Danıştay Kararı 6. Daire 2019/15674 E. 2023/543 K. 19.01.2023 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/15674 E.  ,  2023/543 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/15674
Karar No : 2023/543

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Bakanlığı/ANKARA
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : İzmir ili, Bornova ilçesi, … Köyü, … ve … parsel sayılı taşınmazların 10.10.2018 tarihinde onaylanan İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı değişikliği ile “orman alanı” olarak belirlenmesine dair işlemin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Uyuşmazlığa konu … parselin 2015 tarihli plan ile orman alanı olarak belirlendiği, … sayılı parselin ise kentsel gelişme alanında kaldığı, dava konusu plan değişikliği ile her iki parselin de orman alanı olarak belirlendiği, … Köyü’nün orman alanı içerisinde kalmadığı, plan değişikliklerinde nüfusun artırılması nedeni ile kentsel gelişme alanlarına ihtiyaç olduğu, parsellerin sanayi ve gelişme konut alanı belirlemesi yapılan alanlara yakın olması nedeni ile artan nüfusun barınma, sosyal ve teknik alt yapı ihtiyacını karşılayacak tek alan olduğu, metro istasyonlarına ve ana yollara yakın olduğu, taşınmazların kentsel gelişme alanında planlanması gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI : Davacının plana itiraz etmediği, diğer itirazların değerlendirme sürecinin devam ettiği, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile yapılan görüşmeler sonucunda alanda yerleşmenin olmaması, yoğun ağaçlık dokunun bulunması, Bornova Belediyesinin kentsel yerleşme alanı talebinin olmaması nedeni ile Danıştay Altıncı Dairesinin E:2016/1577 sayılı dosyası üzerinden bakılan davada bilirkişilerin orman alanlarının kentsel gelişme alanı olarak belirlenmesini eleştirdiği, alanın orman alanı niteliğinde olmaması halinde planın “8.7. sayılı Tarım Arazisi” hükümlerine göre değerlendirme yapılacağı, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu değişikliğin planın ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğü bozmayacak nitelikte çevrenin korunmasına yönelik olduğu, orman olarak gösterilmekle beraber statüsü orman olmayan alanların orman olarak kullanılamayacağı ve kentsel gelişme alanı sınırlarının alt ölçekli planlama çalışmalarında netleştirileceği göz önünde bulundurulduğunda planlama bölgesinde koruma kullanma dengesinin gözetilmesi gereken alanlardaki yapılaşmalarda keyfiliğin önlenmesi ve azami ölçüde korumanın sağlanması için alt ölçekli plan kararlarına esas olacak yapılaşma şartlarını ortaya koyan genel arazi kullanım kararlarının üretildiği davaya konu çevre düzeni planında taşınmazın kısmen orman, kısmen kentsel gelişme alanında gösterilmesinde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık görülmediğinden davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’IN DÜŞÜNCESİ : Dava, 10.10.2018 tarihinde onaylanan, İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı değişikliğinin İzmir ili, Bornova ilçesi, … Köyü, … ve … parsel sayılı taşınmazlara ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
Bölgeye ilişkin olarak, 14.08.2009 tarihinde onaylanan Manisa-Kütahya-İzmir Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının iptali istemiyle açılan davada Danıştay Altıncı Dairesinin 26.12.2012 günlü, E:2010/786, K:2012/8225 sayılı kararıyla planın tümünün iptaline karar verilmesi üzerine İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı … günlü, … sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı oluru ile onaylanmıştır. Bu plana askı sürecindeki itirazların değerlendirilmesi sonrasında … günlü, … sayılı Bakanlık oluru ile yeniden onaylanmış, askı süreci içerisindeki itirazların değerlendirilmesi sonrasında da İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı (…, …, …, …, …, …, …, …, …, … sayılı paftaları ve plan hükümleri) 644 sayılı KHK’nın 7. maddesi uyarınca 16.11.2015 tarihinde onaylanmış, bu planda 27.01.2017 tarihinde … sayılı plan paftasında, 10.04.2018 tarihinde … sayılı plan paftası, … sayılı plan paftası ve bazı plan hükümlerinde değişiklik yapılmış, … plan paftasına ilişkin yapılan değişiklik 25.07.2018 tarihinde onaylanmış ve İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği (…, …, …, …, …, …, …, …, … sayılı plan paftaları, lejant paftası, plan hükümleri, plan açıklama raporu, plan değişikliği gerekçe raporu ve eki) 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 102. maddesi uyarınca 10.10.2018 tarihinde onaylanmıştır.
