Danıştay Kararı 6. Daire 2019/21722 E. 2020/9184 K. 13.10.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/21722 E.  ,  2020/9184 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/21722
Karar No : 2020/9184

DAVACI : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- … – …
2- … Bakanlığı … Başkanlığı – …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanarak … tarih ve …sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Mülkiyeti özelleştirme kapsam ve programında bulunan Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri A.Ş.’ne ait taşınmazın, 09/10/1985 tarihinde … Bakanlığı tarafından onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planında resmî kurum alanı ve ticaret alanı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planında da resmî kurum alanı, ticaret ve yol alanı, …-… Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında kentsel yerleşik alan, 12/09/2012 tarihinde … Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından onaylanan 1/25.000 ölçekli … Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında 2. ve 3. derece merkezler olarak tanımlandığı, 24/09/2012 tarihinde …İdaresi Başkanlığı tarafından onaylanan 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinde konut dışı çalışma ve sanayi alanı, 1/1000 ve 1/5000 ölçekli imar planlarında da parselin ticaret alanı öngörüldüğü, uyuşmazlığa konu işlem ile taşınmazın kısmen ticaret alanı, kısmen yol, kısmen de yeşil alan olarak ayrıldığı, imar planlarının halihazır harita üzerine işlenmesinin, 1/5000 ölçekli nazım imar planı lejantında yol kullanımının gösterilmemesinin ve taşınmazın 7 metrelik yaya yoluna cepheli kısmında 3 kat, 17 metrelik yola cepheli kısmında 5 kat yapılaşma koşulu öngörülmesinin planlama tekniklerine aykırı olduğu, öte yandan taşınmazın “idari ve resmi tesis alanı” kullanımının korunması gerektiği, sosyal ve teknik altyapı alanının kaldırılmasının imar mevzuatına uygun olmadığı, ayrıca yapılaşma ve nüfus yoğunluğunun arttırıldığı halde gerekli donatı alanı ayrılmadığı iddia edilmektedir.

DAVALILARIN SAVUNMALARI : Davanın süresinde açılmadığı, dava konusu işlemin yargı kararını uygulamak amacıyla tesis edildiği, zira taşınmaza ilişkin daha önce onaylanan … tarih ve … sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararının iptali istemiyle yine davacı tarafından açılan davada, Danıştay Altıncı Dairesinin 10.07.2017 tarih ve E:2013/6137, K:2017/5557 sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, bu kararın temyiz edilmesi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 03.05.2018 tarih ve E:2018/862, K:2018/2290 sayılı kararı ile işlemin iptaline hükmedildiği, taşınmazın cephe aldığı … Caddesi boyunca alanın imar planlarında ticaret alanı belirlendiği, dolayısı ile ticaret odaklı bir bölgede etraftaki yapılaşma koşulları ile kullanım kararları gözetilerek imar planı bütünlüğüne aykırı olmayan şekilde taşınmaz ticaret alanı ayrıldığından, dava konusu işlemin şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, kamu yararına ve mevzuata uygun olduğu savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Taşınmaza ilişkin daha önce işleyen yargısal süreç neticesinde yargı kararının yerine getirilmesi amacıyla tesis edilen uyuşmazlık konusu imar planları ile dava konusu taşınmazın kısmen B-3 kat kısmen B-5 kat yapılaşma koşullarında ticaret, kısmen 7 metrelik yaya yolu, kısmen de park alanı olarak ayrıldığı, taşınmaz açısında belirlenen 7 metrelik yol kullanımının 1/5000 ölçekli nazım imar planı lejandında gösterilmesine gerek olmadığı, taşınmazı kapsayan alanın imar planlarında kısmen konut, kısmen ticaret alanı olarak belirlendiği dikkate alındığında çevre – imar bütünlüğünün bozulmadığı, planlama kademeleri açısından alanın 2. ve 3. derece merkezler olarak belirlendiği 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planına aykırılık olmadığı, ticaret alanında plan notları ile