Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2019/172 E. , 2022/11171 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/172
Karar No : 2022/11171
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. … – Av. …
DAVALI YANINDA MÜDAHİL : …
VEKİLLERİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU: Danıştay Altıncı Dairesinin 01/10/2015 tarihli, E:2015/4594, K:2015/5465 sayılı bozma kararına uyularak verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Ankara ili, Çankaya ilçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parselde yer alan binanın 9 numaralı bağımsız bölümünün maliki olan davacı tarafından, aynı yerde bulunan … ada …, … ve … sayılı parsellerin yapılaşma koşullarına yönelik olarak Çankaya Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile kabul edilen ve Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dosyanın ve yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporun ve ek raporun birlikte değerlendirilmesinden, uyuşmazlıkta davacı tarafından dava konusu plan değişikliği ile … ada, …,… ve … sayılı parsellere bölge nizamı dışında bina yapılmasına imkan verilmesinin hukuka aykırı olduğunun iddia edildiği ancak anılan durumun işlem tarihinde yürürlükte bulunan Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliğinin 39. maddesinde açıkça düzenlenmesi nedeniyle etrafındaki taşınmazlardan farklı yükseklikte bina yapılmasının tek başına hukuka aykırılık teşkil etmeyeceği, bilirkişi raporuyla da tespit edildiği üzere; emsalin korunduğu ve yeni bir inşaat alanı kazanılmadığı, öngörülen daire sayısının azaltılması sonucu ek bir nüfus getirilmediği, buna bağlı olarak da ek teknik ve sosyal donatı alanlarına ihtiyaç bulunmadığı, çekme mesafeleri yönünden davacıya ait yapının güneşlenme, havalanma gibi çevresel koşullardan olumsuz etkilenmeyeceği anlaşıldığından dava konusu plan değişikliğinin imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uygun olduğu sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Danıştay’ın, imar planı değişikliğini zorunlu kılan sebeplerin ortaya konulmadığını belirterek Mahkeme kararını bozduğu, Mahkemece bozma kararı üzerine alınan ek bilirkişi raponun Danıştay kararında belirtilen hususları açıklığa kavuşturmak yerine eski raporu doğruluma gayreti ile düzenlendiği, dava konusu imar planı değişikliğinin konum ve çevresel koşullar bakımından etkilerinin değerlendirilmediği, plan değişikliğine konu parsellerin önünün çok meyilli bir sırtla İmrahor Vadisi ve İmrahor Viyadüğüne baktığı, tabanı killi şist bir yapıya sahip olan alanın kayma tehlikesi taşıdığı, bu nedenle tüm bölgeyi kapsayan temel imar planlarında bu alanların iki kat olarak düzenlendiği, zemin etüdü raporları dikkate alınmayarak yüksek yapılaşma öngörülmesinin tehlike arz ettiği, çevre ile uyumu açısından 30,50 metre yapı yüksekliğine izin verilmesinin mahallenin oluşmuş silüeti ile uyumsuzluk teşkil edeceği ve önündeki orman ile de çelişki oluşturacağı, değişiklik sonucunda kendi binasının cephesinin kapandığı, güneş ve hava almasının önüne geçildiği, plan değişikliğinin dayanağı olan yönetmelik hükmünün yürürlükten kaldırıldığı, planlama ve şehircilik ilkeleri ile mevzuata aykırı olan dava konusu imar planı değişikliğinin iptaline karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :
Davalılar tarafından; savunma verilmemiştir.
Davalı yanında müdahil tarafından; usul ve hukuka uygun olan kararın onanmasına karar verilmesi gerektiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile dosya kapsamında imar planına esas jeolojik/jeoteknik etüt raporuna dayanılarak hazırlandığı belirlenemeyen ve parçacı olarak onaylanan dava konusu imar planı değişikliğinin iptali gerektiğinden davanın reddi yolunda verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… Mahallesi 1. Kısım Islah İmar Planı, Çankaya Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile, …, … ve … Mahallelerinde kat yüksekliklerinin 1 kat artırımı ise Çankaya Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile uygun görülmüş, 1/1000 ölçekli … II. Etap İmar Planı Revizyonu, Çankaya Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile kabul edilerek Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığınca 29/07/2002 tarihinde onaylanmıştır.
