Danıştay Kararı 6. Daire 2020/4444 E. 2020/11134 K. 18.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/4444 E.  ,  2020/11134 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/4444
Karar No : 2020/11134

KARAR DÜZELTME İSTEMİNDE
BULUNAN (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın onanmasına dair Danıştay Altıncı Dairesinin 20/02/2020 tarih ve E:2019/4616, K:2020/2265 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ankara ili, … ilçesi, … Mahallesi, … Sokak No:… adresinde bulunan davacıya ait tehlikeli yapının 3194 sayılı İmar Kanununun 39. maddesi uyarınca 11/11/2013 tarihinde yıkımı dolayısıyla uğranıldığı iddia edilen 60.000,00 TL zararın yıkım tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; can ve mal güvenliği açısından tehlikeli olan yapının yıkılacağına yönelik Encümen Kararının kapıya asılarak tebliğ edilmesine rağmen davacının bu karara süresi içerisinde dava açmayarak kararın kesinleştiği görülmekle, kesinleşen Encümen Kararının uygulanması amacıyla yapının yıkılması yerinde olup, davacıya tazmini gerektiren bir husus bulunmadığı, davacı tarafından, idarenin kamulaştırmasız el atma işlemi gerçekleştirmesi gerekirken yıkım işlemi tesis ettiğini iddia etmekte ise de, kamulaştırmasız el atma işleminin ancak tapulu araziler üzerinde tesis edilebileceği, bahsedilen yapının bulunduğu yerin ise imar uygulamasına tabi tutulduktan sonra sahibine başka yerden arsa verildiğinin görüldüğü gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Davacının temyiz başvurusu üzerine Danıştay Altıncı Daire since, temyize konu karar hukuk ve usule uygun bulunmuş ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, davaya konu yapının yıkımına ilişkin işlemin hukuka aykırı olduğu, tehlikeli yapı tespiti hususunda, tamir veya yıkım yönünden kendilerine tebligat yapılmadan yıkımın gerçekleştirildiği, prosedüre uyulmadığı, kamulaştırma yapılması gerekirken, külfet olduğu düşünülerek 3194 sayılı Kanunun 39. maddesinin uygulanmasının tercih edildiği, yapının yıkılacak derecede tehlikeli olmadığı, bu hususta teknik bir tespit yapılmadığı, tebligatın eski malik …’e yapıldığı, karara dayanak olarak gösterilen dava zamanaşımı süresinin geçmesi gibi bir hususun mevcut olmadığı, eski malik …’in kendilerine hem tapu hakkını, hem de gecekondudaki haklarını devrettiği, bu hususta yeterli araştırma yapılmadığı, hak sahipliği araştırılmadan davanın reddedildiği belirtilerek, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Düzeltilmesi istenen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanunun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Altıncı Dairesinin 20/02/2020 tarih ve E:2019/4616, K:2020/2265 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacıya ait Ankara İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Sok. No:… adresinde bulunan yapının davalı idarenin yapı kontrol müdürlüğünce yapılan denetiminde; virane bir durumda olduğu, çevre can ve mal güvenliğine zarar verecek duruma geldiği tespit edildiğinden 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 39. maddesi uyarınca yıkımına yönelik … tarih ve … sayılı Encümen Kararının tesis edildiği, 11.11.2013 tarihinde belediye ekiplerince yıkımın gerçekleştirildiği, davacı tarafından yıkım dolayısıyla uğranıldığı iddia edilen 60.000,00-TL zararın, yıkım tarihinden itibaren faizi ile birlikte tazmini istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 125. maddesinin 1. fıkrasında idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtilmiş, son fıkrasında ise, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü olduğu hükmüne yer verilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun ‘yıkılacak derecede tehlikeli yapılar’ başlıklı 39. maddesinde, “Bir kısmı veya tamamının yıkılacak derecede tehlikeli olduğu belediye veya valilik tarafından tespit edilen yapıların sahiplerine tehlike derecesine göre bunun izalesi için belediye veya valilikçe on gün içinde tebligat yapılır. Yapı sahibinin bulunmaması halinde binanın içindekilere tebligat yapılır. Onlar da bulunmazsa tebligat varakası tebliğ yerine kaim olmak üzere tehlikeli yapıya asılır ve keyfiyet muhtarla birlikte bir zabıtla tespit edilir. Tebligatı müteakip süresi içinde yapı sahibi tarafından tamir edilerek veya yıktırılarak tehlike ortadan kaldırılmazsa bu işler belediye veya valilikçe yapılır ve masrafı % 20 fazlası ile yapı sahibinden tahsil edilir. Alakalının fakruhali tevsik olunursa masraf belediye veya valilikçe bütçesinden karşılanır. Tehlike durumu o yapı ve civarının boşaltılmasını icabettiriyorsa mahkeme kararına lüzum kalmaksızın zabıta marifetiyle derhal tahliye ettirilir.” hükmü yer almaktadır.