Dava konusu plan değişikliğine askı süresi içerisinde davacı tarafından itiraz edilerek taşınmazların “kentsel gelişim alanı” kapsamına alınması istenilmiş, istemin zımnen reddi üzerine bakılmakta olan dava açılmıştır.
Davaya konu planın plan notlarının 7.1 sayılı maddesinde, bu çevre düzeni planının, plan hükümleri ve plan açıklama raporuyla bir bütün olduğu, 7.2 sayılı maddesinde, bu plandan ölçü alınarak uygulamaya geçilemeyeceği, bu plan ile belirlenen kentsel yerleşme alanlarının, bu alanların tamamının yerleşime açılacağını göstermeyeceği, bu alanların sınırlarının, alt ölçekli planlama çalışmalarında ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri ile doğal, yapay ve yasal eşikler doğrultusunda, bu planda ve plan hükümleri ekinde yer alan tabloda belirlenen hedef nüfus dikkate alınarak kesinleştirileceği belirtilmiş, 7.13 sayılı maddesinde bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış imar planlarının, 7.14 maddesinde de bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış mevzi imar planlarının geçerli olduğu, 8.1.1.1 sayılı maddesinde, kentsel yerleşme alanlarının, kentsel yerleşik alanlar ve kentsel gelişme alanları olarak gösterilmiş alanların bütünü olduğu belirtilmiş; 4.49 sayılı maddesinde, orman alanları 6831 sayılı Orman Kanunu uyarınca saptanan ve saptanacak olan alanlar olarak tanımlanmış, 5.1.2 sayılı maddesinde orman alanlarının korunması koruma ilkeleri arasında sayılmış, 7.43 sayılı maddesinde, bu plan sınırları içindeki tüm orman sayılan yerlere ve orman alanlarına ilişkin konularda 6831 sayılı orman kanunu uyarınca uygulama yapılacağı belirtilmiş, 8.11.1 sayılı maddesinde, bu planda orman alanı olarak gösterilen alanların, devlet ormanları, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlar, özel ormanlar ve muhafaza ormanları olup 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerine tabi alanlar olduğu, 8.11.2 sayılı maddesinde, planlama bölgesi içindeki orman alanlarının, orman amenajman planları esas alınarak bu plana işlendiği, 8.11.3 sayılı maddesinde, orman sınırları konusunda tereddüt oluşması durumunda veya imar planlarının yapımı sırasında orman kadastro sınırları esas alınacak olup ilgili kurum görüşünün alınmasının şart olduğu, 8.11.5 sayılı maddesinde, bu planda orman alanı olarak belirlenmiş ancak özel mülkiyete tabi olup mülkiyeti kesinleşmiş veya tapuya tescil edilmiş parsellerde kadastral bir yola cephesi olmak şartıyla 8.7. tarım arazileri plan hükümlerinin geçerli olduğu, ancak, orman bütünlüğü içerisinde kalan ve etrafı orman dokusu ile çevrili olan özel mülkiyeti kesinleşmiş (tapuya tescil edilmiş) parsellerde kadastral bir yola cephesi olmak şartıyla sadece tarım ve hayvancılıkla ilgili yapılar ile çiftcinin barınması amaçlı yapıların yer alabileceği, müştemilatların emsale dahil olduğu, bu alanlar için yapılaşma koşulunun ise minimum parsel büyüklüğü 5000 m², Emsal 0,05 hmax:2 kat maks inşaat alanının 250 m² olduğu, kurala bağlanmıştır.
