararına uyularak, 225.568,31-TL maddi, 10.000-TL manevi tazminat isteminin kabulü, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Ondördüncü Dairesinin 28/02/2018 tarih ve E:2017/4381 K:2018/969 sayılı kararıyla bozulması üzerine bozma kararına uyularak 116.778,61-TL maddi, 20.000-TL manevi tazminat isteminin kabulü, fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddi yolunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

SAVUNMALARIN ÖZETİ : Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının, düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin birinci fıkrasının ikinci bendinde, temyiz incelemesi sonucu Danıştay’ın kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı hükmüne yer verilmiştir.
Temyize konu karara dayanak alınan bilirkişi raporunda tazminata ilişkin tespitler yıkım tarihi olan 2015 yılına ilişkin Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğ hükümlerine göre yapıldığından, maddi tazminata uygulanacak faiz başlangıcının değer tespitlerinde esas alınan yıkım tarihi olarak belirlenmesi gerektiği halde ”Hükmedilen maddi ve manevi tazminata dava tarihi olan 20.08.2010 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,” şeklinde hüküm kurulduğu anlaşıldığından dosyanın geldiği aşama da dikkate alınmak suretiyle, kararın hüküm kısmında yer alan ”Hükmedilen maddi ve manevi tazminata dava tarihi olan 20.08.2010 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,’ şeklindeki ifadenin, ”Hükmedilen maddi tazminat bedeline yıkım tarihi olan 11.08.2015 tarihinden itibaren, manevi tazminat bedeline ise dava tarihi olan 20.08.2010 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,” şeklinde düzeltilerek, … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:… K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 03/11/2020 tarihinde, esas yönünden oybirliği, manevi tazminata faiz yürütülmesi yönünden oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X):
Bir maddi zararın giderilmesine yönelik açılan tam yargı davalarında, tazminat kişinin mal varlığındaki zararın oluştuğu an itibariyle karşılanması gerektiğinden, istenilecek olan tazminatın gecikerek ödenmesi nedeniyle para değerinde enflasyondan dolayı meydana gelebilecek azalmayı karşılamaya yönelik olarak faize hükmedilmelidir.
Maddi zararlar, mal varlığında meydana gelen ve para ile değerlendirilebilen bir azalmayı ifade ettiklerinden, bu azalma miktarının idare tarafından telafi edilmediği süre içinde ayrıca enflasyon nedeni ile de kayba uğrayacağı açıktır. Manevi zararlar ise, mal varlığında meydana gelen somut bir azalma olmayıp, kişinin manevi varlığında ortaya çıkan olumsuzluklar olduğundan, manevi tazminat değerinin yargılama sonucu para olarak belirlenmesi zarara uğrayanı tatmin ve de bu zararın meydana getireni cezalandırma aracı olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır.
Bu itibarla, ilk defa yargı kararıyla para olarak değerlendirilebilen bir manevi tazminatın önceden davalı idarece belirlenmesi ve de ödenmesinin mümkün olmaması nedeniyle, ödemede gecikmeden bahsedilemeyeceği gibi, manevi tazminat, esasen bütün hususlar dikkate alınarak “takdiren” belirlendiğinden manevi tazminata faiz uygulanmaması gerektiği oyuyla kararın bu kısmına katılmıyorum.