Tazminat istemine konu yapı hakkında alınan yıkım kararının tesis edildiği tarihte yürürlükte olan 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanunun, “Amaç” başlıklı 1. maddesinde, Bu Kanunun amacının; imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki bütün yapılar hakkında uygulanacak işlemleri düzenlemek ve bu işlemlere dair müracaat, tespit, değerlendirme, uygulama ve duyuru esaslarını ve ilgili diğer hususları belirlemek olduğu, “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, Bu Kanunun; imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilen ve
a) Belediye ve mücavir alan sınırları içindeki,
b) 6785 sayılı Kanuna 1605 sayılı Kanunla eklenen Ek 7 ve 8 inci maddeler gereğince çıkarılan yönetmeliğin 103 maddesi kapsamına giren alanlardaki,
c) (b) bendi dışında kalan sanayi, depolama, turistik ve tarımsal bütün yapıları kapsadığı, “Müracaat İşleri” başlıklı 7. maddesinde; süresi içerisinde belediye veya valiliğe müracaat etmeyen kişilere ait yapıların, belediye veya valiliklerce; elektrik, su, kaçak inşaat zaptı veya benzer kayıtlar veya haritadan incelenerek, ayrıca mahallinde araştırılarak tespit ve değerlendirme işlemlerinin tamamlanacağı, süresi içinde belediye veya valiliğe müracaat eden fakat 2981 sayılı Yasaya göre kurulan yeminli özel teknik bürolara başvurmayan kişilere ait yapıların belediye veya valiliklerce tespit ve değerlendirme işlemlerinin tamamlanacağı; 2981 sayılı Kanuna göre kurulan yeminli özel teknik büroların kendilerine intikal eden müracaatlara ilişkin tespit ve değerlendirme işlemlerine ait dosyaları en geç 7.9.1987 gününe kadar tamamlayarak sonuçlandırması için belediye, hazine, özel idare veya vakıflar idaresine teslim etmekle ve bu idarelerin de kendilerine intikal eden dosyaları intikal tarihinden itibaren en geç 3 ay içinde sonuçlandırmakla görevli ve sorumlu oldukları, “Tespit ve Değerlendirme İşlemleri” başlıklı 8. maddesinde, tespit kapsamına, temel inşaatı tamamlanmış veya sömel betonları dökülmüş olmak kaydı ile hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün idare etmekte olduğu arsa veya arazilerdeki inşaatına Kanunun 14.maddesinin (f) fıkrasındaki tarihlerden önce başlanmış mesken, kısmen işyeri ve konut olarak kullanılan veya evvelce konut olarak kullanılıp sonra işyerine çevrilen gecekondular ile imar mevzuatına, ruhsat ve eklerine aykırı tüm yapıların dahil olduğu, “Tapu Verme” başlıklı 10. maddesinde, bu kanun hükümlerine göre hazine, belediye, il özel idarelerine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün idare ettiği arsa ve araziler üzerinde, gecekondu sahiplerince yapılmış yapıların, tespit ettirildikten sonra, kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yerin hak sahibine tahsis edileceği ve ilgilisine “Tapu Tahsis Belgesi” verileceği, hak sahibi olmadığı halde tapu verilen kişilerin tapularının re’sen iptal edileceği, “Tapu Tahsis Belgesi Verilen Gecekondular” başlıklı 13. maddesinin (a) bendinde, Bu Kanun gereğince arsa tahsis edilecek kimselerin; kendisinin veya eşinin veya reşit olmayan çocuğunun oturduğu belediye ve mücavir alan sınırı içinde ev yapmaya müsait arsaya veya bir eve veya apartmanın bağımsız bir bölümüne veya bir bölümü iş yeri olarak kullanılan bir yapıya sahip bulunmaması gerektiği kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; davacıya ait Ankara İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Sok. No:… adresinde bulunan yapının davalı idarenin yapı kontrol müdürlüğünce yapılan denetiminde; virane bir durumda olduğu, çevre can ve mal güvenliğine zarar verecek duruma geldiği tespit edildiğinden 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 