Danıştay Kararı 6. Daire 2020/4228 E. 2020/11002 K. 17.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/4228 E.  ,  2020/11002 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/4228
Karar No : 2020/11002

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Valiliği
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): … A.Ş.
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … İli, … İlçesi, … Mavkii, … Yolu 28. km adresinde faaliyet gösteren tesise, çevre lisansı kapsamında olmayan Aqua-Carbo isimli tıbbi müstehzar atığının, farklı bir atık kodu altında (06 13 02) bertaraf amacıyla kabul edildiğinden bahisle, 2872 sayılı Çevre Kanununun 20. maddesinin 1. fıkrasının (r) bendi ile 2. fıkrası uyarınca 113.088,00-TL para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Ankara Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü idari yaptırım kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Ondördüncü Dairesinin 15/03/2018 tarih ve E:2015/6488, K:2018/1478 sayılı kararıyla husumet yönünden bozulması üzerine, bozma kararına uyularak verilen temyize konu kararda; uyuşmazlığın, Aqua-Carbo isimli atığın, tıbbi müstahzarlar kapsamındaki uygun atık kodu ile bu müstahzarları bertaraf etmeye yetkili lisanslı firmalarca bertarafı gerektiği halde, söz konusu atığın, davacı şirketin sahip oluğu lisans kapsamına dahil olan 06 13 02 ve 16 03 05 kodu ile tesise alınmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Olayda; davacı şirketin tesise kabul ettiği “Aqua-Carbo” isimli atığın, 06 13 02 ve 16 03 05 atık kodlarıyla geldiği ve bu kodların Atık Yönetimi Genel Esaslarına İlişkin Yönetmeliğe ek atık listesine göre, “kullanılmış aktif karbonu” ifade ettiği, dosyada mevcut ürün bilgilerine göre de, Aqua-Carbo isimli ürünün etken maddesinin % 100 aktif karbon olduğu anlaşılmakta olup, atığa ilişkin kimyasal analiz veya buna eşdeğer bir inceleme yapılmadan, atığın tıbbi müstahzar üreten firmadan kaynaklı olduğu ve kodunun 18 01 ile başlayan tıbbi müstahzar atıklar kapsamında olduğundan bahisle davacı şirkete para cezası verilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından usul yönünden, husumetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yöneltilmesi gerektiği, esas yönünden, Yönetmelikte tehlikesiz atıkların çevre yönetimi bakımından muafiyetinin bulunmadığı, dolayısıyla, dava konusu olayda olduğu gibi atığın tehlikesiz olmasının başka bir kod adı altında taşınacağı anlamına gelmeyeceği, bu nedenle, sadece lisans belgesinde bulunan atıkların tesise kabul edilebileceği, davacının bu hususa riayet etmeyerek hukuka aykırı davrandığı, ayrıca Mahkeme kararında atıkla ilgili kimyasal analiz yapılmadığı belirtilmiş ise de, davacıya para cezasının, tehlikeli atık nedeniyle değil, atık olması nedeniyle verildiği, dolayısıyla kimyasal analize gerek bulunmadığı, Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından, tesise kabul edilen atığın, aktif karbon olduğu ve bu atığı kabule yetkisi olduğundan davacıya para cezası verilemeyeceği, kaldı ki aynı konuda Kula Şubesi adına verilen para cezasının … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla aynı gerekçeyle iptaline karar verildiği, ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Müdürlüğünün … tarih ve… sayılı işlemi ile birlikte tıbbi müstahzar atığının da tesise kabul edilebilir hale geldiği, dava konusu işlemin hukuka uygun olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava dosyasının ve Dairemizin E:2019/10082 sayılı dosyasının birlikte incelenmesinden; … tarih ve … sayılı Ankara Valiliği İl Sağlık Müdürlüğünün yazısı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığından, dava dışı … Ltd. Şti. adına ruhsatlı ve piyasadan (Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun … tarih ve … sayılı yazısına istinaden) geri çekilen 21254 adet (270 kg) “Aqua-Carbo 50 G/240 ML kullanıma hazır sulu aktif karbon içeren süspansiyon” adlı tıbbi müstahzar davacı tarafından imha edildiği, davacının yetkili olup olmadığının Müdürlüğe bildirilmesinin istenildiği, anılan yazıya, dava konusu atığın “06 13 02” atık koduyla, davacının Ankara Şubesi tarafından taşındığını gösteren “… ” sıra numaralı ulusal atık taşıma formu ile davacının Ankara Şubesinin kaşesinin bulunduğu 21.254 adet “Aqua-Carbo 50 G/240 ML kullanıma hazır sulu aktif karbon içeren süspansiyon” atığın kullanılmış aktif kömür olduğunu ifade eden “06 13 02” atık kodu adı altında düzenlenen imha formunun eklendiği görülmüştür.