öngörülen kullanımlar (bu alanlarda iş merkezleri, yönetim binaları, banka, finans kurumları, ofis-büro, çarşı, çok katlı mağazalar, otoparklar, alışveriş merkezleri, konaklama tesisleri, sinema, tiyatro, müze, kütüphane, sergi salonu gibi sosyal ve kültürel tesisler ile lokanta, restoran, gazino, düğün salonu gibi eğlenceye yönelik birimler, sağlık kabini ve muayenehane gibi ticaret ve hizmetlere ilişkin yapılar yapılabilir.) açısından planlama tekniklerine ve Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 19. maddesinin 1. fıkrasının “ticaret alanı” başlıklı (g) bendine aykırılık bulunmadığı, taşınmazın önceden depo kullanımında olduğu ve fiilen resmi kurum alanı olarak hiç kullanılmadığı, taşınmazın özelleştirme programına alınan kuruluşa ait olması nedeniyle 3194 sayılı Yasanın 9. maddesinin 2. fıkrasında verilmiş olan yetkiye dayanılarak dava konusu parsel ile sınırlı bir alanda imar planı değişikliği yapılmasında mevzuata aykırılık olmadığı gibi taşınmazda sosyal, teknik altyapı alanı ayrılması mutlaka gerekli ve zorunlu olmadığından, dava konusu imar planlarında şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu itibarla, davanın reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’IN DÜŞÜNCESİ : Dava, … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanarak … tarihli, … sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istemiyle açılmıştır.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5. maddesinde, “nazım imar planı; varsa bölge planlarının mekâna ilişkin genel ilkelerine ve varsa çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklüklerini, nüfus yoğunlukları ve eşiklerini, ulaşım sistemlerini göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, plan hükümleri ve raporuyla beraber bütün olan plandır
“, uygulama imar planı ise, “Uygulama İmar Planı; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plandır.
” şeklinde tanımlanmış; 9. maddesinin 2. fıkrasında, “Belediye hudutları ve mücavir alanlar içerisinde bulunan ve özelleştirme programına alınmış kuruluşlara ait arsa ve arazilerin, ilgili kuruluşlardan gerekli görüş, (Belediye) alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak imar tadilatları ve mevzi imar planlarının ve buna uygun imar durumlarının Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak suretiyle yürürlüğe girer ve ilgili Belediyeler bu arsa ve arazilerin imar fonksiyonlarını 5 yıl değiştiremezler. İlgili belediyeler görüşlerini onbeş gün içinde bildirir.” hükmüne yer verilmiş; Ek 3. maddesinde, “Özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya kuruluş lehine irtifak ve/veya kullanım hakkı alınmış arsa ve araziler ile özel kanunları uyarınca özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerin, 3621 sayılı Kıyı Kanunu veya 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan yerler dahil olmak üzere genel ve özel kanun hükümleri kapsamında yer alan tüm alanlarda imar planlarını yapmaya ve onaylamaya yetkili olan kurum veya kuruluşlardan görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak her tür ve ölçekte plan, imar planı ile değişiklik ve revizyonları müellifi şehir plancısı olmak üzere Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yapılarak veya yaptırılarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak ve Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle kesinleşir. İlgili kuruluşlar bu madde kapsamında yapılan planları devir tarihinden itibaren beş yıl süreyle değiştiremezler.” hükmü yer almıştır.
Yukarıda yer alan düzenlemeler uyarınca, özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerde ilgili kuruluşlardan gerekli görüş alınmak suretiyle her ölçekteki imar planı değişiklikleri yapmak Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığının yetkisi dahilinde olmakla beraber; bu plan ve plan değişikliklerinin çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde yapılması gerektiği açıktır.
