Danıştay Kararı 6. Daire 2019/15171 E. 2020/12783 K. 15.12.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/15171 E.  ,  2020/12783 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/15171
Karar No : 2020/12783

DAVACI : … Derneği
VEKİLİ : Av.

DAVALI : … Bakanlığı – …
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU :25/01/2017 günlü, 29959 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği’nin “Atık bertarafında mali yükümlülük” başlıklı 24. maddesinin 2. fıkrasının iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
Dava konusu düzenleme ile tıbbi atık bertaraf ücreti belirlenirken tıbbi atık üreticilerinin görüşlerinin alınmasından vazgeçildiği, bu atıkları bertaraf edecek kurumların görüşlerinin alınmasının ise dolaylı yoldan devam ettirildiği, özellikle büyükşehir belediyesi olan illerde atık bertarafının belediye tekelinde olduğu, dava konusu düzenleme sayesinde zaten tekel konumunda olan belediyelerin tek taraflı beyanla atık bertaraf ücretlerini yükseltebilecekleri, oysa her iki tarafın da görüşünün alınmasının gerektiği, nitekim 16.01.2018 tarihli Mahalli Çevre Kurulu kararı ile yatak başına ücret belirleme sisteminden tartarak belirleme sistemine geçildiği ve bu karar verilirken iptali istenen düzenleme sayesinde tıbbi atık üreticilerinin görüşlerinin alınmadığı; söz konusu düzenlemenin, Anayasa’nın 56. maddesine ve Çevre Kanunu’nun 3.(b) ve (e) bentlerinde yer alan, çevre politikalarının oluşumunda katılım hakkının esas olduğuna ve çevrenin korunması ve kirliliğinin giderilmesi amacıyla yapılacak her türlü faaliyette, gerekli hallerde, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği yapılacağına ilişkin düzenlemelere aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

DAVALININ SAVUNMASI :
Öncelikle, usule ilişkin olarak, davacının dava açmakta hukuki menfaatinin bulunmadığı ve davanın yasal süresi içinde açılmadığı ileri sürülmüştür.
Tıbbi atık bertaraf maliyetinin atık miktarı, bertaraf tesisinin teknolojisi, toplama güzergahının uzunluğu, toplama periyodu gibi etkenlere bağlı olarak değiştiği, bu nedenle dava konusu Yönetmelik’te atık bertaraf ücretinin Mahalli Çevre Kurulu kararıyla belirleneceğinin düzenlendiği, Yüksek Çevre Kurulu ve Mahalli Çevre Kurulularının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik’in 18. maddesinin 1. ve 2. fıkraları ile 21. maddesi uyarınca tıbbi atık üreticilerinin Sağlık İl Müdürlüğü ve Halk Sağlığı Müdürlüğü ile söz konusu Kurul’da temsil edildikleri, ayrıca gerekli görülmesi halinde derneğin kurula çağrılmasının önünde bir engel bulunmayıp, bu hususun Kurul başkanının inisiyatifine bırakıldığı, dava konusu Yönetmelik’ten önce, 2014, 2015 ve 2016 yıllarında alınan Mahalli Çevre Kurulu kararlarında da tıbbi atık üreticilerini temsilen İl Sağlık Müdürü ve İl Halk Sağlığı temsilcilerinin katıldığı, özel sağlık kuruluşlarından Kurul’a katılımın olmadığı, kaldı ki, Mahalli Çevre Kurulu’na kimlerin katılacağının dava konusu düzenlemeyle ilgili olmadığı gibi, Yüksek Çevre Kurulu ve Mahalli Çevre Kurulularının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik’in ilgili hükümleri uyarınca Kurul kararlarına itiraz edilebileceği, dava konusu düzenlemenin hukuka uygun olduğu savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Dairemiz kararında belirtilen gerekçeyle davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI …’İN DÜŞÜNCESİ : Dava; 25/01/2017 günlü, 29959 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliğinin “Atık bertarafında mali yükümlülük” başlıklı 24. maddesinin 2. fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.