Bunun üzerine, … tarih ve … sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, anılan ulusal atık taşıma formuna göre dava konusu atığın davacının Ankara Şubesine ait lisanslı araçla taşındığı, ancak formun atığı kabul eden alıcı kısmı boş bırakıldığından atığın akıbetinin belli olmadığı belirtilerek, davalı idareden hem atığın sahibi … Ltd. Şti’de hem de atığı taşıyan davacı şirkette denetim yapılması istenilmiştir.
Anılan yazıya istinaden, atığın sahibi … Ltd. Şti’de 30/01/2013 tarihinde yapılan denetimde, tesis yetkilisi tarafından işletmede sadece “Aqua-Carbo 50 G/240 ML kullanıma hazır sulu aktif karbon içeren süspansiyon” üretiminin yapıldığı, tıbbi müstahzar olan bu ürünlerin imha işlemleri için kullanılmadan piyasadan toplanan ürünlerin “16 03 05” koduyla, kullanılmış ürünlerin ise “06 13 02” koduyla lisanslı firmalara gönderildiği belirtilmiş ve anılan şirket tarafından, söz konusu malzemelerin “aktif karbon içeren oral süspansiyon” olduğunun tespit edildiği 25/06/2012 tarihli ekspertiz raporu ile davacının Ankara Şubesine ait lisanslı araçlarla “06 13 02 ve 16 03 05” kodlarıyla taşınan dava konusu atığın, Kula Şubesi tarafından kabul edildiğini gösteren “…” sıra numaralısının da içinde bulunduğu ulusal atık taşıma formları ile Ankara Şubesine ait lisanslı araçla “06 13 02” koduyla taşınan dava konusu atığın, yine Ankara Şubesi tarafından kabul edildiğini gösteren “…” sıra numaralı ulusal atık taşıma formu da sunulmuştur.
Davalı idare tarafından Çevre Şehircilik Bakanlığına denetim tutanağı ve eki belgelerin sunulması üzerine, Bakanlığın … tarih ve … sayılı işlemi ile “Aqua Carbo” isimli atığın tıbbi müstahzar atığı olduğu ve Atık Yönetimi Genel Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin Ek-4 listesine göre atık kodunun da “18 01 08” olması gerektiğinin değerlendirildiği belirtilerek, davacının hem Ankara hem de Kula şubesinin çevre lisansları kapsamında yer almayan atıkları, farklı atık kodu adı altında kabul etmeleri nedeniyle 2872 sayılı Çevre Kanunu uyarınca idari yaptırım uygulanılması istenilmiştir.
Davalı idarece, … tarih ve … sayılı idari yaptırım kararı ile Bakanlığın … tarih ve … sayılı işlemine istinaden ulusal atık taşıma formlarının tarihleri de dikkate alınarak, gerek olay tarihinde gerekse daha önceki tarihlerde aynı eylemin gerçekleştirdiğinden bahisle, 2872 sayılı Çevre Kanununun 20. maddesinin 1. fıkrasının (r) bendi ile 2. fıkrası uyarınca (2012/1) Tebliğe göre 113.088,00-TL para cezası verilmiştir.
Bunun üzerine, anılan idari yaptırım kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2872 sayılı Çevre Kanununun 8. maddesinde; “Her türlü atık ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmak yasaktır. Kirlenme ihtimalinin bulunduğu durumlarda ilgililer kirlenmeyi önlemekle; kirlenmenin meydana geldiği hallerde kirleten, kirlenmeyi durdurmak, kirlenmenin etkilerini gidermek veya azaltmak için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdürler.” hükmü; 20. maddesinin 1. fıkrasının (r) bendinde: “Bu Kanunda ve yönetmeliklerde öngörülen usûl ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak atık toplayan, taşıyan, geçici ve ara depolama yapan, geri kazanan, geri dönüşüm sağlayan, tekrar kullanan veya bertaraf edenlere 24.000 Türk Lirası, ithal edenlere 60.000 Türk Lirası idari para cezası verilir.”, aynı maddenin 2. fıkrasında ise; “Bu maddenin (k), (l), (r), (s), (t), (u), (v) ve (y) bentlerinde öngörülen idarî para cezaları kurum, kuruluş ve işletmelere üç katı olarak verilir.” hükmüne yer verilmiştir.
