Danıştay Kararı 6. Daire 2019/2564 E. 2020/11500 K. 25.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/2564 E.  ,  2020/11500 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/2564
Karar No : 2020/11500

DAVACI : … Uluslararası Nakliyat ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- … Bakanlığı – ANKARA
VEKİLİ
2- … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Davacı şirketin sanayi işletmesi olduğuna ilişkin bilgi ve belgelerin ya da ambalaj atıklarının Arnavutköy Belediyesinin onaylı ambalaj atığı yönetim planı çerçevesinde Belediyenin toplama sistemi veya atık merkezine verildiğini gösterir bilgi ve belgelerin otuz gün içerisinde sunulmadığı takdirde, 2872 sayılı Çevre Kanununun 20/r maddesi uyarınca 175.053,00-TL para cezası verileceğine ilişkin İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün … günlü, …-…-… sayılı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan 27/12/2017 günlü, 30283 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğinin 13. maddesinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından; dava konusu düzenlemede yer alan, ambalaj atığı üreticilerinin atıklarını Belediyeye teslim etme zorunluluğuna ilişkin hükmün, mülkiyet hakkının ihlaline neden olduğu, ticari değer taşıyan ambalaj atıklarının Belediyeye bedelsiz verilmesinin ölçülülük ve eşitlik ilkelerine aykırı olduğu ileri sürülerek anılan düzenlemenin ve bu düzenlemeye dayanılarak tesis edilen … günlü, …-100-… sayılı işlemin iptali istenilmektedir.

DAVALI İDARELERİN SAVUNMALARI: 1- Davalı Bakanlık tarafından, ambalaj atıklarının yönetim planı doğrultusunda belirlenen toplama sistemine verilmesinin Anayasaya ve mülkiyet hakkına aykırılık teşkil etmediği hususunun Danıştay Altıncı Dairesinin 23/10/2009 tarihli, E:2007/6005, K:2009/10216 sayılı kararının gerekçesinde de belirtildiği, dava konusu düzenleme ile ambalaj atığının bir kaynak olarak işlenebilmesine imkan tanındığı için ambalaj atıklarının yönetim planı çerçevesinde Belediyeye verilmesinin ölçülülük ilkesine de aykırılık taşımadığı belirtilmiştir.
2- Davalı Valilik tarafından, tesis edilen … günlü, …-…-… sayılı işlemin kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olmadığı belirtilerek anılan işlem yönünden davanın incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’IN DÜŞÜNCESİ :
Dava, davacı şirketin sanayi işletmesi olduğuna ilişkin bilgi ve belgelerin ya da ambalaj atıklarının Arnavutköy Belediyesinin onaylı ambalaj atığı yönetim planı çerçevesinde Belediyenin toplama sistemi veya atık merkezine verildiğini gösterir bilgi ve belgelerin otuz gün içerisinde sunulmadığı takdirde, 2872 sayılı Çevre Kanununun 20/r maddesi uyarınca 175.053,00-TL para cezası verileceğine ilişkin İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün … günlü, …-…-… sayılı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğinin 13. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
Bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlamak amacıyla çıkarılan 2872 sayılı Çevre Kanununun 2. maddesinde; kirletenin: faaliyetleri sırasında veya sonrasında doğrudan veya dolaylı olarak çevre kirliliğine, ekolojik dengenin ve çevrenin bozulmasına neden olan gerçek ve tüzel kişileri ifade edeceği tanımına; 3. maddesinin (g) bendinde; kirlenme ve bozulmanın önlenmesi, sınırlandırılması, giderilmesi ve çevrenin iyileştirilmesi için yapılan harcamaların kirleten veya bozulmaya neden olan tarafından karşılanacağı, aynı maddenin (ı) bendinde ise; “Bölgesel ve küresel çevre sorunlarının çözümüne yönelik olarak taraf olduğumuz uluslararası anlaşmalar sonucu ortaya çıkan ulusal hak ve yükümlülüklerin yerine getirilmesi için gerekli teknik, idarî, malî ve hukukî düzenlemelerin Bakanlığın koordinasyonunda yapılacağı, gerçek ve tüzel kişilerin, bu düzenlemeler sonucu ortaya çıkabilecek maliyetleri karşılamakla yükümlü olduğu, 8. maddesinde; her türlü atık ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili Yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmanın yasak olduğu, kirlenme ihtimalinin bulunduğu durumlarda ilgililerin kirlenmeyi önlemekle; kirlenmenin meydana geldiği hallerde kirletenin kirlenmeyi durdurmak, kirlenmenin etkilerini gidermek veya azaltmak için gerekli tedbirleri almakla yükümlü oldukları, 11. maddesinde; atıkların üretiminin ve zararlarının önlenmesi veya azaltılması ve geri kazanılabilen atıkların kaynağından ayrı toplanmasının esas olduğu, atık yönetim planlarının hazırlanmasına ilişkin esasların, Bakanlıkça çıkarılacak Yönetmelikle düzenleneceği, 20. ve devamı maddelerinde; kirletme yasağına uymayanlara verilecek idari nitelikte cezaların neler olduğu hükümleri yer almıştır.
