Danıştay Kararı 6. Daire 2020/2451 E. 2020/11004 K. 18.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/2451 E.  ,  2020/11004 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/2451
Karar No : 2020/11004

DAVACILAR: 1- … 2- …
3- … 4- …
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI: 1- …
2- … Bakanlığı
VEKİLLERİ: …

DAVANIN ÖZETİ: … ili, … ilçesinde yer alan Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi kapsamında bulunan taşınmazların 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 8. maddesi uyarınca turizm yatırımlarına tahsisi amacıyla tapuda Hazine adına tescil edilmek üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından acele kamulaştırılmasına ilişkin … tarihli, … sayılı Cumhurbaşkanı kararının … ili … İlçesi … Mahallesi … ada, … parsel sayılı taşınmaz yönünden iptali İstenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Acele kamulaştırma kararının alınabilmesi için gerekli olan acelelik halinin ve olağanüstü koşulların somut olayda gerçekleşmediği, acele kamulaştırma için gerekli yasal şartların oluşmadığı ileri sürülmüştür.

DAVALILARININ SAVUNMASI: Davacıların dava konusu taşınmaz üzerinde hak sahibi olmadığı, davanın öncelikle usul yönünden reddi gerektiği, esas yönünden ise, uyuşmazlık konusu taşınmazın acele kamulaştırılmasına ilişkin dava konusu kararın 13.05.2020 tarihli, 31126 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2523 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile yürürlükten kaldırıldığı bu itibarla davanın konusuz kaldığı, davanın usul ve esastan reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakimi …’ın açıklamaları dinlendikten ve dosya incelendikten sonra, 2577 sayılı Kanunun 14. Maddesi uyarınca, işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
3.09.2019 tarihli, 30887 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan … tarihli, … sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile … ili, … ve … ilçelerininin belirli bir kısmını kapsayan alan, İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi ilan edilmiştir.
Anılan karara dayalı olarak, İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi kapsamında kalan taşınmazların Turizmi Teşvik Kanununun 8. maddesi uyarınca turizm yatırımlarına tahsisi amacıyla, tapuda Hazine adına tescil edilmek üzere Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına dair dava konusu edilen … tarihli, … sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı alınmıştır.
Bunun üzerine görülmekte olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) fıkrasında; iptal davalarının idari işlemler hakkında yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacağı belirtildikten sonra ilk inceleme konularının belirlendiği, 14. maddenin 3. fıkrasının (c) bendinde dilekçenin ehliyet yönünden inceleneceği, 15. maddenin 1. fıkrasının (b) bendinde ise; bu hususta kanuna aykırılık görülmesi halinde davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanunun 27. maddesinde ise, ” “3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Cumhurbaşkanınca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın (Değişik ibare: 24/4/2001 – 4650/15 md.) 10 uncu madde esasları dairesinde ve 15 inci madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına (Değişik ibare: 24/4/2001 – 4650/15 md.) 10 uncu maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A maddesinde: “1. İvedi yargılama usulü aşağıda sayılan işlemlerden doğan uyuşmazlıklar hakkında uygulanır: …
b) Acele kamulaştırma işlemleri
2. İvedi yargılama usulünde:
a) Dava açma süresi otuz gündür.
b) Bu Kanunun 11 inci maddesi hükümleri uygulanmaz.
c) Yedi gün içinde ilk inceleme yapılır ve dava dilekçesi ile ekleri tebliğe çıkarılır.
d) Savunma süresi dava dilekçesinin tebliğinden itibaren on beş gün olup, bu süre bir defaya mahsus olmak üzere enfazla on beş gün uzatılabilir. Savunmanın verilmesi veya savunma verme süresinin geçmesiyle dosya tekemmül etmiş sayılır.
e) Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin olarak verilecek kararlara itiraz edilemez.f) Bu davalar dosyanın tekemmülünden itibaren en geç bir ay içinde karara bağlanır. Ara kararı verilmesi, keşif,bilirkişi incelemesi ya da duruşma yapılması gibi işlemler ivedilikle sonuçlandırılır.
g) Verilen nihai kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.