Davacı tarafından, uyuşmazlığa konu taşınmazların orman sınırları içerisinde kalmaması nedeniyle kentsel gelişim alanı olarak belirlenmesi gerektiği öne sürülmektedir.
Dava konusu plan ölçeği itibariyle genel arazi kullanım kararlarının üretildiği leke plan niteliğinde olması nedeniyle parsel bazında kararlara yer verilmesinin mümkün olmadığı; planın havza, bölge ve mevzuata uygun tesis edildiği, planlama bölgesinde koruma-kullanma dengesi gözetilerek korunması gereken alanların yapılaşmalardan korunması için alt ölçekli plan kararlarına esas olacak yapılaşma koşullarının belirlendiği genel arazi kullanım kararlarının üretildiği, diğer taraftan, dava konusu plan notlarında, plan paftaları ile orman alanı olarak gösterilmiş olan ancak orman sınırları dışında kalan özel mülkiyete konu taşınmazlar için tarım arazileri ile ilgili plan hükümlerinin geçerli olduğu, belirli oranda yapılaşma hakkının sağlandığı, bu planın onay tarihinden önce mevzuata uygun onaylanmış imar planları ile mevzii imar planlarının geçerli olduğunun belirtildiği anlaşıldığından, dava konusu planda ve uyuşmazlığa konu taşınmazlara getirilen kullanım kararında planlama esaslarına, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Daire since, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY : 14.08.2009 tarihinde onaylanan Manisa-Kütahya-İzmir Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planının iptali istemiyle açılan davada Danıştay Altıncı Dairesinin 26.12.2012 tarihli, E:2010/786, K:2012/8225 sayılı kararıyla planın tümünün iptaline karar verilmiştir. Söz konusu karar üzerine İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı … tarihli, … sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı oluru ile onaylanmıştır. Anılan plana yönelik, askı sürecindeki itirazların değerlendirilmesi sonrasında … tarihli, … sayılı Bakanlık oluru ile İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı yeniden onaylanmıştır. Bu plana yönelik askı süreci içerisindeki itirazların değerlendirilmesi sonrasında da İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı (…, …, …, …, …, …, …, …, … sayılı paftaları ve plan hükümleri) 16.11.2015 tarihinde onaylanmış, söz konusu planın … tarihinde … sayılı plan paftasında, 10.04.2018 tarihinde … sayılı plan paftası, … sayılı plan paftası ve bazı plan hükümlerinde değişiklik yapılmış, … plan paftasına ilişkin yapılan bir diğer değişiklik 25.07.2018 tarihinde onaylanmış ve son olarak İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği (…, …, …, …, …, …, …, …, … sayılı plan paftaları) 1. No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 102. maddesi uyarınca 10.10.2018 tarihinde onaylanmıştır.
10.10.2018 onay tarihli İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği 23.10.2018-21.11.2018 tarihleri arasında askıya çıkarılmıştır. Askıya çıkarılan plan değişikliği ile davacıya ait İzmir ili, Bornova ilçesi, … Köyü, … ve … parsel sayılı taşınmazların “orman alanı” olarak belirlenmesi üzerine, davacı tarafından 21.11.2018 tarihli, itiraz dilekçesi ile söz konusu plan değişikliğine itiraz edilmiş ve parsellerin “kentsel gelişim alanı” kapsamına alınması talep edilmiştir.
Davacının bu talebine, davalı idare tarafından altmış gün içerisinde cevap verilmeyerek reddedilmesi üzerine görülmekte olan dava açılmış.