2872 sayılı Çevre Kanunu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu, 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanuna ve 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye dayanılarak hazırlanan ve çevresel açıdan belirli ölçütlere, temel şart ve özelliklere sahip ambalajların üretimine, ambalaj atıklarının oluşumunun önlenmesi, önlenemeyen ambalaj atıklarının yeniden kullanım, geri dönüşüm ve geri kazanım yöntemleri kullanılarak bertaraf edilecek miktarının azaltılmasına, ambalaj atıklarının çevreye zarar verecek şekilde doğrudan ve dolaylı olarak alıcı ortama verilmesinin önlenmesine, ambalaj atıklarının belirli bir yönetim sistemi içinde, kaynağında ayrı biriktirilmesi, toplanması, taşınması, ayrılmasına ve geri dönüşümüne ilişkin teknik ve idari standartların oluşturulmasına yönelik prensip, politika ve programlar ile hukuki, idari ve teknik esasların belirlenmesi amacıyla 27/12/2017 günlü, 30283 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğinin “Ambalaj atığı üreticisinin yükümlülükleri” başlıklı 13. maddesinde; “(1) Ambalaj atığı üreticileri, ambalaj atıklarını, bağlı bulundukları belediyenin ambalaj atıkları yönetim planına uygun olarak, ayrı biriktirmek ve belediyelerce belirlenen şekilde belediyenin toplama sistemine veya atık getirme merkezlerine vermekle yükümlüdür. Ancak çevre kirliliğine yol açmayacak şekilde ambalaj atıklarını oluştuğu noktada cinslerine göre ayrı biriktiren sanayi işletmeleri ile altıncı bölümde belirtilen toplama sisteminin oluşturulmadığı ve biriktirme ekipmanlarının temin edilemediği yerlerdeki ambalaj atığı üreticileri ambalaj atıklarını çevre lisanslı ambalaj atığı işleme tesislerine verebilirler. (2) Sanayi işletmeleri ile askeri birlik ve kurumlar, Atık Yönetimi Yönetmeliğinin 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendinde tanımlandığı şekilde ambalaj atıklarına ilişkin olarak atık beyan formunu Bakanlığa sunmakla ve bir nüshasını saklamakla yükümlüdürler. (3) Belediyenin yönetim sistemi dışında kalan ambalaj atığı üreticileri, tüketim sonucu oluşan ambalaj atıklarını çevre kirliliğine yol açmayacak şekilde ayrı olarak biriktirerek belediyenin toplama sistemine veya çevre lisanslı ambalaj atığı işleme tesislerine verirler. (4) Yüz konut ve üzeri sitelerde site yönetimleri tarafından ambalaj atıkları için belediyenin toplama sistemine uygun biriktirme ekipmanlarının yerleştirilmesi zorunludur. (5) Otel, restoran, hastane, üniversite, terminal, spor kompleksleri gibi işletmeler tarafından ambalaj atıklarının kaynağında ayrı biriktirilmesi amacıyla biriktirme ekipmanlarının yerleştirilmesi zorunludur.” düzenlemesi getirilmiştir.
