Danıştay Kararı 6. Daire 2020/1246 E. 2020/9701 K. 19.10.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/1246 E.  ,  2020/9701 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/1246
Karar No : 2020/9701

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- …
VEKİLİ : Av. …
2- … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
3- … Kaymakamlığı
DAVANIN KONUSU :
… İli, … İlçesi, … Köyü’nde 20-21/05/1998 günlerinde gerçekleşen heyelan ve su baskını afeti nedeniyle söz konusu bölgede afete maruz kalan afetzedelerin krokilerde gösterilen mahallere yerleştirilmelerine ilişkin 12/11/1998 tarih ve 12027 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile bu karar uyarınca bölgedeki hasarlı konutların yıkımına, aksi takdirde can ve mal güvenliğinin sağlanması açısından konutlardaki elektrik ve su bağlantılarının kesilerek gerekli işlemlerin yapılacağına ilişkin … Kaymakamlığı’nın 13/12/2012 günlü, 101 sayılı işleminin ve 14/10/1998 tarihli jeolojik etüt raporu ile varsa … Köyü’nün afete maruz bölge olarak ilan edilmesine ilişkin Bakanları Kurulu kararının iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
14/10/1998 tarihli jeolojik etüt raporunun 7269 sayılı Kanun’da öngörülen şekil şartlarına uygun olarak hazırlanmadığı, dava konusu taşınmazın herhangi bir afet tehlikesi tehdidi altında olmadığı, bu nedenle anılan işlemin sebep unsuru yönünden de sakat olduğu; diğer işlemlerin de hukuka uygun olmadığı iddialarıyla iptalleri istenilmektedir.

DAVALILARIN SAVUNMALARI :
Cumhurbaşkanlığı’nın Savunmasının Özeti : Dava konusu alanda 1998 yılında gerçekleşen heyelan afetinin genel hayata etkili olduğunun teknik olarak tespit edilmesi üzerine kamu yararı gözetilerek tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.
… Başkanlığı’nın
Savunmasının Özeti : Usule ilişkin olarak; dava konusu jeolojik etüt raporunun kesin ve yürütülmesi zorunlu işlem niteliğinde olmadığı, mahallinde ilan edilen Bakanlar Kurulu kararına karşı ilan tarihinden itibaren süresi içinde dava açılmadığı, idarelerinin hasım mevkiinden çıkarılması gerektiği ileri sürülmekte; esasa ilişkin olarak ise, kamu düzeni ve can ve mal kaybının önlenmesine yönelik olarak mevzuata uygun şekilde tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.

… Kaymakamlığı’nın
Savunmasının Özeti :Dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ :
12/11/1998 tarih ve 12027 sayılı Bakanlar Kurulu kararı yönünden, Danıştay Ondördüncü Dairesi’nce 12/06/2015 günü yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunun afetin meydana geldiği tarihte arazinin ve yapıların durumu hakkında bilgi vermediği, bilirkişilerce yalnızca keşif tarihi itibariyle alandaki afet riskinin değerlendirildiği dikkate alındığında, davaya konu işlemlerin temel dayanağı olan 14/10/1998 günlü jeolojik etüt raporundaki tespitlerin bilimselliğinin ve bu raporun, dava konusu işlemlerin tesis edilebilmesi için yeterli veriyi içerip içermediğinin tespiti açısından bilirkişilerden ek rapor alınarak, sonucuna göre bir karar verilmesi; 14/10/1998 günlü jeolojik etüt raporu yönünden söz konusu işlemin, hazırlık işlemi niteliğinde olup, kesin ve yürütülmesi gerekli işlem niteliğinde olmaması nedeniyle davanın incelenmeksizin reddine, … Kaymakamlığı’nın 13/12/2012 tarihli, 101 sayılı işleminin ise, Dairemiz kararında belirtilen gerekçeyle iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’İN DÜŞÜNCESİ :
Dava; … İli, … İlçesi, … Köyü’nde gerçekleşen heyalan ve su baskını afeti nedeniyle söz konusu bölgede afete maruz kalan afetzedelerin krokilerde gösterilen mahallere yerleştirilmelerine ilişkin 12.11.1998 tarih ve 12027 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile eklerinin ve bu karar uyarınca hasarlı konutların yıkımına, aksi takdirde can ve mal güvenliğinin sağlanması açısından konutlardaki elektrik ve su bağlantılarının kesilerek gerekli işlemlerin yapılacağına ilişkin … Kaymakamlığı’nın 13.12.2012 tarihli, 101 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlere ve Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasında “yer sarsıntısı, yer kayması, kaya düşmesi ve çığ gibi afetlere uğramış veya uğrayabilir bölgeler ise, İmar ve İskan Bakanlığınca tespit ve bunlardan şehir ve kasabalarda meydana gelen ve gelebileceklerin sınırları imar planına, imar planı bulunmıyan kasaba ve köylerde de belli edildikçe harita veya krokilere işlenmek suretiyle, afete maruz bölge olarak İmar ve İskan Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılır ve bu suretle tespit olunan sınırlar, İmar ve İskan Bakanlığının isteği üzerine ilgili valiliklerce mahallinde ilan olunur.” hükmü öngörülmüştür.
