Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2019/13899 E. , 2022/12013 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/13899
Karar No : 2022/12013
DAVACI : … İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …Bakanlığı/ANKARA
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
DAVANIN KONUSU : 02.03.2019 tarihli, 30702 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yapı Müteahhitlerinin Sınıflandırılması ve Kayıtlarının Tutulması Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan “konkordato ilan eden” ibaresinin iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : Ticari faaliyetinin devam ettiği, ancak konkordato ilan etmesi sebebiyle ticari faaliyetlerine devam etmesinin mümkün olmayacağı, konkordatonun hukuki niteliği gereği borçlunun ticari faaliyetlerinin devamının amaçlandığı, İcra ve İflas Kanununda borçlunun ticari faaliyetine devamının sağlanarak iflas etmesinin önüne geçilebilmesi düzenlenmişken Yapı Müteahhitlerinin Sınıflandırılması ve Kayıtlarının Tutulması Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinin 1.fıkrasının (a) bendinde yer alan “konkordato ilan eden” ibaresi ile ticari faaliyetin imkansız hale getirildiği, konkordato ile iflasın sonuçları İcra ve İflas Kanununda farklı düzenlenmiş iken, dava konusu Yönetmelik hükmü ile konkordato ile iflasa aynı hukuki sonuç bağlanmasının çelişkili olduğu, anılan ibarenin hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığı ileri sürülmüştür.
DAVALININ SAVUNMASI : Yönetmeliğin amacında da yer aldığı üzere müteaahitlerin ekonomik, mali, mesleki ve teknik yeterliliğe sahip olmasının gerektiği, bunun sağlanabilmesi için anılan ibareye yer verildiği, Yönetmeliğin 12. ve 13. maddelerinde de yer verildiği üzere ekonomik ve mali yeterliliğin sağlanması için bilanço, banka referans mektubu ve iş hacmini gösteren belgelerin sunulmasının istendiği, kamu otoritesi olarak yapı sahiplerinin yarım kalacak inşaat işlerinden dolayı mağdur olmasının engellenmesinin amaçlandığı, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununda da benzer düzenlemenin yer aldığı, konkordatonun hukuki niteliği gereği konkordato ilan edenin borçlarını ödeyememe tehlikesi bulunduğu, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun amacına ve kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu bir hüküm getirilmesi gerektiği, getirilen hükümde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Yapı müteahhitlerinin yapıyı, tesisatı ve malzemeleriyle birlikte bu Kanuna, ilgili diğer mevzuata, uygulama imar planına, ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere, standartlara ve teknik şartnamelere uygun olarak inşa etmek yükümlülüğünün bulunduğu, imar mevzuatına aykırı fiillerinden dolayı ilgili mevzuata göre cezai işlem yapılmak üzere, üyesi bulundukları meslek odasına ve Bakanlığa ilgili idarece bildirimde bulunulacağı ve fiilin niteliğine göre müteahhitin yetki belgesinin belli süreyle iptal edileceği, bu durumda yetki belgesi düzenlenene kadar yalnızca mevcut işlerini yürütülebileceği açıktır.
3194 sayılı İmar Kanununda yer verilen düzenlemede yapı müteahhitinin yapım işlerinden doğan vergi ve sigorta primi borçlarını ödememesi ve diğer sorumluluklarını yerine getirmemesi hallerinde yetki belgesinin bir yıldan az olmamak üzere Bakanlıkça iptal edileceği, yükümlülüğünü yerine getirinceye kadar adına yetki belgesi düzenlenmeyeceği hüküm altına alınmışken, dava konusu düzenleme ile henüz maddi sorumlulukların yerine getirilmemesi sonucu doğmadan konkordato ilan eden kişinin yetki belgesinin iptali müeyyidesi ile karşılaşacağı ve adına yeni yetki belgesi düzenlenmeyeceği anlaşılmaktadır.
İcra ve İflas Kanunda yer alan düzenlemelerden, konkordato talebinde bulunan borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri mahkemenin alacağı, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir konkordato komiseri görevlendirileceği, borçlunun yapacağı faaliyetlerin komiserin nezareti altında devam ettirileceği, konkordato ilan edilmesinin tek başına yapı müteahhidinin yetki belgesinin iptali ve/veya yeniden yetki belgesi verilmesini engelleyen bir hukuki müessese olmadığı, dolayısıyla Yapı Müteahhitlerinin Sınıflandırılması ve Kayıtlarının Tutulması Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan “konkordato ilan eden” ibaresinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından, anılan ibarenin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI …’IN DÜŞÜNCESİ : Dava, 02/03/2019 tarih ve 30702 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yapı Müteahhitlerinin Sınıflandırılması ve Kayıtlarının Tutulması Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan “konkordato ilan eden” ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.
