Danıştay Kararı 6. Daire 2020/3974 E. 2020/13011 K. 16.12.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/3974 E.  ,  2020/13011 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/3974
Karar No : 2020/13011

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): 1- …
2- …
3- …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Balıkesir İli, Burhaniye İlçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parselde 16/02/2008 günü yapılan hafriyat eyleminin (işleminin) iptaliyle, tesiste eylem/işlem nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 200.000,00-TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; davacılar tarafından men’i müdahale ve tazminat istemiyle … Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada görevsizlik kararı verildiği, … Hukuk Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla karar düzeltme isteminin reddedilmesi üzerine görevsizlik kararının kesinleştiği, anılan kararın 28/05/2012 tarihinde kesinleştiğine ilişkin olarak 02/07/2012 tarihinde kesinleşme şerhi düzenlendiği, davacılar vekili tarafından Mahkemeye verilen 10/09/2012 tarihli dilekçe ile kararın kesinleştiğinden bahisle nispi karar harcının iadesinin talep edilmiş olduğu, görevsizlik kararının kesinleştiğinin öğrenildiği 10/09/2012 tarihinden itibaren en geç 30 günlük dava açma süresinin sona erdiği 10/10/2012 tarihine kadar 2577 sayılı Kanunun 9. maddesi uyarınca dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten çok sonra 24/10/2012 tarihinde açılan davanın tazminat istemine ilişkin kısmının süre aşımı nedeniyle esasını inceleme olanağı bulunmadığı, olayda, davaya konu edilen ve iptali istenen idari bir işlemin bulunmadığı, davacılar tarafından 16/02/2008 tarihli hafriyat eyleminin iptalinin talep edildiği anlaşıldığından, ortada idari davaya konu edilebilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olmaması nedeniyle 16/02/2008 tarihli hafriyat eyleminin iptali istemi yönünden işin esasının incelenmesi olanağı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın 200.000,00-TL tazminat istemine ilişkin kısmının 2577 sayılı Kanun’un 15/1-b maddesi uyarınca süre aşımı nedeniyle reddine, 16/02/2008 tarihli hafriyat eyleminin iptali istemi yönünden ise 2577 sayılı Kanunun 15/1-b maddesi uyarınca incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Men’i müdahale ve tazminat istemiyle … Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada verilen görevsizlik kararının Yargıtay tarafından onanması üzerine kararın düzeltilmesinin talep edildiği, karar düzeltme isteminin reddine ilişkin … Hukuk Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının usulüne uygun tebliği yapılmadan mahkeme kaleminden haricen öğrenildiği, kararın içeriğinin bu aşamada bilinmediği, 25/09/2012 tarihinde posta yoluyla tebliğ edilmesi üzerine kanuni süresi içerisinde başvuruda bulunularak davanın açılmış olduğu iddia edilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Danıştay Sekizinci Dairesinin 22/11/2019 tarih ve E:2015/5457, K:2019/10525 sayılı kararı ile Dairemize gönderilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : Balıkesir İli, Burhaniye İlçesi, …Mahallesi, … ada, … sayılı parselde 16/02/2008 günü yapılan hafriyat eyleminin (işleminin) iptaliyle, tesiste eylem/ işlem nedeniyle uğradıklarını ileri sürdükleri 200.000,00-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
Uyuşmazlıkta; … ve … tarafından, Balıkesir İli, Burhaniye İlçesi, … Mahallesi, …ada, … parsel sayılı taşınmaza yönelik … Belediye Başkanlığının haksız müdahalede bulunduğu, bu nedenle mülkiyetlerinde olan …ada, … parsel sayılı taşınmazda da zararlar oluştuğu belirtilerek, mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin önlenmesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazda oluşan zarar nedeniyle 150.000-TL, … ada, … parsel sayılı taşınmazda oluşan zarar nedeniyle 50.000,000-TL, işletmenin çalışamaz hale gelmesi nedeniyle 50.000,000-TL maddi tazminat ile her bir davacı için 25.000,000-TL manevi tazminatın haksız eylemin yapıldığı 16/02/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tazmini istemiyle açılan davada, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davalı Belediye Başkanlığının yıkım kararının Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünün 1975 tarihli kıyı kenar çizgisi esas alınarak İmar Kanunu kapsamında yıkımın yapılması gerektiğine ilişkin kararına dayanması nedeniyle, önlenmesi istenen müdahalenin ve tazmini istenen zararın da idari eylem ve işlemden kaynaklandığı, taleplerin niteliği gereği 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesi hükmüne göre davanın İdari Yargı yerinde bakılması gerektiği gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine karar verildiği, anılan kararın … Hukuk Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla onandığı, karar düzeltme talebinin ise aynı Dairenin 28/05/2012 tarih ve E:2012/5913, K:2012/10991 sayılı kararıyla reddedildiği görülmektedir.