İmar planlarının, planlanan yörenin bugünkü durumunun, olanaklarının ve ilerideki gelişmesinin gerçeğe en yakın şekilde saptanabilmesi için coğrafi veriler, beldenin kullanılışı, donatımı ve mali bilgiler gibi konularda yapılacak araştırma ve anket çalışmaları sonucu elde edilecek bilgiler ışığında, çeşitli kentsel işlevler arasında var olan ya da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kentin kendine özgü yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus, alan ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresiyle ve gerekse çeşitli alanları arasında olan bağlantıları, halkın sosyal ve kültürel gereksinimleri, güvenlik ve sağlığı ile ilgili konular gözönüne alınarak hazırlanması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, dava konusu taşınmazın 09/10/1985 tarihinde … Bakanlığı tarafından onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planında kısmen idari ve resmî kurum alanı, kısmen ticaret alanı,1/000 ölçekli uygulama imar planında da kısmen resmi kurum alanı (tekel deposu), kısmen ticaret, kısmen yeşil alan ve kısmen yol olarak belirlendiği, 12/09/2012 tarihinde …Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından onaylanan 1/25000 ölçekli … Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında taşınmazın bulunduğu alanın 2. ve 3. derece merkez olarak tanımlandığı , Özelleştirme İdaresi Başkanlığının … tarihli, … sayılı kararı ile onaylanan 1/25000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinde taşınmazın konut dışı çalışma ve sanayi alanı olarak belirlendiği , aynı tarihli Özelleştirme İdaresi Başkanlığı kararı ile 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği onaylanarak taşınmazın ticaret alanı olarak ayrıldığı, 07/03/2013 tarihinde, 24.09.2012 tarihli imar planlarında değişiklik yapılarak plan notlarından “özel hastane, özel eğitim ve dershane” kullanımlarına olanak veren ifadelerin kaldırıldığı ayrıca ticaret alanında yapılaşma koşulu 7 metre genişliğindeki yol boyunca bitişik nizam 3 kat (B-3), 17 metre genişliğindeki yol boyunca bitişik nizam 5 kat (B-5) olacak şekilde düzeltildiği, anılan 24/09/2012 tarihli, 2012/135 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararının iptali istemiyle Danıştay Altıncı Dairesinin E:2013/6137 sayılı dosyasında açılan davanın reddi yolundaki kararın , Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 03.05.2018 tarihli, E:2018/862, K:2018/2290 sayılı kararı ile bozulduğu ve dava konusu 1/5.000 ve 1/1.000 ölçekli imar planı değişikliklerinin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planları yukarıda anılan yargı kararının yerine getirilmesi amacıyla Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanarak … tarihli, … sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile onaylanmıştır.
Uyuşmazlık konusu olayda, dava konusu taşınmazın kullanım kararları kısmen ticaret, kısmen yol, kısmen de park alanı olarak belirlenmiş olup yukarıda özetlenen taşınmazın bulunduğu alanın önceki kullanım kararları ve çevrenin de kısmen konut, kısmen ticaret alanı olarak belirlendiği hususları göz önünde bulundurulduğunda çevre imar bütünlüğünü bozucu nitelikte bir değişiklik yapılmadığı , üst ölçekli plan kararlarına da aykırılık bulunmadığı, taşınmazın önceden depo kullanımında olduğu ve fiilen resmi kurum alanı olarak hiç kullanılmadığı, taşınmazın özelleştirme programına alınan kuruluşa ait olması nedeniyle dava konusu parselle sınırlı olarak taşınmaza ticaret fonksiyonu getirilmesinin imar mevzuatına uygun olduğu, dava konusu plan değişikliklerinde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan ,Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 03.05.2018 tarihli, E:2018/862, K:2018/2290 sayılı kararında yer alan alana ilişkin plan değişikliği ile plan sınırı dışında kalan yaya yolu ve yeşil alanın (park alanı) tanımsız hale geldiği, yaya yolunun bu değişiklik neticesinde bir çıkmaz yola dönüştüğü, park alanının ise şekli ve kurgusunun değiştiği bu durumun çevre imar bütünlüğünü bozduğu yolundaki tespitler sonrasında dava konusu planlarla ticaret kullanımı yanında taşınmazın güneyinin kısmen yol, kısmen park olarak belirlenerek tanımsız kalan park alanı ile çıkmaz sokak konumuna düşen yola ilişkin aykırılıkların da giderildiği görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY : Uyuşmazlığa konu taşınmaz, 09/10/1985 tarihinde … Bakanlığı tarafından onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planında kısmen idari ve resmî kurum alanı, kısmen ticaret alanı; 1/000 ölçekli uygulama imar planında da kısmen resmi kurum alanı (tekel deposu), kısmen ticaret, kısmen yeşil alan ve kısmen 7 metrelik yaya yolu olarak belirlenmiştir.
12/09/2012 tarihinde … Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından onaylanan 1/25.000 ölçekli …Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planında taşınmazın bulunduğu alan 2. ve 3. derece merkezler olarak tanımlanmış, Özelleştirme İdaresi Başkanlığının … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinde taşınmaz konut dışı çalışma ve sanayi alanı olarak belirlenmiş, aynı karar ile 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği de onaylanarak taşınmaz ticaret alanı olarak ayrılmıştır.
