Danıştay Kararı 6. Daire 2019/9450 E. 2020/8311 K. 29.09.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/9450 E.  ,  2020/8311 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/9450
Karar No : 2020/8311

TMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı – …
VEKİLİ : …, Hukuk Müşaviri V.

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … İli, … İlçesi, … Özel Çevre Koruma Bölgesi, … Köyü’nde bulunan …, … ve … parsel sayılı taşınmazların 1’inci derece doğal sit alanı olarak belirlenmesine ve 07/11/1989 günlü, 532 sayılı … Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı ile belirlenen köy gelişim sahasının kaldırılması ve yeni bir köy gelişim sahası belirlenmemesine ilişkin 27/10/2005 günlü, 695 sayılı … Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Ondördüncü Dairesince verilen 03/04/2014 günlü, E:2012/9655, K:2014/4295 sayılı karar ile dava konusu işlemin, köy gelişim sahasının kaldırılması ve yeni bir köy gelişim sahası belirlenmemesine yönelik kısmı bakımından davanın reddine ilişkin kısmının onanması, işleme konu taşınmazların 1’inci derece doğal sit alanı olarak belirlenmesine yönelik kısım bakımından davanın reddine ilişkin kısmının bozulması üzerine; bozma kararına uyularak, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dosyadaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilerek, dava konusu işlemin davacının maliki olduğu …, … ve … parsel sayılı taşınmazların 1’inci derece doğal sit alanı olarak belirlenmesine ilişkin kısmının iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 266 ve devamı maddelerindeki düzenlemede, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, konunun uzmanları tarafından inceleme ve değerlendirme yapılmasının öngörüldüğü, Mahkeme tarafından yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor incelendiğinde; bilirkişi heyeti tarafından mahkemece verilen görevin dışına çıkılarak, bilimsel değil hukuki değerlendirmeler yapıldığı, raporun karara esas alınacak nitelikte olmadığı; 06/12/2010 tarih ve 4651 sayılı Koruma Kurulu kararı ile 07/11/1989 tarih ve 532 sayılı … Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı ile köy gelişim alanı olarak işaretlenen bölgede yapılan arazi çalışması sonucu ve yüzölçümü yeniden belirlenen köy gelişme alanı yerinin 1. Derece Doğal Sit Alanından, 3. Derece Doğal Sit Alanına dönüştürülmesi önerisinin uygun bulunduğu, ardından 20/04/2010 tarih ve 4019 sayılı Kurul kararı ile 1/25000 ve 1/5000 ölçekli sit paftalarının uygun bulunup, köy gelişme alanı gösterimi kaldırılarak, sit sınırlarının güncellenmiş olduğu, bu durumda davacının dava açmakta menfaatinin bulunmadığı ve ortada dava konusu edilecek işlem bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Mahkeme kararı ve dayandığı gerekçenin usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
… İli, … İlçesi, …Özel Çevre Koruma Bölgesi, … Köyü’nde bulunan …, … ve … parsel sayılı taşınmazların 07/11/1989 günlü, 532 sayılı … Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararının eki paftada belirlenen 1. derece doğal sit alanı ve köy gelişme sahası içerisinde bulunduğu, dava konusu 27/10/2005 günlü, 695 sayılı …Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararı ile anılan taşınmazların 1. derece doğal sit alanı olarak belirlenmesine ve 07/11/1989 günlü, 532 sayılı … Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı ile belirlenen köy gelişim sahasının kaldırılması ve yeni bir köy gelişim sahası belirlenmemesi kararı alınması üzerine iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 3. maddesinin a-3. bendinde; Sit, “tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeşitli medeniyetlerin ürünü olup, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik, mimari ve benzeri özelliklerini yansıtan kent ve kent kalıntıları, kültür varlıklarının yoğun olarak bulunduğu sosyal yaşama konu olmuş veya önemli tarihi hadiselerin cereyan ettiği yerler ve tespiti yapılmış tabiat özellikleri ile korunması gerekli alanlardır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 19.06.2007 tarih ve 728 sayılı İlke Kararı’nda; I. Derece Doğal (Tabii) Sit: Bilimsel muhafaza açısından evrensel değeri olan, ilginç özellik ve güzelliklere sahip olması ve ender bulunması nedeniyle kamu yararı açısından mutlaka korunması gerekli olan, korumaya yönelik bilimsel çalışmalar dışında aynen korunacak alanlar olarak tanımlanmıştır.