Yapı Müteahhitlerinin Sınıflandırılması ve Kayıtlarının Tutulması Hakkında Yönetmeliğin 1.maddesinde ;”Bu Yönetmeliğin amacı; plân, fen, sanat,sağlık, çevre şartlarına ve standartlara uygun yapı inşa edilmesine yönelik yapım faaliyet ve süreçlerinin takibini sağlamak üzere, yapı müteahhitlerinin ekonomik, mali, mesleki ve teknik yeterliklerine göre sınıflandırılarak yetki belgesi numarası verilmesine, kayıtlarının tutulmasına, belge numaralarının veya gruplarının iptaline ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.”hükmü ile aynı Yönetmeliğin 3.maddesinin 1.fıkrasında ,”Bu Yönetmelik, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 28 inci maddesinin sekizinci fıkrası, 42 nci ve 44 üncümaddeleri ile 10/7/2018 tarihli ve 30474 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin107 nci maddesinin birinci fıkrasına dayanılarak hazırlanmıştır.”hükmü yer almaktadır.
Yönetmeliğin dayanağı 3194 sayılı İmar Kanununun 28. maddesinin 7 ve 8.fıkralarında, “Yapı müteahhidi ve şantiye şefi; yapıyı, tesisatı ve malzemeleriyle birlikte bu Kanuna, ilgili diğer mevzuata, uygulama imar planına, ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere,standartlara ve teknik şartnamelere uygun olarak inşa etmek, neden olduğu mevzuata aykırılığı gidermek mecburiyetindedir. Yapı müteahhidi ve şantiye şefi, ilgili fenni mesullerin denetimi olmaksızın inşaat ve tesisatlarına ilişkin yapım işlerini sürdüremez, inşaat ve tesisat işlerinde yetki belgesi olmayan usta çalıştıramaz. Bakanlıktan veya Bakanlıkça yetkilendirilmiş idareden uygun sınıfta yetki belgesi almaksızın, inşaat ve tesisat dahil yapım işlerinin müteahhitliği üstlenilemez. Yetki belgeleri geçici veya sınıflandırma yapılarak daimi olarak düzenlenebilir. Gerçek kişilere ve özel hukuk tüzel kişilerine yapı inşa eden müteahhitlerin kayıtları, her yapı için ayrı ayrı tutulur. Bu kayıtların birer nüshası, ilgili yapı müteahhidinin yetki belgelendirmesi işlemlerinde değerlendirilmek üzere Bakanlığa gönderilir. Müteahhitlere yetki belgesi verilmesi işlemleri, bu kayıtlar da değerlendirilerek Bakanlıkça yürütülür.” hükmü yer almıştır.
Aynı Kanunun 42. maddesinin 9 ve 10. fıkrasında, “Müelliflerin, fenni mesul mimar ve mühendislerin, yapı müteahhitlerinin, şantiye şefi mimar ve mühendislerin, imar mevzuatına aykırı fiillerinden dolayı verilen cezaları ve haklarındaki kesinleşmiş mahkeme kararları,kendi kayıtlarına işlenmek ve ilgili mevzuata göre cezai işlem yapılmak üzere, üyesi bulundukları meslek odasına ve Bakanlığa ilgili idarece bildirilir. Bu kişiler, verilen ceza süresi içinde yeni bir iş üstlenemez. Yapı müteahhidinin yetki belgesi; a) Yapım işinin ruhsata ve ruhsat eki etüt ve projelere aykırı olarak gerçekleştirilmesi ve 32 nci maddeye göre verilen süre içinde aykırılığın giderilmemesi halinde beş yıl, b) Yapım işinde ruhsat eki etüt ve projelere aykırı olarak gerçekleştirilen imalatın can ve mal güvenliğini tehdit etmesi halinde on yıl, c) Bakanlıkça olumsuz kayıt değerlendirmesi yapılan hallerde bir yıl süreyle Bakanlıkça iptal edilir. Yapı müteahhidinin, yapım işlerinden doğan vergi ve sigorta primi borçlarını ödememesi ve diğer sorumluluklarını