Danıştay Kararı 6. Daire 2020/4426 E. 2020/11091 K. 18.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/4426 E.  ,  2020/11091 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/4426
Karar No : 2020/11091

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Kocaeli İli, … İlçesi, … Mevkiinde mülkiyeti Hazineye ait taşınmaz üzerinde bulunan davacıya ait binanın izinsiz olduğu, kamulaştırma sahası içerisinde ve tünel koruma alanında bulunduğundan bahisle yapıdaki aykırılıkların en geç 06/01/2014 tarihine kadar giderilmesine, aksi takdirde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 1593 sayılı Erişme Kontrollü Karayolları Kanununun 10. maddesi uyarınca Karayolları Genel Müdürlüğünden izin alınmadan yapılan yapılara uygulanan işlemin yapılacağına ilişkin 06/12/2013 tarihli işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Ondördüncü Dairesinin 28/09/2017 tarih ve E:2017/1379, K:2017/4915 sayılı kararıyla bozulması üzerine bozma kararına uyularak, Mahkemece mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması sonucunda hazırlanan raporun ve dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde; taşınmazın Hazine adına kayıtlı olduğu, davacı tarafından ecrimisil ödendiği, taşınmazın aboneliklerinin bulunduğu, yine dava konusu taşınmazın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 16. maddesinde belirtilen hususlara ilişkin bir engel taşımadığı, dava konusu tünel yapısının bulunduğu yoldaki diğer levha, ışık ve işaretlemeler açısından bir engel teşkil etmediği, dava konusu taşınmazın 2918 sayılı Kanunun 17. ve 18. maddesinde belirtilen trafik güvenliğini etkileyecek yapı ve tesisler kapsamında bulunmadığı ve dava konusu tünel yapısının düşey olarak yaklaşık 60 metrelik toprak örtüsü üzerinde tünel yapımından önce imal edildiğinin anlaşıldığı, davaya konu olan Kocaeli İli, … İlçesi, … ada, … parsele ilişkin resimlerden de anlaşılacağı üzere karayolları kenarında yapılacak veya açılacak yapı ve tesisler olarak değerlendirilmekten ziyade tünelin üst kısmında bulunduğu ve tünelin trafik akışında engel teşkil etmediği, söz konusu taşınmazın tünel kamulaştırma alanı ve tünel koruma sahasında yer alan bir parseldeki yapı olarak değerlendirilmesinin daha uygun olacağı, dava konusu taşınmazın tünelden geçecek araçlar için fiziksel bir engel oluşturmadığı ve trafik güvenliği açısından bir sakıncasının bulunmadığı, dava konusu uyuşmazlığın 2918 sayılı Kanunun 16-18. maddelerinde yer alan hükümlere göre değerlendirilmesinin uygun bulunmadığı sonucuna varıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Uyuşmazlığa konu yapının da içinde bulunduğu taşınmazın yol inşaat ve emniyet sahası olarak kullanılmak üzere kamulaştırılmasında kamu yararının bulunduğuna karar verildiği, Hazine tarafından anılan taşınmazın Gültepe otoyol sahası olarak kullanılmak üzere Karayolları Genel Müdürlüğüne 17/02/2009 da tahsis edilerek 24/05/2011 tarihinde teslim edildiği, teslime ilişkin tutanakta da belirtildiği üzere tahsisli taşınmazın her türlü işgal ve tecavüzden koruma sorumluluğunun kendilerinde olduğu, bu kapsamda tünel koruma sahasında izinsiz yapısı bulunduğu tespit edilen işgalci durumundaki davacı hakkında dava konusu işlemin tesis edildiği, anılan işlemin tesis edilmesinin dayanağı mevzuat hükümlerinin kendilerine bu yetkiyi verdiği, mevzuatta sadece tesislerden değil her türlü yapıdan bahsedildiği, davacı tarafından yapıya ilişkin bir ruhsat veya tapu kaydının ibraz edilemediği, yapının İmar Kanunu veya Gecekondu Kanunu uyarınca da yıkılabilecek bir yapı olduğu, bilirkişi raporunda, herhangi bir teknik araştırma yapılmadan görüş belirtildiği, taşınmazın bulunduğu alana ilişkin kendi uzmanlarınca