Danıştay Kararı 6. Daire 2020/3079 E. 2020/10941 K. 17.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/3079 E.  ,  2020/10941 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/3079
Karar No : 2020/10941

TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
2-(DAVALI) : … Belediye Başkanlığı – …
VEKİLİ : Av. …
3-(DAVALI YANINDA MÜDAHİL) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF: 1-(DAVALI) : … Belediye Başkanlığı – …
2-(DAVALI YANINDA MÜDAHİLLER) :
-…
-…
3-(DAVACI) : …

İSTEMİN ÖZETİ : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … İli, … İlçesi, …Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın maliki olan davacı tarafından, söz konusu taşınmazın kuzey doğu ve kuzey batı istikametlerinde bulunan imar yollarının açılması istemiyle yapılan 27/09/2018 tarihli başvurunun reddine ilişkin davalı idarenin 21/11/2018 tarih ve 62201 sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; ilgili mevzuatta belediyelere, imar planlarını uygulamak üzere belirtilen süre içerisinde imar programlarını hazırlamak zorunluluğu getirildiği, imar planlarının yürürlüğe girmesinden sonra, imar programına alınan taşınmazların imar planında 3194 sayılı Kanunun 18. maddesinde yer alan fonksiyonlara ayrılmış olması durumunda öncelikle 3194 sayılı İmar Kanunun 18. maddesi uyarınca parselasyon işlemi yapılıp İmar Kanununun 18. maddesinde sayılan fonksiyonlardan olan bahse konu yolun düzenleme ortaklık payından karşılanabileceği ve mülkiyet hakkı kapsamında davalı idarece gerekli işlemler yapılarak davacının talebinin yerine getirilmesinin yasal bir zorunluluk olduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: Safranbolu Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararı ile bu karar üzerine düzenlenen tescil bildirim beyannamesi ve tapu kayıtlarının incelenmesinden, … İli, … İlçesi, …Mahallesi, … ada, … sayılı parselin imar yoluna mülkiyet terkinleri yapıldıktan sonra …, …, …, … sayılı parsellerin oluştuğu; bu nedenle, yürürlükteki imar planında belirlenen yolun kamulaştırma işlemine gerek kalmadan fiilen açılmasında hukuki bir engelin bulunmadığı anlaşıldığından istinaf yoluna başvurulan Mahkeme kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :
Davacı tarafından; tahkikatın sona erdiği tarihten sonra verilen müdahale dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken temyize konu kararda müdahil tarafların kabulü ile hüküm fıkrasında gösterildiğinden bu yönden kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı tarafından; işlem tarihi itibariyle davacının başvurusuna ilişkin herhangi bir ödenek ayrılmadığı için talebin reddedildiği, mahkemenin davalı idare yerine geçerek işlem tesis etmeye çalıştığı, idarenin işlemleri hakkında yerindelik denetimi yapılamayacağı ileri sürülmektedir.
Davalı yanında müdahil … tarafından; mahkemelerce yerindelik denetimi yapılamayacağı gibi idarelerin işlem tesis etmesine zorlanamayacağı, mevzuata göre parselden terk suretiyle yol oluşturulamayacağı gibi ifraz suretiyle çıkmaz sokak oluşturulamayacağı, hukuken bireysel faydaya nazaran kamu yararına üstünlük tanınması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın maliki olan davacı tarafından, söz konusu taşınmazın kuzey doğu ve kuzey batı istikametlerinde bulunan imar yollarının açılması istemiyle yapılan 27/09/2018 tarihli başvurunun reddine ilişkin davalı idarenin 21/11/2018 tarih ve 62201 sayılı işleminin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT: 3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde, “Nazım İmar Planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklüklerini ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plandır.
Uygulama İmar Planı; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plandır.” hükmü yer almıştır.
3194 sayılı Kanunun 6. Maddesinde, planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmış, her planın bir üst kademedeki plana uygun olarak hazırlanması zorunluluğu getirilmiştir.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin 1.fıkrasının (a) bendinin sekizinci alt bendinde “Koruma amaçlı imar plânı: bu Kanun uyarınca belirlenen sit alanlarında, alanın etkileşim-geçiş sahasını da göz önünde bulundurarak, kültür ve tabiat varlıklarının sürdürülebilirlik ilkesi doğrultusunda korunması amacıyla arkeolojik, tarihi, doğal, mimarî, demografik, kültürel, sosyo-ekonomik, mülkiyet ve yapılaşma verilerini içeren alan araştırmasına dayalı olarak; hali hazır haritalar üzerine, koruma alanı içinde yaşayan hane halkları ve faaliyet gösteren iş yerlerinin sosyal ve ekonomik yapılarını iyileştiren, istihdam ve katma değer yaratan stratejileri, koruma esasları ve kullanma şartları ile yapılaşma sınırlamalarını, sağlıklaştırma, yenileme alan ve projelerini, uygulama etap ve programlarını, açık alan sistemini, yaya dolaşımı ve taşıt ulaşımını, alt yapı tesislerinin tasarım esasları, yoğunluklar ve parsel tasarımlarını, yerel sahiplilik, uygulamanın finansmanı ilkeleri uyarınca katılımcı alan yönetimi modellerini de içerecek şekilde hazırlanan, hedefler, araçlar, stratejiler ile plânlama kararları, tutumları, plân notları ve açıklama raporu ile bir bütün olan nazım ve uygulama imar plânlarının gerektirdiği ölçekteki plânlardır.” hükmü yer almaktadır.