Dava konusu Yönetmelik ile yürürlükten kaldırılan, 24/08/2011 günlü, 28035 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğinin “Genel İlkeler” başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde; “Ambalaj atığı üreticileri, ambalaj atıklarını, bağlı bulundukları belediyenin ambalaj atıkları yönetim planına uygun olarak, diğer atıklardan ayrı biriktirmek ve belediyenin toplama sistemine bedelsiz vermekle yükümlüdür. Ancak, organize sanayi bölgeleri yönetimleri, organize sanayi bölgeleri bünyesinde yer alan sanayi işletmeleri ve diğer sanayi işletmeleri, satış noktaları ve alışveriş merkezleri, belediyenin yönetim sistemi dışında kalan sivil hava ulaşımına açık hava alanları ile bu hava alanları bünyesinde yer alan tüm tesisler, belediye mücavir alan sınırları dışında kalan ambalaj atığı üreticileri 23 üncü maddede belirtilen şartları sağlamaları durumunda, oluşan ambalaj atıklarını çevre lisanslı/geçici faaliyet belgeli toplama ayırma tesisine veya belediyenin toplama sistemine bedelsiz şartı aranmaksızın verebilirler.” hükmünde yer alan “bedelsiz şartı aranmaksızın ibaresi”; Danıştay Ondördüncü Dairesinin 05/11/2013 tarih ve E:2011/16096, K:2013/7348 sayılı kararıyla, “…Dava konusu Yönetmelikle amaçlananın ambalaj atıklarının neden olacağı çevre kirliliğini önleme, işbirliği, eşgüdüm, entegrasyon, katılım, kirleten öder ve ihtiyat gibi çevre hukukunun temel ilkelerinin gerçekleştirilmesi olduğu, Yönetmelikte ambalaj atıklarını kaynağından ayrı olarak biriktirme, kaynağında azaltma, depolama, bertaraf etme, geri kazanma, ayrı olarak hazırlanan ambalaj atığı yönetim planları doğrultusunda ilgili belediye veya ilgili belediyenin sözleşme yaptığı lisanslı geçici çalışma izinli toplama ayırma tesisi işletmelerince toplanma, kaynakta ayrı toplama çalışmalarının belediyeler tarafından doğrudan yapılmaması durumunda bu atıkların karşılığında atık üreticilerine bedel ödenmeksizin belediyelerce lisanslı/geçici çalışma izinli toplama ayırma tesislerine toplattırılması ve ekonomiye geri kazandırılması ile güvenli bertaraf edilmesi usul ve esaslarını içeren kuralların öngörüldüğü, atık bertaraf maliyetini kirletenin ödeyeceği ilkesinden de hareketle ambalaj atığı üreticilerinin ambalaj atıklarını Yönetmelikte öngörülen sisteme “bedelsiz” olarak vermekle yükümlü tutulmalarının mülkiyet hakkını sınırlamayacağı gibi, bu düzenlemenin yukarıda yer verilen Kanunun 3.maddesi ile öngörülen kirlenme ve bozulmanın önlenmesi için yapılacak harcamaların kirleten veya bozulmaya neden olan tarafından karşılanacağı hükmüne de uygun olduğu, bu haliyle tüm ambalaj atık üreticilerinin ambalaj atıklarını belediyenin toplama sistemine veya toplama/ayırma tesisine bedelsiz olarak vermekle yükümlü tutulmaları gerekirken, Yönetmeliğin 23.maddesindeki şartları sağlayan organize sanayi bölgeleri yönetimleri, organize sanayi bölgeleri bünyesinde yer alan sanayi işletmeleri ve diğer sanayi işletmeleri, satış noktaları ve alışveriş merkezleri, belediyenin yönetim sistemi dışında kalan sivil hava ulaşımına açık hava alanları ile bu hava alanları bünyesinde yer alan tüm tesisler, belediye mücavir alan sınırları dışında kalan ambalaj atığı üreticilerinin, ambalaj atıklarını bedel karşılığı vermelerine imkan tanıyan düzenlemenin yukarıda açıklandığı üzere kirleten öder ilkesine aykırı olduğu gibi, ambalaj atık üreticileri arasında ayrıma neden olduğu…” gerekçesi ile iptal edilmiş, anılan iptal kararı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 08/06/2016 tarih ve E:2014/2799, K:2016/2423 sayılı kararıyla söz konusu karar onanmış ve bu kararın düzeltilmesi istemi ise Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 24/05/2018 tarih ve E:2016/5245, K:2018/2490 sayılı kararıyla reddedilmiştir.