05/07/2008 tarih ve 26927 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve dava konusu işleme esas denetimin yapıldığı tarihte yürürlükte olan Atık Yönetimi Genel Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 4. maddesinde; “Atık: Herhangi bir faaliyet sonucunda oluşan, çevreye atılan veya bırakılan EK-1’de yer alan sınıflardaki herhangi bir maddeyi, ifade eder.” olarak tanımlanmış, 5. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; “Atıkların ayırılması, toplanması, taşınması, geri kazanılması ve bertarafı sırasında su, hava, toprak, bitki ve hayvanlar için risk yaratmayacak, gürültü, titreşim ve koku yoluyla rahatsızlığa neden olmayacak, doğal çevrenin olumsuz etkilenmesini önleyecek ve böylece çevre ve insan sağlığına zarar vermeyecek yöntem ve işlemlerin kullanılması esastır.” kuralı, (f) bendinde; “Atıkların en yakın ve en uygun olan tesiste, uygun yöntem ve teknolojiler kullanılarak bertaraf edilmesi esastır.” kuralı, (e) bendinde; “Atıklar, birinci fıkranın (c) bendinde belirtilen şartlara uyulmak kaydıyla üretildikleri yerde geri kazanılabilir veya bertaraf edilebilir. Bunun yapılmaması halinde atığın sahibi, atıklarının, bir atık taşıyıcısı tarafından taşınarak EK-II A’da veya EK-II B’de belirtilen işlemleri yapan ve bu amaçla Bakanlıktan lisans almış bir tesis tarafından geri kazanılmasını veya bertarafını sağlamakla yükümlüdür.” kuralı, (g) bendinde; “Atıkların, lisanslı geri kazanım ve bertaraf tesisleri dışında yetkisiz kişi, kurum ve kuruluşlar tarafından toplanması, geri kazanılması ve bertaraf edilmesi yasaktır.” kuralı, 9. maddesinin 2. fıkrasında; “Lisans, atık türleri ve miktarları, yasal teknik zorunluluklar, her aşamada alınması gereken güvenlik önlemleri, geri kazanım ve bertaraf yöntemleri ile tesis alanına ilişkin bilgileri içerir.” kuralına, ekli atık listesinin “(06 13) Başka Bir Şekilde Tanımlanmamış Anorganik Kimyasal İşlemlerden Kaynaklanan Atıklar” başlığı altında “(06 13 02) Kullanılmış aktif karbon” atığına, “18 01 İnsanlarda Doğum, Teşhis, Tedavi ya da Hastalık Önleme Çalışmalarından Kaynaklanan Atıklar” başlığı altında “(18 01 08) Sitotoksik ve sitostatik ilaçlar” ve “(18 01 09) 18 01 08 dışındaki ilaçlar” şeklindeki atıklara yer verilmiştir.
Diğer taraftan, 12/01/2012 günlü, 28171 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2872 sayılı Çevre Kanunu Uyarınca Verilen İdari Para Cezalarına İlişkin Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (2012/2) ile 2872 sayılı Çevre Kanununun 20. maddesinin 1. fıkrasının (6) bendinin 1. paragrafı gereği 24.000,00-TL olarak belirlenen ceza miktarının, 10/01/2012-31/12/2012 tarihleri arasında 37.696,00-TL olarak uygulanacağı belirlenmiştir.
Öte yandan, 27/05/1994 tarih ve 21942 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Farmasötik Müstehzarların Biyoyararlanım ve Biyoeşdeğerliliğinin Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik”in 4. maddesinde; “Müstahzar: Belirli bir formülasyona göre belirli bir farmasötik şekil halinde araştırma / geliştirme boyutunda veya üretim boyutunda imal edilen ilaç” olarak tanımlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; her türlü atık ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı bir biçimde alıcı ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak suretiyle çevreyi kirletmenin yasak olduğu, bu anlamda anılan Yönetmelik kapsamında atığa uygun belirlenecek kod ile yalnızca o atık kodu almaya yetkili (lisanslı) geri kazanım/bertaraf tesisine gönderilmesi esastır. Lisans şartının amacı, atığın türü ve özelliğine göre geri kazanımı veya bertaraf işlemlerini çevreye zarar vermeden ya da bu işlemler sonucu çevreye olabilecek olumsuz etkilerini en aza indirebilecek teknik özelliklerin belirlenerek, bu özelliklere sahip tesisler tarafından yapılabilmesinin sağlanmasıdır.
Uyuşmazlığın çözümünde, olayın gerçekleştiği tarih itibarıyla tesise kabul edilebilecek atık kodları dikkate alınarak, işlemin hukuka uygun olup olmadığı değerlendirileceğinden, öncelikli olarak atığın kodunun belirlenmesi önem arz etmektedir.
