Danıştay Kararı 6. Daire 2019/21179 E. 2020/9734 K. 20.10.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/21179 E.  ,  2020/9734 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/21179
Karar No : 2020/9734

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : …, I. Hukuk Müşaviri

DAVANIN KONUSU :04/06/2010 tarih ve 27601 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinde değişiklik yapan 18/11/2015 tarih ve 29536 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesindeki, ana Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (z) bendinde değişiklik yapan hükmünün, 3. maddesindeki, ana Yönetmeliğin 24. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendini yürürlükten kaldıran ve (d) ile (e) bentlerinde değişiklik yapan hükümlerinin, 4. maddesindeki, ana Yönetmeliğin 26. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendini yürürlükten kaldıran ve (ı) bendinde değişiklik yapan hükümlerinin iptali istenilmiştir.

DAVACININ İDDİALARI : 04/06/2010 günlü, 27601 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinde yapılan 27/04/2011 günlü değişiklikle konut alanlarının çok hassas kullanımlardan çıkarılması yönündeki değişikliğe karşı açılan davada bu değişikliğin iptal edildiği, dava konusu Yönetmelik değişikliğiyle konut alanlarının yeniden çok hassas kullanımlar arasında sayıldığı, ancak yapılan düzenlemelerle çok hassas kullanımlardaki koruyucu hükümlerin kaldırıldığı, konut alanlarının yakınında yapılan konser, gösteri, miting, tören, festival, düğün gibi açık hava faaliyetlerinin yaydıkları gürültünün kişilerin ve toplumun huzur ve sükununu bozacağı, anayasayla güvence altına alınan sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını ihlal ettiği, düzenlemenin yönetmeliğin amacına ve ruhuna aykırı olduğu gerekçeleriyle iptali istenilmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI :Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinin 24. ve 26 maddelerinin uygulanmasında konut alanlarının yoğunluğu sebebiyle sıkıntılar yaşandığı, eğlence yerlerinde ve açık havadaki faaliyetlerin sınır değerleri aşıp aşmadığına bakılmaksızın, yerleşim yerlerindeki eğlence faaliyetinde bulunan yerlerin yasaklanması durumunun söz konusu olduğu, gürültüye hassas yapıların bulunduğu yerlerde ve açık alanlarda yürütülen faaliyetlerden kaynaklanan gürültünün önlenmesi ve kontrol altına alınması için farklı idarelerin mevzuatında aynı konuda, aynı mahiyette fakat farklı müeyyidelerin ortaya çıkması sorunu yaşandığı, yapılan düzenleme ile mahalle araları ile meskenlerde yapılan düğünlerin merkezden denetimi yerine 5326 sayılı Kabahatler Kanunu, 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ve 2803 sayılı Jandarma Kanunu kapsamında mahallinde, kısa sürede, etkin ve sıkı denetim yapılmasına imkan sağladığı, 24. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde yapılan değişiklikle çok hassas ve hassas kullanımın bulunduğu alanlarda faaliyet gösteren açık ve yarı açık eğlence yerlerinde 24.00 ve 07.00 saaatleri arasında canlı müzik yayını yapılması yasaklanmış, yörenin özelliğine bağlı olarak gerekli görülmesi halinde canlı müzik yayınının yapılacağı zaman dilimleri İl Mahalli Çevre Kurulu kararı ile yeniden düzenlenebileceği hükmü getirilerek halktan gelen şikayete ve talebe bağlı olarak zaman aralığının saat 24.00’ten önceye çekilmesi veya tamamen yasaklanmasına imkan tanındığı, dava konusu değişiklikle kaldırılan yönetmeliğin 26. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinde zaten bir sınırlama öngörülmediği, yapılan değişiklikle mahallinde, kısa sürede, etkin ve sıkı denetim yapılmasına imkan sağlandığı, aynı maddenin (ı) bendinde yapılan değişiklikle de çok hassas kullanımların bulunduğu alanlarda açık hava faaliyetlerinden kaynaklanan çevre gürültüsünün halktan gelen şikayete ve talebe bağlı olarak zaman aralığının saat 24.00’ten önceye veya sonraya çekilebileceği gerekçeleriyle davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 06/05/2019 tarih ve E:2018/2169, K:2019/2128 sayılı kararıyla bozulan kısım yönünden dava konusu işlemin iptali gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’İN DÜŞÜNCESİ : Dava; 04.06.2010 günlü, 27601 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinde değişiklik yapan 18.11.2015 günlü, 29536 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin; 1. maddesindeki, 04.06.2010 günlü, 27601 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinin 4. maddesinin 1. fıkrasının (z) bendinde değişiklik yapan hükmünün, 3. maddesindeki, ana Yönetmeliğin 24. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendini yürürürlükten kaldıran ve (d) ile (e) bentlerinde değişiklik yapan hükümlerinin, 4. maddesindeki, ana Yönetmeliğin 26. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendini yürürürlükten kaldıran ve (ı) bentlerinde değişiklik yapan hükümlerinin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasa’nın 41/2. maddesinde; Devletin, ailenin huzur ve refahını sağlamak için gerekli tedbirleri alacağı, teşkilatı kuracağı hüküm altına alınmış, 56. maddesinde; herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede hayat sürme hakkına sahip olduğu, çevreyi geliştirmenin, çevre sağlığını korumanın ve çevre kirlenmesini önlemenin devletin ve vatandaşların ödevi olduğu hükme bağlanmış, devlete verilen bu görev çerçevesinde, 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 12. maddesinde; “Bu Kanun hükümlerine uyulup uyulmadığını denetleme yetkisi Bakanlığa aittir. Gerektiğinde bu yetki, Bakanlıkça; il özel idarelerine, çevre denetim birimlerini kuran belediye başkanlıklarına, Denizcilik Müsteşarlığına, Sahil Güvenlik Komutanlığına, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre belirlenen denetleme görevlilerine veya Bakanlıkça uygun görülen diğer kurum ve kuruluşlara devredilir. Denetimler, Bakanlığın belirlediği denetim usûl ve esasları çerçevesinde yapılır.”, 14. maddesinde; “Kişilerin huzur ve sükununu, beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde ilgili yönetmeliklerle belirlenen standartlar üzerinde gürültü ve titreşim oluşturulması yasaktır. Ulaşım araçları, şantiye, fabrika, atölye, işyeri, eğlence yeri, hizmet binaları ve konutlardan kaynaklanan gürültü ve titreşimin yönetmeliklerle belirlenen standartlara indirilmesi için faaliyet sahipleri tarafından gerekli tedbirler alınır.” hükümlerine yer verilmiştir.
04.06.2010 günlü, 27601 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinin “Tanımlar” başlığı altındaki 4. maddesinin (r) bendinde; çok hassas kullanımlar, konut, yataklı hizmet veren sağlık kurumları, eğitim kurumları, çocuk ve yaşlı bakım evleri, canlı müzik izni almış olan oteller hariç diğer oteller, açık arazideki ve yerleşim alanı içindeki sessiz alanlar olarak sayılmışken, 27.4.2011 günlü, 27917 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesi ile; Yönetmeliğin (r) ve (öö) bentleri değiştirilmiş ve fıkraya (ggg) bendi eklenmiş olup; bu değişiklik sonucu; çok hassas kullanımlar, yataklı hizmet veren sağlık kurumları, eğitim dönemlerinde yatılı eğitim kurumları, çocuk ve yaşlı bakım evleri gibi kullanım alanı olarak tanımlanarak, konutlar, çok hassas kullanım olmaktan çıkarılmış, söz konusu maddeye eklenen (ggg) bendi ile; hassas kullanımlar olarak tanımlanmış, böylece konut alanlarının yakınında, bitişiğinde, altında veya üstündeki alanlarda; konser, gösteri, miting, tören, festival, düğün ve benzeri açık hava faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi, eğlence maksadıyla patlayıcı, maytap, havai fişek ve benzeri şeyleri kullanmak, ateşlemek gibi benzeri faaliyetlerin yapılması, 07.00-24.00 saatleri arasında açık ve yarı açık eğlence yerlerinde canlı müzik yayını yapılması ve bu alanlarda yeni eğlence yerlerinin kurulması olanaklı hale getirildiği, bu düzenlemenin, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 23/10/2013 günlü, E:2011/13995, K:2013/7052 sayılı kararıyla; çok hassas kullanımlar arasında yer alan konutun, dava konusu değişiklik ile bu kapsamdan çıkarılması, hassas kullanım olarak belirlenmesi suretiyle yapılan düzenlemede Anayasa’nın 56. ve 41/1. maddelerine, dayanağı kanun hükümlerine, ilgili mevzuata ve kamu yararına uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptal edildiği görülmüştür.