“Afet bölgelerinde yapılacak teknik işler” başlıklı 13. Maddesinde, “(a) Yapılacak işlemlere esas olmak üzere İmar ve İskan Bakanlığınca kurulacak fen kurulları tarafından, afetin meydana geldiği arazinin durumu ile bütün yapılar ve kamu tesisleri incelenerek, hasar tespit raporu düzenlenir.
Süresinde itiraz olunmıyan, yahut itiraz olunup da idare kurullarınca yıkılması onaylanan binaları mal sahibi yıkmadığı takdirde bu binalara el konularak yıkma parası yıkıntıdan elde edilecek malzeme bedelinden ödenmek üzere, mahallin en büyük mülkiye amirinin emri ile yıktırılır.”
Anılan Kanunun 14. maddesinde “İkinci madde gereğince tespit ve ilan olunan afet bölgelerine dahil şehir, kasaba ve köylerde bina ve mesken yapımı, fen kurullarınca tehlikeli görülen ve sınırları krokilerle tespit olunan yerler, İmar ve İskan Bakanlığınca yapı ve ikamet için yasaklanmış afet bölgeleri sayılır ve durum, belediyesi olan yerlerde belediyesince, köylerde ise ihtiyar meclislerince hemen ilan edilir.
Belediyesi olan yerlerde belediyeler, olmayan yerlerde ihtiyar meclisleri bu yasaklanmış afet bölgesi hükmünü uygulamakla görevlidir.
Hilafına hareket edildiği takdirde, mevcut ve yapılmakta olan binalar, yıkma parası yıkıntı malzemesinden karşılanmak, yetmemesi halinde kalan kısmı afetler fonundan tamamlanmak üzere vali ve kaymakamların emri ile yıktırılır.
Yasaklanmış afet bölgesi sınırları, alınacak tedbirlerle tehlikenin önlenmesi oranında daraltılır veya tamamen kaldırılır. Bu husus da aynı şekilde duyurulur.”
“Afet Bölgelerindeki bir topluluğun kaldırılarak başka yerlere taşınması” başlıklı 16. madde sinde de “Genel hayata etkili afetlerden önce veya sonra kesin lüzum üzerine meskün bir topluluğun bir kısmının veya tamamının kaldırılarak başka mahallere toplu olarak veyahut dağıtılarak yerleştirilmesi İçişleri, Maliye, Bayındırlık, Sağlık ve Sosyal Yardım, Tarım, Milli Eğitim, Sanayi, İmar ve İskan ve köylerde Köy İşlerine bakan Bakanlıklar mütehassıs temsilcilerinden kurulacak bir komite incelendikten sonra Bakanlar Kurulu Kararı ile İmar ve İskan Bakanlığı tarafından yaptırılır.” hükümlerine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; 20-21.05.1998 tarihlerinde … İli civarında meydana gelen şiddetli yağışlar sonucu , … İli, … İlçesi, … Köyü’nde oluşan heyelan olayının incelenmesi amacıyla 27.05.1998 tarihinde yapılan etüt neticesinde 30.05.1998 tarihli Jeolojik Etüt Raporunun düzenlendiği, raporda, davacının oturmakta olduğu konutun bulunduğu mahalledeki heyelanın meskun, gayrimeskun alanı tamamıyla etkilediği ve oldukça aktif bulunduğu ve toplam 96 konutun naklinin gerektiği tespitine yer verildiği, anılan rapor doğrultusunda gerçekleşen heyelan ve su baskını afetlerine maruz kalan afetzedelerin belirlenen mahallere yerleştirilmelerine ilişkin 12.11.1998 tarih ve 98/12027 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile, hasarlı konutların yıkımına aksi takdirde can ve mal güvenliğinin sağlanması açısından konutlardaki elektrik ve su bağlantılarının kesilerek gerekli işlemlerin yapılacağına ilişkin … Kaymakamlığının 13.12.2012 tarihli, 101 sayılı işleminin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayın 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlere ve Yapılacak Yardımlara Dair Kanun uyarınca heyalan ve su