2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 1. maddesinde; Kanunun amacının, bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlamak olduğu vurgulanmış, 2. maddesinde; kirletenin, faaliyetleri sırasında veya sonrasında doğrudan veya dolaylı olarak çevre kirliliğine, ekolojik dengenin ve çevrenin bozulmasına neden olan gerçek ve tüzel kişileri ifade edeceği tanımına yer verilmiş, 3.maddesinin (g) bendinde; kirlenme ve bozulmanın önlenmesi, sınırlandırılması, giderilmesi ve çevrenin iyileştirilmesi için yapılan harcamaların kirleten veya bozulmaya neden olan tarafından karşılanacağı, aynı maddenin (ı) bendinde ise; “Bölgesel ve küresel çevre sorunlarının çözümüne yönelik olarak taraf olduğumuz uluslararası anlaşmalar sonucu ortaya çıkan ulusal hak ve yükümlülüklerin yerine getirilmesi için gerekli teknik, idarî, malî ve hukukî düzenlemelerin Bakanlığın koordinasyonunda yapılacağı, gerçek ve tüzel kişilerin, bu düzenlemeler sonucu ortaya çıkabilecek maliyetleri karşılamakla yükümlü olduğu, 8. maddesinde; her türlü atık ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili Yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmanın yasak olduğu, kirlenme ihtimalinin bulunduğu durumlarda ilgililerin kirlenmeyi önlemekle; kirlenmenin meydana geldiği hallerde kirletenin kirlenmeyi durdurmak, kirlenmenin etkilerini gidermek veya azaltmak için gerekli tedbirleri almakla yükümlü oldukları, 11. maddesinde; atıkların üretiminin ve zararlarının önlenmesi veya azaltılması ve geri kazanılabilen atıkların kaynağından ayrı toplanmasının esas olduğu, atık yönetim planlarının hazırlanmasına ilişkin esasların, Bakanlıkça çıkarılacak Yönetmelikle düzenleneceği, 12. maddesinin son fıkrasında; denetim, bilgi verme ve bildirim yükümlülüğüne ilişkin usûl ve esasların, Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan, 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 8. maddesinde; Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünün; a) Çevre kirliliğinin önlenmesi ve kontrolü ile ilgili mevzuatı hazırlamak, standart geliştirmek, ölçüm, tespit ve kalite ölçütlerini belirlemek; alıcı ortam özelliklerine göre çevre kirliliği yönünden görüş vermekle; h) Atık ve kimyasalların yönetimine ilişkin hedef, politika ve ölçütleri belirlemekle; i) Atıkların kaynağında en aza indirilmesi, sınıflara ayrılması, toplanması, taşınması, geçici depolanması, geri kazanılması, bertaraf edilmesi, yeniden kullanılması, arıtılması, enerjiye dönüştürülmesi ve nihai depolanması konularında politika ve strateji belirlemek ve mevzuat oluşturmakla görevli olduğu kurala bağlanmıştır.