Dava konusu değişiklik Yönetmeliğinin 1. maddesi ile; 04.06.2010 günlü, 27601 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinin 4. maddesinin 1. fıkrasının (z) bendinin; “Ev faaliyetleri ve komşuların oluşturduğu gürültü: Konutlarda kişilerin kendi davranış ve alışkanlıklarından kaynaklanan; kapı, pencere kapatma, yürüme, konuşma, temizlik yapma, mobilya çekme, televizyon seyretme, radyo dinleme, her türlü müzik aleti, çamaşır makinesi, buzdolabı, elektrik süpürgesi, mekanik veya motorlu dikiş makinesi, matkap, testere, öğütücü, çim biçme makinesi, koşu bandı gibi ekipmanları kullanma, hava kanalları, temiz ve pis su tesisatı, jeneratör, hidrofor, kompresör, yakma kazanı, asansör, çöp bacaları, mahalle aralarında ve meskenlerde yapılan düğün, asker uğurlamaları ve benzeri kutlamalar, evcil hayvan besleme ile bina içinde yapılacak tadilat nedeniyle oluşan gürültüyü,” şeklinde değiştirildiği, 3. maddesiyle; ana Yönetmeliğin 24. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “Çok hassas kullanım alanlarındaki açık ve yarı açık eğlence yerlerinde canlı müzik yayını yapılması yasaktır. Bu alanlarda, açık ve yarı açık eğlence yerlerinin kurulmasına izin verilemez. Bu alanlardaki mevcut açık ve yarı açık eğlence yerleri kapalı hale getirilir.” hükmünün yürürlükten kaldırıldığı, “ç) Birden fazla eğlence yerinden gürültüye hassas kullanımlara iletilen toplam çevresel gürültü seviyesi, Leq gürültü göstergesi cinsinden arka plan gürültü seviyesini 7-10 dBA ve 9-12 dBC aralığından fazla aşamaz. Bu aralık esas alınmak kaydıyla, toplam çevresel gürültü seviyesi, gürültüye maruz kalınan alandaki etkilenen kişi sayısı, gürültü kaynağı ile gürültüye hassas kullanımlar arasındaki mesafe gibi faktörler göz önünde bulundurularak İl Mahalli Çevre Kurulu Kararı ile belirlenir. Bu bentte verilen sınır değerin aşılması halinde, arka plan gürültü seviyesine katkısı olan her bir işletme sınır değer aşımından eşit olarak sorumludur. Gürültüye katkı oranlarına göre her bir işletme ve tesis gerekli tedbirleri alır.” ,”d) Çok hassas ve hassas kullanımların bulunduğu alanlarda faaliyet gösteren açık ve yarı açık eğlence yerlerinde, 24:00-07:00 saatleri arasında canlı müzik yayını yapılması yasaktır. Yörenin özelliğine bağlı olarak gerekli görülmesi halinde, canlı müzik yayınının yapılacağı zaman dilimleri İl Mahalli Çevre Kurulu Kararı ile yeniden düzenlenebilir. Diğer saatlerde ise (b) ve/veya (c) ve/veya (ç) bentlerinde belirtilen sınır değerleri sağlayacak şekilde faaliyetlerini sürdürür.” ve “e) Çok hassas ve hassas kullanımların bulunduğu yerlerde faaliyet gösteren açık ve yarı açık eğlence yerlerinin, yapılan denetimlerde (b) ve/veya (c) ve/veya (ç) bentlerinde belirtilen sınır değerleri bir yıl içinde üç defa sağlamadığının tespiti halinde, fiziki olarak tamamen kapalı hale getirilir.” bentlerinin şeklinde yeniden düzenlendiği, 4. maddesiyle; aynı Yönetmeliğin 26. maddesinin birinci fıkrasının (a), (e), (ğ) ve (ı) bentlerinin değiştirildiği ve (g) bendinde yer alan “çok hassas ve hassas kullanımların içinde ve bu kullanımlardan itibaren en az 350 metre mesafede; mekanik veya motorlu dikiş makinası, matkap, testere, öğütücü, çim biçme makinesi, koşu bandı veya benzeri araçların 19.00-07.00 saatleri arasında çalıştırılması veya çalıştırılmasına izin verilmesi yasaktır” hükmünün yürürlükten kaldırıldığı, “ı) Çok hassas kullanımların bulunduğu alanlarda konser, gösteri, miting, festival gibi açık hava faaliyetlerinin 24:00-07:00 saatleri arasında yapılması yasaktır. Yörenin özelliğine bağlı olarak gerekli görülmesi halinde, bu maddede belirtilen açık hava faaliyetlerinin yapılacağı zaman dilimi çevre ve şehircilik il müdürlüğü veya yetki devri yapılmış ilgili belediye başkanlığı tarafından yeniden düzenlenebilir.” şeklinde yeniden düzenlendiği, anlaşılmaktadır.
