Danıştay Kararı 6. Daire 2020/2513 E. 2022/922 K. 01.02.2022 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/2513 E.  ,  2022/922 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/2513
Karar No : 2022/922

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- (DAVACI) … Pazarlama A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI) … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF : 1- … Belediye Başkanlığı
2- … Pazarlama A.Ş.

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin …. tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davacı tarafından vekalet ücreti yönünden, davalı tarafından para cezası yönünden temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Kahramanmaraş İli, … İlçesi, … Köyü/ (Mahallesi), … ada, … parsel sayılı taşınmazda paylı mülkiyet sahibi olan davacı şirketin, söz konusu alanda ruhsatsız olarak 1-2-3-4 numaralı yapıları yaptığından bahisle mühürlenmesi neticesinde, mühürlemeye konu yapıların bir aylık yasal süresi içerisinde ruhsatlandırılmadığından bahisle 3194 sayılı İmar Kanununun 42/3. maddesi uyarınca 2.616,58-TL maktu para cezası verilmesine ve anılan yapıların aynı Kanunun 32. maddesi uyarınca yıkılmasına ilişkin … tarihli, … sayılı … Belediye Encümeni kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; davanın kısmen karar verilmesine yer olmadığı, kısmen reddi, kısmen iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Ondördüncü Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla bozulması üzerine bozma kararına uyularak dava konusu encümen kararının; 2.616,58-TL maktu para cezası verilmesine ilişkin kısmının; ruhsata aykırılığın tespit edildiği tarih itibariyle yapıda paylı mülkiyet sahibi olan ve 32. maddedeki mükellefiyetleri yerine getirme konusunda sorumluluğu olan davacıya 42. maddenin 3. fıkrası uyarınca maktu para cezası verilebileceği açık olmakla birlikte, davalı idarece ruhsata aykırı yapıların yapıldığı taşınmaz üzerinde davacı şirketin paylı mülkiyet sahibi olduğu da gözetilerek, hissesi oranında idari para cezası verilmesi gerekirken, anılan para cezasının tamamından davacı şirketin sorumlu tutulmasına ilişkin işlemde bu yönüyle hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle iptaline, yıkım kararı alınmasına ilişkin kısmı bakımından ise; işleme konu 1, 2, 3 ve 4 numaralı yapıların ruhsata bağlanması sebebiyle dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : 1- Davacı tarafından, davanın esas itibarıyla kendi lehine sonuçlandığı, bu bakımdan Mahkeme kararının dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına kararı yönüyle de davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken davalı idare lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının bozmayı gerektirdiği ileri sürülmektedir.
2- Davalı idare tarafından söz konusu taşınmazın hisseli olup olmamasının değil, yapıyı yapanın kim olduğunun önemli olduğu, dava dilekçesinde de görüldüğü üzere davacının aksini iddia etmediği, aksine yapıların ruhsata bağlanması için verilen 1 aylık sürenin yetersizliğinden şikayet ettiği, nitekim dava devam ederken davacı tarafından yapıların ruhsata bağlandığı bu haliyle davacının yapı sahibi olduğunun açıkça ortaya konulduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : 1- Davacı tarafından, davalı idarenin öne sürdüğü iddiaların önceki temyiz aşamasına konu edilip incelendiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
2- Davalı idare tarafından, tesis edilen işlemin davacının kusuruna ve imar mevzuatına uygun davranmamasına istinaden tesis edildiği, dava devam ederken yapıların ruhsata bağlanmış olmasının davacının sorumluluğunu kaldırmayacağı, dolayısıyla idare lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu ileri sürülmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Davalının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY : Kahramanmaraş İli, Dulkadiroğlu İlçesi, … Köyü/ (Mahallesi), … ada, …. parsel sayılı taşınmazda paylı mülkiyet sahibi olan davacı şirketin, söz konusu alanda ruhsatsız olarak 1-2-3-4 numaralı yapıları yaptığından bahisle mühürlenmesi neticesinde, mühürlemeye konu yapıların bir aylık yasal süresi içerisinde ruhsatlandırılmadığından bahisle 3194 sayılı İmar Kanununun 42/3. maddesi uyarınca 2.616,58-TL maktu para cezası verilmesine ve anılan yapıların aynı Kanunun 32. maddesi uyarınca yıkılmasına ilişkin … tarihli, … sayılı Kahramanmaraş Belediye Encümeni kararının tesis edilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” kenar başlıklı 38. maddesinin 7. fıkrasında, “Ceza sorumluluğu şahsidir” hükmü yer almaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesinde; ” Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce (…) tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur. Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshası
da muhtara bırakılır. Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister(…) hükmü yer almaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 3. fıkrasında ; “18, 28, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 40 ve 41 inci maddelerde belirtilen mükellefiyetleri yerine getirmeyen veya bu maddelere aykırı davranan yapı veya parsel sahibine, harita, plan, etüt ve proje müelliflerine, fenni mesullere, yapı müteahhidine ve şantiye şefine, ilgisine göre ayrı ayrı olmak üzere ikibin Türk Lirası, bu fiillerin çevre ve sağlık şartlarına aykırı olması halinde dörtbin Türk Lirası, can ve mal emniyetini tehdit etmesi halinde altıbin Türk Lirası idari para cezası verileceği hüküm altına alınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Ceza sorumluluğunun şahsiliği ceza hukukunun temel ilkelerindendir. Cezaların şahsiliğinden amaç, bir kimsenin işlemediği bir fiilden dolayı cezalandırılamaması, başka bir anlatımla bir kimsenin başkasının fiilinden sorumlu tutulamamasıdır. Anayasanın 38. maddesinde idari ve adli cezalar arasında bir ayrım yapılmadığından idari para cezaları da bu maddede öngörülen ilkelere tabidir.