22/07/2005 günlü, 25883 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve tıbbi atıkların üretiminden bertarafına kadar; çevreye ve insan sağlığına zarar verecek şekilde doğrudan veya dolaylı bir biçimde alıcı ortama verilmesinin önlenmesine, çevreye ve insan sağlığına zarar vermeden kaynağında ayrı olarak toplanması, ünite içinde taşınması, geçici depolanması, taşınması ve bertaraf edilmesine yönelik prensip, politika ve programlar ile hukuki, idari ve teknik esasların belirlenerek uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla hazırlanan Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği’nin 7. maddesinde; mahallin en büyük mülki amirinin, tıbbi atıkların toplanması, taşınması ve bertarafında uygulanacak ücreti mahalli çevre kurulu aracılığıyla belirlemekle görevli ve yetkili olduğu; 23. maddesinde; tıbbi atık üreticilerinin, ürettikleri atıkların toplanması, taşınması ve bertarafı için gereken harcamaları, bertaraf eden kurum ve kuruluşa ödemekle yükümlü oldukları, bu Yönetmelikteki teknik kriterlere uygun olmak şartıyla, toplama, taşıma ve bertaraf harcamalarına esas olacak tıbbi atık bertaraf ücretinin, her yıl tıbbi atık üreticileri ve bertaraf edecek kurum ve kuruluşların görüşleri de alınarak il mahalli çevre kurulu tarafından tespit ve ilan edilerek Bakanlığa bildirileceği, ücretin ödenmemesinin tıbbi atıkların bertarafı için bir engel oluşturmayacağı, tıbbi atık bertaraf ücretinin ödenmemesi durumunda, bu bedelin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tıbbi atık üreticilerinden tahsil edileceği düzenlenmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca; atıkların kaynağında en aza indirilmesi, sınıflara ayrılması, toplanması, taşınması, geçici depolanması, geri kazanılması, bertaraf edilmesi, yeniden kullanılması, arıtılması, enerjiye dönüştürülmesi ve nihai depolanması konularında Yönetmelik ve bu Yönetmeliklerin uygulanmasını sağlamak üzere her türlü alt düzenlemeyi yapmaya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkili olup, Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliğinde tıbbi atık üreticilerinin, ürettikleri atıkların toplanması, taşınması ve bertarafı için gereken harcamaları, bertaraf eden kurum ve kuruluşa ödemekle yükümlü oldukları belirtilmiş, bu harcamalara esas olacak tıbbi atık bertaraf ücretini belirleme yetkisi ise, her yıl gerek tıbbi atık üreticilerinin, gerekse bertaraf edecek kurum ve kuruluşların görüşlerinin alınması suretiyle il mahalli çevre kuruluna verilmiştir.
Dava Konusu Yönetmeliğin “Atık bertarafında mali yükümlülük başlıklı” 24. Maddesinin 2. fıkrasında “Bu Yönetmelik hükümlerine uygun olmak şartıyla, toplama, taşıma, sterilizasyon ve bertaraf harcamalarına esas olacak tıbbi atık bertaraf ücreti, her yıl tıbbi atığın oluştuğu ilin mahalli çevre kurulu tarafından tespit ve ilan edilerek Bakanlığa bildirilir. Tıbbi atık bertaraf ücretinin tespitinde, oluşan atığın gideceği sterilizasyon ve/veya bertaraf tesisine taşıma mesafesi ile sterilizasyon ve/veya bertaraf maliyetleri göz önüne alınır.” hükmü öngörülmüştür.
Yukarıda anılan maddelerin birlikte değerlendirilmesinden; iptali istenilen madde ile getirilen düzenlemenin özel sağlık kuruluşlarının kurulda temsil edilmesinin önünde bir engel oluşturduğundan bahsedilemeyeceği, dolayısıyla anılan düzenlemede üst hukuk normlarına ve hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği, düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