yapılan değerlendirmede alanın birinci derece deprem sahası olduğundan uzun vadede tünelin yapısına ve trafiğin güvenliğine zarar vereceğinin değerlendirildiği, Danıştay kararında belirtilen hususların tam anlamıyla Mahkemece yerine getirilmeden karar verildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Dava konusu yapının söz konusu tünelden önce yapıldığı, yapıya ilişkin tapu tahsis belgesi olduğu, yapının 1. değil 3. derece sit alanında olduğu, yapı hakkında … tarih ve … başvuru numaralı yapı kayıt belgesinin de alındığı, neticede temyiz istemin reddi ile Mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden, yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Kocaeli İli, … İlçesi, … Mevkiinde mülkiyeti Hazineye ait taşınmaz Hazine tarafından … otoyol sahası olarak kullanılmak üzere Karayolları Genel Müdürlüğüne 17/02/2009 tarihinde tahsis edilerek 24/05/2011 tarihinde teslim edilmiş, Kocaeli Valiliği tarafından 23/10/2013 tarihinde yapılan tespit ile davacının söz konusu taşınmazda işgalci durumunda bulunduğu ve gerekli önlemlerin alınması gerektiği davalı idareye bildirilmiş, bunun üzerine davalı idare tarafından, uyuşmazlığa konu binanın ruhsat alınmadan yapılmış olduğu belirtilerek kamulaştırma sahası içerisinde ve tünel koruma alanında bulunduğundan bahisle en geç 06/01/2014 tarihine kadar bu işgalin giderilmesine, aksi takdirde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 1593 sayılı Erişme Kontrollü Karayolları Kanununun 10. maddesi uyarınca Karayolları Genel Müdürlüğünden izin alınmadan yapılan yapılara uygulanan işlemin yapılacağına ilişkin 06/12/2013 tarihli dava konusu işlem tesis edilmiş, bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 17.maddesinde; “Belediye sınırları dışında karayolu kenarındaki yapı ve tesisler” başlığı altında, karayollarında her iki taraftan sınır çizgisine elli metre mesafe içinde bağlantıyı sağlayacak geçiş yolları yönünden; akaryakıt, servis, dolum ve muayene istasyonları, umuma açık park yeri ve garaj, terminal, fabrika, işhanı, çarşı, pazar yeri, eğlence yerleri, turistik yapı ve tesisler, inşaat malzemesi ocak ve harmanları, maden ve petrol tesisleri, araç bakım, onarım ve satım işyerleri ve benzeri trafik güvenliğini etkileyecek yapı ve tesisler için, o karayolunun yapım ve bakımı ile sorumlu kuruluştan izin alınması zorunludur. Verilen izinler, ilgili valiliğe bildirilir. İzinsiz yapılan bu gibi tesislerin yapımı ve işletilmesi yetkililerce durdurulacağı gibi, yönetmelikteki şartlar yerine getirilmeden işletme izni verilmez ve bağlantı yolu, her türlü gider sorumlulara ait olmak üzere yolun yapım ve bakımı ile ilgili kuruluşca ortadan kaldırılır.” hükmüne, 18.maddesinde ise “Belediye sınırları içinde bulunan karayolu kenarındaki yapı ve tesisler” başlığı altında, belediye sınırları içindeki karayolları kenarında yapılacak veya açılacak 17 nci maddede sayılan yapı ve tesisler için; a) Belediyelerden izin alınması, b) (Değişik: 17/10/1996 – 4199/8 md.) Belediyelerce bu iznin verilmesinde, trafik güvenliği bakımından bu tesisler hakkındaki Yönetmelikte belirlenen şartların yerine getirilmesini sağlamaları ve ayrıca Karayolları Genel Müdürlüğünün yapım ve bakımından sorumlu olduğu karayolu kenarında yapılacak ve açılacak olanların bu yollara bağlantıları için bu Genel Müdürlüğün ilgili bölge müdürlüğünden uygun görüş almaları, zorunludur. İzinsiz yapılan bu gibi tesislerin yapımı ve işletilmesi yetkililerce durdurulacağı gibi,yönetmelikteki şartlar yerine getirilmeden işletme izni verilmez ve bağlantı yolu, her türlü gider sorumlulara ait olmak üzere yolun yapım ve bakımı ile ilgili kuruluşlarca ortadan kaldırılır.” hükmüne yer verilmiştir.