İncelenen davada, atıkların üretimi, zararlarının önlenmesi veya azaltılması ve geri kazanılabilen atıkların kaynağından ayrı toplanması esasının gerçekleştirilmesi amacıyla getirilen dava konusu Yönetmelik hükmünün, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 05/11/2013 tarih ve E:2011/16096, K:2013/7348 sayılı kararının yukarıda yer alan gerekçesine ve Yönetmeliğin dayanağı 2872 sayılı Kanunun 11. Maddesine uygun olduğu anlaşıldığından, dava konusu Yönetmelik hükmü ve bu hüküm uyarınca tesis edilen dava konusu işleminde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği, düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davalı İdarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmedi.

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
İstanbul İli, Arnavutköy İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi, No:…-… adresinde lojistik hizmetleri faaliyeti gösteren davacı şirketin sanayi işletmesi olduğuna ilişkin bilgi ve belgelerin ya da ambalaj atıklarının Arnavutköy Belediyesinin onaylı ambalaj atığı yönetim planı çerçevesinde Belediyenin toplama sistemi veya atık merkezine verildiğini gösterir bilgi ve belgelerin otuz gün içerisinde sunulmadığı takdirde, 2872 sayılı Çevre Kanununun 20/r maddesi uyarınca 175.053,00-TL para cezası verileceğine yönünde 07/11/2018 günlü, …-…-… sayılı İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü işlemi tesis edilmiştir.
Bunun üzerine, anılan işlem ile bu işlemin dayanağı olan 27/12/2017 günlü, 30283 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğinin 13. maddesinin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın “Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması” başlıklı 56. maddesinde; “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir…” hükmüne, yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte olan 124. Maddesinde de; “Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla Yönetmelikler çıkarabilirler.” hükmüne yer verilmiştir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7. maddesinde, katı atıkların kaynakta toplanması ve aktarma istasyonuna kadar taşınması hariç katı atıkların ve hafriyatın yeniden değerlendirilmesi, depolanması ve bertaraf edilmesine ilişkin hizmetleri yerine getirmek, bu amaçla tesisler kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek, Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları arasında sayılmış, 5393 sayılı Belediye Kanunun 15. maddesinin (g) bendinde ise katı atıkların toplanması, taşınması, ayrıştırılması, geri kazanımı, ortadan kaldırılması ve depolanması ile ilgili bütün hizmetleri yapmak ve yaptırmak Belediyelerin yetki ve imtiyazları arasında sayılmıştır.