İLGİLİ MEVZUAT: 2872 sayılı Çevre Kanununun 9. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, “Ülke fizikî mekânında, sürdürülebilir kalkınma ilkesi doğrultusunda, koruma-kullanma dengesi gözetilerek kentsel ve kırsal nüfusun barınma, çalışma, dinlenme, ulaşım gibi ihtiyaçların karşılanması sonucu oluşabilecek çevre kirliliğini önlemek amacıyla nazım ve uygulama imar plânlarına esas teşkil etmek üzere bölge ve havza bazında 1/50.000-1/100.000 ölçekli çevre düzeni plânları Bakanlıkça yapılır, yaptırılır ve onaylanır. Bölge ve havza bazında çevre düzeni plânlarının yapılmasına ilişkin usûl ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
10/07/2018 tarihli 30474 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 102.maddesinin 1.fıkrasının (a) bendinde, yerleşme, yapılaşma ve arazi kullanımına yön veren, her tür ve ölçekte fiziki planlara ve uygulamalara esas teşkil eden üst ölçekli mekânsal strateji planlarını ve çevre düzeni planlarını ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak hazırlamak, hazırlatmak, onaylamak ve uygulamanın bu stratejilere göre yürütülmesini sağlamak, (c) bendinde ise, havza ve bölge bazındaki çevre düzeni planları da dâhil her tür ve ölçekteki çevre düzeni planlarının ve imar planlarının yapılmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek, havza veya bölge bazında çevre düzeni planlarını yapmak, yaptırmak, onaylamak ve bu planların uygulanmasını ve denetlenmesini sağlamak Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmıştır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca çıkarılan 14.06.2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 4.maddesinin 1.fıkrasının (c) bendinde, “Çevre düzeni planı: Varsa mekânsal strateji planlarının hedef ve strateji kararlarına uygun olarak orman, akarsu, göl ve tarım arazileri gibi temel coğrafi verilerin gösterildiği, kentsel ve kırsal yerleşim, gelişme alanları, sanayi, tarım, turizm, ulaşım, enerji gibi sektörlere ilişkin genel arazi kullanım kararlarını belirleyen, yerleşme ve sektörler arasında ilişkiler ile koruma-kullanma dengesini sağlayan 1/50.000 veya 1/100.000 ölçekteki haritalar üzerinde ölçeğine uygun gösterim kullanılarak bölge, havza veya il düzeyinde hazırlanabilen, plan notları ve raporuyla bir bütün olarak yapılan planı ifade eder.” kuralı yer almaktadır.
Yönetmeliğin “Planlama alanı” başlıklı 18.maddesinde, “Çevre düzeni planı; coğrafi, sosyal, ekonomik, idari, mekânsal ve fonksiyonel nitelikleri açısından benzerlik gösteren bölge, havza veya en az bir il düzeyinde yapılır.” kuralına, “Plan ilke ve esasları” başlıklı 19. maddesinin 1.fıkrasında ise, “Çevre düzeni planları hazırlanırken; a) Varsa mekânsal strateji planlarına uygunluğun sağlanması, b) Yeni gelişmeler ve bölgesel dinamiklerin dikkate alınması, c) İlgili kamu kurum ve kuruluşlarının mekânsal kararları etkileyecek nitelikteki bölge planı, strateji planı ve belgesi, sektörel yatırım kararlarının dikkate alınarak değerlendirilmesi, ç) Sürdürülebilir kalkınma amacına uygun olarak ekolojik ve ekonomik kararların bir arada değerlendirilmesi, d) Tarihi, kültürel yapı ile orman alanları, tarım arazileri, su kaynakları ve kıyı gibi doğal yapı ve peyzajın korunması ve geliştirilmesi, e) Doğal yapının, ekolojik dengenin ve ekosistemin sürekliliğinin korunması amacıyla arazi kullanım bütünlüğünün sağlanması, f) Ulaşım ağının arazi kullanım kararlarıyla birlikte ele alınması suretiyle imar planlarında güzergahı netleştirilecek yolların güzergah ve yönünün genel olarak belirlenmesi, g) Çevre sorunlarına neden olan kaynaklara yönelik önleyici strateji ve politikaların belirlenerek arazi kullanım kararlarının oluşturulması, ğ) İmar planlarına esas olacak şematik ve grafik dil kullanılarak arazi kullanım kararları ile koruma ve gelişmenin sağlanması, h) Afet tehlikelerine ilişkin mevcut raporlar ve jeolojik etütler dikkate alınarak afet risklerini azaltıcı önerilerin dikkate alınması esastır.” kuralına yer verilmiştir.