1593 sayılı Erişme Kontrollü Karayolu Kanununun 10. maddesinde ise; “Karayolları Genel Müdürlüğünden izin alınmaksızın erişme kontrollü karayolu sınırları içinde ve sınırlarında her hangi bir toprak hareketi, inşaat, ve tesisat yapılmasının yasak olduğu, karayolları inşaat ve tesislerine vaki müdahale ve zararların zabıtaca bertaraf edileceği ve bu işler için yapılan masrafların sebep olandan tahsil edileceği” hükme bağlanmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 17 ve 18 inci maddelerine dayanılarak hazırlanmış olan Karayolları Kenarında Yapılacak ve Açılacak Tesisler Hakkında Yönetmeliğin “amaç ve kapsam” başlıklı 1. maddesinde; Karayollarının her iki tarafında karayollarına bağlantıyı sağlayacak geçiş yollan yönünden akaryakıt istasyonları, …, meskenler ile trafik güvenliğini etkileyecek her türlü yapı ve tesislerin, yapılması, açılması, işletilmesi veya tadil edilmesinde karayolu trafik güvenliğinin sağlanması amacına yönelik olarak aranacak usul, esas ve şartlan kapsayacağı belirtilmiş, aynı Yönetmeliğin “tanımlar” başlıklı 3.maddesinin 33.fıkrasında ise meskenler, tamamı ikamet amacı ile kullanılan yapılar olarak tanımlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri ve Mahkemece yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan rapor ile dosyada bulunan bilgi ve belgeler birlikte incelenip değerlendirildiğinde; dava konusu yapının birinci derece deprem alanında ve tünel koruma bandında kaldığı, ruhsatının bulunmadığı ve taşınmaza ilişkin tapu kaydının Maliye Hazinesi adına kayıtlı bulunduğu ayrıca bilirkişi heyeti tarafından, “yapının tünel açısından bir tehlike arz etmeyecek şekilde tasarlanmış olması” gerektiğinin belirtildiği de dikkate alındığında, tünel koruma alanı içerisinde yer alan yapının tünel için herhangi bir tehlike arz etmediğine ilişkin somut verilerin davacı tarafından dosyaya sunulamadığı gibi Mahkemece yapılan incelemeler neticesinde de bu hususun açıkça ortaya konulamadığı sonucuna varıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık, anılan işlemin iptaline ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, davacı tarafından temyize cevap dilekçesi ekinde sunulan … tarihli ve … başvuru numaralı yapı kayıt belgesinin de olduğunun dikkate alınması istenilmiş ise de; 3194 sayılı Kanunun Geçici 16. maddesinin 4. fıkrası ve Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğin 6. maddesinde yer alan, yapı kayıt belgesi ilgili belediyesine verildikten sonra 3194 sayılı Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezalarının iptal edileceği düzenlemesi karşısında, söz konusu işlemleri tesis eden idare tarafından gerekli iptal işlemleri yapılacağından, davacının söz konusu savunması yerinde görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 18/11/2020 tarihinde esasta oybirliği, gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY (X):

Davaya konu işlemin tesis edilme gerekçesi trafik güvenliği olup Mahkemece uyuşmazlığın çözümü için söz konusu yapının tünel ve trafik güvenliği için tehlike arz edip etmediği hususunun somut olarak ortaya konulması amacıyla mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmış olsa da; bilirkişi heyeti tarafından yapının tünel açısından bir tehlike arz etmeyecek şekilde tasarlanmış olması gerektiğinin belirtildiği dikkate alındığında davacıya ait yapıdan dolayı tünel ve trafik güvenliğinin tehlikede olduğuna ilişin somut tespitin yapılamadığı dolayısıyla Dairemizin bozma kararıyla Mahkemece iptal yolunda verilen ilk kararda eksik olduğu belirtilen hususların giderilmediği anlaşıldığından gerekirse Bilirkişi heyetinden ek rapor alınmak suretiyle tünel ve trafik güvenliği hususunun somut biçimde açık ve net olarak ortaya konulması gerektiğinden bahisle temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması yönündeki çoğunluk kararına gerekçe yönünden katılmıyoruz.