Söz konusu planda dava konusu … ada, …, … ve … sayılı parseller blok nizam …, … yapılaşma koşulu ile konut alanı kullanımında belirlenmiş, … ada, …, … ve … sayılı parseller … sayılı parselasyon planı kapsamında blok nizam 2 kat, ön bahçe mesafesi 5.00m., …, … yapılaşma koşulları ile konut alanı kullanımına ayrılmıştır.
… ada, …, … ve … sayılı parsel malikleri tarafından Çankaya Belediye Başkanlığına 14/12/2010 tarihli dilekçe ile sunulan Ankara İmar Yönetmeliğinin 39. maddesine istinaden hazırlanan ve konut alanında kalan dava konusu parsellere ilişkin olarak … yapılaşma koşulları öngören imar planı değişikliği Çankaya Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile Ankara İmar Yönetmeliğinin 30/2 ve 38/3 maddelerine uyulmadığından, hmax ve yapı yaklaşma mesafelerinin yeniden uygun hale getirilmesi gerektiği gerekçeleriyle reddedilmiştir.
… ada, …, … ve … sayılı parsellerin malikleri tarafından Çankaya Belediye Başkanlığına 14/12/2010 tarihli dilekçeleri ile sunulan ve Ankara İmar Yönetmeliğinin 39. maddesine istinaden hazırlanan imar planı değişikliği Çankaya Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile yapı yaklaşma mesafelerinin Ankara İmar Yönetmeliğine uygun hale getirilmesi koşulu ile uygun görülmüş, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile anılan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği sadece “yapı yüksekliğinin artırılması talebinin kabulü diğerlerinin reddi” suretiyle tadilen onaylanmıştır.
Çankaya Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararında; Ankara İmar Yönetmeliğinin 39. maddesine istinaden sunulan mar planı değişikliğinde Belediyelerince yapılan uygulamalarda toplam inşaat alanına veya verilen emsale göre ortalama daire büyüklüğünün 125 m2 alınıp yapılabilecek daire sayısı belirtilerek nüfus yoğunluğu artışı getirilmesinin engellenebileceği, bu durumda anılan plan değişikliği ile 0,90 emsal baz alınarak ve ortalama daire büyüklüğü 125 m2 olarak kabul edildiğinde taşınmazlarda toplam 18 adet dairenin yapılabileceği, ancak söz konusu plan değişikliğinde bu sayı belirtilmediğinden yapılan plan değişikliğinin nüfus yoğunluğu artışı getirebileceği ifadelerine de yer verilmek suretiyle plan değişikliği yapı yaklaşma mesafelerinin Ankara İmar Yönetmeliğine uygun hale getirilmesi koşulu ile kabul edilmiştir.
