Danıştay Kararı 6. Daire 2019/4599 E. 2020/9467 K. 14.10.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/4599 E.  ,  2020/9467 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/4599
Karar No : 2020/9467

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI): …
İSTEMİN KONUSU :… İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazda ruhsat ve mimari projeye aykırı tadilat yapıldığından bahisle 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesi uyarınca 3.158,87 TL para cezası verilmesine ve aynı Kanunun 32. maddesi uyarınca aykırılıkların eski haline getirilmesine ilişkin 13/03/2014 tarih ve 673 sayılı … Belediye Encümeni kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; yıkıma ilişkin kısmı yönünden, söz konusu yerde ruhsatsız ilaveler yapıldığı hususu sabit olduğundan, yukarıda anılan mevzuat hükmü uyarınca anılan ruhsatsız yapı nedeniyle yapının eski hale getirilmesine ilişkin kısmı yönünden dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından bu kısım yönünden davanın reddine, para cezasına ilişkin kısmı yönünden ise, 3194 sayılı Kanun’un 42. maddesinde para cezası yaptırımının uygulanacağı ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapının “sahibi” ibaresinden, ister yapının mülkiyetine sahip kişiler; isterse kiracı, yapı malikinin yakını, intifa hakkı sahibi gibi üçüncü kişiler olsun inşai faaliyeti yapan kişilerin anlaşılması gerektiğinden, davalı idare tarafından, işleme konu yapının kim tarafından yapıldığı hususunda gerekli araştırma yapılarak mevzuata aykırı inşai faaliyeti yapan kişinin tespit edilmesi ve idari yaptırımın da bu kişiye uygulanması gerekirken, bu yönde herhangi bir tespitte bulunulmaksızın, cezaların şahsiliği ilkesine aykırı olarak taşınmazı 15.03.2007 tarihinde satın aldığı anlaşılan davacının, “yapı maliki” sıfatıyla para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle bu kısım yönünden işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Bilirkişi raporunda da resimlendiği gibi mimari projeye aykırı imalatların devam ettiği ve halen tamamlanmamış olduğu, bu durumda söz konusu imalatları davacının yaptığının anlaşıldığı, davacının haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, kararın iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Sokak No:… adresinde ve tapunun … ada, … parselinde … no’lu bağımsız bölümde mahallinde yapılan denetimde ruhsat eki tasdikli mimari projesine aykırı olarak, 1. Bodrum katta bulunan … nolu daireye ait … nolu deponun su ve elektrik sayaç yerlerinin, bunun yanında …, …kömürlüklerinin bir kısmının ara bölme duvarları kaldırılarak ve mimari projede olmayan duvarlar inşa edilerek yasa dışı işlemlerle … nolu daireye ait depoya ilave edildiği, zemin katta bulunan kendisine ait … nolu dairenin 1. bodrum katındaki deposuna iniş-çıkışı sağlayan 136 basamaklı merdivenin de iptal edildiği, 1. bodrum kattaki diğer kömürlüklerin ebatlarında küçültmeye gidildiği hususları 13.01.2014 tarih ve 001 sayılı tutanakla tespit edilerek anılan yapı mühürlenmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesi uyarınca davacıya 3.158,87 TL para cezası verilmesine ve aynı Kanunun 32. maddesi uyarınca aykırılıkların eski haline getirilmesine ilişkin … Belediye Encümeninin 13.03.2014 tarih ve 673 sayılı kararının alınması üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 2. fıkrasında; idari yargı yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, idari mahkemelerin, yerindelik denetimi yapamayacakları, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde yapı sınıfı ve grubu dikkate alınmak suretiyle maddede belirtilen miktar ile yapının alanının çarpılması sonucu temel ceza miktarının hesaplanacağı ve bu miktar üzerinden (c) bendinin alt bentlerinde belirtilen artırım sebepleri için gösterilen oranlar uyarınca bulunan miktarların eklenmesi sonrasında toplam ceza miktarının bulunacağı belirtilmiş olup, söz konusu (c) bendinde ise artırım sebepleri sayılmış, bu artırım sebepleri uyarınca tespit edilen miktarların (a) ve (b) bentlerinde belirtilen şekilde tespit edilen para cezalarının miktarına göre ayrı ayrı hesap edilerek ilave olunacağı, para cezalarına konu olan alanın hesaplanmasında, aykırılıktan etkilenen alanın dikkate alınacağı hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen hükmün değerlendirilmesinden; ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılan yapılar nedeniyle verilecek para