Anılan 19.maddenin 2.fıkrasında, “Çevre düzeni planlarının hazırlanması sürecinde, planlama alanı sınırları kapsamında aşağıda genel başlıklar halinde belirtilen konular ile diğer konularda ilgili kurum ve kuruluşlardan veriler elde edilir; bu veriler kapsamında analiz, etüt ve araştırmalar yapılır: a) Sınırlar. b) İdari ve bölgesel yapı. c) Fiziksel ve doğal yapı. ç) Sit ve diğer koruma alanları, hassas alanlar, doğal karakteri korunacak alanlar. d) Ekonomik yapı. e) Sektörel gelişmeler ve istihdam. f) Demografik ve toplumsal yapı. g) Kentsel ve kırsal yerleşme alanları ve arazi kullanımı. ğ) Altyapı sistemleri. h) Yeşil ve açık alan kullanımları. ı) Ulaşım sistemleri. i) Afete maruz ve riskli alanlar. j) Askeri alanlar, askeri yasak bölgeler ve güvenlik bölgeleri. k) Planlama alanına yönelik bölgesel ölçekli kamu projeleri ve yatırım kararları. l) Her tür ve ölçekteki plan, program ve stratejiler. m) Göller, barajlar, akarsular, taşkın alanları, yeraltı ve yüzeysel su kaynakları ve benzeri hidrolojik, hidrojeolojik alanlar. n) Çevre sorunları ve etkilenen alanlar.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Aynı maddenin 3.fıkrasında, ” Çevre Düzeni Planlarının hazırlanması sürecinde planlama alanı sınırları kapsamındaki tüm veriler 1/25.000 ölçekli harita hassasiyetinde hazırlanır.” kuralı, 4.fıkrasında, “Plan hazırlık sürecinde ihtiyaç duyulan veri, bilgi ve belgeler; ilgili veriyi hazırlamakla sorumlu kurum ve kuruluşlardan, bilimsel çalışmalardan ve uzmanlarca arazide yapılacak çalışmalardan elde edilir.” kuralı, 5.fıkrasında, “Planlama sürecinde coğrafi bilgi sistemleri ve uzaktan algılama yöntemleri kullanılarak güncellenebilir ve sorgulanabilir sayısal veri tabanı oluşturulur.” kuralı bulunmaktadır.
Yönetmeliğin “Revizyon ve değişiklikler” başlıklı 20. maddesinin 1.fıkrasında, “Çevre düzeni planının ihtiyaca cevap vermediği hallerde veya planın vizyonu, amacı, hedefleri, stratejileri, ilke ve politikaları açısından plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü etkilemesi halinde çevre düzeni planı bütününde revizyon yapılır. Çevre düzeni planı revizyonu; a) Nüfusun yerleşim ihtiyaçlarının karşılanamaması, b) Planın temel strateji ve politikalarını değiştirecek bölgesel ölçekli yatırımların ortaya çıkması, c) Yeni verilere bağlı olarak, sonradan ortaya çıkabilecek ve bölgesel etkiye yol açabilecek arazi kullanım taleplerinin oluşması, ç) Yeni gelişmeler ve bölgesel dinamiklerde değişiklik olması, durumunda yapılır.” düzenlemesine, 2.fıkrasında da, “Çevre düzeni planı ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğü bozmayacak nitelikte, plan değişikliği yapılabilir. Çevre düzeni planı değişikliklerinde; a) Kamu yatırımlarına, b) Çevrenin korunmasına, c) Çevre kirliliğinin önlenmesine, ç) Planın uygulanmasında karşılaşılan güçlükler ve maddi hataların giderilmesine, d) Değişen verilere bağlı olarak planın güncellenmesine, dair yeterli, geçerli ve gerekçeleri açık olan, altyapı etkilerini değerlendiren raporu içeren teklif ve talepler; idarece planın temel hedef, ilke, strateji ve politikaları kapsamında teknik ve yasal çerçevede değerlendirmeye alınarak sonuçlandırılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Dava konusu taşınmazın İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı değişikliğinde orman alanında kaldığı anlaşılmıştır.