Uyuşmazlıkta … ada, …, … ve … sayılı parsellere komşu konumunda bulunan … ada, … sayılı parseldeki binanın 9 numaralı bağımsız bölümünün maliki olan davacı tarafından, inşaata başlanılması üzerine; dairesini inşa aşamasında satın aldığı, satın alma aşamasında Çankaya İmar Müdürlüğünde yaptığı incelemede taşınmazının önünde sadece … ada, …, … ve … sayılı parsellerin yer aldığı, bu parsellerde 2 katlı en çok 6 metre saçak yüksekliği seviyesine çıkabilecek yapılaşma izninin bulunduğu, dava konusu imar planı değişikliğinin taşınmazlarının önünün kapatılmasına neden olacağı, iddialarıyla bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Yasasının 5. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan halinde, nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliğinin işlem tarihinde yürürlükte olan ‘Bölge Kat Nizamı Dışında Bina Yapabilme’ başlıklı 39. maddesinde; “Sahiplerinin toplu müracaat ve muvafakatları halinde; bir yapı adasının tamamı üzerinde o adanın parsellerinin kat alanlarının(KA) toplamını veya bir yapı adasının (4000,00) metrekareden az olmayan bir veya birkaç parseli üzerinde, bu parsellerin kat alanlarının (KA) toplamını aşmayan değişik yükseklikte ve düzende kitle(ler) yapılabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
04/07/2011 tarihli, 27984 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 7.maddesinin 1.fıkrasının (d) bendinde; Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğünün görevleri arasında, “Risk yönetimi ve sakınım planlarının yapılmasına ve onaylanmasına ilişkin kuralları belirlemek ve izlemek, plana esas jeolojik ve jeoteknik etütleri yapmak, yaptırmak ve onaylamak.” sayılmıştır.
02/11/1985 tarihli, 18916 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 3194 sayılı İmar Kanunu ile birlikte yürürlüğe giren 3030 Sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğinin 57.maddesinin 2.fıkrası; “Belediyece, projelerin hazırlanmasına esas olmak üzere, parselin imar planı ve bu Yönetmelik hükümlerine göre yapılanma şartlarını gösterir imar durumu (çap), aplikasyon krokisi, yol kotu tutanağı ve kanal kotu tutanağı düzenlenir. Ayrıca, ilgili idarece imar planının yapımına veri teşkil eden jeolojik/jeoteknik etüt raporunun, parselin bulunduğu alanı da kapsayan bölümü parsel sahibine verilir. Bu bilgilere göre gerektiğinde ilgili mühendislerce parsele ilişkin zemin etüt (jeoteknik etüt) raporu da hazırlanır.” kuralını düzenlemiştir.
İşlem tarihinde yürürlükte bulunmamakla birlikte imar planlarının yapım sürecinde zemin etüdü yapılmasına ilişkin kapsamlı düzenlemelere yer verilen Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 21.maddesinin 6.fıkrasında; “Onaylı jeolojik-jeoteknik veya mikro bölgeleme etüt raporu bulunmayan alanlarda imar planları hazırlanamaz.”, aynı maddenin 7.fıkrasında; “İmar planına esas onaylı jeolojik-jeoteknik etüt veya mikro bölgeleme raporlarındaki yerleşime uygunluk durumu haritalarına uyulması zorunludur. İmar planlarının hazırlanmasında, varsa öncelikle mikro bölgeleme etütleri, yoksa yerleşim alanının planlanmasına yönelik uygun jeolojikjeoteknik etütler kullanılır.” düzenlemeleri yer almaktadır.
İmar Planlarına Esas Jeoteknik Etütlerle İlgili Yönetmeliğin 1.maddesinde Yönetmeliğin amacının; imar planlarına esas jeolojik etüt raporlarında “az riskli alanlar, riskli alanlar, çok riskli alanlar veya uygun olmayan alanlar olarak belirlenen bölgelerde yerleşilebilme olanakları ile, hangi koşullarda risklerin giderilebileceğinin araştırılması amacıyla yapılacak jeoteknik etütlerin esaslarının belirlemesi olduğu, Yönetmeliğin 2.maddesinde; Jeoteknîk etüt raporuna temel teşkil edecek imar planına esas jeolojik etüt raporu olmadığı hallerde jeolojik etüt raporu ve jeoteknik etüt raporunun birlikte hazırlanabileceği, düzenlenmiştir.
Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca 3030 Sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliği hükümlerine açıklık getirilmesi amacıyla yayımlanan 31/01/2000 tarihli Genelge; “İmar Kanunun 21. Maddesi ile, Kanunu 27. Maddesinde belirtilen ve ruhsat alınmadan yapılması mümkün olan köy ve mezraların yerleşik alanlarında ve civarında, köyde sürekli oturan ve köy nüfusuna kayıtlı olanlar tarafından yapılacak konut, tarım ve hayvancılık amaçlı yapılar dışında kalan tüm yapılar için inşaat ruhsatı ve yapı kullanma izni alınması zorunluluğu hükme bağlanmıştır. Yönetmeliğe göre, inşaat ruhsatı taleplerinde, dilekçe ekinde parsel durumunu belirleyen jeolojik raporun bulunması gerekmektedir. Burada sözü edilen rapor, imar planı yapımı için zorunlu olan ve imar planına veri olan, yapılaşma kararlarını etkileyen, arazi yapısına göre gözlemsel ve aletsel etütlerle elde edilen ve parselin bulunduğu bölge genelini kapsayan jeolojik etüt raporunun ilgili bölümüdür. Bu raporun şahıslar tarafından yaptırılması söz konusu olmayıp, idare tarafından, imar durumu düzenlenmesi sırasında dikkate alınması gereken ve risk durumunda belirleyerek imar durumunda gerekli açıklamaları getirmeyi sağlayan, imar durumuna eklenerek talep sahibi şahsa verilen bir belgedir. Dolayısıyla inşaat ruhsatı talep aşamasında dilekçeye eklenmesi sağlanmış olacaktır. İmar Planı yapımı için jeolojik etüt raporu yapılması zorunlu ve İmar Planı kararlarına esas olmakla birlikte raporun plan yapımı sırasında yapılmamış olması halinde ilgili idarece ivedilikle yaptırılması ve planların bu göre gözden geçirilmesi, bu aşamada İmar durumu ve İnşaat Ruhsatı verilmemesi gerekmektedir.” düzenlemesini içermektedir.
Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi Sonrasında Planlama ve Yapılaşmalarla İlgili İşlemler hakkında yayımlanan 15/10/1999 tarihli 10 sayılı Genelgenin; 3.maddesinde; “İmar planının yeniden yapılması, revizyonu veya kısmi imar planı değişikliği yapılması gereken hallerde, imar planının yapımı sırasında yararlanılan jeolojik/Jeoteknik etüt raporlarının ilgili idarelerce yeniden ele alınması ve hazırlanması veya hazırlattırılması gerekmektedir.” düzenlemesine yer verilmiş, Jeolojik/Jeoteknik Etüt Raporlarının Hazırlanması başlığı altındaki 2.maddesinde; “Jeolojik/jeoteknik etüt raporları, ilgili belediye ve valiliklerce yapılabileceği gibi, özel mühendislik bürolarınca ya da üniversitelere de yaptırılabilir. Meslek odaları ile teknik yardım ve mühendislik konularında işbirliği yapılabilir.”, aynı başlık altındaki 3.maddesinde; “Jeolojik etüt raporları, planlama alanının tamamında jeoloji mühendislerince, jeoteknik etüt gerektiren alanlarda ise jeoloji ve/veya jeofizik mühendislerince yapılacak çalışmalar sonucunda hazırlanır.” aynı başlık altındaki 4.maddesinde; “Bakanlar Kurulunun 18/4/1996 tarih ve 96/8109 sayılı kararı ile belirlenen “Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası” geçerli olup, 1972 haritasına göre durumu değişen alanlarda 1996 yılından önce yapılmış alan jeolojik/jeoteknik etüt raporlarında gerekli revizyonların yapılması zorunludur.”, yine aynı başlık altındaki 5.maddesinde; “Jeolojik/jeoteknik etüt raporlarında, planlamaya konu olan alanın yerleşime uygunluk açısından değerlendirmesinin yapılarak; a) Yerleşime uygun alanların, b) Önlem alınmadan yapılaşmaya izin verilmeyecek alanların, c) Ayrıntılı Jeoteknik etüt gerektiren alanların, d) Yerleşime uygun olmayan alanların açıkça belirlenmesi ve planın ölçeğindeki harita üzerinde gösterilmesi mutlaka gerekmektedir.” düzenlemeleri yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlık konusu alanda işlem tarihinde yürürlükte olan Ankara İmar Yönetmeliğinin 39. maddesine dayanılarak yapılan dava konusu imar planı değişikliği sonucunda; davacının 9 numaralı bağımsız bölümünün maliki olduğu Ankara ili, Çankaya ilçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parselde