cezası miktarının belirlenmesinde dikkate alınacak temel ölçütün; yapı sınıfı ve grubu ile ruhsatsız veya ruhsata aykırı imalat alanının varsa aykırılıktan etkilenen alanın katılması suretiyle bulunacak alan olduğu, temel ceza miktarı belirlendikten sonra maddede öngörülen arttırım sebeplerinin varlığı halinde arttırım sebeplerinin ayrı ayrı arttırım oranlarının hesaplanması ve bunların toplamlarının alınması suretiyle toplam ceza miktarının bulunacağı ve bulunan bu miktarın belediye encümeni tarafından para cezası olarak verileceği anlaşılmaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesi uyarınca, yargı kararı ile idarelerin işlem tesisine zorlanamayacağı gibi idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceğinden; 3194 sayılı Kanunun 42/2. maddesinin (a) bendinde, temel para cezasının hesaplanmasında, yapı inşaat alanı ile yapı sınıfı ve grubu temel kriterler olarak öngörüldüğünden, temel para cezasının bu kriterlere aykırı olarak hesaplandığının tespit edilmesi halinde, aykırılığı tespit edilen para cezası miktarına (c) bendinde öngörülen arttırım oranları uygulanarak belirlenen toplam para cezasının da tamamının iptal edilmesi gerektiği, temel para cezasının hesaplanmasına ilişkin aykırılıklar tespit edildikten sonra, bilirkişinin aykırılıktan etkilenen alan ve/veya yapı sınıfı grubuna ilişkin yaptığı tespitler uyarınca raporda hesaplanan para cezası miktarı esas alınarak dava konusu işlemin kısmen iptaline, kısmen davanın reddine karar verilmesi suretiyle, işlemin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı idari yargı denetimi yetkisi aşılarak, idari eylem ve işlem niteliğinde yargı kararı verilemeyeceği bununla beraber, temel para cezasının, 3194 sayılı Kanunun 42/2. maddesinde öngörülen kriterlere uygun olarak hesaplandığı, hukuka uygun olduğu; ancak, (c) bendinde öngörülen artırım sebebi veya sebeplerinin uygulanması koşullarının oluşmadığının anlaşılması halinde ise para cezasının hukuka aykırılığı tespit edilen artırım sebebine isabet eden kısım yönünden kısmen iptaline karar verileceği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden; … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Sokak No:… adresinde ve tapunun … ada, … parselinde … no’lu bağımsız bölümde mahallinde yapılan denetimde ruhsat eki tasdikli mimari projesine aykırı olarak, 1. Bodrum katta bulunan … nolu daireye ait … nolu deponun su ve elektrik sayaç yerlerinin, bunun yanında …, … kömürlüklerinin bir kısmının ara bölme duvarları kaldırılarak ve mimari projede olmayan duvarlar inşa edilerek yasa dışı işlemlerle … nolu daireye ait depoya ilave edildiği, zemin katta bulunan kendisine ait … nolu dairenin 1. bodrum katındaki deposuna iniş-çıkışı sağlayan 136 basamaklı merdivenin de iptal edildiği, 1. bodrum kattaki diğer kömürlüklerin ebatlarında küçültmeye gidildiğinin 13.01.2014 tarih ve 001 sayılı tutanakla tespit edilerek anılan yapının mühürlendiği, 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesi uyarınca davacıya 3.158,87-TL para cezası verilmesine ve aynı Kanunun 32. maddesi uyarınca aykırılıkların eski haline getirilmesine ilişkin Keçiören Belediye Encümeninin 13.03.2014 tarih ve 673 sayılı kararının alındığı, Mahkemesince uyuşmazlığın çözümü amacıyla mahallinde 22.05.2015 tarihinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda özetle; davacı tarafından Mahkemeye sunulan mimari projede mimar isim ve imzalarının bulunduğu ancak İmar Müdürünün imzasının bulunmadığı, belediye mührü bulunduğu ancak İmar Müdürünün imzası bulunmadığından geçersiz olduğu, Belediye arşivinde bulunan ve dosyaya sunulan projenin geçerli olduğu, buna göre; taşınmazda uygulama mimari projesine aykırı olarak 1. bodrum katındaki depo + kömürlük + merdiven + su sayaç yeri olarak gözüken yerler birleştirilerek mutfak, WC, banyo, oturma ve yatak odaları görünümünde yapılmakta olduğu, halen imalatları tamamlanmamış olduğunun tespit edildiği, sanki kullanıma açılacak bağımsız bölüm gibi gözüktüğü, tapuda buna ilişkin bağımsız bölüm olarak bir kayıt da bulunmadığı, aykırılıkların 17.12.2009 tarihinden önce yapılıp yapılmadığının bilinemediği, aykırılıktan etkilenen alanın 55,81 m² olduğu belirtilmiş olup, İdare Mahkemesince, davalı idare tarafından, işleme konu yapının kim tarafından yapıldığı hususunda gerekli araştırma yapılarak işlem tesis edilmesi gerekirken, bu yönde herhangi bir tespitte bulunulmaksızın, cezaların