Danıştay Kararı 6. Daire 2020/4453 E. 2020/11195 K. 19.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/4453 E.  ,  2020/11195 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/4453
Karar No : 2020/11195

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı – …
VEKİLİ : …, Hukuk Müşaviri – Aynı yerde
2- … Valiliği
(… İl Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. … – Aynı yerde
3- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLLERİ : Av. …, Av. … – Aynı yerde

KARŞI TARAF (DAVACI) : …Vakfı (… Vakfı)
VEKİLİ : Av. …
MÜDAHİL (DAVACI YANINDA) : … Turizm Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Konyaaltı sahil şeridinde bulunan … ismiyle faaliyet gösteren otelin müşterilerinin yararlandığı şezlongların kaldırılması yönünde belediye görevlilerince sözlü uyarıda bulunulması üzerine, davacı vakıf tarafından otel müşterilerinin kıyı ve denizden yararlanmasını engelleyecek yasal gerekçelerin bildirilmesine yönelik 09/05/2018 tarihinde yapılan başvurunun reddine ilişkin Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı Emlak ve İstimlak Dairesi Başkanlığı’nın … tarihli, … sayılı işleminin ve kıyıda yer alan 19 adet şemsiye ve şezlong alanı için toplam 19.000 m² alanın kullanım ve işletme hakkının Antalya Büyükşehir Belediyesine devrine ilişkin Protokolün ilgili kısmının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E: …, K: … sayılı kararda; Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 19. maddesi hükmüne uygun bir biçimde Konyaaltı Sahili içerisinde yer alan işgalleri sonlandırma ve gerekli denetimleri gerçekleştirme yetkisine haiz olan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından kıyıların kamuya açık tutulması ve herkesin bu yerlerden eşit ve serbest olarak yararlanma hakkının sağlanması amacıyla tesis edildiği anlaşılan … tarih ve … sayılı işlem ile dava konusu protokol uyarınca söz konusu taşınmazın Kıyı Kanunu ile Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde işletilmek amacıyla 10 yıl süreyle Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığına kiralanmasına ilişkin Protokolün 1. maddesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İdari Dava Dairesince verilen kararda; davacının istinaf isteminin kabulüne, 2886 sayılı Kanunun yukarıda yer verilen 75. maddesinde, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan veya mülkiyeti Hazine’ye ait taşınmazların işgali halinde, işgalin sona erdirilmesi ve tahliyesi yetkisinin taşınmazın bulunduğu yer mülkiye amirine verildiği, mülkiye amirince işgalin en geç on beş gün içinde sonlandırılacağı belirtilerek, anılan Yasa maddesinde mülki amirin bu yetkiyi ilgili Belediyeye devredeceği yönünde bir düzenleme yapılmamış olduğu, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin kıyı alanında tahliye yetkisinin bulunduğundan bahsetmeye olanak bulunmadığı, öte yandan; davacı vakfa ait otel müşterilerinin kullandığı alanın protokol ile belirtilen alanın dışında bulunduğu, dolayısıyla Protokolün Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne böyle bir yetki verdiğinden de bahsedilme olanağı bulunmadığı, dava konusu Antalya Valiliği ile Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı arasında imzalanan Protokolün 1. maddesinde yer alan 19 adet 1.000,00 m² şemsiye-şezlong alanının tahsisine ilişkin kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı, bu itibarla davacının başvurusunun reddine ilişkin işlemin dayanağının kalmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
1-Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından; Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin 81. maddesi uyarınca kıyı ve sahil şeritlerinin protokol düzenlenmek suretiyle belediyelere kiraya verilebileceği, sadece otel müşterilerinin kullanımını sağlamak ve diğer vatandaşların kullanımını engelleyici bir şekilde kıyıda tasarruf yapılamayacağı, 11.10.2016 tarihli Protokün 1. maddesinin “her biri 968,00 m2 ve 19 adet olmak üzere toplam 18.392,00 m2 yüzölçümlü şemsiye-şezlong alanı” olarak revize edildiği ileri sürülmektedir.