Daha sonra davalı tarafça 07/03/2013 tarihinde, 24/09/2012 tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planında değişiklik yapılarak plan notlarından “özel hastane, özel eğitim ve dershane” kullanımlarına olanak veren ifadeler kaldırılmış; ayrıca ticaret alanında yapılaşma koşulu, bitişik nizam 5 kat (B-5) olarak belirlenmiş iken taşınmazın cephe aldığı 7 metre genişliğindeki yol boyunca bitişik nizam 3 kat (B-3), 17 metre genişliğindeki yol boyunca da bitişik nizam 5 kat (B-5) olacak şekilde değiştirilmiştir.
Bu süreçte, … tarih ve …sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararının iptali istemiyle yine davacı tarafından açılan Danıştay Altıncı Dairesinin E:2013/6137 sayılı dosyasında, davada, uyuşmazlık konusu nazım ve uygulama imar planlarının, çevre ve imar bütünüğüne uygun olarak her bir plan ölçeğinde ve planların kademeli birlikteliği ilkesine uygun olarak hazırlanıp hazırlanmadığının, taşınmaza getirilen fonksiyonların taşınmazın bulunduğu alana ilişkin planlarla bütünleşip bütünleşmediğinin, bölgenin üstleneceği işlev de gözönünde tutularak, şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uygun olup olmadığının tespiti amacıyla mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapora itibar edilmeyerek dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden, dava konusu plan değişiklikleri ile alanın önceki kullanımları değerlendirilerek üst ölçekli planlara aykırılık taşımayan ticaret alanı kullanımının öngörüldüğü, taşınmazın önceden depo kullanımında olduğu ve resmi kurum alanı olarak kullanılmadığı, özelleştirme programına alınan kuruluşa ait olması nedeniyle 3194 sayılı yasanın 9. maddesinin 2. fıkrasında verilmiş olan yetkiye dayanılarak Özelleştirme İdaresi tarafından dava konusu parsel ile sınırlı bir alanda yapılan imar planı değişikliğinde, alanda sosyal teknik altyapı alanı ayrılmasının mutlaka gerekli ve zorunlu olmadığı, kullanımın çevre imar bütünlüğünü bozmadığı anlaşılmakla, dava konusu plan değişikliklerinde şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve hukuka aykırılık görülmediği sonucuna ulaşılarak … tarih ve K:… sayılı karar ile davanın reddine karar verilmiş, bu kararın temyiz edilmesi üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 03.05.2018 tarih ve E:2018/862, K:2018/2290 sayılı kararı ile Daire kararı kaldırılarak bilirkişi raporundaki tespitler uyarınca dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda, çevre imar bütünlüğünü bozacak şekilde planlama yapılmış olması gerekçesi ile dava konusu imar planlarının iptaline karar verilmiştir.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun yukarıda anılan kararının uygulanması amacıyla uyuşmazlığa konu olan imar planlarının kabulü üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT: İşlem tarihinde yürürlükteki haliyle 3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde, “nazım imar planı; varsa bölge planlarının mekâna ilişkin genel ilkelerine ve varsa çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklüklerini, nüfus yoğunlukları ve eşiklerini, ulaşım sistemlerini göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, plan hükümleri ve raporuyla beraber bütün olan plandır
, Uygulama İmar Planı; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plandır.
” şeklinde tanımlanmış; 9. maddesinin 2. fıkrasında, “Belediye hudutları ve mücavir alanlar içerisinde bulunan ve özelleştirme programına alınmış kuruluşlara ait arsa ve arazilerin, ilgili kuruluşlardan gerekli görüş, (Belediye) alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak imar tadilatları ve mevzi imar planlarının ve buna uygun imar durumlarının Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak suretiyle yürürlüğe girer ve ilgili Belediyeler bu arsa ve arazilerin imar fonksiyonlarını 5 yıl değiştiremezler. İlgili belediyeler görüşlerini onbeş gün içinde bildirir.” hükmüne yer verilmiş; Ek 3. maddesinde, “Özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya kuruluş lehine irtifak ve/veya kullanım hakkı alınmış arsa ve araziler ile özel kanunları uyarınca özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerin, 3621 sayılı Kıyı Kanunu veya 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan yerler dahil olmak üzere genel ve özel kanun hükümleri kapsamında yer alan tüm alanlarda imar planlarını yapmaya ve onaylamaya yetkili olan kurum veya kuruluşlardan görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak her tür ve ölçekte plan, imar planı ile değişiklik ve revizyonları müellifi şehir plancısı olmak üzere Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yapılarak veya yaptırılarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak ve Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle kesinleşir. İlgili kuruluşlar bu madde kapsamında yapılan planları devir tarihinden itibaren beş yıl süreyle değiştiremezler.” hükmü yer almıştır.
