Danıştay Kararı 6. Daire 2020/3378 E. 2020/13681 K. 24.12.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/3378 E.  ,  2020/13681 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/3378
Karar No : 2020/13681

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : I- (DAVACI) 1- …
2-(DAVACI YANINDA MÜDAHİL) ….
VEKİLLERİ : Av. …
II- (DAVALI) … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF : 1- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
2- ….
3- …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapıda imara aykırı imalatlar yapıldığından bahisle, 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 13. maddesine istinaden 3194 sayılı İmar Kanununun 42/2. maddesi uyarınca 73.746,58-TL para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı İstanbul Büyükşehir Belediye Encümeni kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:…, sayılı kararda; söz konusu taşınmazın davacının kullanımında olmadığı, taşınmazın intifa hakkı sahibi müdahil …’nin kullanımında olduğu ve imalatların anılan kişi tarafından yapıldığı, dolayısıyla … tarih ve … sıra numaralı yapı tatil tutanağında belirtilen aykırılıkların, kim tarafından yapıldığı somut olarak ortaya konularak, cezaların şahsiliği ilkesi gereği bu kişi aleyhine para cezası uygulanması gerektiğinden, bu hususta hukuken itibar edilebilir bir saptama yapılmadan, yapı tatil tutanağının düzenlendiği tarihteki güncel tapu kaydındaki malik bilgileri esas alınarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılarak, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: Temyize konu İdari Dava Dairesince verilen kararda; davalı idare tarafından yapılan istinaf istemi kısmen kabul edilerek, dava konusu işlemin dayanağı yapı tatil tutanağı ile yapı mühürlendikten sonra 11/01/2019 tarihinde “mühür fekki yapılmak suretiyle inşai faaliyetlere devam edildiği” hususunun tespit edildiği, müdahil … tarafından 29/08/2007 ve 29/09/2014 tarihlerinde dava konusu yapıya ilişkin olarak davalı idareye yapılan tadilat başvurusu nedeniyle 11/01/2019 tarihi itibariyle devam eden dava konusu ruhsata aykırı inşai faaliyetin de davacı tarafından gerçekleştirilmediği sonucuna ulaşılamayacağı, ruhsat ve eki projesine aykırı olarak yapılan imalatların yapı tatil zaptının düzenlendiği tarihte malik olan kişi tarafından yapıldığı karinesinin aksinin davacı tarafından ispat edilemediği, davacı tarafından 11/01/2019 tarihi itibariyle devam eden ruhsata aykırı inşai faaliyetin kendisi tarafından yapılmadığına ilişkin dosyaya bilgi ve belge sunulmadığı gibi, davalı idareye yapıyı yapan kişiyi şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit etme külfetinin yüklenemeyeceğinin açık olduğu gerekçesiyle 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi uyarınca verilen temel para cezasına ve bu cezaya 42. maddenin 2. fıkrasının (c) bendinin 5. ve 7. alt bentleri uyarınca artırım uygulanmasına ilişkin kısmı yönünden davanın reddine, Mahkeme kararının para cezasının 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin 8. alt bendi uyarınca artırım uygulanmasına ilişkin kısmına yönelik yapılan istinaf başvurusunun ise dava konusu imalatların mevcut ruhsatlı yapıda gerçekleştirildiği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
1-Davacı tarafından; dava konusu imalatların intifa hakkı sahibi müdahil tarafından hukuka ve usule uygun yapıldığı, imalatların yapıldığı tarihte yurt dışında olduğu ileri sürülmektedir.
2-Müdahil tarafından; dava konusu imalatların basit onarım iznine uygun olarak kendisi tarafından yapıldığı ileri sürülmektedir.
3-Davalı idare tarafından; dava konusu yapının imar işlem dosyasında yapılan incelemede onaylı her hangi bir mimari proje, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni bulunmadığı belirtilerek 3194 sayılı Kanunun 42/2. maddesinin (c) bendinin 8. alt bendi uyarınca artırım uygulanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :
1-Davalı idare tarafından; Dava konusu para cezasının kısmen reddine ilişkin temyize konu kararın hukuk ve usule uygun olduğu belirtilerek davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
2-Davacı tarafından; Yaklaşık on yıldır yurt dışında yaşadığı, taşınmaz üzerinde hiç bir tasarrufunun bulunmadığı, davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
3-Müdahil tarafından; Yapının mimari projesinin bulunduğu, binanın yola terki olduğundan yapı ruhsatı alınamadığı, davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin kısmen kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının kısmen bozulması kısmen de değişik gerekçe ile onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapıda imara aykırı imalatlar yapıldığından bahisle, 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 13. maddesine istinaden 3194 sayılı İmar Kanununun 42/2. maddesi uyarınca 73.746,58-TL para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı İstanbul Büyükşehir Belediye Encümeni kararı alınmıştır.