Burhaniye Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının … Hukuk Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ilamı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verilmekle 28/05/2012 tarihinde kesinleştiğinin 02/07/2012 işlemle karara şerh edildiği; davacılar vekili tarafından görevsizlik kararının kesinleştiğinden bahisle, 4.032,85-TL harcın iadesinin talep edildiği 10/09/2012 tarihli dilekçesi üzerine, 13/09/2012 tarihinde harcın iade edildiği, karar düzeltilmesi isteminin reddine ilişkin Yargıtay İlamının ise davacılar vekiline 24/09/2012 tarihinde tebliği sonrası haksız hafriyat eylemi/işleminin iptali ve eylem/işlem nedeniyle meydana gelen fiziki harabiyetin onarımı için 150.000TL, oluşan ticari zararlar için 50.000-TL olmak üzere toplam 200.000,000-TL tazminat istemiyle 24/10/2012 tarihli dilekçe ile bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin E:… sayılı dosyasının davacılarından …’ın vefatı nedeniyle … Sulh Hukuk Mahkemesinden alınan 11/08/2009 tarihli mirasçılık belgesinde yer alan … ve …’ın dahili davacı olarak kararda yer aldığı, bakılan davada ise …, … ve …’ın davacı olduğu görülmüştür.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7/1. maddesinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu; 8. maddesinde, sürelerin, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı, 9. maddesinde, çözümlenmesi Danıştay’ın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli ve askeri yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabileceği ve görevsiz yargı merciine başvurma tarihinin, Danıştay’a, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edileceği, adli veya askeri yargı yerlerine açılan ve görevsizlik sebebiyle reddedilen davalarda, görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra birinci fıkrada yazılı otuz günlük süre geçirilmiş olsa dahi, idari dava açılması için öngörülen süre henüz dolmamış ise bu süre içinde idari dava açılabileceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 13. maddesinde ise “1. İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabilir. 2. Görevli olmayan adli yargı mercilerine açılan tam yargı davasının görev yönünden reddi halinde sonradan idari yargı mercilerine açılacak davalarda, birinci fıkrada öngörülen idareye başvuru şartı aranmaz.” hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; 2577 sayılı Kanunun 8. maddesine göre sürelerin hesabında tebliğ tarihinin esas alınacağı hüküm altına alındığından, aynı Kanunun 9. maddesinde idari yargıya başvurma için öngörülen 30 günlük sürenin başlangıcına, karar düzeltme isteminin reddine ilişkin kararın davacıya veya vekiline tebliğ edildiği tarihin esas alınması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı görevsizlik kararının Yargıtay kararıyla onandığı, karar düzeltme talebinin ise … Hukuk Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla reddedilerek anılan kararın kesinleştiği, bu tarih itibarıyla da … Asliye Hukuk Mahkemesince kesinleşme şerhinin konulduğu, karar düzeltme isteminin reddine ilişkin Yargıtay ilamının davacılar vekiline 24/09/2012 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine, 30 günlük kanuni süresi içerisinde 24/10//2012 tarihinde kayda giren dilekçe ile bakılan davanın açıldığı, dava dilekçesinin bir bütün olarak incelenip değerlendirilmesinden, dava konusunun, davalı idarenin hafriyat eylemi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini isteminden kaynaklandığı, 2577 sayılı Kanunun yukarıda anılan 13. maddesi uyarınca açılmış tam yargı davası niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, İdare Mahkemesince, 2577 sayılı Yasanın 9. maddesi uyarınca kesinleşen görevsizlik kararının tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 günlük kanuni süresi içerisinde açılan davanın esasının incelenerek karar verilmesi gerekirken, davanın, tazminat istemine ilişkin kısmının süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen temyize konu kararın bu kısmında hukuki isabet görülmemektedir.
Diğer taraftan, hafriyat eyleminin (işleminin) iptaliyle, tesiste eylem/işlem nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini talebini içeren dilekçenin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmış olup, dilekçenin tazminat talebine ilişkin kısmı yönünden 2577 sayılı Kanunun 9. maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilirken, 16/02/2008 tarihli hafriyat eylemi/işleminin iptali istemi yönünden ise 2577 sayılı Kanunun 15/1-b maddesi uyarınca incelenmeksizin ret kararı verilmesinde de hukuki isabet bulunmadığından, bozma kararı üzerine, yukarıda belirtildiği üzere, davanın, 2577 sayılı Yasanın 13. maddesi uyarınca uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini istemiyle açıldığı dikkate alınarak, bu işlem yönünden de dava dilekçesinin bir bütün olarak değerlendirilip, işin esasının incelenmesi suretiyle yeniden karar verileceği tabiidir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacıların temyiz istemlerinin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen süre aşımı nedeniyle reddine, kısmen incelenmeksizin reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 16/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.