baskını afeti nedeniyle söz konusu bölgede afete maruz kalan afetzedelerin krokilerde gösterilen mahallere yerleştirilmelerine ilişkin olması ve uyuşmazlığın çözümünün özel veya teknik bilgiyi gerektirmesi nedeniyle 26.02.2015 günlü ara kararıyla keşif-bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmesi üzerine yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda özetle; söz konusu alanın 1. derece deprem bölgesinde olduğu dikkate alındığında, gelecekte muhtemel bir depremde alanda heyelan riskinin mevcut olduğunun söylenebileceği, incelenen binada keşif tarihi itibariyle heyelan ve/veya su baskını dolayısıyla henüz bir hasar oluşmamış ise de, binanın içerisinde bulunduğu “aktif” ve her an hareket edebilecek “durağan” heyelan riski ile su baskını riskinin halen devam ettiği, AFAD tarafından hazırlanan krokide heyelanlı olarak gösterilen alandaki tüm yapıların can ve mal güvenliği açısından heyelan ve su baskını riskinin olduğu, alnda su baskını ve heyelanın etkilerini ortadan kaldırac ve heyelanın etkilerinin ortadan kaldırılmadığı görüşlerine yer verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda anılan yasa maddeleri ile bilirkişi raporunda belirtilen görüşlerin değerlendirilmesinden, söz konusu bölgede afete maruz kalan afetzedelerin krokilerde gösterilen mahallere yerleştirilmelerine ilişkin 12.11.1998 tarih ve 12027 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile bu karar uyarınca hasarlı konutların yıkımına, aksi takdirde can ve mal güvenliğinin sağlanması açısından konutlardaki elektrik ve su bağlantılarının kesilerek gerekli işlemlerin yapılacağına ilişkin … Kaymakamlığı’nın 13.12.2012 tarihli, 101 sayılı işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesi’nce, dava konusu işlemlerin iptali yolunda verilen Danıştay Ondördüncü Dairesi’nin 21/01/2016 tarih ve E:2013/1222, K:2016/177 sayılı kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 24/12/2018 tarih ve E:2016/2857, K:2018/5722 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
… İli, … İlçesi, … Köyü’nde gerçekleşen heyelan ve su baskını afeti nedeniyle Afet İşleri Genel Müdürlüğü elemanlarınca mahallinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 29/06/1998 ve 14/10/1998 tarihli jeolojik etüt raporlarındaki tespitler doğrultusunda, 12/11/1998 günlü, 12027 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla, 7269 sayılı Kanun’un 16. maddesi uyarınca, dava konusu alandaki afetzedelerin krokilerde gösterilen mahallere yerleştirilmelerine karar verilmiş; söz konusu alandan nakli uygun görülenlere 22/04/2003 gününde noter huzurunda çekilen kura ile konut tahsis edilmiş olduğu halde, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nün 21/11/2012 günlü yazısı doğrultusunda mahallinde yapılan incelemede, alanda bulunan konutlarda hala ikamet edildiği tespit edilerek, Bakanlar Kurulu kararıyla yapı yapılması ve ikamet edilmesi yasaklanan bölgenin derhal boşaltılması ve konutların yıkılması gerektiğinin … Kaymakamlığı’na bildirilmesi üzerine, … Kaymakamlığı tarafından, 7269 sayılı Kanun’un 14. maddesi uyarınca bölgede bulunan konutların 30/05/2013 tarihine kadar yıkılması gerektiği, aksi takdirde 01/06/2013 tarihinden itibaren elektrik ve suyunun kesileceğine ilişkin 13/12/2012 günlü, 101 sayılı işlem tesis edilmiştir.