22/7/2005 tarihli ve 25883 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği’nin “Atık bertarafında mali yükümlülük” başlıklı 23. maddesinin 2. cümlesinde yer alan “..Bu Yönetmelikteki teknik kriterlere uygun olmak şartıyla, toplama, taşıma ve bertaraf harcamalarına esas olacak tıbbi atık bertaraf ücreti, her yıl tıbbi atık üreticileri ve bertaraf edecek kurum ve kuruluşların görüşleri de alınarak il mahalli çevre kurulu tarafından tespit ve ilan edilerek Bakanlığa bildirilir…” düzenlemesi; söz konusu Yönetmelik’i yürürlükten kaldıran, 25/01/2017 günlü, 29959 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği’nin “Atık bertarafında mali yükümlülük” başlıklı 24. maddesinin 2. fıkrasında, ” Bu Yönetmelik hükümlerine uygun olmak şartıyla, toplama, taşıma, sterilizasyon ve bertaraf harcamalarına esas olacak tıbbi atık bertaraf ücreti, her yıl tıbbi atığın oluştuğu ilin mahalli çevre kurulu tarafından tespit ve ilan edilerek Bakanlığa bildirilir. Tıbbi atık bertaraf ücretinin tespitinde, oluşan atığın gideceği sterilizasyon ve/veya bertaraf tesisine taşıma mesafesi ile sterilizasyon ve/veya bertaraf maliyetleri göz önüne alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bakılan dava, söz konusu düzenlemenin hukuka aykırı olduğu iddialarıyla açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2872 sayılı Çevre Kanunu’nun “Amaç” başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanun’un amacı, bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasını sağlamaktır.” hükmüne; “İlkeler” başlıklı 3. maddesinde, “Çevrenin korunmasına, iyileştirilmesine ve kirliliğinin önlenmesine ilişkin genel ilkeler şunlardır: (a) Başta idare, meslek odaları, birlikler ve sivil toplum kuruluşları olmak üzere herkes, çevrenin korunması ve kirliliğin önlenmesi ile görevli olup bu konuda alınacak tedbirlere ve belirlenen esaslara uymakla yükümlüdür. (b) Çevrenin korunması, çevrenin bozulmasının önlenmesi ve kirliliğin giderilmesi alanlarındaki her türlü faaliyette, Bakanlık ve yerel yönetimler, gerekli hallerde meslek odaları, birlikler ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yaparlar… (e) Çevre politikalarının oluşmasında katılım hakkı esastır. Bakanlık ve yerel yönetimler; meslek odaları, birlikler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların çevre hakkını kullanacakları katılım ortamını yaratmakla yükümlüdür…” hükmüne yer verilmiştir.
25/01/2017 günlü, 29959 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği’nin “Atık bertarafında mali yükümlülük” başlıklı 24. maddesinin 2. fıkrasında, ” Bu Yönetmelik hükümlerine uygun olmak şartıyla, toplama, taşıma, sterilizasyon ve bertaraf harcamalarına esas olacak tıbbi atık bertaraf ücreti, her yıl tıbbi atığın oluştuğu ilin mahalli çevre kurulu tarafından tespit ve ilan edilerek Bakanlığa bildirilir. Tıbbi atık bertaraf ücretinin tespitinde, oluşan atığın gideceği sterilizasyon ve/veya bertaraf tesisine taşıma mesafesi ile sterilizasyon ve/veya bertaraf maliyetleri göz önüne alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
03/08/2013 tarihli Yüksek Çevre ve Mahalli Çevre Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik’in “Kuruluş” başlıklı 18. maddesinde “(1) Mahalli Çevre Kurulu, her ilde Valinin veya Valinin görevlendireceği Vali Yardımcısının başkanlığında, İçişleri, Maliye, Millî Eğitim, Sağlık, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme, Gıda, Tarım ve Hayvancılık, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Kültür ve Turizm, Orman ve Su İşleri, Bilim Sanayi ve Teknoloji bakanlıkları, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığının imza yetkisini haiz il temsilcileri, İl Jandarma Komutanlığının, İl Emniyet Müdürü ve denize kıyısı olan illerde Sahil Güvenlik Komutanlığının imza yetkisini haiz temsilcileri ile Ticaret ve Sanayi Odaları Temsilcisi, büyük şehirlerde büyükşehir belediye başkanlığının, diğer illerde ise