yerine getirmemesi hallerinde yetki belgesi bir yıldan az olmamak üzere Bakanlıkça iptal edilir ve bunlara sorumluluklarını yerine getirinceye kadar yeni yetki belgesi düzenlenmez. Yetki belgesi iptal edilen yapı müteahhidi yeni yetki belgesi düzenleninceye kadar yeni iş üstlenemez, ancak mevcut işlerini tamamlar. Yetki belgeli yapı müteahhidi olmaksızın başlanılan yapının ruhsatı iptal edilir ve yapı mühürlenir.” ve 44.maddesinin 1.fıkrasının (e) bendinde, “Her türlü inşaat ve tesisat dahil yapım işlerine dair yapı müteahhitlerinin yetki belgelendirilmesi işlemlerine; yapı müteahhitlerinin iş gruplarına, ihtisaslaşmalarına ve yüklenilecek işin büyüklüğüne göre sınıflandırılmasına ve bunların sahip olmaları gereken asgari eğitim, iş tecrübesi, teknik donanımı ve kapasitesi, mali durumu, idari yapısı ve personel şartları ile niteliklerine; yapı müteahhitlerinin faaliyetlerinin denetlenmesine, kayıtlarının tutulmasına ve değerlendirilmesine; mimar ve mühendis unvanlı şantiye şefi çalıştırılması mecburi ve yapı müteahhidi olmaksızın da yapılması mümkün olan yapılara; şantiye şeflerine, yapım ve denetim işlerinde istihdam edilecek fen adamlarına ve yetki belgeli ustalara ilişkin usul ve esaslar ile diğer hususlar, Milli Eğitim Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Mesleki Yeterlilik Kurumu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin görüşleri alınarak, Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” hükümleri yer almaktadır.
Anılan Yönetmeliğin “Yetki belgesi numarası başvurusu yapamayacak olanlar” başlıklı 7. maddesinde; “(1) Yetki belgesi numarası için başvuranlardan;
a) İflas eden, tasfiye halinde olan, işleri mahkeme tarafından yürütülen, konkordato ilân eden, işlerini askıya alan, iflası ilân edilen, zorunlu tasfiye kararı verilen, alacaklılara karşı borçlarından dolayı mahkeme idaresi altında bulunan, ilgili mercilercehileli iflas ettiğine karar verilen,
b) Başvuru tarihinden geriye doğru son üç yıliçerisinde kesinleşmiş yargı kararı ile tespit edilmek kaydıyla, yetkibelgesi numarası kullandığı işlerde;
1) Hile, vaat, tehdit, nüfuz kullanma, çıkarsağlama, anlaşma, rüşvet suretiyle veya başka yollarla sözleşmeye ilişkinişlemlere fesat karıştıran veya buna teşebbüs eden,
2) Sahte belge düzenleyen, kullanan veya bunlarateşebbüs eden,
3) Hileli malzeme, araç veya usuller kullanan, fenve sanat kurallarına aykırı imalat yapan,
gerçek veya tüzel kişilere yetki belgesi numarası tahsis edilmez, yetki belge numarası olanların belgesi iptal edilir.
(2) Başvuru sahibinin ticari işletme türüne bağlı olarak 23 üncü maddede sayılanların, birinci fıkradaki kısıtlama hükümlerikapsamına girmeleri halinde o ortaklık veya şirkete de yetki belgesinumarası tahsis edilmez, yetki belge numarası olanların yenileme işlemi yapılmaz.” kuralı yer almaktadır.
Davaya konu düzenlemenin anılan Yönetmeliğin “Amaç” başlıklı 1. maddesinde de ifade edildiği üzere, müteaahitlerin ekonomik, mali, mesleki ve teknik yeterliliğe sahip olması üzerine kurulu olan sistematiği gereği aranan ekonomik niteliklerle ilgili bir düzenleme olduğu, bu niteliklerin kaybı halinde uygulanacak usulü düzenlediği sonucuna ulaşılmaktadır.