yer alan binaya komşu konumda bulunan dava konusu … ada, …, … ve … sayılı parsellerin imar planında blok nizam 2 kat, ön bahçe mesafesi 5.00m., … yapılaşma koşulları ile konut alanı olan kullanımına ilişkin yapılaşma koşullarında değişikliğe gidilerek; … yapılaşma koşullarının öngörüldüğü, anılan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin tadilen onaylanmasına ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararında; dava konusu imar planı değişikliğinin, Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliğinin 39. maddesinde yer alan, bir yapı adasının 4000 m2’den az olmayan bir veya bir kaç parseli üzerinde, bu parsellerin kat alanlarının toplamını aşmayan değer ve yükseklikte ve düzende kitleler yapılabilir, kuralına uymadığı, plan notları ile inşaat alanı artışı getirildiği, belirtilerek “…parsellerin mevcut park alanı içinde ve yamaçta olduğundan yapılaşma koşullarının 2 kat olduğu ayrıca çevresindeki konut adalarının 4 kat TAS-0.35 KAKS=1.40 olması nedeniyle Çankaya Belediye Meclisinin … gün ve … sayılı kararı ile uygun görülen 1/1000 ölçekli uygulama imar planının bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiği görüş ve kanaatine varıldığı…” ifadelerine yer verildiği, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin belirtildiği şekilde tadilen onaylanmasından sonra toplamda 2467 m2 alana sahip … ada, …,… ve … sayılı parseller tevhit edilerek tek başına bir yapı adası oluşturan … ada, … sayılı parselin elde edildiği, anlaşılmaktadır.
Dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin tadilen onaylanmasına ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararından anlaşıldığı üzere uyuşmazlık konusu … ada, …, … ve … sayılı parseller (tevhit işlemi sonrasında 28413 ada, 4 sayılı parsel) mevcut park alanı içinde ve yamaçta olduğundan mer’i imar planında yapılaşma koşulları 2 kat olarak belirlenmiştir, ayrıca çevresindeki konut adaları 4 kat TAS-0.35 KAKS=1.40 yapılaşma koşullarına sahiptir.
Görülmekte olan davada … İdare Mahkemesinin … tarihli, E:…, K:… sayılı davanın reddi yolunda verilen kararının, Danıştay Altıncı Dairesinin 01/10/2015 tarihli, E:2015/4594, K:2015/5465 sayılı kararı ile ve … ada, …, … ve … sayılı parsellerin Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliğinin 39. maddesine dayanılarak yüksekliğin imar planında 30.5 m olarak belirlendiği, ancak bu taşınmazın etrafında yamaç alanlarının olduğu, belirlenen yapı nizamı ile çevre bütünlüğünün uyuşmadığı, Ankara İmar Yönetmeliğinin 39. maddesinin uygulanma koşullarının salt 4000 m2 den fazla alana sahip olma şeklinde değerlendirilerek sadece nüfus ve yoğunluk kriterlerine indirgenmesinin mümkün olmadığı, taşınmazın çevresel koşulları ile birlikte bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda etrafındaki 2 katlı ve 4 katlı yapılaşma koşullarına sahip taşınmazlardan farklı olarak 10 katlı yapı yapımına imkan sağlayan bu değişikliğin planlama esasları ve şehircilik ilkeleri ve kamu yararına uygun olup olmadığı irdelenmeden İdare Mahkemesince karar verildiği ve imar planı değişikliğini zorunlu kılan sebeplerin ortaya konulmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, İdare Mahkemesince bu hususlar göz önünde bulundurularak yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.” gerekçesiyle, bozulmasına karar verildiği, İdare Mahkemesince bozma üzerine ek bilirkişi raporu alınmak sureti ile yapılan incelemede bozma gerekçesinde belirtilen; etrafındaki 2 ve 4 katlı yapılaşma koşullarından farklı olarak 10 katlı yapı yapılmasına olanak sağlayan plan değişikliğinin planlama esaslarına ve şehircilik ilkelerine uygun olup olmadığı ve imar planı değişikliğini zorunlu kılan sebeplerin ortaya konulmadığı yönlerinden irdelenme yapılması gerekirken plan değişikliğine konu alandaki yapılaşmanın tamamlandığından bahisle değerlendirme yapıldığı görülmektedir.