Cezaların şahsiliği ilkesi uyarınca; 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42. maddesine göre verilecek olan para cezasının ruhsatsız ya da ruhsata aykırı yapıyı fiilen yapan ya da yaptıran kişi adına, bir başka ifade ile yapı sahibi adına verilmesi gerekmektedir.
3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 3. fıkrasına göre verilecek cezanın, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı yapının tespiti halinde, anılan Kanunun 32. maddesindeki mükellefiyeti yerine getirmeyerek bir ay içinde ruhsat almayan ya da yapısını ruhsata uygun hale getirmeyenlere yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, ruhsat almadan ya da ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığının tespiti halinde, yapı tatil tutanağının düzenlenmesinden itibaren 32. maddede öngörülen bir aylık süre sonunda ruhsatın alınmamış ya da ruhsata aykırılıkların giderilmemiş olduğunun tespiti durumunda, üçüncü fıkraya göre ceza verilebilecek, ruhsatsız yapı yapıldığı tespit edilmiş olmasına rağmen Kanunda öngörülen bir aylık süre içerisinde ruhsatın alınmış ya da ruhsata aykırılığın yapı sahibi tarafından giderilmiş olduğu durumlarda ise, üçüncü fıkraya göre ceza verilmesi olanaklı olmayacaktır.
Dosya içerisindeki tapu kaydının incelenmesinden, davaya konu yapıların bulunduğu Kahramanmaraş İli, Dulkadiroğlu İlçesi, … Köyü/ (Mahallesi), … ada, … parsel sayılı taşınmazda davacı … Tekstil Boya Pazarlama A.Ş.’nin, dava dışı … Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş ile (60,45/39,55 oranında) hisseli malik olduğu anlaşılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı şirket ile diğer hissedar şirketin aynı iş kolunda faaliyet gösterdikleri, keza davaya konu yapıların da bu faaliyet koluna hizmet edecek nitelikteki çeşitli sanayi yapıları olduğunun anlaşıldığı, taşınmazda yapılan ruhsatsız yapıların davacı şirket tarafından yapıldığı, aksine bir iddiada da bulunmadığı, bilakis dava devam ederken davaya konu yapıların ruhsata bağlanmasını sağladığı da dikkate alındığında; 3194 sayılı İmar Kanunun 42. maddesinin 3. fıkrası ile bu Kanunun 32. maddesindeki mükellefiyetlerin yerine getirilmemesini, yani bir ay içinde ruhsat alınmaması ya da yapının ruhsata uygun hale getirilmemesi fiilinin cezalandırıldığı, yapı sahibine yükümlülüklerini yerine getirmek üzere bir ayı geçmemek koşulu ile bir süre verilmesi durumunda bu sürenin; yalnızca aynı Kanunun 32. maddesinin yazılıp da herhangi bir süre verilmemesi halinde ise tespit tarihinden itibaren bir aylık sürenin sonunda ancak anılan madde uyarınca para cezası verilebileceği, bakılan davada ise dava konusu ruhsata aykırılıkların 29/08/2013 gününde idare tarafından yapılan denetimde tespit edilerek davacıya söz konusu yükümlülükleri yerine getirmesi için 30 gün süre verildiği halde, bu süre içerisinde davacı şirket tarafından yukarıda belirtilen ruhsat alınması ya da yapının ruhsata uygun hale getirilmesi yükümlülükleri yerine getirilmediği sonucuna ulaşıldığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu itibarla, dava konusu encümen kararının, 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 3. fıkrası uyarınca verilen maktu para cezasına ilişkin kısmının, davalı idarece ruhsata aykırı yapıların yapıldığı taşınmaz üzerinde davacı şirketin paylı mülkiyet sahibi olduğu gözetilerek, hissesi oranında idari para cezası verilmesi gerekirken, anılan para cezasının tamamından davacı şirketin sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle iptali yönünde verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararının bu kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan Mahkeme kararı vekalet ücreti yönünden de temyiz edilmiş ise de, bozma kararı üzerine yeniden verilecek kararda bu husus hakkında yeniden değerlendirme yapılacağı tabiidir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan tarafların temyiz istemlerinin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen iptaline, kısmen karar verilmesine yer olmadığına ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 01/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.