İcra İflas Kanununun “Konkordato talebi” başlıklı 285.maddesinde, “Borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle konkordato talep edebilir.İflâs talebinde bulunabilecek her alacaklı, gerekçeli bir dilekçeyle, borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebilir.”, aynı Kanunun “Geçici mühlet” başlıklı 287.maddesinde, “Konkordato talebi üzerine mahkeme, 286 ncı maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve 297 nci maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır. Konkordato işlemlerinin başlatılması alacaklılardan biri tarafından talep edilmişse, borçlunun 286 ncımaddede belirtilen belgeleri ve kayıtları mahkemenin vereceği makul süre içinde ve eksiksiz olarak sunması hâlinde geçici mühlet kararı verilir. Bu durumda anılan belge ve kayıtların hazırlanması için gerekli masraf alacaklı tarafından karşılanır. Belge ve kayıtların süresinde ve eksiksiz olarak sunulmaması hâlinde geçici mühlet kararı verilmez ve alacaklının yaptığı konkordato talebinin de reddine karar verilir. Mahkeme, geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir geçici konkordato komiseri görevlendirir. Alacaklı sayısı ve alacak miktarı dikkate alınarak gerektiğinde üç komiser de görevlendirilebilir. Üç komiser görevlendirilmesi durumunda komiserlerden biri, mahkemenin bulunduğu ilde faaliyet göstermek şartıyla Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yetkilendirilmiş bağımsız denetçiler arasından seçilir. 290 ıncı madde bu konuda kıyasen uygulanır. Geçici mühlet üç aydır. Mahkeme bu üç aylık süre dolmadan borçlunun veya geçici komiserin yapacağı talep üzerine geçici mühleti en fazla iki ay daha uzatabilir, uzatmayı borçlu talep etmişse geçici komise-rin de görüşü alınır. Geçici mühletin toplam süresi beş ayı geçemez.291 inci ve 292 nci maddeler, geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanır.Geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.” kuralı yer almaktadır.
İcra İflas Kanununun “Kesin mühlet” başlıklı 289.maddesinde ise, “Mahkeme, kesin
mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içinde verir.Kesin mühlet hakkında bir karar verilebilmesi için, mahkeme borçluyu ve varsa konkordato talep eden alacaklıyı duruşmaya davet eder. Geçici komiser, duruşmadan önce yazılı raporunu sunar ve mahkemece gerekli görülürse, beyanı alınmak üzere duruşmada hazır bulunur. Mahkeme yapacağı değerlendirmede, itiraz eden alacaklıların dilekçelerinde ileri sürdükleri itiraz sebeplerini de dikkate alır. Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması hâlinde borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir. Bu kararla birlikte mahkeme, yeni bir görevlendirme yapılmasını gerektiren bir durum olmadığı takdirde geçici komiser veya komiserlerin görevine devam etmesine karar verir ve dosyayı komisere tevdi eder.Mahkemece, kesin mühlet kararıyla beraber veya kesin mühlet içinde uygun görülecek bir zamanda yedi alacaklıyı geçmemek, herhangi bir ücret takdir edilmemek ve tek sayıda olmak kaydıyla ayrıca bir alacaklılar kurulu oluşturulabilir. Bu durumda alacakları, hukuki nitelik itibarıyla birbirinden farklı olan alacaklı sınıfları ve varsa rehinli alacaklılar, alacaklılar kurulunda hakkaniyete uygun şekilde temsil edilir. Alacaklılar kurulu oluşturulurken komiserin de görüşü alınır. Alacaklılar kurulu her ay en az bir kere toplanır ve hazır bulunanların oy çokluğuyla karar alır. Komiser bu toplantıda hazır bulunarak alınan kararları toplantıya katılanların imzasını almak suretiyle tutanağa bağlar. Alacaklı sayısı, alacak miktarı ve alacakların çeşitliliği dikkate alınarak alacaklılar kurulunun zorunlu olarak oluşturulacağı hâller ile alacaklılar kuruluna ilişkin diğer hususlar Adalet Bakanlığınca yürürlüğe konulan yönetmelikte gösterilir.Güçlük arz eden özel durumlarda kesin mühlet, komiserin bu durumu açıklayan gerekçeli raporu ve talebi üzerine mahkemece altı aya kadar uzatılabilir. Borçlu da bu fıkra uyarınca uzatma talebinde bulunabilir; bu takdirde komiserin de görüşü alınır. Her iki hâlde de uzatma talebi kesin mühletin sonra ermesinden önce yapılır ve uzatma kararı vermeden önce, varsa alacaklılar kurulunun da görüşü alınır.Kesin mühlet verilmesine, kesin mühletin uzatılmasına ve kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ilişkin kararlar, 288 inci madde uyarınca ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir.” ve “Kesin mühletin borçlu bakımından sonuçları” başlıklı 297.maddesinde “Borçlu, komiserin nezareti altında işlerine devam edebilir.Şu kadar ki, mühlet kararı verirken veya mühlet içinde mahkeme, bazı işlemlerin geçerli olarak ancak komiserin izni ile yapılmasına veya borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetini devam ettirmesine karar verebilir.Borçlu, mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis edemez, kefil olamaz, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devredemez, takyit edemez ve ivazsız tasarruflarda bulunamaz. Aksi hâlde yapılan işlemler hükümsüzdür. Mahkeme bu işlemler hakkında karar vermeden önce komiserin ve alacaklılar kurulunun görüşünü almak zorundadır.Borçlu bu hükme yahut komiserin ihtarlarına aykırı davranırsa mahkeme, borçlunun mal-ları üzerindeki tasarruf yetkisini kaldırabilir veya 292 nci madde çerçevesinde karar verir.Birinci ve üçüncü fıkra kapsamında alınan kararlar 288inci madde uyarınca ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir. ” hükümlerine yer verilmiştir.