Davaya konu çevre düzeni planının plan notlarının 7.1 sayılı maddesinde, bu çevre düzeni planının, plan hükümleri ve plan açıklama raporuyla bir bütün olduğu, 7.2 sayılı maddesinde, bu plandan ölçü alınarak uygulamaya geçilemeyeceği, bu plan ile belirlenen kentsel yerleşme alanlarının, bu alanların tamamının yerleşime açılacağını göstermeyeceği, bu alanların sınırlarının, alt ölçekli planlama çalışmalarında ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri ile doğal, yapay ve yasal eşikler doğrultusunda, bu planda ve plan hükümleri ekinde yer alan tabloda belirlenen hedef nüfus dikkate alınarak kesinleştirileceği belirtilmiş, 7.13 sayılı maddesinde bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış imar planlarının, 7.14 maddesinde de bu planın onama tarihinden önce mevzuata uygun olarak onaylanmış mevzi imar planlarının geçerli olduğu, 8.1.1.1 sayılı maddesinde, kentsel yerleşme alanlarının, kentsel yerleşik alanlar ve kentsel gelişme alanları olarak gösterilmiş alanların bütünü olduğu belirtilmiş; 4.49 sayılı maddesinde, orman alanları 6831 sayılı Orman Kanunu uyarınca saptanan ve saptanacak olan alanlar olarak tanımlanmış, 5.1.2 sayılı maddesinde orman alanlarının korunması koruma ilkeleri arasında sayılmış, 7.43 sayılı maddesinde, bu plan sınırları içindeki tüm orman sayılan yerlere ve orman alanlarına ilişkin konularda 6831 sayılı orman kanunu uyarınca uygulama yapılacağı belirtilmiş, 8.11.1 sayılı maddesinde, bu planda orman alanı olarak gösterilen alanların, devlet ormanları, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlar, özel ormanlar ve muhafaza ormanları olup 6831 sayılı Orman Kanunu hükümlerine tabi alanlar olduğu, 8.11.2 sayılı maddesinde, planlama bölgesi içindeki orman alanlarının, orman amenajman planları esas alınarak bu plana işlendiği, 8.11.3 sayılı maddesinde, orman sınırları konusunda tereddüt oluşması durumunda veya imar planlarının yapımı sırasında orman kadastro sınırları esas alınacak olup ilgili kurum görüşünün alınmasının şart olduğu, 8.11.5 sayılı maddesinde, bu planda orman alanı olarak belirlenmiş ancak özel mülkiyete tabi olup mülkiyeti kesinleşmiş veya tapuya tescil edilmiş parsellerde kadastral bir yola cephesi olmak şartıyla 8.7. tarım arazileri plan hükümlerinin geçerli olduğu, ancak, orman bütünlüğü içerisinde kalan ve etrafı orman dokusu ile çevrili olan özel mülkiyeti kesinleşmiş (tapuya tescil edilmiş) parsellerde kadastral bir yola cephesi olmak şartıyla sadece tarım ve hayvancılıkla ilgili yapılar ile çiftcinin barınması amaçlı yapıların yer alabileceği, müştemilatların emsale dahil olduğu, bu alanlar için yapılaşma koşulunun ise minimum parsel büyüklüğü 5000 m², Emsal 0,05 hmax:2 kat maks inşaat alanının 250 m² olduğu, kurala bağlanmıştır.
