Danıştay Kararı 6. Daire 2019/8753 E. 2020/9257 K. 13.10.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/8753 E.  ,  2020/9257 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/8753
Karar No : 2020/9257

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Bakanlığı
VEKİLİ: …
KARŞI TARAF (DAVACI): …
VEKİLİ: …

İSTEMİN ÖZETİ: … Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümünde görev yapan davacıya “kurtarma kazılarında görev verilmemesi” yönünde tesis edilen 31/05/2011 tarih ve 2577 sayılı … Bakanlığı … Genel Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılan davada, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Ondördüncü Dairesinin 26/02/2015 tarih ve E:2013/9964, K:2015/1470 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak dava konusu işlemin iptali yolunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E: …, K: … sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E: …, K: … sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 13/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X) :
Anayasanın 125. maddesinde; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu hükmü, bu maddeyle aynı yönde olan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “idari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinin 2. fıkrasında “idari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlar ile gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre idari yargı yerlerinin denetim yetkisi, kanunların idari makamlara bıraktığı yetkilerin kullanılışının hukuka uygun olup olmadığının araştırılmasını kapsar; yoksa söz konusu yetkilerin idari yargı yerlerince kullanılması sonucuna yol açmaz.
Hukuk Devleti olmanın gereği, idarelerin takdir yetkisine dayalı olarak tesis ettikleri bireysel ya da düzenleyici işlemlerin hukuken geçerli ve objektif bir sebebe dayanmasıdır. Takdir yetkisine dayalı işlemlerin, hukukun belirlediği sınırlar ve eşitlik kuralı gözetilerek kamu yararına ve hizmetin gereklerine uygun şekilde objektif, makul ve geçerli neden ve gerekçelere dayalı olarak tesis edilmesi gerekir. İdari yargının da takdir yetkisinin yargısal denetiminde, bu yetkinin ortadan kaldırılması sonucunu doğuracak şekilde ve idari işlem niteliğinde karar veremeyeceği, hukuka uygunluk sınırlarını aşarak yerindelik denetimi yapamayacağı açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, … İli, … İlçesinde yer alan … ve … ‘nda 2009 yılında … Arkeoloji Müzesi ve … Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ortak projesi olarak gerçekleştirilen kurtarma kazısının, davacının bilimsel danışmanlığında yapıldığı, 2009 yılına ilişkin kazı çalışmaları hakkında Kültür ve Turizm Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığınca yapılan soruşturma sonucunda düzenlenen rapor ile davacının kazı ödeneklerinin kullanılmasında gerekli hassasiyeti göstermediği, kazı gideri olarak değerlendirilemeyecek bir takım harcamalarda bulunduğu, kazı ile ilgili idari ve mali konularda keyfi tutum ve davranışlar sergilediği, bağlı bulunduğu … Müzesi Müdürlüğü ve aynı zamanda Kazı Başkanlığı ile olan ilişkilerinde bilgi vermeksizin hareket ettiğinin tespit edildiğinden bahisle kurtarma kazılarında görevlendirilmemesine ilişkin dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu işlemin, kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak, takdir yetkisi sınırları içinde tesis edildiği sonucuna varıldığından, aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.