Uyuşmazlık konusu olayda; …Asliye Ticaret Mahkemesinin E.…sayılı dosyasında konkordato ilanı için başvuruda bulunan davacıya 08.11.2018 tarihli duruşmada geçici mühlet verildiği, 05.04.2019 tarihli duruşmada konkordato kesin mühlet kararı verildiği,uyuşmazlığa konu düzenleme sebebiyle ticari faaliyetlerine devam etme olanağının bulunmadığından bahisle dava konusu düzenlemenin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İcra İflas Kanunda, konkordato talebinde bulunan borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri mahkemenin alacağı, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir konkordato komiseri görevlendirileceği, borçlunun yapacağı faaliyetlerin komiserin nezareti altında devam ettirileceği düzenlenmiştir.
Bu itibarla konkordato ilan edilmesinin tek başına yapı müteahhidinin yetki belgesinin iptali ve/veya yeniden yetki belgesi verilmesini engelleyen bir hukuki müesssese olmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığa konu, 02/03/2019 tarih ve 30702 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yapı Müteahhitlerinin Sınıflandırılması ve Kayıtlarının Tutulması Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan “konkordato ilan eden” ibaresinin hukuka aykırı olduğundan iptali gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra 29.10.2021 tarihli ve 31643 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 85 sayılı Bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi ile 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 2. maddesi ile de aynı Kararnamenin 97. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “Çevre ve Şehircilik” ibaresinin “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği” şeklinde değiştirildiği görüldüğünden, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının davalı olarak belirlenmesi suretiyle işin gereği görüşüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Konkordato ilanı için başvuruda bulunan davacıya, …Asliye Ticaret Mahkemesinin E:…sayılı dosyasında 08.11.2018 tarihli duruşmada geçici mühlet verildiği, 05.04.2019 tarihli duruşmada ise konkordato kesin mühlet kararı verildiği, davacı tarafından, uyuşmazlığa konu düzenleme sebebiyle ticari faaliyetlerine devam etme olanağının bulunmadığından bahisle davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT :
Yapı Müteahhitlerinin Sınıflandırılması ve Kayıtlarının Tutulması Hakkında Yönetmeliğin “Amaç” başlıklı 1. maddesinin 1. fıkrasında, “Bu Yönetmeliğin amacı; plân, fen, sanat, sağlık, çevre şartlarına ve standartlara uygun yapı inşa edilmesine yönelik yapım faaliyet ve süreçlerinin takibini sağlamak üzere, yapı müteahhitlerinin ekonomik, mali, mesleki ve teknik yeterliklerine göre sınıflandırılarak yetki belgesi numarası verilmesine, kayıtlarının tutulmasına, belge numaralarının veya gruplarının iptaline ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.”, anılan Yönetmeliğin 3. maddesinin 1. fıkrasında, “Bu Yönetmelik, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 28 inci maddesinin sekizinci fıkrası, 42 nci ve 44 üncü maddeleri ile 10/7/2018 tarihli ve 30474 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 107 nci maddesinin birinci fıkrasına dayanılarak hazırlanmıştır.” kuralı yer almıştır.
