Danıştay Kararı 6. Daire 2020/1049 E. 2020/10890 K. 13.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2020/1049 E.  ,  2020/10890 K.
T.C
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/1049
Karar No : 2020/10890

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 27/05/2014 tarihli, E:2010/7333, K:2014/4121 sayılı bozma kararına uyularak verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacının bağımsız bölümlerinin bulunduğu Ankara İli, Keçiören İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan binanın; aynı ada, … parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan üst kottaki binaya ait istinat duvarının 22/01/2009 tarihinde çökmesi sonucunda yıkılması nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen 1.100.000,00 TL maddi ve 50,000 TL manevi zararın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; davacının ortaya çıkan zarardan sorumlu olan diğer kişiler aleyhine açtığı davaya ait … Ticaret Mahkemesinin E:… sayılı dosyası getirtildikten sonra yapılan değerlendirme sonucunda, davacıya ait bağımsız bölümlerin bulunduğu binanın üst kotta bulunan komşu binaya ait istinat duvarının çökmesi sonucunda yıkıldığı, istinat duvarının yıkılmasına ise inşaat halindeki yapının plan, proje, ruhsat, izin ve teknik icaplara aykırı olarak yapılmasının neden olduğu, bu aykırılıklar konusunda yapı denetim şirketinin davalı idareye herhangi bir bildirimde bulunmadığı, komşu parsel maliki, yapı müteahhidi, yapı denetim şirketi ile ortak ve denetçilerinin mevzuatta öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmemeleri nedeniyle istinat duvarının çökmesi sonucunda bina yıkıldığından meydana gelen zarardan davalı idarenin sorumlu tutulamayacağı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, davalı idarenin hizmet kusuru bulunmadığından davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde bu kararın gerekleri yerine getirilmeden karar verildiği, adli yargıda görülen davada alınan bilirkişi raporunda davacının zararının ortaya çıkmasında belediyenin de birinci derecede kusurlu olduğunun belirtildiği, yapı denetim firmalarının kusurları bakımından da üçüncü kişilere karşı belediyelerin sorumlu olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Davacının bağımsız bölümlerinin bulunduğu Ankara İli, Keçiören İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan bina; aynı ada, … parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan üst kottaki binaya ait istinat duvarının 22/01/2009 tarihinde çökmesi sonucunda yıkılmıştır. Bunun üzerine davacı tarafından, bağımsız bölümlerinin yıkılması nedeniyle uğranılan maddi zarara karşılık 1.100.000,00 TL ve uğranılan manevi zarara karşılık ise 50,000 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 21. maddesinin 1. fıkrasında, “Bu Kanunun kapsamına giren bütün yapılar için 26 ncı maddede belirtilen istisna dışında belediye veya valiliklerden yapı ruhsatiyesi alınması mecburidir. …” hükmüne, 22. maddesinde, “Yapı ruhsatiyesi almak için belediye, valilik bürolarına yapı sahipleri veya kanuni vekillerince dilekçe ile müracaat edilir. Dilekçeye sadece tapu (istisnai hallerde tapu senedi yerine geçecek belge), mimari proje, statik proje, elektrik ve tesisat projeleri, resim ve hesapları, röperli veya yoksa, ebatlı kroki eklenmesi gereklidir.
Belediyeler veya valiliklerce ruhsat ve ekleri incelenerek eksik ve yanlış bulunmuyorsa müracaat tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir.
Eksik veya yanlış olduğu takdirde; müracaat tarihinden itibaren onbeş gün içinde müracaatçıya ilgili bütün eksik ve yanlışları yazı ile bildirilir. Eksik ve yanlışlar giderildikten sonra yapılacak müracaattan itibaren en geç onbeş gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir.” hükmüne ve 32. maddesinde ise, “
Bu Kanun hükümlerine göre; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine veya ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılarda projelerine ve ilgili mevzuatına aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur. Yapının imar mevzuatına aykırı olduğuna dair bilgi, tapu kayıtlarının beyanlar hanesine kaydedilmek üzere ilgili idaresince tapu dairesine en geç yedi gün içinde yazılı olarak bildirilir. Aykırılığın giderildiğine dair ilgili idaresince tapu dairesine bildirim yapılmadan beyanlar hanesindeki kayıt kaldırılamaz.
Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshası muhtara bırakılır, bir nüshası da Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne gönderilir.
Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister.
Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir.
Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir. Yapı tatil tutanağının düzenlendiği tarihten itibaren bir ay içinde yapı sahibi tarafından yapının ruhsata uygun hale getirilmediğinin veya ruhsat alınmadığının ilgili idaresince tespit edilmesine rağmen iki ay içinde hakkında yıkım kararı alınmayan yapılar ile hakkında yıkım kararı alınmış olmasına rağmen altı ay içinde ilgili idaresince yıkılmayan yapılar, yıkım maliyetleri döner sermaye işletmesi gelirlerinden karşılanmak üzere Bakanlıkça yıkılabilir veya yıktırılabilir. Yıkım maliyetleri %100 fazlası ile ilgili idaresinden tahsil edilir. Bu şekilde tahsil edilememesi halinde ilgili idarenin 5779 sayılı Kanun gereğince aktarılan paylarından kesilerek tahsil olunur. Tahsil olunan tutarlar, Bakanlığın döner sermaye işletmesi hesabına gelir olarak kaydedilir.
İdare tarafından ruhsata bağlanamayacağı veya aykırılıkların giderilemeyeceği tespit edilen yapıların ruhsatı üçüncü fıkrada düzenlenen bir aylık süre beklenmeden iptal edilir ve mevzuata aykırı imalatlar hakkında beşinci fıkra hükümleri uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun 1. maddesinde, “Bu Kanunun amacı; can ve mal güvenliğini teminen, imar planına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı denetimini sağlamak ve yapı denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” hükmüne, 2. maddesinin 3. fıkrasında,” Yapı denetim kuruluşları aşağıda belirtilen görevleri yerine getirmekle yükümlüdür:
a)Proje müelliflerince hazırlanan, yapının inşa edileceği arsa veya arazinin zemin ve temel raporları ile uygulama projelerini ilgili mevzuata göre incelemek, proje müelliflerince hazırlanarak doğrudan kendilerine teslim edilen uygulama projesi ve hesaplarını kontrol ederek, ilgili idareler dışında başka bir kurum veya kuruluşun vize veya onayına tabi tutulmadan, ilgili idareye uygunluk görüşünü bildirmek.
b)Yapı denetimini üstlendiğine dair ilgili idareye taahhütname vermek, bu yapıya ilişkin bilgileri yapı ruhsatı düzenleme tarihinden itibaren yedi gün içinde Bakanlığa bildirmek.
c)Yapının, ruhsat ve ekleri ile mevzuata uygun olarak yapılmasını denetlemek.
d)Yapım işlerinde kullanılan malzemeler ile imalatın proje, teknik şartname ve standartlara uygunluğunu kontrol etmek ve sonuçlarını belgelendirmek, malzemeler ve imalatla ilgili deneyleri yaptırmak.
e)Yapılan tüm denetim hizmetlerine ilişkin belgelerin bir nüshasını ilgili idareye vermek, denetimleri sırasında yapıda kullanılan malzeme ve imalatın teknik şartname ve standartlara aykırı olduklarını belirledikleri takdirde, durumu bir rapor ile ilgili idareye ve il sanayi ve/veya ticaret müdürlüklerine bildirmek.
f)İşyerinde, çalışmaların, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına göre düzenlenmesi gereken sağlık güvenlik planına uygun olarak yapıldığını kontrol etmek ve gerekli tedbirlerin alınması için yapı müteahhidini yazılı olarak uyarmak, uyarıya uyulmadığı takdirde durumu ilgili Çalışma ve İş Kurumu il müdürlüğüne bildirmek.
g)Ruhsat ve eklerine aykırı uygulama yapılması halinde durumu üç iş günü içinde ilgili idareye bildirmek.
h)Yapının ruhsat eki projelerine uygun olarak kısmen veya tamamen bitirildiğine dair ilgili idareye rapor vermek.