Uyuşmazlıkta; İdare Mahkemesince, her ne kadar, davacı şirketin tesise kabul ettiği “Aqua-Carbo” isimli atığın, 06 13 02 ve 16 03 05 atık kodlarıyla geldiği ve bu kodların Atık Yönetimi Genel Esaslarına İlişkin Yönetmeliğe ek atık listesine göre, “kullanılmış aktif karbonu” ifade ettiği, dosyada mevcut ürün bilgilerine göre de, Aqua-Carbo isimli ürünün etken maddesinin % 100 aktif karbon olduğu anlaşılmakta olup, atığa ilişkin kimyasal analiz veya buna eşdeğer bir inceleme yapılmadan, atığın tıbbi müstahzar üreten firmadan kaynaklı ve kodunun 18 01 ile başlayan tıbbi müstahzar atıklar kapsamında olduğundan bahisle para cezası verilemeyeceği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ise de,
dava konusu olan ve piyasadan geri çekilen 21254 adet (270 kg) “Aqua-Carbo 50 G/240 ML kullanıma hazır sulu aktif karbon içeren süspansiyon”un ürün bilgisinde ve kullanma talimatında, %100 aktif karbon içerdiği, özellikle ilaçların ve diğer kimyasal maddelerin alınmasından kaynaklanan ağız yoluyla zehirlenme vakalarında mide-bağırsak sistemindeki zehirli maddelerin adsorbe edilmesinde endike olduğunun ifade edildiği dikkate alındığında, bu atığın %100 aktif karbon içermesinin, bunun tıbbi müstahzar (ilaç) olduğu gerçeğini değiştirmeyeceği açıktır.
Bununla birlikte, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının … tarih ve … sayılı yazısında, “18 01 İnsanlarda Doğum, Teşhis, Tedavi ya da Hastalık Önleme Çalışmalarından Kaynaklanan Atıklar” başlığı altında yer alan “18 01 07” kodunun “sitotoksik ve sitostatik ilaçlar”ı ifade ettiği, “18 01 08” kodunun ise bu türden olmayan tehlikesiz atıkları ifade ettiği, dolayısıyla, dava konusu ilacın ürün bilgisine bakıldığında, sitotoksik ve sitostatik ilaç olmadığı anlaşılmış olup, “18 01 08” kodu altında tehlikesiz atık sınıfında değerlendirildiği belirtilmiş ise de, yukarıda yer verilen mevzuat hükmü dikkate alındığında, “sitotoksik ve sitostatik ilaçlar”ı temsil eden kodun “18 01 08” olduğu, bu türden olmayan tehlikesiz atıkların kodunun da “18 01 08” yerine “18 01 09” olduğu görülmüştür. Dolayısıyla Bakanlık tarafından ürün bilgisinden hareketle dava konusu “Aqua-Carbo”nun, sitotoksik ve sitostatik ilaçlardan olmadığı belirtildiğinden, bu atığın kodunun yukarıda yer verilen mevzuat hükmü gereği “18 01 09” olması gerektiği, her durumda, davacının kabulünü yaptığı “(06 13) Başka Bir Şekilde Tanımlanmamış Anorganik Kimyasal İşlemlerden Kaynaklanan Atıklar” başlığı altında yer alan “(06 13 02) Kullanılmış aktif karbon” kodunun, dava konusu “Aqua-Carbo” isimli tıbbi müstahzar atığını temsil etmediği sonucuna varılmıştır.
Diğer taraftan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısından, tesislerin 18 01 08 ve 18 01 09 kodlu tıbbî atıkları kabule yetkilerinin olabilmesi için tehlikeli atık ara depolama konulu geçici faaliyet belgesinin veya çevre izin ve lisans belgesinin bulunmasının şart olduğu anlaşılmakta olup, davacının Kula Şubesinin, tehlikeli atık ara depolama faaliyetini de içeren geçici faaliyet belgesini almak için 27/09/2012 tarihinde yani dava konusu atığın imha işlemleri tamamlandıktan sonra başvurduğu ve Kula Şubesine 19/10/2012 tarihinde geçici faaliyet belgesi verildiği, davacının Ankara Şubesi adına dava konusu atığın imha tarihlerinde tehlikeli atık ara depolama konulu geçici faaliyet belgesinin veya çevre izin ve lisans belgesinin bulunduğuna ilişkin dosya kapsamında herhangi bir bilgi-belge de bulunmadığından, anılan yazının davacının Ankara Şubesi için geçerli olamayacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan, dava tarafından, temyize cevap dilekçesinde aynı konuda Kula Şubesi adına da para cezası verildiği ileri sürülmekte ise de, dava konusu atığın imhasının, davacının Ankara Şubesi tarafından da gerçekleştirildiği anlaşıldığından, davacının Ankara Şubesine de para cezası verilmesinde hukuken engel bir durum görülmemiştir.
Bu durumda, olay tarihi itibarıyla davacının 18 01 08 ve 18 01 09 kodlu tıbbî atıkları kabule yetkisinin bulunmadığı halde, 06 13 02 kodu adı altında Aqua-Carbo isimli tıbbi müstahzar atığının bertaraf edilmesi suretiyle yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin ihlal edildiği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 17/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.