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin “Parsel kullanım fonksiyonlarına göre yapılaşma koşulları” başlıklı 19. maddesinin 1. fıkrasının ‘ticaret alanı’ başlıklı g bendinde, bu alanlarda; iş merkezleri, yönetim binaları, banka, finans kurumları, ofis-büro, çarşı, çok katlı mağazalar, otoparklar, alışveriş merkezleri, konaklama tesisleri, sinema, tiyatro, müze, kütüphane, sergi salonu gibi sosyal ve kültürel tesisler ile lokanta, restoran, gazino, düğün salonu gibi eğlenceye yönelik birimler, sağlık kabini ve muayenehane gibi ticaret ve hizmetlere ilişkin yapılar yapılabileceği kuralı yer almaktadır.
İmar planlarının, planlanan yörenin bugünkü durumunun, olanaklarının ve ilerideki gelişmesinin gerçeğe en yakın şekilde saptanabilmesi için coğrafi veriler, beldenin kullanılışı, donatımı ve mali bilgiler gibi konularda yapılacak araştırma ve anket çalışmaları sonucu elde edilecek bilgiler ışığında, çeşitli kentsel işlevler arasında var olan ya da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kentin kendine özgü yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus, alan ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresiyle ve gerekse çeşitli alanları arasında olan bağlantıları, halkın sosyal ve kültürel gereksinimleri, güvenlik ve sağlığı ile ilgili konular gözönüne alınarak hazırlanması gerekmektedir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Usule ilişkin olarak;
Davalılar tarafından davanın süresinde açılmadığı ileri sürülmüş ise de, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararının 13.11.2019 tarih ve 30947 sayılı Resmi Gazetede yayımlandığı ve 06.12.2019 – 06.01.2020 tarihleri arasında … Büyükşehir Belediye Başkanlığında askıya çıkarıldığı, askı işlemleri tamamlanarak kesin ve yürütülebilir bir işlem haline gelen dava konusu işleme karşı askı süresi içinde 13.12.2019 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunmadığından, davanın süresinde açılmadığı iddiasına itibar edilmemiştir.
Esasa ilişkin olarak;
Taşınmaza ilişkin daha önce onaylanan … tarih ve … sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararının iptali istemiyle davacı tarafından Danıştay Altıncı Dairesinin E:2013/6137 sayılı dosyasında açılan davada, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda özetle, imar planları ile taşınmazın güneyinde ve plan değişikliği sınırı dışında kalan yaya yolu ile yeşil alan (park alanı) kullanımlarının tanımsız hale geldiği, park alanının şekil ve kurgusunun değiştiği ve bu değişiklik neticesinde yaya yolunun çıkmaz yola dönüştüğü, plan onama sınırı dışındaki bu alana dava konusu işlemin olumsuz etkisi olduğundan ilgili taşınmazın çevresinde yürürlükte olan mevcut planlarla bütünlüğün sağlanamadığı, diğer yandan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında yapılan 07/03/2013 tarihli değişiklik ile etraftaki ticaret kullanımlarından farklı olarak daha önce öngörülen bitişik nizam 5 kat yapılaşma koşulunun çevreyle yarattığı uyumsuzluk ve parsele tanınan ayrıcalıklı yapılaşma imkanı düzeltilerek taşınmaza kısmen B-3 kat, kısmen de B-5 yapılaşma hakkı tanındığı ve imar planı notlarında ticaret alanı kullanımı altında daha önce yapılabileceği öngörülen özel hastane, özel eğitim ve dershane kullanımlarının imar planı notlarından çıkarılması ile imar mevzuatına aykırılığın giderildiği yönünde görüş ve tespitlere yer verildiği anlaşılmıştır.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun anılan iptal kararının uygulanması amacıyla tesis edilen ve görülmekte olan davanın konusunu oluşturan imar planlarına ait plan paftalarının ve notlarının yukarıda özetlenen bilirkişi raporundaki tespitler uyarınca, incelenmesinden; taşınmazda belirlenen ticaret kullanımının yanı sıra, güneyde taşınmazın kısmen yol, kısmen park olarak belirlenmesi suretiyle, daha önceki imar planları ile tanımsız hale gelen park alanı ile çıkmaz sokak konumuna düşen yola ilişkin aykırılıkların uyuşmazlık konusu kararla giderildiği görülmüştür.
