Danıştay Kararı 6. Daire 2019/15619 E. 2020/9183 K. 12.10.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/15619 E.  ,  2020/9183 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/15619
Karar No : 2020/9183

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarihli, E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NIN DÜŞÜNCESİ : Bölge İdare Mahkemesi kararının 2577 sayılı Kanunun 45. maddesinin 5. fıkrası uyarınca temyiz edilmesi mümkün olmadığından temyiz isteminin incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, … İli, … İlçesi, …Mahallesi, …Mevkii, … ada … parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanın pazar yeri yapılmak üzere belediye hizmet alanı olarak belirlenmesine dair 1/5000 ölçekli nazım imar planının kabulüne ilişkin Denizli Büyükşehir Belediye Meclisi’nin … tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle açılmış, … İdare Mahkemesince davanın süre aşımından reddi yolunda verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı karara karşı yapılan istinaf başvurusu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı karar ile reddedilmiş, ancak bu ret kararının Danıştay Altıncı Dairesinin, 21/11/2018 tarih ve E:2018/61, K:2018/9503 sayılı kararı ile “…dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planının 28.04.2016 – 27.05.2016 tarihlerinde askıya çıkarıldığı, davacı tarafça askı süresi içinde 1/5000 ölçekli nazım imar planına itiraz edilmediği, dava konusu nazım imar planının askı tarihinden sonra, 03.06.2016 tarihinde, …Belediye Meclisi tarafından onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planının, 20.07.2016 tarihinde, … Büyükşehir Belediye Meclisince değiştirilerek onaylandığı ve 12.08.2016 – 10.09.2016 tarihleri arasında askıya çıktığı, nazım imar planının uygulaması niteliğinde olan uygulama imar planında yapılan değişiklikten sonra nazım imar planına karşı dava açma süresinin tekrar işlemeye başlayacağı, bu değişiklikten sonra uygulama imar planı ile birlikte nazım imar planına dava açılabileceği gibi her iki plana ayrı ayrı dava açılması mümkün olduğundan dava açma süresinin uygulama imar planının askı tarihi göz önünde bulundurularak hesaplanması gerektiği, buna göre 1/1000 ölçekli planın askı süresinin son günü olan 10.09.2016 tarihini izleyen günden itibaren 60 gün içinde dava açılması gerektiği, dava açma süresinin son gününün 09.11.2016 tarihine denk geldiği, görülmekte olan davanın ise dava açma süresi içerisinde, 07.11.2016 tarihinde açıldığı,…” gerekçesiyle bozulması üzerine, bozma kararına uyularak …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı istinaf başvurusunun kabulüne, … İdare Mahkemesinin … tarihli, E:…, K:…. sayılı kararının kaldırılmasına, dosyanın idare mahkemesine gönderilmesine hükmedilmiştir. Anılan karar davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
2577 sayılı Kanununun 45. maddesinin 6. fıkrasında: “Bölge idare mahkemelerinin 46. maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir. Bu kararlar, dosyayla birlikte kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilir ve bu mahkemelerce yedi gün içinde tebliğe çıkarılır.” kuralı yer almaktadır.
Kanunun “Temyiz” başlıklı 46. maddesinde: “Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir:
a) Düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları.
b) Konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar.
c) Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları.
d) Belli bir ticari faaliyetin icrasını süresiz veya otuz gün yahut daha uzun süreyle engelleyen işlemlere karşı açılan iptal davaları.
e) Müşterek kararnameyle yapılan atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri ile daire başkanı ve daha üst düzey kamu görevlilerinin atama, naklen atama ve görevden alma işlemleri hakkında açılan iptal davaları.
f) İmar planları, parselasyon işlemlerinden kaynaklanan davalar.
g) Tabiat Varlıklarını Koruma Merkez Komisyonu ve Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunca itiraz üzerine verilen kararlar ile 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun uygulanmasından doğan davalar.
h) Maden, taşocakları, orman, jeotermal kaynaklar ve doğal mineralli sular ile ilgili mev-zuatın uygulanmasına ilişkin işlemlere karşı açılan davalar.
ı) Ülke çapında uygulanan öğrenim ya da bir meslek veya sanatın icrası veyahut kamu hizmetine giriş amacıyla yapılan sınavlar hakkında açılan davalar.
i) Liman, kruvaziyer limanı, yat limanı, marina, iskele, rıhtım, akaryakıt ve sıvılaştırılmış petrol gazı boru hattı gibi kıyı tesislerine işletme izni verilmesine ilişkin mevzuatın uygulanmasından doğan davalar.
j) 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanunun uygulanmasından ve 16/7/1997 tarihli ve 4283 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan davalar.