Bakılan dava, 14/10/1998 günlü jeolojik etüt raporu, 12/11/1998 günlü, 12027 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile … Kaymakamlığı’nın 13/12/2012 günlü, 101 sayılı işleminin hukuka aykırı olduğu iddialarıyla açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un işlem tarihinde yürürlükte olan 2. maddesinde, “Su baskınına uğramış veya uğrayabilir bölgeler, İmar ve İskan Bakanlığının teklifi üzerine Devlet Su İşlerinin bağlı bulunduğu Bakanlıkça; yer sarsıntısı, yer kayması, kaya düşmesi ve çığ gibi afetlere uğramış veya uğrayabilir bölgeler ise, İmar ve İskan Bakanlığınca tespit ve bunlardan şehir ve kasabalarda meydana gelen ve gelebileceklerin sınırları imar planına, imar planı bulunmayan kasaba ve köylerde de belli edildikçe harita veya krokilere işlenmek suretiyle, afete maruz bölge olarak İmar ve İskan Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılır ve bu suretle tespit olunan sınırlar, İmar ve İskan Bakanlığının isteği üzerine ilgili valiliklerce mahallinde ilan olunur.” düzenlemesine; 13. maddesinde, “yapılacak işlemlere esas olmak üzere İmar ve İskan Bakanlığınca kurulacak fen kurulları tarafından, afetin meydana geldiği arazinin durumu ile bütün yapılar ve kamu tesisleri incelenerek,hasar tespit raporu düzenleneceği” belirtilerek, hasarlı ancak ıslahı mümkün olan, hasar bakımından yıktırılması ve boşaltılması gereken yapılara ve hasarsız olarak tespit edilen yapılardaki işlemlere ilişkin düzenlemeye; 14. maddesinde, “İkinci madde gereğince tespit ve ilan olunan afet bölgelerine dahil şehir, kasaba ve köylerde bina ve mesken yapımı, fen kurullarınca tehlikeli görülen ve sınırları krokilerle tespit olunan yerler, İmar ve İskan Bakanlığınca yapı ve ikamet için yasaklanmış afet bölgeleri sayılır ve durum, belediyesi olan yerlerde belediyesince, köylerde ise ihtiyar meclislerince hemen ilan edilir. Belediyesi olan yerlerde belediyeler, olmıyan yerlerde ihtiyar meclisleri bu yasaklanmış afet bölgesi hükmünü uygulamakla görevlidir. Hilafına hareket edildiği takdirde, mevcut ve yapılmakta olan binalar, yıkma parası yıkıntı malzemesinden karşılanmak, yetmemesi halinde kalan kısmı afetler fonundan tamamlanmak üzere vali ve kaymakamların emri ile yıktırılır. Yasaklanmış afet bölgesi sınırları, alınacak tedbirlerle tehlikenin önlenmesi oranında daraltılır veya tamamen kaldırılır. Bu husus da aynı şekilde duyurulur.” düzenlemesine; 16. maddesinde, “Genel hayata etkili afetlerden önce veya sonra kesin lüzum üzerine meskün bir topluluğun bir kısmının veya tamamının kaldırılarak başka mahallere toplu olarak veyahut dağıtılarak yerleştirilmesi İçişleri, Maliye, Bayındırlık, Sağlık ve Sosyal Yardım, Tarım, Milli Eğitim, Sanayi, İmar ve İskan ve köylerde Köy İşlerine bakan Bakanlıklar mütehassıs temsilcilerinden kurulacak bir komite incelendikten sonra Bakanlar Kurulu Kararı ile İmar ve İskan Bakanlığı tarafından yaptırılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesinin 3. fıkrasının (d) bendinde ise; dilekçelerin, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı yönünden inceleneceği belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davanın, 12/11/1998 günlü, 12027 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile … Kaymakamlığı’nın 13/12/2012 günlü, 101 sayılı işlemine ilişkin kısmının incelenmesinden;
Danıştay Ondördüncü Dairesi’nin keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması yönündeki ara kararı doğrultusunda Prof. Dr. …, Prof. Dr. … ve Prof. Dr. …’ten oluşan bilirkişi kurulu ile birlikte 12/06/2015 günü mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda özetle; davaya konu alanın I. derece deprem bölgesinde bulunduğu, civar yerlerde değişik tarihlerde meydana gelen depremlerden bölgenin etkin bir şekilde etkilendiği, davacıya ait yapıda toprak kayması ya da herhangi bir nedenden dolayı oluşmuş ve bina güvenliğini tehdit eder nitelikte yapısal hasara rastlanmadığı, alanda keşif tarihi itibarıyla aktif bir heyelan ve su baskını riskinin mevcut olmadığı, bu nedenle binada yapısal önlem alınmasını gerektiren bir durumun da olmadığı şeklinde tespitlere yer verilmekle birlikte, mevcut verilerle uzun vadeli bir değerlendirmenin yapılamadığı ve muhtemel bir depremde heyelan riskinin varlığını tespit edebilmek için ayrıntılı jeolojik etüt yapılmasının gerektiği de belirtilmiştir. Öte yandan, raporda, keşif tarihi itibarıyla alandaki afet riskinin değerlendirildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu işlemlerin temel dayanağı olan 14/10/1998 günlü jeolojik etüt raporunda ise, davacının taşınmazının bulunduğu … Köyü ile ilgili olarak, “… Köyü nispeten eğimli bir topografya üzerine kurulmuş olup, eğim miktarı yer yer 30-40 derece arasındadır. Köyün kurulu olduğu alanda litolojik olarak kiltaşları ve bunun üzerinde kalınlığı yamaçlara doğru artan altere toprak örtüsü bulunmaktadır. … Köyü … Tepe Mevkii civarında yağışlar ve eğim miktarının fazla olması sonucu altere toprak zon üzerinde lokal ölçekli kütle hareketleri meydana gelmiştir. Bu hareketler akma şeklinde olup 7 konutu tehdit eden niteliktedir. … Köyünde toprak akmasından etkilenen konut sahipleri şunlardır: … 2) …” şeklindeki tespitlere yer verilmiştir.