belediye başkanlığının imza yetkisini haiz temsilcilerinden oluşur. Mahalli Çevre Kurulu üyesi bakanlıkların illerde teşkilatının bulunmaması halinde, bu bakanlıklar, kendileri ya da bağlı veya ilgili kuruluşları aracılığı ile; birden fazla bağlı ve ilgili kuruluşun bulunması durumunda toplantı gündemine göre konu ile ilgisi olan kuruluş aracılığı ile temsil edilir. (2) Başkanca gerekli görülmesi halinde, görüş ve önerilerini almak üzere, ilgili kamu kurum ve kuruluşu, bilimsel kuruluş, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, özel sektör ve gönüllü kuruluş temsilcileri ile uzman kişiler de oy hakkı olmaksızın Mahalli Çevre Kurulu toplantılarına davet edilir. (3) Mahalli Çevre Kurulunun sekretarya hizmetleri Müdürlük tarafından yürütülür.” kuralına; “Toplantı gündemi” başlıklı 21. maddesinin 1. fıkrasında ise, “Mahalli Çevre Kurulunun toplantı gündemi Mahalli Çevre Kurulu sekretaryası tarafından hazırlanır ve Başkan tarafından onaylanır. Mahalli Çevre Kurulu üyeleri toplantıda veya sair zamanlarda gelecek toplantının gündemiyle ilgili önerilerde bulunabilirler. Mahalli Çevre Kurulu Başkanı tarafından gerekli görülmesi halinde gündemde yer alan konular hakkında ilde bulunan üniversitelerin çevre ile ilgili bölümlerinin öğretim üyeleri ile ilgili diğer kurum ve gönüllü kuruluşların temsilcileri toplantıya çağrılarak veya yazılı olarak görüşleri alınabilir.” kuralına; “Görevler” başlıklı 19. maddesinde ise, “Mahalli Çevre Kurulu’nun görevleri şunlardır: a) Çevrenin korunması ve iyileştirilmesi, kirliliğin önlenmesi amacıyla, Bakanlıkların mevzuatlarında belirlenen esaslar çerçevesinde gerekli kararları almak… ç) İlde çevre kirliliğine neden olan veya olabilecek tesis ve işletmeleri belirlemek, yapılan iş ve işlemleri incelemek, değerlendirmek ve gerekli önlemleri almak… ” kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; Çevrenin korunması, çevrenin bozulmasının önlenmesi ve kirliliğin giderilmesi alanlarındaki her türlü faaliyette, Bakanlık ve yerel yönetimler, gerekli hallerde meslek odaları, birlikler ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapacağı; çevrenin korunması ve iyileştirilmesi, kirliliğin önlenmesi amacıyla, Bakanlıkların mevzuatlarında belirlenen esaslar çerçevesinde gerekli kararları alma yetkisinin, her ilde Valinin veya Valinin görevlendireceği Vali Yardımcısının başkanlığında toplanan Mahalli Çevre Kurullarına ait olduğu; bu Kurulların içinde Sağlık Bakanlığı’nın da bulunduğu birden fazla bakanlığın imza yetkisini haiz il temsilcilerinin katılmıyla toplanabileceği; öte yandan, Başkan tarafından gerekli görülmesi halinde, görüş ve önerilerini almak üzere, ilgili kamu kurum ve kuruluşu, bilimsel kuruluş, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, özel sektör ve gönüllü kuruluş temsilcileri ile uzman kişilerin de oy hakkı olmaksızın Mahalli Çevre Kurulu toplantılarına katılabileceği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, Mahalli Çevre Kurullarında tıbbi atık bertaraf ücreti belirlenirken, tıbbi atık üreticilerinin, Sağlık Bakanlığı’nın imza yetkisini haiz il temsilcisi vasıtasıyla Kurul’da temsil edildiği gibi, Başkanca gerekli görülen hallerde, tıbbi atık üreticisi olan özel sektör temsilcilerinin de ayrıca Kurula katılımının mümkün olduğu; dolayısıyla, dava konusu düzenlemenin, tıbbi atık üreticilerinin, buna ilişkin bertaraf ücretleri belirlenirken Mahalli Çevre Kurullarında temsil edilmesinin önünde bir engel oluşturmadığı ve anılan düzenlemede üst hukuk normlarına ve hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Varsa posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 15/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.