Yine, dava konusu imar planı değişikliğinin tadilen onaylanmasına ilişkin büyükşehir belediye meclisi kararında, dava konusu parsellere ilişkin “sondaja dayalı zemin ve temel etüt raporu”nun Ankara Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünün … tarihli, … sayılı yazısı ile onaylandığı belirtilmekte ise de ilgili idarelerce imar planı değişikliğine esas jeolojik/jeoteknik etüt raporlarının onaylanıp onaylanmadığı belirtilmemektedir. Dosya kapsamında da imar planı değişikliğine esas onaylı jeolojik/jeoteknik etüt raporlarına rastlanılmamıştır.
Somut olayda, ilgili idarelerce jeolojik/jeoteknik etüt raporlarına dayanılarak bölge geneline ilişkin onaylanan imar planlarında dava konusu parseller için 2 kat olarak belirlenen yüksekliğin hmaks:30.50’ye çıkartılmasının imar planına esas jeolojik/jeoteknik etüt raporlarına dayandırılıp dayandırılmadığı hususu araştırılmadan karar verildiği anlaşılmaktadır. Kural, imar planı değişikliklerinin parçacı nitelikte yapılmaması olmakla birlikte, parçacı imar planı değişikliği yapılması halinde, bölge geneline ilişkin olarak imar planına esas alınmak üzere onaylanan ayrıntılı jeolojik/jeoteknik etüt raporlarına göre belirlenen yapılaşma koşullarında değişikliğe gidilmiş ise bu değişikliğe ilişkin imar planına esas jeolojik/jeoteknik etüt raporu düzenlenerek teknik gerekçelerin ayrıntılı olarak ortaya konulması gerekmektedir. Bu suretle bölge genelinden farklı yapılaşma koşuluna gidilmesinin yeterli teknik gerekçesinin bulunup bulunmadığını anlamak mümkün olabilir. Bölge genelinden ayrıksı ve önceki imar planından farklı olarak yüksek katlı yapılaşma olanağının tanınması hususunun ilgili idarelerce hassasiyetle ve tüm risk faktörleri değerlendirilerek ele alınması gereken önemde olduğu açıktır. Nitekim Danıştay Altıncı Dairesinin 26/11/2020 tarihli, E:2016/1203, K:2020/11614 sayılı kararı da bu yöndedir.
Belirtilen nedenlerle, İdare Mahkemesince dava konusu imar planı değişikliğine esas alınmak üzere onaylı ayrıntılı jeolojik/jeoteknik etüt raporunun varlığı araştırılarak sonucuna göre ve başta imar planı değişikliğini zorunlu kılan sebeplerin neler olduğu olmak üzere bozma kararında belirtilen hususlarda, farklı bilirkişilerden oluşturulacak yeni bir heyetten bilirkişi raporu alınması suretiyle uyuşmazlık hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, Danıştay bozma kararında belirtilen hususlarda değerlendirme içermeyen ve eksik incelemeye dayalı olarak verilen kararda isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 13/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.