ı)Zemin, malzeme ve imalata ilişkin deneyleri, şartname ve standartlara uygun olarak laboratuvarlarda yaptırmak.” hükmüne, 3. maddesinin 1. Fıkrasında, “Bu Kanunun uygulanmasında, yapı denetim kuruluşları imar mevzuatı uyarınca öngörülen fennî mesuliyeti ilgili idareye karşı üstlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
Anayasasının 125. maddesinin 7. fıkrasında ise ,”İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen Kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; yapıların plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun olarak inşa edilmelerini sağlamak amacıyla inşaata başlamadan önce ilgili idareden yapı ruhsatı alınması, yapı ruhsatı alındıktan sonra yapılan inşai faaliyetin yapı denetim kuruluşlarınca denetlenmesi, bu denetim sırasında yapı denetim kuruluşunca rastlanan ruhsat ve eklerine aykırılıkların ilgili idareye bildirilmesi, idarece bildirim üzerine veya başka yollardan öğrenilen ruhsat ve eklerine aykırılıklar üzerine İmar Kanununda öngörülen yapı tatil tutanağının düzenlenmesi, yapının mühürlenerek inşaatın durdurulması, bir aylık süre içerisinde ruhsata aykırılıkların giderilmemesi halinde ruhsatın iptal edilmesi ve devamında yapının yıkılması ve yaptırımların uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Yapıların ruhsat ve eklerine uygun inşa edilip edilmediğini denetlemek konusunda asıl yetkili ve dolayısıyla da sorumlu merci; yapı ruhsatı düzenlemeye, düzenlenen bu ruhsat ve eklerine aykırılık halinde ise sahip olduğu kamu gücü ayrıcalıklarına dayanarak ilgililer hakkında Kanunda öngörülen tedbirleri almaya ve yaptırımları uygulamaya yetkili olan ilgili idaredir.
İlgili idare, belediye ve mücavir alanı sınırları içerisinde inşa edilen yapılar bakımından belediye, dışında ise valiliktir. Davacıya ait bağımsız bölümün bulunduğu bina, davalı Keçiören Belediye Başkanlığının yetki sınırları dahilinde bulunduğundan ilgili idare Keçiören Belediye Başkanlığıdır.
Yapı denetim şirketlerinin görevi, bir yapının inşası sırasında ruhsat ve eklerine uygun inşai faaliyette bulunulup bulunulmadığını denetlemek ve bu denetim sonucunda, imar denetimi konusunda asıl yetkili ve sorumlu merci olan ilgili idareye bildirimde bulunmaktır.
Nitekim yukarıda yer verilen Yapı Denetimi Hakkında Kanunun ilgili hükmü uyarınca yapı denetim şirketlerinin, imar mevzuatı uyarınca öngörülen fenni mesuliyeti ilgili idareye karşı üstlenecek olması da bu sonucu desteklemektedir.
Bu durum karşısında, yapı denetim şirketlerinin denetim görevlerindeki kusurları nedeniyle üçüncü kişilerin zarara uğraması halinde, bu zarardan imar denetimi konusunda asıl yetkili ve sorumlu merci olan ilgili idarelerin idare hukuku ilkelerine göre sorumlu olduklarının kabulü gerekmektedir. Zira; yapı denetim şirketlerinin, yapıların ruhsat ve eklerine uygun olarak inşa edilmeleri konusunda yapılacak denetimde asıl yetkili ve sorumlu olan ilgili idarelerin yardımcısı konumunda bulunmaları ve ilgili idarelere karşı üstendikleri fenni mesuliyet kapsamında faaliyette bulunmaları nedeniyle bu şirketlerin görevleri sırasındaki kusurları, ilgili idareler bakımından da hizmet kusuru teşkil etmektedir. İlgili idarenin üçüncü kişilere karşı bu sorumluluğu nedeniyle ödediği tazminatı yapı denetim şirketine rücu edebileceği ise açıktır.