Bunun üzerine görülmekte olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” kenar başlıklı 38. maddesinin 7. fıkrasında, “Ceza sorumluluğu şahsidir” hükmü yer almaktadır.
2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 1. maddesinde; “Bu Kanunun amacı; İstanbul Boğaziçi Alanının kültürel ve tarihi değerlerini ve doğal güzelliklerini kamu yararı gözetilerek korumak ve geliştirmek ve bu alandaki nüfus yoğunluğunu artıracak yapılanmayı sınırlamak için uygulanacak imar mevzuatını belirlemek ve düzenlemektir” hükmü, 11. maddesinde; “Boğaziçi Alanındaki yapılar, kazı izni verildiği günden itibaren Boğaziçi İmar Müdürlüğünce inşaat ruhsatına ve eklerine ve bu Kanunla belirlenen esaslara göre denetlenir. Boğaziçi İmar Müdürlüğü, denetleme sırasında inşaat ruhsatı ve eklerine ve bu Kanunla belirlenen imar mevzuatına aykırılıkları bir tutanakla tespit eder. Tutanak tanziminde mal sahibi veya müteahhit veya fenni mesulün bulunması esastır. Bunların bulunmamaları halinde inşaatta çalışan herhangi bir kişinin bulunması da yeterlidir. Terkedilmiş bir inşaatta tutanak, Boğaziçi İmar Müdürlüğünce görevlendirilecek asgari üç görevli tarafından tanzim edilir. İnşaat ruhsatı ve eklerine ve imar mevzuatına aykırılığı tespit edilen yapılar için, tutanak tanzimi ile birlikte inşaat mühürlenir. Yapının mühürlendiğini belirten belge ve levhalar yapının muhtelif cephelerine asılır. Bu suretle durum mal sahibine veya müteahhide veya fenni mesule tebliğ edilmiş sayılır…” hükmü; aynı Kanunun 12. maddesinde; “Kullanma izni verilen yapıların, Boğaziçi İmar Müdürlüğünce tespit edilecek önceliklere göre ve bir program dahilinde, projelerine ve imar mevzuatına uygunluğu denetlenir. Denetleme sırasında tespit edilen aykırılıklar bu Kanunun 11. maddesinde belirtilen esaslara göre tespit edilir ve derhal Boğaziçi İmar Müdürlüğüne bildirilir. Tutanak tanziminde mal sahibi veya yönetici veya kiracının bulunması esastır. Terkedilmiş yapılarda tutanak Boğaziçi İmar Müdürlüğünce görevlendirilecek asgari üç görevli tarafından tanzim edilir. Yapıda imar mevzuatına aykırı olarak yapılan değişiklikler ve eklentiler, bu kanunun 13. maddesinde belirtilen esaslara göre Boğaziçi İmar Müdürlüğünce yıkılır ve yıktırılır…” hükmü yer almaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununun

4. maddesinde; bu Kanunun ilgili maddelerine uyulmak kaydı ile 2960 sayılı İstanbul Boğaziçi Kanunu ile belirlenen veya belirlenecek olan yerlerde, bu Kanunun özel kanunlara aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı, 42. maddesinde; “Bu maddede belirtilen ve imar mevzuatına aykırılık teşkil eden fiil ve hallerin tespit edildiği tarihten itibaren on iş günü içinde ilgili idare encümenince sorumlular hakkında, üstlenilen her bir sorumluluk için ayrı ayrı olarak bu maddede belirtilen idari müeyyideler uygulanır. Ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının sahibine, yapı müteahhidine ve aykırılığı altı işgünü içinde idareye bildirmeyen ilgili fenni mesullere yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleşmeye ve çevreye etkisine, can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın büyüklüğüne göre, beşyüz Türk Lirasından az olmamak üzere aşağıdaki şekilde hesaplanan idari para cezaları uygulanır. (…)” şeklinde düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Ceza sorumluluğunun şahsiliği ceza hukukunun temel ilkelerindendir. Cezaların şahsiliğinden amaç, bir kimsenin işlemediği bir fiilden dolayı cezalandırılamaması, başka bir anlatımla bir kimsenin başkasının fiilinden sorumlu tutulamamasıdır. Anayasanın 38. maddesinde idari ve adli cezalar arasında bir ayrım yapılmadığından idari para cezaları da bu maddede öngörülen ilkelere tabidir.