Anılan jeolojik etüt raporunda, dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda, söz konusu tarihte heyelan gerçekleştiğinin ve bu heyelan nedeniyle, dava konusu taşınmazın zarar gördüğünün açıkça tespit edildiği görülmüş olup; iki jeoloji mühendisi tarafından hazırlanarak Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nce onaylanan söz konusu raporun, afetin meydana geldiği tarihte arazinin ve yapıların durumu hakkında davaya konu işlemlerin tesisi için yeterli bilimsel veriyi içerdiği ve usulüne uygun surette düzenlendiği sonucuna varılmıştır.
Bununla birlikte, yukarıda metnine yer verilen, 7269 sayılı Kanun’un 14. maddesi kapsamında yıkım kararı alınabilmesi için, yıkılacak yapının bulunduğu alanla ilgili olarak Bakanlar Kurulunca alınmış afete maruz bölge ilanı kararı olması gerekmekte olup, Danıştay Ondördüncü Dairesi’nin … Köyü’nün 7269 sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca afete maruz bölge ilan edilip edilmediğinin sorulmasına ilişkin 05/03/2013 tarihli, E:2013/1222 sayılı ara kararı üzerine İçişleri Bakanlığı … Başkanlığı tarafından verilen cevapta, belirtilen köyle ile ilgili olarak alınmış herhangi bir afete maruz bölge kararının bulunmadığı bildirilmiştir.
Bu durumda; yukarıda yer verilen 7269 sayılı Yasa hükümleri ile dosyadaki bilgi ve belgeler, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporu ve 14/10/1998 günlü jeolojik etüt raporunun birlikte incelenip değerlendirilmesinden, uyuşmazlığa konu binanın bulunduğu bölgede heyelanın gerçekleştiği ve söz konusu heyelan nedeniyle dava konusu taşınmazın zarar gördüğü sonucuna varıldığından, dava konusu alandaki afetzedelerin krokilerde gösterilen mahallere yerleştirilmelerine ilişkin 12/11/1998 günlü, 12027 sayılı Bakanlar Kurulu kararında hukuka aykırılık; söz konusu alanda bulunan konutların yıkımı yönünde tesis edilen … Kaymakamlığı’nın 13/12/2012 günlü, 101 sayılı işleminde ise, alanın afete maruz bölge ilan edilmesine yönelik alınmış bir Bakanlar Kurulu kararının bulunmaması sebebiyle hukuka uygunluk görülmemiştir.
Davanın,14/10/1998 tarihli jeolojik raporuna ilişkin kısmına gelince;
2577 sayılı Kanun’un yukarıda yer verilen 15. maddesinin 3. fıkrasının (d) bendi uyarınca, davanın esastan incelenebilmesi için dava konusu işlemin kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olması gerekmektedir.
Afete maruz bölge kararının alınması, kararın kaldırılması veya sınırlarının genişletilip daraltılması önerilerini içeren jeolojik etüt raporu, asıl işlemin hazırlayıcısı, diğer bir ifade ile ön işlem niteliğinde teknik bir rapor olduğundan, nihai ve icrai bir işlem olarak tek başına idari davaya konu edilemeyeceği gibi dayanağı olduğu Bakanlar Kurulu kararı ile birlikte yargısal denetime tabi tutulabilir. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan, dava konusu 14/10/1998 tarihli jeolojik etüt raporu idari davaya konu olabilecek, icrai, kesin ve yürütülebilir işlem niteliğinde olmadığından incelenmesine olanak bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 14/10/1998 tarihli jeolojik etüt raporu yönünden DAVANIN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE; 12/11/1998 günlü, 12027 sayılı Bakanlar Kurulu kararı yönünden DAVANIN REDDİNE, … Kaymakamlığı’nın 13/12/2012 günlü, 101 sayılı işleminin ise İPTALİNE;
2. Dava kısmen iptal, kısmen incelenmeksizin ret, kısmen ret ile sonuçlandığından, ayrıntısı aşağıda gösterilen yargılama giderinin … TL’sinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 19/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.