Yönetmeliğin dayanağı 3194 sayılı İmar Kanununun 28. maddesinin 7 ve 8. fıkralarında, “Yapı müteahhidi ve şantiye şefi; yapıyı, tesisatı ve malzemeleriyle birlikte bu Kanuna, ilgili diğer mevzuata, uygulama imar planına, ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere, standartlara ve teknik şartnamelere uygun olarak inşa etmek, neden olduğu mevzuata aykırılığı gidermek mecburiyetindedir. Yapı müteahhidi ve şantiye şefi, ilgili fenni mesullerin denetimi olmaksızın inşaat ve tesisatlarına ilişkin yapım işlerini sürdüremez, inşaat ve tesisat işlerinde yetki belgesi olmayan usta çalıştıramaz. Bakanlıktan veya Bakanlıkça yetkilendirilmiş idareden uygun sınıfta yetki belgesi almaksızın, inşaat ve tesisat dahil yapım işlerinin müteahhitliği üstlenilemez. Yetki belgeleri geçici veya sınıflandırma yapılarak daimi olarak düzenlenebilir. Gerçek kişilere ve özel hukuk tüzel kişilerine yapı inşa eden müteahhitlerin kayıtları, her yapı için ayrı ayrı tutulur. Bu kayıtların birer nüshası, ilgili yapı müteahhidinin yetki belgelendirmesi işlemlerinde değerlendirilmek üzere Bakanlığa gönderilir. Müteahhitlere yetki belgesi verilmesi işlemleri, bu kayıtlar da değerlendirilerek Bakanlıkça yürütülür.” hükmü yer almıştır.
Aynı Kanunun 42. maddesinin 9. ve 10. fıkralarında, “Müelliflerin, fenni mesul mimar ve mühendislerin, yapı müteahhitlerinin, şantiye şefi mimar ve mühendislerin, imar mevzuatına aykırı fiillerinden dolayı verilen cezaları ve haklarındaki kesinleşmiş mahkeme kararları, kendi kayıtlarına işlenmek ve ilgili mevzuata göre cezai işlem yapılmak üzere, üyesi bulundukları meslek odasına ve Bakanlığa ilgili idarece bildirilir. Bu kişiler, verilen ceza süresi içinde yeni bir iş üstlenemez. Yapı müteahhidinin yetki belgesi; a) Yapım işinin ruhsata ve ruhsat eki etüt ve projelere aykırı olarak gerçekleştirilmesi ve 32 nci maddeye göre verilen süre içinde aykırılığın giderilmemesi halinde beş yıl, b) Yapım işinde ruhsat eki etüt ve projelere aykırı olarak gerçekleştirilen imalatın can ve mal güvenliğini tehdit etmesi halinde on yıl, c) Bakanlıkça olumsuz kayıt değerlendirmesi yapılan hallerde bir yıl süreyle Bakanlıkça iptal edilir. Yapı müteahhidinin, yapım işlerinden doğan vergi ve sigorta primi borçlarını ödememesi ve diğer sorumluluklarını yerine getirmemesi hallerinde yetki belgesi bir yıldan az olmamak üzere Bakanlıkça iptal edilir ve bunlara sorumluluklarını yerine getirinceye kadar yeni yetki belgesi düzenlenmez. Yetki belgesi iptal edilen yapı müteahhidi yeni yetki belgesi düzenleninceye kadar yeni iş üstlenemez, ancak mevcut işlerini tamamlar. Yetki belgeli yapı müteahhidi olmaksızın başlanılan yapının ruhsatı iptal edilir ve yapı mühürlenir.” ve 44.maddesinin 1.fıkrasının (e) bendinde, “Her türlü inşaat ve tesisat dahil yapım işlerine dair yapı müteahhitlerinin yetki belgelendirilmesi işlemlerine; yapı müteahhitlerinin iş gruplarına, ihtisaslaşmalarına ve yüklenilecek işin büyüklüğüne göre sınıflandırılmasına ve bunların sahip olmaları gereken asgari eğitim, iş tecrübesi, teknik donanımı ve kapasitesi, mali durumu, idari yapısı ve personel şartları ile niteliklerine; yapı müteahhitlerinin faaliyetlerinin denetlenmesine, kayıtlarının tutulmasına ve değerlendirilmesine; mimar ve mühendis unvanlı şantiye şefi çalıştırılması mecburi ve yapı müteahhidi olmaksızın da yapılması mümkün olan yapılara; şantiye şeflerine, yapım ve denetim işlerinde istihdam edilecek fen adamlarına ve yetki belgeli ustalara ilişkin usul ve esaslar ile diğer hususlar, Milli Eğitim Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Mesleki Yeterlilik Kurumu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin görüşleri alınarak, Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” hükümleri yer almaktadır.