Diğer yandan; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren haller” başlıklı 266. maddesinde; mahkemenin, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği, hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamayacağı; “Keşif kararı” başlıklı 288. maddesinde; hâkimin, uyuşmazlık konusu hakkında bizzat duyu organları yardımıyla bulunduğu yerde veya mahkemede inceleme yaparak bilgi sahibi olmak amacıyla keşif yapılmasına karar verebileceği, hâkimin gerektiğinde bilirkişi yardımına başvuracağı, keşif kararının, mahkemece, sözlü yargılamaya kadar taraflardan birinin talebi üzerine veya resen alınacağı belirtilmiştir.
Korunması gerekli taşınmaz tabiat varlıklarına ilişkin uyuşmazlıkların çözümünde teknik yönden keşif ve bilirkişi incelemesinin gerektiği durumlarda, yukarıda yer alan tanım ve taşınmaz tabiat varlığının özelliği gereği ilginç özellik ve güzellikler içermesi ve mutlaka korunması gerektiğinin anlaşılabilmesi için; ziraat mühendisi ve peyzaj mimarının da bulunduğu, alanın niteliğine göre konusunda uzman diğer kişilerden oluşan bilirkişi kurulunca inceleme yaptırılması gerekmektedir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava dosyasının incelenmesinden; … İli, … İlçesi, … Özel Çevre Koruma Bölgesi, …Köyü’nde bulunan …, … ve … parsel sayılı taşınmazların 1’inci derece doğal sit alanı olarak belirlenmesine ilişkin Koruma Bölge Kurulu kararına karşı açılan davada; İdare Mahkemesince; karara esas alınan bilirkişi raporunun, bir Peyzaj Mimarı, bir Şehir Plancısı ve bir Mimar- Şehir Plancısından oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlendiği, bilirkişilerin uzmanlık alanları itibarıyla tek başlarına yeterli olmadığı anlaşılmıştır.
Diğer yandan, dava açıldıktan sonra, 06/12/2010 tarih ve 4651 sayılı … Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararı ile 07/11/1989 tarih ve 532 sayılı Koruma Kurulu kararı eki sit paftasında köy gelişim alanı olarak işaretlenen bölgede köy gelişme alanı belirlenmesi amacıyla 1. Derece Doğal Sit Alanının 3. Derece Arkeolojik ve Doğal Sit Alanına dönüştürülmesi önerisinin uygun bulunduğu, ardından 28/12/2010 tarih ve 4732 sayılı Kurul kararı ile 1/25000 ve 1/5000 ölçekli sit paftalarının da uygun bulunduğu görülmektedir.
Bu durumda; alanın niteliği de dikkate alınarak, üniversitelerin ilgili bölümlerinden oluşturulacak, konusunda uzman ziraat mühendisi, peyzaj mimarı ve biyoloğun da içerisinde bulunduğu bilirkişi kuruluna keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle; dava konusu işlemden sonra tesis edilen 06/12/2010 tarih, 4651 sayılı ve 28/12/2010 tarih, 4732 sayılı Koruma Bölge Kurulu kararlarındaki düzenlemelere göre dava konusu taşınmazların sit statüsü de tespit edilerek, taşınmazın 1.derece doğal sit tanımına uygun özellikler gösterip göstermediğinin, 1.derece doğal sit alanı dışına çıkartılması halinde, bu durumun doğal sit alanının bütünlüğünü ne şekilde etkileyeceğinin kamu yararı da dikkate alınarak, somut bir biçimde ortaya konulduktan sonra karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, hükme esas alınabilecek nitelikte görülmeyen rapor esas alınmak suretiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen temyize konu Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu işlemin davacının maliki olduğu …, … ve … parsel sayılı taşınmazların 1’inci derece doğal sit alanı olarak belirlenmesine ilişkin kısmının iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 29/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.