şahsiliği ilkesine aykırı olarak taşınmazı 15.03.2007 tarihinde satın aldığı anlaşılan yapı maliki sıfatıyla davacıya para cezası verilmesinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle para cezasına ilişkin kısmı yönünden işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta; söz konusu taşınmaz üzerinde bulunan toplam 5 katlı apartman binası niteliğindeki yapıya 24.05.2006 tarihinde yapı ruhsatı verildiği, davacının binada bulunan … nolu bağımsız bölümü 15.03.2007 tarihinde satın aldığı, daha sonra anılan binaya 26.05.2009 tarihinde yapı kullanma izin belgesi verildiği, davacıya ait bağımsız bölümde tasdikli mimari projesine aykırı olarak yapılan imalatların 13.01.2014 tarih ve 001 sayılı tutanakla davalı idarece tespit edildiği, daha sonra Mahkemesince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sırasındaki fotoğraflar ile bilirkişi raporunda, projeye aykırı imalatların halen tamamlanmamış olduğu, sanki kullanıma açılacak bağımsız bölüm gibi gözüktüğü yönünde tespit ve görüşler birlikte değerlendirildiğinde, tespit edilen tasdikli mimari projesine aykırı imalatların davacı tarafından yapıldığı sonucuna ulaşılmakla birlikte, davalı idarece söz konusu mimari projesine aykırı imalatlar sonucunda aykırılıktan etkilenen alanının toplam 68,34 m² olduğu kabul edilerek para cezasının hesaplandığı, İdare Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre aykırılıktan etkilenen alanın 55,81 m² olarak hesaplandığı görülmektedir.
Bu durumda; davalı idare tarafından toplam 68,34 m² aykırılıktan etkilenen alan üzerinden para cezası hesaplanarak verildiği, bilirkişi raporunda ise etkilenen alan 55,81 olduğu tespit edilmiş olduğu, söz konusu aykırılıktan etkilenen alandaki farklılığının temel cezayı etkileyen nitelikte olduğu dikkate alındığında, tüm para cezasının iptal edilmesi gerektiğinden, dava konusu işlemde bu nedenle hukuka uyarlık, işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının temyiz edilen kısmında ise sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın kısmen iptali, kısmen reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının iptale ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 14/10/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X) :

3194 sayılı Kanunun 42/2. maddesinin (a) bendinde, temel para cezasının hesaplanmasında temel kriterler olarak öngörülen yapı inşaat alanı ve yapı sınıfı ve grubunun, bilirkişi incelemesi yoluyla görülen dosyalarda, bilirkişi tarafından, idarece hesaplanan temel para cezası tutarını aşmamak koşuluyla, teknik ve bilimsel inceleme ve değerlendirmeler sonucu bulunacak temel para cezasına ve tespit edilen para cezası miktarına (c) bendinde öngörülen arttırım oranlarının (Mahkemesince hukuka uygun bulunan) uygulanarak belirlenen toplam para cezasına göre karar verilebileceği, söz konusu kriterlere aykırı hesaplama yapıldığının tespit edilmesi halinde, tespit edilen para cezası miktarına (c) bendinde öngörülen arttırım oranları uygulanarak belirlenen toplam para cezasının tamamının iptalinin gerekmediği, temel para cezasının hesaplanmasına ilişkin aykırılıklar tespit edildikten sonra, bilirkişi tarafından, aykırılıktan etkilenen alan ve/veya yapı sınıfı grubuna ilişkin yapılan tespitler uyarınca hesaplanan para cezası miktarı esas alınarak dava konusu işlemin kısmen iptaline, kısmen davanın reddine karar verilmesinin idari yargı denetimi yetkisinin aşılarak, idari eylem ve işlem niteliğinde yargı kararı verilmesi sonucunu doğurmayacağı, öte yandan, olayda ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesinin söz konusu olmadığı, davacıya yukarıda anılan Kanun maddesi uyarınca para cezası verilebilmesi mümkün olmakla birlikte, davalı idarece tespit edilen aykırılıktan etkilenen alan miktarının 68,34 m² olduğu, bakılan davada ise söz konusu alan miktarının bilirkişi ölçümü sonucunda 55,81 m² olarak bulunduğu, bu durumun, uyuşmazlığa konu para cezasının tamamının iptalini gerektirecek hukuki bir aykırılık oluşturmadığı, İdare Mahkemesince 55,81 m² üzerinden verilen para cezası yönünden davanın reddine, bu miktarı aşan kısım uyarınca verilen para cezası yönünden ise işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken, tüm para cezasının iptali yolunda verilen Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığından, kararın temyiz edilen kısmının belirttiğim gerekçe ile bozulması gerektiği oyu ile Dairemiz kararına katılmıyorum.