Dava konusu Yönetmeliğin 3. maddesinin; ana Yönetmeliğin 24. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendini yürürürlükten kaldıran ve (d) ile (e) bentlerinde değişiklik yapan hükümleri ve 4. maddesinin; 26. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinde değişiklik yapan hükmü ile; idarece, çok hassas kullanımlar için öngörülen koruyucu hükümlerin kaldırıldığı ve belirli koşullarda çok hassas kullanım alanlarındaki açık ve yarı açık eğlence yerlerinde canlı müzik yayını yapılabilmesinin idarenin takdirine bırakıldığı görülmektedir.
Bu durumda; çok hassas kullanımlar için öngörülen koruyucu hükümlerin kaldırılmasına ilişkin olarak dava konusu Yönetmeliğin 3. maddesiyle; ana Yönetmeliğin 24. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendini yürürürlükten kaldıran ve (d) ile (e) bentlerini değiştiren, 4. maddesiyle; ana Yönetmeliğin 26. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendini değiştiren hükümlerinde, Anayasa’nın 56. ve 41/1. maddelerine, dayanağı kanun hükümlerine, ilgili mevzuata ve kamu yararına uyarlık bulunmamıştır.
Dava konusu Yönetmeliğin iptali istenilen diğer maddelerinde ise, hukuka ve üst normlara aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; değişiklik Yönetmeliğinin dava konusu edilen 3. maddesiyle; ana Yönetmeliğin 24. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendini yürürürlükten kaldıran ve (d) ile (e) bentlerini değiştiren ve 4. maddesiyle; ana Yönetmeliğin 26. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendini değiştiren hükümlerinin iptaline, diğer maddeler yönünden ise, davanını reddine karar verilmesi gerektiği, düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, davanın reddi yolunda verilen Danıştay Ondördüncü Dairesinin 08/02/2018 tarih ve E:2016/499, K:2018/502 sayılı kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 06/05/2019 tarih ve E:2018/2169, K:2019/2128 sayılı kararıyla; dava konusu Yönetmeliğin 1. maddesiyle; ana Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (z) bendinde değişiklik yapılması ile, dava konusu yönetmeliğin 4. maddesiyle; ana Yönetmeliğin 26. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinin yürürlükten kaldırılması şeklindeki değişiklikler yönünden davanın reddi yolundaki hüküm fıkrasının onanması, Yönetmeliğin 3. maddesiyle; ana Yönetmeliğin 24. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendini yürürlükten kaldıran ve (d) ile (e) bentlerinde değişiklik yapan hükümleri ile dava konusu Yönetmeliğin 4. maddesiyle; ana Yönetmeliğin 26. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinde değişiklik yapan hükümleri yönünden davanın reddi yolundaki hüküm fıkrasının bozulması üzerine; bozma kararına uyularak, bozulan kısım yönünden yapılan incelemede, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY: 04/06/2010 tarih ve 27601 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinde değişiklik yapan 18/11/2015 tarih ve 29536 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesiyle; ana Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (z) bendinde değişiklik yapılmış, 3. maddesiyle; ana Yönetmeliğin 24. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi yürürlükten kaldırılmış ve (d) ile (e) bentlerinde değişiklik yapılmış ve 4. maddesiyle de; ana Yönetmeliğin 26. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi yürürlükten kaldırılmış ve (ı) bendinde değişiklik yapılmıştır.