h) Temyiz dilekçeleri üç gün içinde incelenir ve tebliğe çıkarılır. Bu Kanunun 48 inci maddesinin bu maddeye aykırıolmayan hükümleri kıyasen uygulanır.
ı) Temyiz dilekçelerine cevap verme süresi on beş gündür.i) Danıştay evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda, maddi vakıalar hakkında edinilen bilgiyi yeterli görürse veyatemyiz sadece hukuki noktalara ilişkin ise yahut temyiz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise işin esası hakkında karar verir. Aksi hâlde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verir. Ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan temyizi haklı bulduğu hâllerde kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir. Temyiz üzerine verilen kararlar kesindir.
j) Temyiz istemi en geç iki ay içinde karara bağlanır. Karar en geç bir ay içinde tebliğe çıkarılır. ” hükmü yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesinin ön koşullardan biri olan “dava açma ehliyeti”, her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idare ile işlemlerinde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçütler içinde menfaat ilişkisinin varlığını ifade etmektedir. Her olay ve davada, idari işlem ile dava açacak kişi arasında öngörülen sübjektif ehliyet koşulu olarak menfaat ihlalinin kişisel, meşru ve güncel bir menfaat olması ölçütleri ekseninde yargı mercilerince değerlendirilerek takdir edilecektir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden subjektif bir işlem olduğu tartışmasız olan kamulaştırma işlemine karşı dava açılabilmesi için kamulaştırmaya konu taşınmaz ile davacı arasında kişisel bir menfaat ilişkisinin kurulması gerekmektedir.
Bu kapsamda, Dairemizin 17.07.2020 tarih ve E:2020/2461 sayılı ara kararı ile, davacılardan acele kamulaştırma kararı alınan taşınmaz ile mülkiyet ilişkisini gösteren (tapu senedi vs.) bilgi ve belgeler ile davaya konu … Mahallesi … ada, parsel sayılı taşınmazın mülkiyet durumuyla ilgili adli yargıda açıldığı ileri sürülen davanın esas numarası ile davanın hangi aşamada olduğu ile ilgili bilgi ve belgelerin istenildiği, bu karara verilen ve 9.10.2020 tarihinde Danıştay Genel Yazı İşleri Müdürlüğü kayıtlarına giren dilekçede davacıların uyuşmazlık konusu taşınmaz ile mülkiyet bağını gösteren bir belge ibraz edilemediği, taşınmazın mülkiyetinin ihtilaflı olduğu, … Asliye Hukuk Mahkemesince verilen … tarihli E: … K: … sayılı kararda bakılan dosya davacıları tarafından açılan tapu iptal ve tescil davasının reddine karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği bilgisi verilmiştir.
Davacılar tarafından uyuşmazlık konusu taşınmazın aynının ihtilaflı olduğu, buna ilişkin … Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın kesinleşmediği, 2942 saylı Kamulaştırma Kanunu 18. maddesi gereğince dava açmak için menfaatlerinin bulunduğu ileri sürülmüş ise de, Kamulaştırma Kanununun 18. maddesinde adli yargıda kamulaştırılan taşınmazın bedel tespiti ve tescili davasında uygulanacak usul düzenlenmiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A maddesi uyarınca ivedi yargılama usulüne tabi olan davalarda istisnai özel usul hükümlerine yer verilmiştir. Kanunun amacındaki aciliyet ve süratli işlem tesisi dikkate alındığında güncel haliyle uyuşmazlık konusu taşınmazın mülkiyet durumu dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, kamulaştırma ve buna bağlı kamu yararına ilişkin işlemlere karşı mülkiyet hakkını ilgilendirmesi nedeniyle tapuda kayıtlı malikler veya diğer hak sahipleri tarafından dava açılabileceği, kamulaştırma işleminin niteliği gereği malik olmayanların dava açma haklarının olmadığı, bu nedenle davacıların dava konusu işlemle yasal ve güncel bir menfaat ilişkisinin bulunmadığı açık olup davanın açılması sırasında sahip olması ve davanın görümü sürecinde de devam etmesi gereken menfaat bağının bulunmaması nedeniyle davacıların bu davayı açma ehliyetine sahip olmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İvedi yargılama usulü” başlıklı 20/A maddesi kapsamında kalan DAVANIN EHLİYET YÖNÜNDEN REDDİNE,
2.Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5.2577 sayılı Kanunun 20/A maddesi kapsamında olan davada bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 18/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.