Yapı Müteahhitlerinin Sınıflandırılması ve Kayıtlarının Tutulması Hakkında Yönetmeliğin iptali istenilen “konkortado ilan eden” ibaresinin yer aldığı “Yetki belgesi numarası başvurusu yapamayacak olanlar” başlıklı 7. maddesinde, “Yetki belgesi numarası için başvuranlardan;
a) İflas eden, tasfiye halinde olan, işleri mahkeme tarafından yürütülen, konkordato ilân eden, işlerini askıya alan, iflası ilân edilen, zorunlu tasfiye kararı verilen, alacaklılara karşı borçlarından dolayı mahkeme idaresi altında bulunan, ilgili mercilerce hileli iflas ettiğine karar verilen,
b) Başvuru tarihinden geriye doğru son üç yıl içerisinde kesinleşmiş yargı kararı ile tespit edilmek kaydıyla, yetki belgesi numarası kullandığı işlerde;
1) Hile, vaat, tehdit, nüfuz kullanma, çıkar sağlama, anlaşma, rüşvet suretiyle veya başka yollarla sözleşmeye ilişkin işlemlere fesat karıştıran veya buna teşebbüs eden,
2) Sahte belge düzenleyen, kullanan veya bunlara teşebbüs eden,
3) Hileli malzeme, araç veya usuller kullanan, fen ve sanat kurallarına aykırı imalat yapan, gerçek veya tüzel kişilere yetki belgesi numarası tahsis edilmez, yetki belge numarası olanların belgesi iptal edilir.
Başvuru sahibinin ticari işletme türüne bağlı olarak 23 üncü maddede sayılanların, birinci fıkradaki kısıtlama hükümleri kapsamına girmeleri halinde o ortaklık veya şirkete de yetki belgesi numarası tahsis edilmez, yetki belge numarası olanların yenileme işlemi yapılmaz.” düzenlemesi yer almaktadır.
İcra İflas Kanununun “Konkordato talebi” başlıklı 285. maddesinde, “Borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle konkordato talep edebilir. İflâs talebinde bulunabilecek her alacaklı, gerekçeli bir dilekçeyle, borçlu hakkında konkordato işlemlerinin başlatılmasını isteyebilir.”, aynı Kanunun “Geçici mühlet” başlıklı 287.maddesinde, “Konkordato talebi üzerine mahkeme, 286 ncı maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve 297 nci maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır. Konkordato işlemlerinin başlatılması alacaklılardan biri tarafından talep edilmişse, borçlunun 286 ncı maddede belirtilen belgeleri ve kayıtları mahkemenin vereceği makul süre içinde ve eksiksiz olarak sunması hâlinde geçici mühlet kararı verilir. Bu durumda anılan belge ve kayıtların hazırlanması için gerekli masraf alacaklı tarafından karşılanır. Belge ve kayıtların süresinde ve eksiksiz olarak sunulmaması hâlinde geçici mühlet kararı verilmez ve alacaklının yaptığı konkordato talebinin de reddine karar verilir. Mahkeme, geçici mühlet kararıyla birlikte konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir geçici konkordato komiseri görevlendirir. Alacaklı sayısı ve alacak miktarı dikkate alınarak gerektiğinde üç komiser de görevlendirilebilir. Üç komiser görevlendirilmesi durumunda komiserlerden biri, mahkemenin bulunduğu ilde faaliyet göstermek şartıyla Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yetkilendirilmiş bağımsız denetçiler arasından seçilir. 290 ıncı madde bu konuda kıyasen uygulanır. Geçici mühlet üç aydır. Mahkeme bu üç aylık süre dolmadan borçlunun veya geçici komiserin yapacağı talep üzerine geçici mühleti en fazla iki ay daha uzatabilir, uzatmayı borçlu talep etmişse geçici komise-rin de görüşü alınır. Geçici mühletin toplam süresi beş ayı geçemez.291 inci ve 292 nci maddeler, geçici mühlet hakkında kıyasen uygulanır.Geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.” düzenlemesi yer almaktadır.