Yapılan bu değişiklik ile; çok hassas ve hassas kullanımların bulunduğu yerlerde bulunan açık ve yarı açık eğlence yerleri ile bu alanlarda yapılacak konser, gösteri, miting, festival gibi açık hava faaliyetlerinin 24:00-07:00 saatleri arasında yapılması yasaklanmış, ancak, yörenin özelliğine bağlı olarak gerekli görülmesi halinde, bu faaliyetlerin yapılacağı zaman dilimlerinin İl Mahalli Çevre Kurulu, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü veya yetki devri yapılmış ilgili Belediye Başkanlığı tarafından yeniden düzenleme yapabilme olanağı tanınmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 41. maddesinin 2. fıkrasında; Devletin, ailenin huzur ve refahını sağlamak için gerekli tedbirleri alacağı, teşkilatı kuracağı, hüküm altına alınmış, 56. maddesinde; herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede hayat sürme hakkına sahip olduğu, çevreyi geliştirmenin, çevre sağlığını korumanın ve çevre kirlenmesini önlemenin devletin ve vatandaşların ödevi olduğu hükme bağlanmıştır.
2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 12. maddesinde; “Bu Kanun hükümlerine uyulup uyulmadığını denetleme yetkisi Bakanlığa aittir. Gerektiğinde bu yetki, Bakanlıkça; il özel idarelerine, çevre denetim birimlerini kuran belediye başkanlıklarına, Denizcilik Müsteşarlığına, Sahil Güvenlik Komutanlığına, 13/10/1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre belirlenen denetleme görevlilerine veya Bakanlıkça uygun görülen diğer kurum ve kuruluşlara devredilir. Denetimler, Bakanlığın belirlediği denetim usûl ve esasları çerçevesinde yapılır.”, 14. maddesinde; “Kişilerin huzur ve sükununu, beden ve ruh sağlığını bozacak şekilde ilgili yönetmeliklerle belirlenen standartlar üzerinde gürültü ve titreşim oluşturulması yasaktır. Ulaşım araçları, şantiye, fabrika, atölye, işyeri, eğlence yeri, hizmet binaları ve konutlardan kaynaklanan gürültü ve titreşimin yönetmeliklerle belirlenen standartlara indirilmesi için faaliyet sahipleri tarafından gerekli tedbirler alınır.” hükümlerine yer verilmiştir.