2872 sayılı Çevre Kanununun 1. maddesinde; Kanunun amacının, bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlamak olduğu vurgulanmış, 2. maddesinde; Kirletenin: faaliyetleri sırasında veya sonrasında doğrudan veya dolaylı olarak çevre kirliliğine, ekolojik dengenin ve çevrenin bozulmasına neden olan gerçek ve tüzel kişileri, Atık: Herhangi bir faaliyet sonucunda oluşan, çevreye atılan veya bırakılan her türlü maddeyi ifade edeceği; 3.maddesinin (g) bendinde; kirlenme ve bozulmanın önlenmesi, sınırlandırılması, giderilmesi ve çevrenin iyileştirilmesi için yapılan harcamaların kirleten veya bozulmaya neden olan tarafından karşılanacağı, aynı maddenin (ı) bendinde ise; “Bölgesel ve küresel çevre sorunlarının çözümüne yönelik olarak taraf olduğumuz uluslararası anlaşmalar sonucu ortaya çıkan ulusal hak ve yükümlülüklerin yerine getirilmesi için gerekli teknik, idarî, malî ve hukukî düzenlemelerin Bakanlığın koordinasyonunda yapılacağı, gerçek ve tüzel kişilerin, bu düzenlemeler sonucu ortaya çıkabilecek maliyetleri karşılamakla yükümlü olduğu, 8. maddesinde; her türlü atık ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili Yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmanın yasak olduğu, kirlenme ihtimalinin bulunduğu durumlarda ilgililerin kirlenmeyi önlemekle; kirlenmenin meydana geldiği hallerde kirletenin kirlenmeyi durdurmak, kirlenmenin etkilerini gidermek veya azaltmak için gerekli tedbirleri almakla yükümlü oldukları, 11. maddesinde; atıkların üretiminin ve zararlarının önlenmesi veya azaltılması ve geri kazanılabilen atıkların kaynağından ayrı toplanmasının esas olduğu, atık yönetim planlarının hazırlanmasına ilişkin esasların, Bakanlıkça çıkarılacak Yönetmelikle düzenleneceği, Büyükşehir belediyeleri ve belediyelerin evsel katı atık bertaraf tesislerini kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmekle yükümlü oldukları, üretici, ithalatçı ve piyasaya sürenlerin sorumluluğu kapsamında yükümlülük getirilen üreticiler, ithalatçılar ve piyasaya sürenler, ürünlerinin faydalı kullanım ömrü sonucunda oluşan atıklarının toplanması, taşınması, geri kazanımı, geri dönüşümü ve bertaraf edilmelerine dair yükümlülüklerinin yerine getirilmesi ve bunlara yönelik gerekli harcamalarının karşılanması, eğitim faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla Bakanlığın koordinasyonunda bir araya gelerek tüzel kişiliği haiz birlikler oluşturacakları; atık geri kazanım, geri dönüşüm ve bertaraf tesislerini kurmak ve işletmek isteyen gerçek ve/veya tüzel kişilerin, yönetmelikle belirlenen esaslar doğrultusunda, ürün standardı, ürünlerinin satışa uygunluğu ve piyasadaki denetimi ile ilgili izni, ilgili kurumlardan almak kaydı ile Bakanlıktan lisans almakla yükümlü oldukları; evsel atıklar hariç olmak üzere, atık taşıma ve/veya toplama işlerini yapan kurum veya kuruluşların Bakanlıktan lisans almak zorunda olduğu, evsel atıkların taşıma ve toplama işlerini yapan kurum ve kuruluşların Bakanlıkça kayıt altına alınacağına, 20. maddesinde ise; kirletme yasağına uymayanlara verilecek idari para cezalarının neler olduğu hükümleri yer almaktadır.
Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihte yürürlükte olan 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2. maddesinde; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, 8. maddesinde de Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün görevleri sayılmıştır.
Dava konusu 27/12/2017 günlü, 30283 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğinin 1. maddesinde; “(1) Bu Yönetmeliğin amacı; a) Çevresel açıdan belirli ölçütlere, temel şart ve özelliklere sahip ambalajların üretimine, b) Ambalaj atıklarının oluşumunun önlenmesi, önlenemeyen ambalaj atıklarının yeniden kullanım, geri dönüşüm ve geri kazanım yöntemleri kullanılarak bertaraf edilecek miktarının azaltılmasına, c) Ambalaj atıklarının çevreye zarar verecek şekilde doğrudan ve dolaylı olarak alıcı ortama verilmesinin önlenmesine, ç) Ambalaj atıklarının belirli bir yönetim sistemi içinde, kaynağında ayrı biriktirilmesi, toplanması, taşınması, ayrılmasına ve geri dönüşümüne