2-Antalya Valiliği tarafından; Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin 81. maddesi uyarınca kıyı ve sahil şeritlerinin protokol düzenlenmek suretiyle belediyelere kiraya verilebileceği, sadece otel müşterilerinin kullanımını sağlamak ve diğer vatandaşların kullanımını engelleyici bir şekilde kıyıda tasarruf yapılamayacağı, 11.10.2016 tarihli Protokün 1. Maddesinin “her biri 968,00 m2 ve 19 adet olmak üzere toplam 18.392,00 m2 yüzölçümlü şemsiye-şezlong alanı” olarak revize edildiği ileri sürülmektedir.
3-Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından; Davacıya ait otelin önünde yer alanın Belediye tarafından kiralanan alan dışında kalsa da proje bütünlüğü ve Protokol çerçevesinde halkın ortak kullanımına ayrılan kısımda yer aldığı, söz konusu alana yalnızca otel müşterilerinin kullanımı için şemsiye ve şezlong konulmasının herkesin eşit kullanım hakkını kısıtlandığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Antalya Valiliği (Defterdarlık) ile Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı arasında, Antalya İli, Konyaaltı İlçesi, … Mahallesinde, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan alanları ve mülkiyeti Hazine’ye ait … ve … sayılı parselleri kapsayan toplam 407.000 m2 yüzölçümlü taşınmazların, Protokol ekinde bulunan mimari avan proje ve koordinat çizelgesinde yerleri işaretli 20.538,00 m2 yüzölçümlü kısmı 23 adet büfe, büfe önü açık alan, 19 adet şemsiye ve şezlong alanı olarak kullanılmak, yüzölçümü belirtilmeyen 17 adet wc-duş yeri ve 4 adet şemsiye ve şezlong alanının Antalya Büyükşehir Belediyesince yapılması veya yaptırılması, yapılış amacına uygun olarak kullanılması ve bunların Antalya Büyükşehir Belediyesince işletilmesi veya işlettirilmesine ilişkin 11/10/2016 tarihli Protokol akdedilmiştir.
Konyaaltı sahil şeridinde bulunan … ismiyle faaliyet gösteren otelin müşterilerinin yararlandığı şezlongların kaldırılması yönünde belediye görevlilerince sözlü uyarıda bulunulması üzerine, davacı vakıf tarafından otel müşterilerinin kıyı ve denizden yararlanmasını engelleyecek yasal gerekçelerin bildirilmesine yönelik 09/05/2018 tarihinde yapılan başvuru, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı Emlak ve İstimlak Dairesi Başkanlığı’nın … tarihli, …. sayılı işlemi ile reddedilmiştir.
Bunun üzerine görülmekte olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın 43. maddesinde, kıyıların, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu, deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararının gözetileceği, kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkân ve şartlarının kanunla düzenleneceği öngörülmüştür.
3621 sayılı Kıyı Kanununun 4. maddesinde, sahil şeridinin; kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde yatay olarak en az 100 metre genişliğinde alanı ifade edeceği; Kanun’un 5. maddesinde ise, sahil şeritlerinde yapılacak yapıların kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabileceği, yaklaşma mesafesi ile kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanların ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebileceği, sahil şeridinde yapılacak yapıların kullanım amacına bağlı olarak yapım koşullarının yönetmelikte belirleneceği belirtilerek, kıyıların, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu belirtildikten sonra, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açık olduğu ifade edilmiştir.
Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik’in işlem tarihinde yürürlükte bulunan 4. maddesinde de, sahil şeridinin tanımı yapılarak, sahil şeridinin iki bölümden oluşacağı; birinci bölümün, tümü ile yalnızca açık alan olarak düzenlenen yeşil alan, çocuk bahçesi, gezinti alanları, dinlenme ve rekreaktif alanlardan ve yaya yollarından, kıyı kenar çizgisinden itibaren, kara yönünde yatay olarak 50 metre genişliğinde belirlenen bölüm olduğu; sahil şeridinin ikinci bölümünün ise, birinci bölümden sonra kara yönünden yatay olarak en az 50 metre genişliğinde olmak üzere belirlenen ve üzerinde yalnızca toplumun yararlanmasına açık günübirlik turizm yapı ve tesislerinin, taşıt yolları, açık otoparklar ve arıtma tesislerinin yer aldığı alan olarak tanımlandığı; “toplumun yararlanmasına açık yapı”nın da, mevzuata göre tespit ya da tasdik edilmiş kural ve ücret tarifelerine uygun biçimde getirdiği kullanımdan belirli kişi ya da topluluklara ayrıcalıklı kullanım hakkı tanınmaksızın yararlanmak isteyen herkese eşit ve serbest olarak açık bulundurulan ve konut dokunulmazlığı olmayan yapı olarak tanımlandığı; bu hükümlerden anlaşılacağı gibi, sahil şeridinin ilk 50 metrelik bölümünde herhangi bir yapılaşma olmayacağı, bu bölümün yalnızca açık alan olarak düzenleneceği, ikinci 50 metrelik bölümde ise yalnızca belirtilen amaçlara uygun yapı ve tesislerin yapılabileceği, bu yapı ve tesislerde de belirli kişi ya da toplulukların ayrıcalıklı kullanım hakkı olmayacağı; Yönetmeliğin 5. maddesine göre de, kıyıların, herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık olup, buralarda hiçbir yapı yapılamayacağı; duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamayacağı kurala bağlanmıştır.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 74. maddesinde ise; tarihi ve bediî değeri olanlar hariç Hazine’nin özel mülkiyetindeki yerlerin satışı, kiraya verilmesi, trampası ve mülkiyetin gayri aynî hak tesisi ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin kiraya verilmesi, mülkiyetin gayri aynî hak tesisi esaslarının Maliye Bakanlığı’nca çıkarılacak yönetmelikte belirleneceği kural altına alınmıştır.
Nitekim, 16/12/1984 tarih ve 18607 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Devlete Ait Taşınmaz Mal Satış, Trampa, Kiraya Verme, Mülkiyetin Gayri Aynî Hak Tesis, Ecrimisil ve Tahliye Yönetmeliği (Mülga) ile, 19/06/2007 tarih ve 26557 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak 01/07/2007 tarihinde yürürlüğe giren ve anılan Yönetmeliği yürürlükten kaldıran Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelik bu Kanun uyarınca çıkarılmıştır.
Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelik’in 1. maddesinde, bu Yönetmeliğin amacının; Hazine’nin özel mülkiyetindeki taşınmazların satışı, trampası, arsa veya kat karşılığı inşaat yaptırılması, kiraya verilmesi, ön izin verilmesi ve üzerlerinde irtifak hakkı kurulması, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin kiraya verilmesi, ön izin ve kullanma izni verilmesi ile ecrimisil ve tahliye işlemlerine ilişkin usul ve esasları düzenlemek olduğu; 2. maddesinde, bu Yönetmeliğin, tarihî ve bediî değeri olan taşınmazlar hariç olmak üzere, Hazine’nin özel mülkiyetindeki taşınmazlar ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerleri kapsadığı; 3. maddesinde ise, bu Yönetmeliğin, 08/09/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 74. maddesine ve 29/06/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 13. maddesine dayanılarak hazırlandığı belirtilmiş; “Kıyı ve Sahil Şeritlerinde Verilecek İzinler” başlığını taşıyan beşinci bölümünün “Kıyı ve sahil şeritlerinde yapılacak düzenlemeler” başlıklı 81. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan hâlinde, “(1) Kıyı ve sahil şeritlerinde, 04/04/1990 tarihli ve 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve 03/08/1990 tarihli ve 20594 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik ile onaylı imar planı hükümlerine uygun olarak düzenleme yapılması kaydıyla, bu alanların sınırı içinde bulunduğu belediyelere veya mahalli idare birliklerine izin verilebilir. Bu alanlarda yapılacak düzenlemelerin kapsamı, elde edilmesi hâlinde gelirlerin paylaşımı, sona ermeye ve diğer konulara ilişkin hükümler İdare ile ilgili kuruluşlar arasında düzenlenecek protokollerle belirlenir.” kuralı; “Kıyı yapıları” başlıklı 82. maddesinde, “(1) 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğe uygun olarak kullanılmak ve ilgili kuruluşlardan izin alınmak suretiyle; kıyıda deniz turizmi tesisleri, tersane, liman, barınak, iskele, yanaşma yeri, rıhtım ve benzeri türde tesis yapan yatırımcılara azami kırkdokuz yıla kadar kullanma izni verilebilir. (2) Kullanma izni verilmesi ve bedelinin takdiri, alınacak hasılat payları, sözleşmenin sona ermesinde ve diğer hususlarda Yönetmeliğin ilgili hükümleri uygulanır.” kuralı; “İskele ve boru hattı izinleri” başlıklı 83. maddesinde ise, “(1) Kıyılarda ihtiyaçları olan hammaddeleri getirebilmeleri ve ürettikleri ürünleri sevk edebilmeleri için tesislerinin önlerine dolgu, iskele, platform, boru hattı, dolfen, şamandıra, pompaj istasyonu gibi tesisler yapılması amacıyla lehine irtifak hakkı tesis edilen veya kullanma izni verilen kişilerden; bu tesislerin üçüncü kişilere ait yüklerin yüklenmesi ve boşaltılması ile gemi konaklamasında kullanılması karşılığında elde ettikleri hâsılattan Hazinece yüzde onbeş oranında pay alınır. Hasılat payının hesabına esas alınacak ücret, o bölgedeki kamu limanında aynı yükün yükleme veya boşaltılması ile gemilerin konaklaması sırasında alınmakta olan ve Denizcilik Müsteşarlığı’nca belirlenen ücretin yüzde yetmişbeşinden az olamaz. Her aya ait paylar, takip eden ayın yirminci günü akşamına kadar ilgili muhasebe birimine yatırılır.” kuralı yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; Konyaaltı sahil şeridinde bulunan … ismiyle faaliyet gösteren oteldeki müşterilerinin yararlandığı şezlongların kaldırılması yönünde belediye görevlilerince sözlü uyarıda bulunulması üzerine, davacı vakıf tarafından otel müşterilerinin kıyı ve denizden yararlanmasını engelleyecek yasal gerekçelerin bildirilmesine yönelik 09/05/2018 tarihinde yapılan başvurunun, mülkiyeti davacı vakfa ait turizm konaklama tesisi önünde koordinatları belirtilen noktanın her ne kadar belediyeye kiralanan ticari ünite ve eklentileri dışında kalsa da proje bütünlüğü ve halkın ortak kullanımına ayrılan kısımda yer aldığı gerekçesiyle reddine ilişkin Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı Emlak ve İstimlak Dairesi Başkanlığı’nın … tarihli, … sayılı işlemin ve kıyıda yer alan 19 adet şemsiye ve şezlong alanı için toplam 19.000 m² alanın kullanım ve işletme hakkının Antalya Büyükşehir Belediyesine devrine ilişkin Protokolün 1. maddesinin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesi sonucunda; Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerde kiralama yapılması, kullanma izni verilmesi gibi yetkilerin Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ne ait olduğu, bu alandaki tasarruf hakkının kullanım biçimiyle ilgili olarak Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin, “Kıyı ve sahil şeritlerinde yapılacak düzenlemeler” başlıklı 81. maddesinde düzenleme yapıldığı, bu düzenleme uyarınca, kıyı ve sahil şeritlerinde, Kıyı Kanunu ve Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik ile onaylı imar planı hükümlerine uygun olarak düzenleme yapılması kaydıyla, bu alanların sınırı içinde bulunduğu belediyelere veya mahalli idare birliklerine izin verilebileceği, bu alanlarda yapılacak düzenlemelerin kapsamının, elde edilmesi hâlinde gelirlerin paylaşımının, sona ermeye ve diğer konulara ilişkin hükümlerin İdare ile ilgili kuruluşlar arasında düzenlenecek protokollerle belirleneceği, bu düzenlemeyle Maliye Bakanlığı’na belediyelerle ve mahalli idare birlikleriyle protokol yapma olanağı tanındığı anlaşılmaktadır.
Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin 81. ve 82. maddelerine göre, belediye ve mahalli idare birliklerine, deniz turizmi tesisi, liman, barınak… yatırımlarına, kıyılarda izin, kullanma izni, irtifak hakkı verilebileceği ve karşılığında ücret hasılat payı alınabileceği düzenlenmek suretiyle, kıyıların belli şartlar altında ücret karşılığı kullanılabileceği kabul edilmiştir. Bu kural, Kıyı Kanununun 5. maddesindeki, kıyıların herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasınan açık olacağı kuralına aykırılık teşkil etmemektedir. Eşit ve serbest yararlanmada kastedilenin toplumdaki herkesin/her bireyin kıyıların her noktasından istediği an ücretsiz olarak yararlanabilmesi olmadığı açıktır. Kamu yararı gereği kıyıların bazı bölümleri belli amaçlara tahsis edilebilir (liman, barınak, turizm tesisi, iskele, boru hattı tesisi v.s.) Bu amaçlar doğrultusunda tahsis edilen kıyılarda tesis edilen alan ve yapılardan; bu alandaki hizmetten yararlanmak isteyen birey/kurum/kuruluşlar arasında ayrım yapılmadan, gerektiğinde ücreti mukabilinde hizmet sunumu/alımı gerçekleştiği takdirde de, eşit ve serbestçe yararlanmaya açıklık ilkesinin gerçekleşeceği kabul edilmelidir.
Bu durumda, sahil şeridinde yer alan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlar ile Hazine’nin özel mülkiyetindeki taşınmazların imar planı, Kıyı Kanunu ve Kıyı Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun kiralanacağı öngörüldüğünden, dava konusu işlemlerden; Antalya Valiliği (Defterdarlık) ile Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı arasında, Antalya İli, Konyaaltı İlçesi, … Mahallesinde, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan alanları ve mülkiyeti Hazine’ye ait … ve … sayılı parselleri kapsayan toplam 407.000 m2 yüzölçümlü taşınmazların, Protokol ekinde bulunan mimari avan proje ve koordinat çizelgesinde yerleri işaretli 20.538,00 m2 yüzölçümlü kısmı 23 adet büfe, büfe önü açık alan, 19 adet şemsiye ve şezlong alanı olarak kullanılmak, yüzölçümü belirtilmeyen 17 adet wc-duş yeri ve 4 adet şemsiye ve şezlong alanının Antalya Büyükşehir Belediyesince yapılması veya yaptırılması, yapılış amacına uygun olarak kullanılması ve bunların Antalya Büyükşehir Belediyesince işletilmesi veya işlettirilmesine ilişkin 11/10/2016 tarihli Protokolun 1. maddesinde hukuka aykırılık bulunmamakta olup, anılan Protokol uyarınca, davacı tarafından 09/05/2018 tarihinde yapılan başvurunun reddine ilişkin Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı Emlak ve İstimlak Dairesi Başkanlığının … tarihli, … sayılı işleminde de hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu itibarla, dava konusu işlemlerin iptali yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalıların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile anılan kararın kaldırılarak yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu işlemlerin iptali yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan …-TL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığına iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 19/11/2020 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.