Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2020/11105 E. , 2023/5025 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/11105
Karar No : 2023/5025
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- … 2- …
3- … 4- …
VEKİLLERİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN ÖZETİ : Sakarya ili, Serdivan ilçesi, …Mevkii …pafta, …sayılı parselde yer alan özel orman vasıflı taşınmazın, “Sapanca Gölü İçme Suyu Mutlak Koruma Havzası”na kapsamına alınarak mülkiyet hakkının kullanılamaz hale geldiği iddiasıyla kamulaştırmasız el atma bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.098.723,00-TL’nin adli yargıda ilk dava açılma tarihi olan 14/09/2009 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolundaki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 07/11/2018 tarih ve E:2017/6138, K:2018/8942 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak istinaf başvurusunun kabulü, İdare Mahkemesi kararının kaldırılması ve yeniden bir karar verilmek üzere dava dosyasının Mahkemesine gönderilmesine dair …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının üzerine, davanın ” Dava konusu taşınmazın Mutlak Koruma Havzasında kalan kısmı için yapılaşma izni verilmesinin yasal olarak mümkün olmadığı, zira taşınmazın Mutlak Koruma Havzasında kalanı kısmının baştan beri 1. derece doğal sit alanında kalması nedeniyle zaten konumu gereği kısıtlı olduğu, kamulaştırmasız el atma davalarının, üzerinde yapılaşma imkanı bulunan taşınmazların sonradan kamu hizmetine ayrılması sonucunda taşınmazda meydana gelen hukuki kısıtlamalar nedeniyle açılabileceği, buna karşın, bulunduğu alan veya bölge gereği doğal olarak kısıtlılık halini bünyesinde barındıran dava konusu taşınmazın kısıtlılığının esasen 1. Derece Doğal Sit Alanı niteliği sebebiyle 2863 sayılı Kanun’dan kaynaklandığı, 2863 sayılı Kanun kapsamında yapılaşma izni verilmeyen ve anılan Kanundaki ilgili şartlar sağlanarak “takas” talebine konu edilebilecek dava konusu taşınmazın davalı idare tarafından Mutlak Koruma Havzasına alınması sebebiyle yapılaşma imkanını kaybettiğinden bahsedilemeyeceği, uyuşmazlığa konu taşınmazın kısıtlılığının 2863 sayılı Kanun’dan kaynaklandığı, kaldı ki yukarıda yer verilen mevzuat maddelerinde de açıkça görüleceği üzere, taşınmazın halen belli kullanıma açık olduğu, yani imar planı kaynaklı mutlak kullanım yasağının olmadığı, taşınmazın belirli amaçlar ve sınırlar dahilinde kullanılabileceği nazara alındığında davacıların kamulaştırmasız el atma nedeniyle oluşan bir zararından bahsedilmesine hukuken olanak bulunmadığı belirtilerek; 1. derece doğal sit alanı niteliği dolayısıyla 2863 sayılı Kanun kapsamında zaten kısıtlı olan ve özel orman niteliği dolayısıyla 6831 sayılı Kanundan kaynaklanan %6’lık yapılaşma hakkı devam eden, taşınmazı kullanma hakkı mutlak olarak kısıtlanmamış olan ve kısmi kısıtlılık halinin de imar planından kaynaklanmadığı anlaşılan dava konusu taşınmazın davalı idarece Mutlak Koruma Havzasına alınmak suretiyle hukuken el atılarak kısıtlandığından bahisle açılan davanın reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı” gerekçesiyle reddi yolundaki …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen …tarihli, E:…, K:…sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairelerince verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarihli, E:…, K:…sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, anılan kararın ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 23/05/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
KARŞI OY (X) :
Mahkemesince bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle, taşınmazın “İçme Suyu Kullanma Havzalarının Korunmasına Dair Yönetmelik”le getirilen kıstaslar uyarınca “Mutlak koruma alanı”nda kalıp kalmadığı, kalıyorsa ne kadarlık kısmının mutlak koruma alanında kaldığı tespit edilerek, bu kısıma karşılık gelecek şekilde taşınmaz bedeli ödenmesine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla Dairemiz kararına katılmıyorum.