Bakılan davaya ait dilekçede; davacı tarafından, yıkılan bina için 1.000.000,00 TL’nin üzerinde masraf yapıldığı yönündeki iddianın yanında bağımsız bölümlerin yıkılması nedeniyle kira gelirlerinden mahrum kalındığı ve ev eşyalarının yıkılan binanın enkazı altında kaldığı iddialarına da yer verilmiştir. Ancak, yıkılan bina için 1.000.000,00 TL’nin üzerinde masraf yapıldığı belirtildikten sonra toplam 1.100.000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunulmuş olması, kira kayıpları ve ev eşyasının enkaz altında kalmasından kaynaklı olarak zarara uğranıldığı belirtildikten sonra bu zararın miktarına dair hiçbir açıklamaya yer verilmemiş olması nedeniyle bakılan davanın, münhasıran davacıya ait bağımsız bölümlerin yıkılması nedeniyle uğranılan zarar bakımından incelenmesi gerekmektedir. Bu zarar ise, davacıya ait bağımsız bölümlerin inşaat bedelleri olup inşaat bedeli, bir bağımsız bölümün rayiç bedelinden arsa payı değerinin çıkartılması ile bulunan bedeldir.
Davacının ortaya çıkan zarardan davalı idare ile birlikte sorumlu olan üst kottaki binanın müteahidi, yapı denetim şirketi, şantiye şefi, proje meüllifi v.b. kişiler aleyhine açtığı davaya ait … Ticaret Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporlarının incelenmesinden, davacıya ait bağımsız bölümlerin bulunduğu binanın, üst kotta bulunan komşu binaya ait istinat duvarının çökmesi sonucunda yıkıldığı, istinat duvarının yıkılmasına ise inşaat halindeki yapının plan, proje, ruhsat, izin ve teknik icaplara aykırı olarak yapılmasının neden olduğu, bu aykırılıklar konusunda yapı denetim şirketinin davalı idareye herhangi bir bildirimde bulunmadığı anlaşılmıştır.
Söz konusu davada, mahkemece mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda bağımsız bölümlerin yıkılması nedeniyle davacının uğradığı zararın 295.812,00 TL (bağımsız bölümlerin inşaat bedelleri toplamı) olduğunun tespit edildiği, bunun üzerine … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarihli, K:… sayılı kararı ile davacının tazminat isteminin 295.812,00 TL’lik kısmının kabulüne fazlaya ilişkin kısmının ise reddine karar verildiği görülmüştür.
Uyuşmazlıkta, yukarıda belirtildiği üzere yapı denetim şirketlerinin kusurundan da sorumlu olan davalı belediyenin davacının uğradığı zararı tazmin sorumluluğu bulunmakla birlikte … Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde açılan tazminat davası sonucunda davacının uğradığı maddi zararın tümünün tazminine karar verildiğinden davacının işbu davada tazminine karar verilecek bir zararı kalmamış olup temyize konu mahkeme kararının maddi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmında sonucu itibariyle isabetsizlik görülmemiştir.
Manevi tazminat istemi bakımından ise, davacının olay nedeniyle yaşadığı elem ve ızdırap göz önünde bulundurularak bir tazminata hükmedilmesi gerektiğinden temyiz konu mahkeme kararının manevi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmında isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kısmen reddine kısmen kabulüne,
2.Davanın reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının maddi tazminat istemine ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA, manevi tazminat istemine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3.Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4.2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 13/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.