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 26.maddesinin 6. fıkrasında da; “İmar planında gösterilen yolların genişletme, daraltma ve güzergahına ait imar planı değişikliklerinde, a) Devamlığı olan bir yol belli bir kesimde şerit sayısı azaltılamaz ve daraltılamaz. b) Yolların kaydırılmasında, mülkiyet ve yapılaşma durumu esas alınır. c) İmar planlarındaki gelişme alanlarında geçiş amaçlı 3,00 metreden dar yaya yolu, 10,00 metreden dar trafik yolu açılamaz; yerleşik alanlarda mülkiyet ve yapılaşma durumlarının elverdiği ölçüde yukarıdaki standartlara uyulur. Ancak parseller 7,00 metreden dar yollardan mahreç alamaz. ç) İmar planı değişikliği ile taşıt geri dönüş kurbu olmayan çıkmaz yol ihdas edilemez. d) İmar planlarında Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluğunda olan karayollarında yapılacak her türlü değişiklikte bu Kuruluştan alınacak görüşe uyulur. e) Plan alanındaki trafik hacimleri ile yeni getirilen kullanımların trafik üretme ve trafik çekme hacimleri dikkate alınarak yol ve kaldırım genişlikleri belirlenir.” hükmü bulunmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 26.maddesinin 6. fıkrasında yer alan “İmar planı değişikliği ile çıkmaz sokak ihdas edilmez.” hükmü uyarınca mevcutta çıkmaz olan yolun imar planından kaldırılması ve tekrar çıkmaz yol şeklinde devam etmesinin yönetmelik ve planlama teknikleri açısından uygun olmadığı, bu nedenle bu statüden çıkarılıp diğer bir tali yola bağlanmasının planlama teknikleri açısından bir gereklilik olduğu açıktır.
Dosyada yer alan Safranbolu Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminde, bahse konu alanda … ada, … sayılı parselden yola terk işlemi yapıldığı, … ada, …, … ve … sayılı parsellerin bir kısmının belirtilen yol güzergahında kaldığı, …ada, …, … ve … sayılı parsellerin imar programında yer almadığı, bu nedenle … sayılı parselin sınırına kadar yol açılabileceği, … ada, …, … ve … sayılı parsellerin kamu eline geçmeden imar yolunun tamamının açılamayacağı hususu yer almaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda, … ada, … sayılı parselin imar yoluna mülkiyet terkinleri yapıldıktan sonra …, …, …, … sayılı parsellerin oluştuğu; bu nedenle, yürürlükteki imar planında belirlenen yolun kamulaştırma işlemine gerek kalmadan fiilen açılmasında hukuki bir engelin bulunmadığı anlaşılmış olsa da, yukarıda anılan İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün yazısında imar planında yer alan yolun diğer kısmını oluşturan … ada, …, … ve … sayılı parsellerin imar programında yer almadığı, bu nedenle … sayılı parselin sınırına kadar yol açılabileceği, … ada, …, … ve … sayılı parsellerin kamu eline geçmeden imar yolunun tamamının açılamayacağı görüldüğünden, imar planlarında öngörülen ulaşım sisteminin bir parçası olan imar yollarının güzergahının belirlenmesi sırasında yolun devamlılığının ve diğer yollarla bağlantısının gözönünde bulundurulması zorunluluğu uyarınca çıkmaz yol niteliğinde bir yol formunun ulaşım sistemine ve mevzuata aykırılık taşıdığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, mevcut mülkiyet terkinleri ile ulaşım sistemine ve mevzuata uygun olmayan bir yol formu oluşacağı görüldüğünden, dava konusu taşınmazın kuzey doğu ve kuzey batı istikametlerinde bulunan imar yollarının açılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemde sonucu itibariyle hukuka aykırılık görülmemiştir.
Öte yandan, İmar Kanununun 3. maddesinde herhangi bir sahanın imar planındaki esaslardan farklı amaçlarla kullanılamayacağı, bu amacın yerine getirilmesine ilişkin ise 10. maddesi hükmüyle, belediyelere imar planının yürürlüğe girmesinden itibaren en geç üç ay içinde imar programını hazırlama, yatırımcı kuruluşlara imar planlarında kamu hizmetine ayrılan arsaları imar programı süresi içerisinde kamulaştırma, yine yetkili idari makamlara kamulaştırmaya ilişkin ödeneği yatırımcı kuruluşun bütçesine koyma mükellefiyeti yüklenmek suretiyle kanun koyucu tarafından kamu yararı adına fedakarlığa katlanmak durumunda kalan taşınmaz maliklerinin mülkiyet haklarının ihlal edilmesi sonucunu doğuracak şekilde uzun süre taşınmazlarının imar programlarına alınmadan bekletilmesi uygun görülmemiş ve idareye herhangi bir takdir yetkisi tanınmaksızın bağlayıcı sürelerle gerekli işlemleri yapma görevi verilmiştir.
İmar planıyla belirlenen kullanım amacı doğrultusunda yolun tamamının imar programına alınarak parselasyon, kamulaştırma gibi uygulama araçlarıyla kamunun eline geçmesinin sağlanması ve yolun fiilen açılmasının diğer bir ifade ile kamu hizmetinin yerine getirilmesinin davalı idarenin görev ve sorumluluğunda bulunduğu hususunun da göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı ve davalı yanında müdahilin temyiz isteminin kabulüne,
2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 17/11/2020 tarihinde, kesin olarak, oy birliğiyle karar verildi.