04/06/2010 tarih ve 27601 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği de; çevresel gürültüye maruz kalınması sonucu kişilerin huzur ve sükûnunun, beden ve ruh sağlığının bozulmaması için gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamak ve kademeli olarak uygulamaya konulmak üzere, değerlendirme yöntemleri kullanılarak çevresel gürültüye maruz kalma seviyelerinin, hazırlanacak gürültü haritaları, akustik rapor ve çevresel gürültü seviyesi değerlendirme raporu ile belirlenmesi, çevresel gürültü ve etkileri hakkında kamuoyunun bilgilendirilmesi, gürültü haritaları, akustik rapor ve çevresel gürültü seviyesi değerlendirme raporu sonuçları esas alınarak, özellikle çevresel gürültüye maruz kalma seviyelerinin insan sağlığı üzerinde zararlı etkilere sebep olabileceği ve çevresel gürültü kalitesini korumanın gerekli olduğu yerlerde, gürültüyü önleme ve azaltmaya yönelik eylem planlarının hazırlanması ve bu planların uygulanması ile ilgili usul ve esasları belirlemek yönünde düzenlemeler içermektedir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava Konusu Yönetmeliğin 3. maddesiyle; ana Yönetmeliğin 24. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendini yürürlükten kaldıran ve (d) ile (e) bentlerinde değişiklik yapan hükümleri ile dava konusu Yönetmeliğin 4. maddesiyle; ana Yönetmeliğin 26. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinde değişiklik yapan hükümleri yönünden incelenmesinden;
İncelemeye konu edilen Yönetmelik değişiklikleri ile; çok hassas ve hassas kullanımların bulunduğu yerlerde bulunan açık ve yarı açık eğlence yerleri ile bu alanlarda yapılacak konser, gösteri, miting, festival gibi açık hava faaliyetlerinin 24:00-07:00 saatleri arasında yapılması yasaklanmış, ancak, yörenin özelliğine bağlı olarak gerekli görülmesi halinde, bu faaliyetlerin yapılacağı zaman dilimleri hakkında İl Mahalli Çevre Kurulu, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü veya yetki devri yapılmış ilgili Belediye Başkanlığı tarafından yeniden düzenleme yapabilme olanağı tanınmıştır.
Anayasa ile güvence altına alınan, herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı, hem vatandaşlara, hem de devlete çevre sağlığını koruma ve geliştirme, çevre kirliliğini önleme ödevi yüklemektedir.
Ancak, idarelere gürültünün önlenmesi ve sınır değerlerin sağlanması için alınacak tedbirler konusunda keyfi uygulamalara yol açabilecek nitelikte geniş takdir yetkisinin verilemeyeceği, takdir yetkisinin bu ölçüde geniş tutulmasının idare hukukunda bulunan belirlilik, öngörülebilirlik ve hukuk güvenliği ilkelerine aykırı olacağı açıktır.
Bu durumda, toplumun temel kurumu olan aile başta olmak üzere, yaşlı, çocuk, çalışan, öğrenci gibi toplumun tüm kesimleri için yaşam alanı niteliğindeki konutun ve diğer çok hassas kullanım alanlarının, bireylerin ve toplumun ruhsal ve fiziksel sağlığı için, çevresel gürültüden uzak olması gerekmektedir.
Dava konusu Yönetmelik değişikliğiyle, çok hassas kullanımlar için öngörülen koruyucu hükümlerin kaldırıldığı ve belirli koşullarda, çok hassas kullanım alanlarındaki açık ve yarı açık eğlence yerlerinde canlı müzik yayınının ve yine bu alanlarda, konser, gösteri, miting, festival gibi açık hava faaliyetlerinin yapılması konusunda idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı, kuralların, uygulanabilir nitelikte nesnel kriterler getirmediği sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, dava konusu Yönetmeliğin 3. maddesiyle; ana Yönetmeliğin 24. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendini yürürlükten kaldıran ve (d) ile (e) bentlerinde değişiklik yapan hükümleri ile dava konusu Yönetmeliğin 4. maddesiyle; ana Yönetmeliğin 26. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinde değişiklik yapan hükümlerinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu 18/11/2015 tarih ve 29536 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 3. maddesiyle; ana Yönetmeliğin 24. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendini yürürlükten kaldıran ve (d) ile (e) bentlerinde değişiklik yapan hükümleri ile dava konusu Yönetmeliğin 4. maddesiyle; ana Yönetmeliğin 26. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinde değişiklik yapan hükümlerinin İPTALİNE,
2. Davada nihai olarak kısmen ret, kısmen iptal kararı verildiğinden, davacı tarafından yapılan ve aşağıda ayrıntısı gösterilen toplam 551,00-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre …- TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına, … TL’sinin ise davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 20/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.