Danıştay Kararı 6. Daire 2019/18259 E. 2020/8064 K. 23.09.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/18259 E.  ,  2020/8064 K.
T.C.

D A N I Ş T A Y

ALTINCI DAİRE

Esas No : 2019/18259

Karar No : 2020/8064

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- … 2- …

3- …

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı

VEKİLİ : Av. …

2- … Belediye Başkanlığı/…

VEKİLİ : Av. …

2- … Su ve Kanalizasyon İşletmesi Müdürlüğü/…

VEKİLİ : Av. …

3- … Elektirik Dağıtım A.Ş

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 22/11/2018 tarihli, E:2017/5033,K: 2018/9649 sayılı bozma kararına uyularak verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem: … İli, … İlçesi, … Mahallesinde 15/02/2006 ve 23/02/2006 tarihlerinde … Bloklarına ait istinat duvarları ve üzerindeki asfalt yolun kayması ve çökmesi sonucunda yıkılan … ve … Bloklarının çökme alanının sınırında kalan … pafta, … ada, … sayılı parsel üzerinde bulunan … Sitesi A Blok ve … Apartmanının maili inhidam durumuna düşmesinden dolayı yıktırılması nedeniyle aynı bölgede bulunan … Apartmanındaki davacıların maliki olduğu 7 numaralı bağımsız bölüme ilişkin olarak maddi ve manevi zarara uğranıldığından bahisle taşınmazda meydana gelen değer kaybı için 105.000,00-TL, kira kaybı için 25.000,00-TL, kuvvetlendirme ve proje bedeli olarak 2.000,00-TL olmak üzere 132.000,00-TL maddi ve 15.000,00-TL manevi toplam 147.000,00-TL zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce kusurları oranında tazminine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; davacıların dava konusu taşınmazla olan mülkiyet bağı devam etmediğinden davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu edilen ve tazmini istenilen zararın davacıların taşınmazın maliki oldukları dönemde gerçekleştiği, zararın doğumundan yaklaşık on yıl sonra taşınmazın devredilmesinin zararı ortadan kaldırmayacağı, uzayan yargılamalar nedeniyle oluşan mülkiyet değişikliklerinin idarelerin kusurunu bertaraf etmeyeceği, davacının taşınmazında değer kaybı ve kira kaybı oluştuğunun açık olduğu, bu zararın tazmini gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından; temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun olan mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.

Diğer davalı idareler tarafından; savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …N’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY : … İli, … İlçesi, … Mahallesinde 15/02/2006 ve 23/02/2006 tarihlerinde … Bloklarına ait istinat duvarları ve üzerindeki asfalt yolun kayması ve çökmesi sonucunda yıkılan … ve … Bloklarının çökme alanının sınırında kalan … pafta, … ada, … sayılı parsel üzerinde bulunan … Sitesi A Blok ve … Apartmanının maili inhidam durumuna düşmesinden dolayı yıktırılması nedeniyle aynı bölgede bulunan … Apartmanındaki davacıların maliki olduğu 7 numaralı bağımsız bölüme ilişkin olarak maddi ve manevi zarara uğranıldığından bahisle taşınmazda meydana gelen değer kaybı için 105.000,00-TL, kira kaybı için 25.000,00-TL, kuvvetlendirme ve proje bedeli olarak 2.000,00-TL olmak üzere 132.000,00-TL maddi ve 15.000,00-TL manevi toplam 147.000,00-TL zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarelerce kusurları oranında tazminine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT: İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) fıkrasında; iptal davalarının idari işlemler hakkında yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacağı belirtildikten sonra ilk inceleme konularının belirlendiği, 14. maddenin 3. fıkrasının (c) bendinde dilekçenin ehliyet yönünden inceleneceği, 15. maddenin 1. fıkrasının (b) bendinde ise; bu hususta kanuna aykırılık görülmesi halinde davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 125.maddesinin son fıkrasında, idarelerin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü oldukları hükmüne yer verilmiştir.

Diğer taraftan, idarenin yürütmekle yükümlü olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

İptal davaları ile idari işlemlerin hukuka uygunluğu denetlenirken, idarenin hukuk alanı içinde kalması ve hareket etmesi amaçlanmaktadır. İptal kararları ile hem idarelerin bu alan içine alınması, hem de menfaati ihlal edilen ve bu nedenle dava açan ilgilinin eski hukuki durumuna geri getirilerek iptal kararından somut olarak yararlanması sağlanır.

Yerleşik İdare Hukuku ilkelerine göre; iptal davası açılabilmesi ve davanın görülebilmesi için davacının iptali istenilen işlem nedeniyle davanın açıldığı sırada menfaatinin ihlal edilmesi yeterli olup, yargılamanın devamı süresince bu menfaat ilişkisinin devam etmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Davacıların idari işlemde menfaat ilişkisinin davanın sonuçlanmasına kadar devamının zorunlu tutulması halinde, alınacak yeni bir idari kararla davacının iptali istenilen işlemle ilişkisinin kesilmesinin ve böylece hukuka aykırılığı ileri sürülen işlemin yargısal denetim dışında bırakılmasının yolu açılmış olacaktır.

Uyuşmazlıkta ise, davacı tarafından taşınmazda meydana gelen değer kaybı, kira kaybı, kuvvetlendirme ve proje bedelinin tazmininin istenildiği, anılan zararların tamamının davacının taşınmazın maliki olduğu döneme ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.

Davacı tarafından mülkiyet hakkıyla ilgili olarak uğranıldığı öne sürülen zararların, taşınmazın davacının mülkiyetinde olduğu döneme ilişkin olduğu açık olduğundan, söz konusu zararların mülkiyetin devriyle ortadan kalkmayacağı da ortadadır.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Altıncı Dairesinin 22/11/2018 tarihli, E:2017/5033,K: 2018/9649 sayılı bozma kararında belirtilen gerekçeler göz önünde bulundurularak değer kaybına yönelik araştırma ve inceleme yapılmak suretiyle uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekmektedir.

Bu itibarla, davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacıların temyiz isteminin kabulüne,

2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle ehliyet yönünden reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,

4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 23/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.