ilişkin teknik ve idari standartların oluşturulmasına yönelik prensip, politika ve programlar ile hukuki, idari ve teknik esasların belirlenmesidir.” hükmüne, 3. maddesinde; “(1) Bu Yönetmelik, 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanununa, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununa, 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununa, 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununa, 29/6/2001 tarihli ve 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanuna ve 29/6/2011 tarihli ve 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye dayanılarak hazırlanmıştır.” hükmüne, Ambalaj atığı üreticisinin yükümlülükleri başlıklı 13. maddesinde; “(1) Ambalaj atığı üreticileri, ambalaj atıklarını, bağlı bulundukları belediyenin ambalaj atıkları yönetim planına uygun olarak, ayrı biriktirmek ve belediyelerce belirlenen şekilde belediyenin toplama sistemine veya atık getirme merkezlerine vermekle yükümlüdür. Ancak çevre kirliliğine yol açmayacak şekilde ambalaj atıklarını oluştuğu noktada cinslerine göre ayrı biriktiren sanayi işletmeleri ile altıncı bölümde belirtilen toplama sisteminin oluşturulmadığı ve biriktirme ekipmanlarının temin edilemediği yerlerdeki ambalaj atığı üreticileri ambalaj atıklarını çevre lisanslı ambalaj atığı işleme tesislerine verebilirler. (2) Sanayi işletmeleri ile askeri birlik ve kurumlar, Atık Yönetimi Yönetmeliğinin 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendinde tanımlandığı şekilde ambalaj atıklarına ilişkin olarak atık beyan formunu Bakanlığa sunmakla ve bir nüshasını saklamakla yükümlüdürler. (3) Belediyenin yönetim sistemi dışında kalan ambalaj atığı üreticileri, tüketim sonucu oluşan ambalaj atıklarını çevre kirliliğine yol açmayacak şekilde ayrı olarak biriktirerek belediyenin toplama sistemine veya çevre lisanslı ambalaj atığı işleme tesislerine verirler. (4) Yüz konut ve üzeri sitelerde site yönetimleri tarafından ambalaj atıkları için belediyenin toplama sistemine uygun biriktirme ekipmanlarının yerleştirilmesi zorunludur. (5) Otel, restoran, hastane, üniversite, terminal, spor kompleksleri gibi işletmeler tarafından ambalaj atıklarının kaynağında ayrı biriktirilmesi amacıyla biriktirme ekipmanlarının yerleştirilmesi zorunludur.” hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ve 5393 sayılı Belediye Kanunu ile katı atıkların toplanması, taşınması, ayrıştırılması, geri kazanılması ve bertarafı görevi belediyelere verilmiş olmakla birlikte, bu yasalarda katı atığın tanım ve kapsamına yer verilmemiş, anılan konularda ayrıntılı düzenleme yapılmamıştır. 2872 sayılı Çevre Kanununda ise bu konuda çevrenin korunması, iyileştirilmesi ve kirliliğin önlenmesi ilkesi çerçevesinde düzenlemeler yapılmış, izin alma, arıtma ve bertaraf etme yükümlülüğü başlıklı 11. maddesinde, atıkların üretimi ve zararlarının önlenmesi veya azaltılması ile geri kazanılması ve geri kazanılabilen atıkların kaynağından ayrı toplanması esası benimsenmiş, Büyükşehir belediyeleri ve belediyeler evsel katı atık bertaraf tesislerini kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek yükümlülüğü; atıkları üreticileri ile piyasaya sürenlere de bu kapsamda yükümlülükler getirilmiştir. Atık geri kazanım, geri dönüşüm ve bertaraf tesisleri kurmak ve işletmek isteyen gerçek ve/veya tüzel kişilerle, evsel atıklar hariç atık taşıma veya toplama işi yapan kurum ve kuruluşların Bakanlıktan lisans almak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Bu kapsamda 2872 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan alt düzenleyici işlemlerle de katı atıkların niteliğine göre yapılan sınıflandırmalara göre her atığın kendi sınıfına göre yönetimine ilişkin ayrıntılı düzenlemeler yapılmıştır.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemelerle evsel atıkların toplanması ve yönetimi konusunda münhasıran belediyelerin yetkili ve yükümlü olduğu, diğer katı atıkların taşınma, toplanması ile geri kazanım, bertaraf işlerinin ise lisans almak suretiyle belediyelerin yanı sıra gerçek ve/veya tüzel kişilerce de yerine getirilebileceği öngörülmüştür.