Çevre düzeni planı kararları, kurumlardan ve arazi çalışmalarından elde edilen veriler, nüfus projeksiyonları ve yerel idarelerin imar planları, bölgesel yatırım kararları, koruma statülü alanlar, ulaşım ağları gibi plana girdi sağlayan veriler değerlendirilerek oluşturulması gerekmektedir. Dolayısıyla nüfus projeksiyonlarına göre, yerleşim alanlarının belirlenmesi, bu doğrultuda, tarım alanları, orman alanları, meralar, jeolojik açıdan sakıncalı alanların korunması gerektiğinden bu tür alanlarda, münferit kentsel gelişme taleplerinin plan bütünlüğü göz önünde bulundurularak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Stratejik mekânsal planlama, kentsel gelişimi yalnızca fiziksel gelişim kapsamında ele alan bir yaklaşım değildir. Fiziksel gelişmenin yanı sıra, kentteki sosyal, kültürel, ekonomik, yerel örgütsel gelişime ilişkin stratejileri de içerir. Çevre düzeni planları, bölgesel nitelikte genel arazi kullanım kararları getirmekte olup, stratejik bir plan olması sebebiyle sadece fiziki kullanım kararları içermemektedir. Dolayısıyla, dava konusu 1/100.000 ölçekli İzmir-Manisa Çevre Düzeni Planında belirlenen arazi kullanım kararları, niteliği itibariyle çevre kirliliğinin oluşmadan önce önlenebilmesi ve sağlıklı çevrenin oluşturulmasına yönelik hedef, ilke, strateji ve politikaları sağlayacak plan kararları olup, bu yönüyle söz konusu plana dayanılarak yapılacak 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlarda öngörülen ve parsel bazında fiziki kullanım durumunu belirleyen arazi kullanım kararlarından farklılık arz ettiği kuşkusuzdur.
Genel ilke olarak, plan kararları ile fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın korunma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek amaçlanır.
Bu amaç çerçevesinde, çevre düzeni planı ölçeğinde hangi usül ve esaslara göre planlama yapılacağı ayrıntıları ile ilgili Kanun ve Yönetmeliklerde düzenlenmiştir.
Ayrıca, bir bölgede önceki plan kararları ile belli bir amaca yönelik tanımlama yapılmış olması o bölgenin tamamının amacı, kapsamı, niteliği ve esasları ilgili mevzuatta belirlenmiş olan çevre düzeni planında aynı amaca tahsis edileceği sonucunu doğurmaz.
Dava konusu planın ölçeği (1/100.000) göz önünde bulundurulduğunda parsel bazında kararların üretilmesinin mümkün olamayacağı, planın bölge ve havza bazında ve mevzuata uygun olarak tesis edildiği, planlama bölgesinde, koruma kullanma dengesinin gözetilmesi gerektiği alanlarda, yapılaşmalarda keyfiliğin önlenmesi ve azami ölçüde korumanın sağlanması için alt ölçeği plan kararlarına esas olacak yapılaşma şartlarını ortaya koyan genel arazi kullanım kararlarının üretildiği görülmüştür.
Bu itibarla, planda orman alanı olarak gösterilen alanlarda 6831 sayılı Orman Kanunu uyarınca uygulama yapılacağı, bu alanlarda kalan özel mülkiyete konu taşınmazlar için tarım arazileri ile ilgili plan hükümlerinin geçerli olduğu, belirli oranda yapılaşma hakkının sağlandığı, öte yandan kentsel gelişme alanlarını sınırlarının, alt ölçekli planlama çalışmalarında ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri ile doğal, yapay ve yasal eşikler doğrultusunda kesinleştirileceği ve bu planın onay tarihinden önce mevzuata uygun onaylanmış imar planları ile mevzii imar planlarının geçerli olduğunun kabul edildiği, dikkate alındığında dava konusu planda taşınmaza yönelik getirilen kullanım kararlarında şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 19/01/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.