Cezaların şahsiliği ilkesi uyarınca; 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesine göre verilecek olan para cezasının ruhsatsız ya da ruhsata aykırı yapıyı fiilen yapan ya da yaptıran kişi adına, bir başka ifade ile yapı sahibi adına verilmesi gerekmektedir. Yapı sahibinin ise her zaman taşınmaz maliki ile aynı kişi olması zorunlu olmadığından ruhsatsız yapıyı yapan kişinin taşınmaz malikinden farklı bir kişi olduğunun anlaşılması durumunda, taşınmaz maliki adına değil yapıyı yapan adına para cezası verilmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; İstanbul İli, Sarıyer İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmazın imar planında Boğaziçi öngörünüm alanında kaldığı, idare elemanlarınca yapılan denetimde, uyuşmazlığa konu zemin+1.normal kat+2.normal kattan oluşan yapıda mevcut ahşap döşemelerin yıkıldığı, bina kat yükseklikleri boyunca çelik kolonlar yapıldığı ve çelik zemin kat tavan döşemesi yapıldığının 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 11. ve 12. maddesi uyarınca düzenlenen … tarih ve … sayılı yapı tatil tutanağı ile tespit edildiği ve yapının mühürlendiği, … tarih ve … sayılı tespit tutanağı ile mührün fekkedilerek inşai faaliyete devam edildiğinin tespit edildiği, sonrasında, İstanbul Büyükşehir Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararı ile 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendine göre temel para cezasının hesaplandığı, bu tutara (c) bendinin 5., 7. ve 8. alt bentlerinde düzenlenen artırım oranının uygulandığı, dava konusu işlem ile davacıya 73.746,58 TL para cezası verildiği, İdare Mahkemesince, taşınmazın intifa hakkı sahibi müdahil …’nin kullanımında olduğu ve imalatların anılan kişi tarafından yapıldığı, cezaların şahsiliği ilkesi gereği bu kişi aleyhine para cezası uygulanması gerektiğinden, bu hususta hukuken itibar edilebilir bir saptama yapılmadan, yapı tatil tutanağının düzenlendiği tarihteki güncel tapu kaydındaki malik bilgileri esas alınarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verildiği, anılan karara karşı davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunun ise kısmen kabul edilerek; 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi uyarınca verilen temel para cezasına ve bu cezaya 42. maddenin 2. fıkrasının (c) bendinin 5. ve 7. alt bentleri uyarınca artırım uygulanmasına ilişkin kısmı yönünden davanın reddine; Mahkeme kararının, para cezasının 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinin 8. alt bendi uyarınca artırım uygulanmasına ilişkin kısmına yönelik yapılan istinaf başvurusunun ise gerekçeli olarak reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlıkta; davacı tarafından, 17/06/2020 tarihinde kayda giren temyize cevap dilekçesi ekinde 21/11/2011-28/03/2018 tarihleri arasında …’da, 20/03/2018 tarihinden itibaren ise …’da ikamet ettiğine ilişkin belgeler sunulduğu, davacının dava konusu taşınmazda 17/05/2015 tarihinde müdahil ile beraber eşit paylarda intifa hakkına sahip olduğu, daha sonra taşınmazın davacı tarafından 16/03/2015 tarihinde satın alındığı, … tarih ve … sayılı yapı tatil tutanağı ile … tarih ve … sayılı tespit tutanağının düzenlendiği tarihlerde yurt dışında yaşadığının davacı tarafından somut olarak ortaya konulduğu, öte yandan müdahil tarafından anılan tutanaklarda tespit edilen imalatların kendisi tarafından yapıldığının beyan edildiği de göz önüne alındığında taşınmazın davacının kullanımında olmadığı, imara aykırı imalatların davacı tarafından yapıldığından bahisle para cezası uygulanmasının cezaların şahsiliği ilkesine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi uyarınca verilen temel para cezasına ve bu cezaya 42. maddenin 2. fıkrasının (c) bendinin 5. ve 7. alt bentleri uyarınca artırım uygulanmasına ilişkin kısmı yönünden davanın reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan; dava konusu encümen kararının 42. maddenin 2. fıkrasının (c) bendinin 8. alt bendi uyarınca artırım uygulanmasına ilişkin kısmının iptali yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının ve davacı yanında müdahilin temyiz isteminin kabulüne, davalının temyiz isteminin ise reddine,
2. 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi uyarınca verilen temel para cezasına ve bu cezaya 42. maddenin 2. fıkrasının (c) bendinin 5. ve 7. alt bentlerinin artırımlı uygulanması yönünden Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile anılan kararının kaldırılarak yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen davanın reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bu kısmının BOZULMASINA, anılan kararın 8. alt bent yönünden dava konusu işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararına yönelik yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki kısmının ise de yukarıda belirtilen değişik gerekçe ile ONANMASINA,
3. Yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmediğinden kullanılmayan yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacı ve davacı yanında müdahile iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 24/12/2020 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.