Danıştay Kararı 6. Daire 2019/21806 E. 2020/9137 K. 12.10.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/21806 E.  ,  2020/9137 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/21806
Karar No : 2020/9137

DAVACI : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
2- … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN ÖZETİ : … ili, … ilçesi, … mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanarak 30/08/2019 tarihli, 1486 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu plan değişikliklerinin imar mevzuatına, planlama ilkelerine, şehircilik esaslarına ve kamu yararına aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, usul yönünden davacının dava açmada hukuki menfaatinin bulunmadığı, davanın süresinde açılmadığı, esas yönünden plan değişikliklerinin imar mevzuatına, planlama ilkelerine, şehircilik esaslarına ve kamu yararına uygun olduğu savunulmuştur.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakimi ….’ün raporu ile dosyadaki belgeler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesi uyarınca incelendiktin sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava, … ili, … ilçesi, … mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanarak 30/08/2019 tarihli, 1486 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin iptali istemiyle açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın 40. maddesinin ikinci fıkrasında; Devletin, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu hükme bağlanmış, 125. maddesinin üçüncü fıkrasında da; 40. maddedeki düzenlemenin devamı niteliğinde, “İdari işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar.” hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dava açma süresi” başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu; ikinci fıkrasında, bu sürenin, idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren başlayacağı; dördüncü fıkrasında, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava açma süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, “Üst Makamlara Başvurma” başlıklı 11. maddesinde ise ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurunun işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı hususu kurala bağlanmıştır.
Aynı Kanunu’nun 20/A maddesinde ise Özelleştirme Yüksek Kurulu kararlarına karşı açılacak davaların ivedi yargılama usulüne tabi olduğu, bu usulde dava açma süresinin 30 gün olduğu ve bu usule tabi işlemler bakımından Kanunun 11. maddesi hükümlerinin uygulanmayacağı öngörülmüştür.
09/07/2018 tarihli, 30473 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 85. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi ile 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanununun 3. maddesinin 1. fıkrası yürürlükten kaldırılarak Özelleştirme Yüksek Kurulunun hukuki varlığına son verilmişse de, aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 85. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi ile aynı Kanuna eklenen Geçici 29. madde ile bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren Özelleştirme Yüksek Kurulunca görülmekte olan işlerin Cumhurbaşkanı veya yetkilendireceği makam tarafından sonuçlandırılacağı öngörülmüştür.
Mevcut yasal durum itibariyle Özelleştirme Yüksek Kurulunca görülmekte olan işler Cumhurbaşkanı veya yetkilendireceği makam tarafından sonuçlandırılacağına göre, Cumhurbaşkanı tarafından bu kapsamda tesis edilen dava konusu imar planlarının onaylanması yolundaki karara karşı açılacak davanın da ivedi usulde görülmesi gerekmektedir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdari işlemlerin nitelikleri gereği yasalarda, genel dava açma süreleri dışında ayrı dava açma sürelerinin öngörülmüş olması halinde, idare tarafından idari işlemlerin nitelikleri ve tabi oldukları dava açma süreleri gösterilmedikçe özel dava açma sürelerinin işletilmesine olanak bulunmamaktadır.
Öte yandan, davacıların, kendilerine bir bildirim yapılmadığı sürece 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinde öngörülen ve özel bir yargılama niteliği taşıyan ivedi yargılama usulünü ve bu usule tâbi işlerde geçerli olan dava açma süresini bilmeleri mümkün değildir. Dolayısıyla ivedi yargılama usulüne tâbi olan bir işlemi öğrendiklerinde kaç gün içinde hangi merciye başvurulacağını ya da doğrudan dava açılıp açılamayacağını bilmeleri beklenemez.
Bu doğrultuda, Anayasa’nın 40. maddesi hükmü uyarınca, özel dava açma süresine tabi olmasına rağmen, bu hususun idari işlemde açıklanmaması halinde, dava konusu idari işlemin tebliği tarihinden itibaren, özel dava açma süresinin değil, 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerekmektedir.
Uyuşmazlık bu çerçevede ele alındığında, Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan 30.08.2019 tarihli, 1486 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği, 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinde öngörülen ivedi yargılama usulü kapsamında yapılmış olup, her ne kadar söz konusu maddede, 30 günlük özel dava açma süresi öngörülmüş ise de; Anayasa’nın 40. maddesi gereğince, kanunlarda özel başvuru yolu ve dava açma süresi öngörüldüğü hallerde bunun ilgililere açıkça ve ayrıca bildirilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Uyuşmazlıkta dava konusu imar planları 12.09.2019-14.10.2019 tarihleri arasında askıya çıkarılmış, davacı tarafından askı süresi içerisinde 25.09.2019 tarihinde plana itiraz edilmiştir.
Dava konusu imar planı değişiklikleri askıda ilan edilirken, söz konusu planların ivedi yargılama usulüne tabi olduğuna veya özel dava açma süresi bulunduğuna yönelik askı tutanağında herhangi bir açıklamaya yer verilmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda bakılan davada, dava açma süresi değerlendirilirken, özel dava açma süresinin değil, 60 günlük genel dava açma süresinin gözetilmesinin yanı sıra ivedi yargılama usulüne tabi olan uyuşmazlıkta 2577 sayılı Kanun’un 11. madde hükmünün uygulanamayacağının dikkate alınması gerekmektedir.
Yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda, söz konusu imar planlarına karşı, en son askı tarihinin son gününü izleyen 15.10.2019 tarihinden itibaren işletilecek 60 günlük dava açma süresi içerisinde dava açılması gerekirken, 16.12.2019 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle incelenme olanağı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın süreaşımı yönünden reddine, aşağıda ayrıntısı yer alan …- TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak alınarak davalı idarelere verilmesine, artan posta gideri avansının kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 12/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.