Dava konusu Yönetmeliğin iptali istenilen 13. maddesindeki düzenleme ile ambalaj atığı üreticilerine, atıkların bağlı bulundukları belediyenin ambalaj atıkları yönetim planına uygun olarak, diğer atıklardan ayrı biriktirme ve belediyenin toplama sistemine veya atık getirme merkezlerine verme yükümlülüğü getirilmiş, ancak çevre kirliliğine yol açmayacak şekilde ambalaj atıklarını oluştuğu noktada cinslerine göre ayrı biriktiren sanayi işletmeleri ile toplama sisteminin oluşturulmadığı ve biriktirme ekipmanlarının temin edilemediği yerlerdeki ambalaj atığı üreticilerinin ambalaj atıklarını çevre lisanslı ambalaj atığı işleme tesislerine verebilecekleri; ayrıca belediyenin yönetim sistemi dışında kalan ambalaj atığı üreticilerinin, tüketim sonucu oluşan ambalaj atıklarını çevre kirliliğine yol açmayacak şekilde ayrı olarak biriktirerek belediyenin toplama sistemine veya çevre lisanslı ambalaj atığı işleme tesislerine verebileceklerine yönelik düzenlemeye yer verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu Yönetmelikle amaçlananın, ambalaj atıklarının neden olacağı çevre kirliliğini önleme, işbirliği, eşgüdüm, entegrasyon, katılım, kirleten öder ve ihtiyat gibi çevre hukukunun temel ilkelerinin gerçekleştirilmesi olduğu; iptali istenen düzenlemelerin, ambalaj atıklarının belirli bir yönetim sistemi içinde, kaynağında ayrı biriktirilmesi, toplanması, taşınması, ayrılmasına ve geri dönüşümüne yönelik olduğu dikkate alındığında, 27/12/2017 günlü, 30283 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğinin 13. maddesi dayanağı olan 2872 sayılı Çevre Kanununa uygun olup, iptali istenilen düzenlemede ve anılan düzenleme uyarınca tesis edilen … günlü, …-…-…. sayılı İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü işleminde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan, 2872 sayılı Kanunun 3.maddesinde, kirlenme ve bozulmanın önlenmesi için yapılacak harcamaların kirleten veya bozulmaya neden olan tarafından karşılanacağı hükmünün öngörüldüğü, atık bertaraf maliyetini kirletenin ödeyeceği ilkesinden hareketle ambalaj atığı üreticilerinin ambalaj atıklarını Yönetmelikte öngörülen sisteme bedelsiz olarak vermekle yükümlü tutulmalarının mülkiyet hakkını ihlal etmeyeceği sonucuna varıldığından, davacının, dava konusu düzenlemede yer alan, ambalaj atığı üreticilerinin atıklarını Belediyeye teslim etme zorunluluğuna ilişkin hükmün, mülkiyet hakkının ihlaline neden olduğu, ticari değer taşıyan ambalaj atıklarının Belediyeye bedelsiz verilmesinin ölçülülük ve eşitlik ilkelerine aykırı olduğu iddialarına itibar edilmemiştir.
Yine, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 05/11/2013 günlü, E:2011/16096, K:2013/7348 sayılı kararı ile dava konusu Yönetmelikle yürürlükten kaldırılan 24/08/2011 günlü, 28035 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğinin 5. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi ile 23. maddesinin 3,4,5 ve 6. fıkralarında yer alan “bedelsiz şartı aranmaksızın” ibaresinin, ambalaj atığı üreticilerinin ambalaj atıklarını bedel karşılığı vermelerine olanak tanıyan düzenlemelerin, kirleten öder ilkesine ve ambalaj atığı üreticileri arasında ayrıma neden olduğundan hukuka aykırı bulunduğu gerekçesiyle iptal edildiği ve anılan kararın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 08/06/2016 tarih ve E:2014/2799, K:2016/2423 sayılı kararıyla onandığı ve bu kararın düzeltilmesi isteminin de reddedilerek kesinleştiği dikkate alındığında, dava konusu düzenlemede anılan Danıştay kararına da aykırılık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 25/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.