K) 6/6/1985 tarihli ve 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun uygulanmasından doğan davalar.
l) 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun uygu-lanmasından doğan davalar.
m) Düzenleyici ve denetleyici kurullar tarafından görevli oldukları piyasa veya sektörle ilgili olarak alınan kararlara karşı açılan davalar.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun 48. maddesinin 6. fıkrasında; “Temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamının ödenmemiş olması halinde kararı veren; merci tarafından verilecek yedi günlük süre içerisinde tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçilmiş sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirilir. Verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, ilgili merci, kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verir. Temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması veya kesin bir karar hakkında olması halinde de kararı veren merci, temyiz isteminin reddine karar verir. İlgili merciin bu kararları ile bu maddenin 2 nci fıkrasında belirtilen temyiz isteminde bulunulmamış sayılmasına ilişkin kararlarına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” hükmü, 7. fıkrasında ise, “Temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin ödenmemiş olduğu, dilekçenin 3 üncü madde esaslarına göre düzenlenmediği, temyizin kanuni süre içinde yapılmadığı veya kesin bir karar hakkında olduğunun anlaşıldığı hâllerde, 2 ve 6 ncı fıkralarda sözü edilen kararlar, dosyanın gönderildiği Danıştayın ilgili dairesi ve kurulunca, kesin olarak verilir. ” hükmü yer almıştır.
Yukarıda anılan 2577 sayılı Kanunun 46. maddesinde, bölge idare mahkemesinin temyiz incelemesine tabi tutulacak kararları sınırlı olarak sayılmış olup Danıştay Altıncı Dairesinin görevine giren ve temyize konu olabilecek dava konuları; imar planları, parselasyon işlemlerinden kaynaklanan davalar, düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davaları ile konusu Danıştay’da temyiz edilebilecek tutarı aşan tam yargı ve idari işlemler hakkında açılan davalardır.
Diğer taraftan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İstinaf” başlıklı 45. maddesinin 4. fıkrasında; “Bölge idare mahkemesi, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verir. Bu halde bölge idare mahkemesi işin esası hakkında yeniden bir karar verir. İnceleme sırasında ihtiyaç duyulması halinde kararı veren mahkeme veya başka bir yer idare ya da vergi mahkemesi istinabe olunabilir. İstinabe olunan mahkeme gerekli işlemleri öncelikle ve ivedilikle yerine getirir.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanun’un 45. maddesinin 5. fıkrasında ise; “Bölge idare mahkemesi, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunu haklı bulduğu, davaya görevsiz veya yetkisiz mahkeme yahut reddedilmiş veya yasaklanmış hakim tarafından bakılmış olması hallerinde, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vererek dosyayı ilgili mahkemeye gönderir. Bölge idare mahkemesinin bu fıkra uyarınca verilen kararları kesindir.” kuralı yer almaktadır.
Bu doğrultuda, ilk derece mahkemesince verilen kararda tespit edilen maddi veya hukuki eksikliklerin istinaf mercii tarafından tamamlanarak nihai kararın da istinaf mercii tarafından verilmesi genel kural olmakla birlikte; idare mahkemesinin ilk inceleme üzerine vermiş olduğu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun haklı görüldüğü hallerde veya ilk derece mahkemesindeki davaya görevsiz ya da yetkisiz mahkeme tarafından yahut reddedilmiş ya da yasaklanmış hakim tarafından bakılmış olduğu hallerde, bölge idare mahkemesince karar bozulmak suretiyle dosyanın idare mahkemesine geri gönderilmesine kesin olarak karar verileceği yönünde istisna düzenleme getirilmiştir. Her ne kadar uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi hali mezkur madde metninde açıkça sayılan istisnalardan değilse de, söz konusu durumda bölge idare mahkemesince, uyuşmazlık hakkında verilen nihai bir karardan söz edilmesi mümkün değildir.
Bu tespit ve açıklamalar doğrultusunda, istinaf başvurusunun kabul edilerek, mahkeme kararının kaldırılmasına, eksiklikler giderildikten sonra veya kararda belirtilen hususlar dikkate alınarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın idare mahkemesine gönderilmesine yönelik bölge idare mahkemesi kararlarının temyize tabi olmayan kesin nitelikte bir karar olduğunun kabulü gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararının, …İdare Mahkemesinin … tarihli, E:…, K:… sayılı kararın, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına istinaf kararında belirtilen hususlar dikkate alınıp yeniden yargılama yapılması amacıyla dosyanın idare mahkemesine gönderilmesine yönelik kesin nitelikte bir karar olduğu anlaşıldığından bölge idare mahkemesi idari dava dairesince yapılan istinaf incelemesi neticesinde verilen kararın, yukarıda anılan Kanun kapsamında, temyiz edilmesi mümkün değildir.
Temyiz istemine konu Bölge İdare Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında, temyiz yolunun açık olduğunun belirtilmesinin, kanunen temyiz yolu öngörülmeyen davalarda ilgilisine temyiz hakkı vermeyeceği açıktır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı karara karşı yapılan TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE,
2. Dosyanın …İdare Mahkemesine gönderilmesine, 12/10/2020 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.