39. maddesi uyarınca yıkımına yönelik … tarih ve … sayılı Encümen Kararının tesis edildiği, bu karara karşı dava açılmadığı ve yapının 11.11.2013 tarihinde belediye ekiplerince yıkımın gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde; davaya konu yapı için 23.11.1984 tarihinde 2981 sayılı Yasa kapsamında Mamak Belediye Başkanlığı’na eski malik … tarafından imar affı başvurunda bulunulduğuna dair belgeler ibraz edildiği, davaya konu yapının üzerinde bulunduğu arsanın davacı tarafından 20.08.1998 tarihinde eski malik …’den satın alındığını gösterir tapu kütüğü fotokopisinin bulunduğu, davacı tarafından arsanın üzerindeki yapı ile satın alındığının belirtildiği, ancak yapının yıkılacak derecede tehlikeli olduğundan bahisle yıkılması gerektiğine dair tebligatın eski malik … adına düzenlendiği, …’e ulaşılamadığından bahisle tebligatın yapıya asılmak suretiyle yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda; eski malik … tarafından yapılan imar affı başvurusu neticesinde davacı tarafından verildiği söylenen tapu tahsis belgesi, imar affı başvurusunun neticesi, sonrasında imar uygulaması yapıldığı belirtilen davaya konu taşınmazın bulunduğu arsanın mülkiyet durumu ve emlak vergisi kayıtları üzerinde yapılacak inceleme ile yıkıma ilişkin işleme dair tespit ve tebligata dair işlemlerin yürütüldüğü tarihte davaya konu yapının malikinin kim olduğu hususu idareden gerekli araştırma da yapılıp açıklığa kavuşturularak tespit edildikten ve neticesine göre tehlikeli yapı tespitine ve yıkıma ilişkin Encümen Kararına dair tebliğ prosedürünün 3194 sayılı Kanunun 39. maddesinde belirlenen usule uygun yürütülüp yürütülmediği belirlendikten sonra karar verilmesi gerekirken, söz konusu araştırma yapılmaksızın eksik inceleme neticesinde verilen, davanın reddine dair temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan; bozmaya uyulması durumunda yeniden yapılacak yargılamada, 3194 sayılı Kanunun 39. maddesi uyarınca yürütülen yıkım işlemlerine ilişkin tebligat prosedürünün mevzuata uygun olmadığının tespiti durumunda; idarenin savunma dilekçesinde belirtilen ancak dosyada mevcut olmayan, 18.09.2012 tarihli tehlikeli yapı tespit tutanağının ve davacı ile eşinin davaya konu yapının bulunduğu ilçe sınırları içerisinde 2981 sayılı Kanun kapsamında başkaca imar affı başvurusu bulunup bulunmadığı, varsa neticesinin ne olduğu hususlarının da idareden sorulması sonrasında, -2981 sayılı Kanunun 13/a maddesi uyarınca, arsa tahsis edilecek kimselerin; kendisinin veya eşinin veya reşit olmayan çocuğunun oturduğu belediye ve mücavir alan sınırı içinde ev yapmaya müsait arsaya veya bir eve veya apartmanın bağımsız bir bölümüne veya bir bölümü iş yeri olarak kullanılan bir yapıya sahip bulunmaması gerektiği, sözü edilen Kanun hükmünden, bir belediye ve mücavir alan sınırı içinde, bir ailede eşlerden ancak birinin ve bir yapı için yararlanabileceği, diğer bir ifadeyle, tek hak sahipliği olabileceği göz önünde bulundurularak, öncelikle hak sahipliği konusunun açıklığa kavuşturulması, bu araştırma sonucunda davacının bu davaya konu yapı üzerinde hak sahibi olduğunun tespiti halinde ise dava konusu yapının, ilgili yasalar uyarınca hukuken veya ruhsatlandırılarak korunabilecek niteliğe sahip bir yapı olup olmadığı hususları ve gerekirse keşif ve bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle araştırılıp, yapının idarece yıkılmasının hukuka uygunluğu irdelendikten sonra- 2981 sayılı Kanunun 13. maddesi de dikkate alınmak suretiyle karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin, … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 18/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.