Bu itibarla, taşınmaza ilişkin daha önce işleyen yargısal süreç ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, uyuşmazlık konusu imar planları ile dava konusu taşınmazın kısmen B-3 kat, kısmen B-5 kat yapılaşma koşullarında ticaret, kısmen 7 metrelik yaya yolu, kısmen de park alanı olarak ayrıldığı, taşınmaz açısında belirlenen 7 metrelik yol kullanımının 1/5000 ölçekli nazım imar planı lejandında gösterilmesine gerek olmadığı, taşınmazı kapsayan alanın planlarda kısmen konut, kısmen ticaret alanı olarak belirlendiği dikkate alındığında çevre – imar bütünlüğünün bozulmadığı, planlama kademeleri açısından alanın 2. ve 3. derece merkezler olarak belirlendiği 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planına aykırılık olmadığı ortadadır.
Ticaret alanı kullanımında plan notları ile öngörülen kullanımlar (bu alanlarda iş merkezleri, yönetim binaları, banka, finans kurumları, ofis-büro, çarşı, çok katlı mağazalar, otoparklar, alışveriş merkezleri, konaklama tesisleri, sinema, tiyatro, müze, kütüphane, sergi salonu gibi sosyal ve kültürel tesisler ile lokanta, restoran, gazino, düğün salonu gibi eğlenceye yönelik birimler, sağlık kabini ve muayenehane gibi ticaret ve hizmetlere ilişkin yapılar yapılabilir.) açısından planlama tekniklerine ve Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 19. maddesinin 1. fıkrasının “ticaret alanı” başlıklı (g) bendine aykırılık bulunmadığı, taşınmazın önceden depo kullanımında olduğu ve fiilen resmi kurum alanı olarak hiç kullanılmadığı, taşınmazın özelleştirme programına alınan kuruluşa ait olması nedeniyle 3194 sayılı Yasanın 9. maddesinin 2. fıkrasında verilmiş olan yetkiye dayanılarak dava konusu parsel ile sınırlı bir alanda imar planı değişikliği yapılmasında mevzuata aykırılık olmadığı gibi taşınmazda sosyal, teknik altyapı alanı ayrılması mutlaka gerekli ve zorunlu olmadığından, yargı kararının yerine getirilmesi niteliğindeki dava konusu imar planlarında şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan, davacı tarafça parsel çevresinde yürürlükte olan imar planları göz ardı edilerek dava konusu edilen imar planlarının halihazır haritalar üzerine işaretlenmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de, 3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesi uyarınca imar planlarının halihazır haritalar üzerine hazırlanacağı yönündeki hüküm ile birlikte yine davacının alanda imar planı revizyonu çalışmalarının devam ettiği yönündeki beyanı ile imar planı hazırlık sürecinde davalı Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca talep edilen onaylı imar planlarının mevzi koordinat sisteminden, güncel kadastral veriler ve alana ilişkin halihazır haritaların ise ülkesel koordinat sisteminden temin edilerek davalıya sunulduğu, Kadastro Müdürlüğünden alınan dönüşüm parametreleri ile taşınmazın dönüşüm işlemleri yapıldığında mevzi koordinat sisteminde hazırlanan imar planları ile uyumsuzluk olduğu, bu uyumsuzluğun giderilmesi için taşınmaza ilişkin hazırlanan aplikasyon krokisinde de uyumsuzluğun giderilememesi üzerine, halihazır haritalar üzerine imar planı taslaklarının işlenmesinin zorunlu hale geldiği yönünde savunma dilekçesinde yer alan beyan dikkate alındığında, imar planlarının halihazır haritalar üzerine işaretlenmesinde mevzuata aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3.Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
4.Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra, davanın açılması sırasında fazladan alınan …-TL harcın istemi halinde davacıya iadesine,
5.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A maddesinin 2. fıkrasının g bendi uyarınca, bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 13/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.