İcra İflas Kanununun “Kesin mühlet” başlıklı 289. maddesinde ise, “Mahkeme, kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içinde verir.Kesin mühlet hakkında bir karar verilebilmesi için, mahkeme borçluyu ve varsa konkordato talep eden alacaklıyı duruşmaya davet eder. Geçici komiser, duruşmadan önce yazılı raporunu sunar ve mahkemece gerekli görülürse, beyanı alınmak üzere duruşmada hazır bulunur. Mahkeme yapacağı değerlendirmede, itiraz eden alacaklıların dilekçelerinde ileri sürdükleri itiraz sebeplerini de dikkate alır. Konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması hâlinde borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir. Bu kararla birlikte mahkeme, yeni bir görevlendirme yapılmasını gerektiren bir durum olmadığı takdirde geçici komiser veya komiserlerin görevine devam etmesine karar verir ve dosyayı komisere tevdi eder. Mahkemece, kesin mühlet kararıyla beraber veya kesin mühlet içinde uygun görülecek bir zamanda yedi alacaklıyı geçmemek, herhangi bir ücret takdir edilmemek ve tek sayıda olmak kaydıyla ayrıca bir alacaklılar kurulu oluşturulabilir. Bu durumda alacakları, hukuki nitelik itibarıyla birbirinden farklı olan alacaklı sınıfları ve varsa rehinli alacaklılar, alacaklılar kurulunda hakkaniyete uygun şekilde temsil edilir. Alacaklılar kurulu oluşturulurken komiserin de görüşü alınır. Alacaklılar kurulu her ay en az bir kere toplanır ve hazır bulunanların oy çokluğuyla karar alır. Komiser bu toplantıda hazır bulunarak alınan kararları toplantıya katılanların imzasını almak suretiyle tutanağa bağlar. Alacaklı sayısı, alacak miktarı ve alacakların çeşitliliği dikkate alınarak alacaklılar kurulunun zorunlu olarak oluşturulacağı hâller ile alacaklılar kuruluna ilişkin diğer hususlar Adalet Bakanlığınca yürürlüğe konulan yönetmelikte gösterilir.Güçlük arz eden özel durumlarda kesin mühlet, komiserin bu durumu açıklayan gerekçeli raporu ve talebi üzerine mahkemece altı aya kadar uzatılabilir. Borçlu da bu fıkra uyarınca uzatma talebinde bulunabilir; bu takdirde komiserin de görüşü alınır. Her iki hâlde de uzatma talebi kesin mühletin sonra ermesinden önce yapılır ve uzatma kararı vermeden önce, varsa alacaklılar kurulunun da görüşü alınır.Kesin mühlet verilmesine, kesin mühletin uzatılmasına ve kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ilişkin kararlar, 288 inci madde uyarınca ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir.” ve “Kesin mühletin borçlu bakımından sonuçları” başlıklı 297.maddesinde “Borçlu, komiserin nezareti altında işlerine devam edebilir. Şu kadar ki, mühlet kararı verirken veya mühlet içinde mahkeme, bazı işlemlerin geçerli olarak ancak komiserin izni ile yapılmasına veya borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetini devam ettirmesine karar verebilir.Borçlu, mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis edemez, kefil olamaz, taşınmaz ve işletmenin devamlı tesisatını kısmen dahi olsa devredemez, takyit edemez ve ivazsız tasarruflarda bulunamaz. Aksi hâlde yapılan işlemler hükümsüzdür. Mahkeme bu işlemler hakkında karar vermeden önce komiserin ve alacaklılar kurulunun görüşünü almak zorundadır.Borçlu bu hükme yahut komiserin ihtarlarına aykırı davranırsa mahkeme, borçlunun malları üzerindeki tasarruf yetkisini kaldırabilir veya 292 nci madde çerçevesinde karar verir.Birinci ve üçüncü fıkra kapsamında alınan kararlar 288 inci madde uyarınca ilân edilir ve ilgili yerlere bildirilir. ” hükümlerine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinden, yapı müteahhitlerinin yapıyı, tesisatı ve malzemeleriyle birlikte bu Kanuna, ilgili diğer mevzuata, uygulama imar planına, ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere, standartlara ve teknik şartnamelere uygun olarak inşa etmek yükümlülüğünün bulunduğu, imar mevzuatına aykırı fiillerinden dolayı ilgili mevzuata göre cezai işlem yapılmak üzere, üyesi bulundukları meslek odasına ve Bakanlığa ilgili idarece bildirimde bulunulacağı ve fiilin niteliğine göre müteahhitin yetki belgesinin belli süreyle iptal edileceği, bu durumda yetki belgesi düzenlenene kadar yalnızca mevcut işlerini yürütülebileceği anlaşılmaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununda yer verilen düzenlemede yapı müteahhitinin yapım işlerinden doğan vergi ve sigorta primi borçlarını ödememesi ve diğer sorumluluklarını yerine getirmemesi hallerinde yetki belgesinin bir yıldan az olmamak üzere Bakanlıkça iptal edileceği, yükümlülüğünü yerine getirinceye kadar adına yetki belgesi düzenlenmeyeceği hüküm altına alınmış iken, dava konusu düzenleme ile henüz maddi sorumlulukların yerine getirilmemesi sonucu doğmadan konkordato ilan eden kişinin yetki belgesinin iptali müeyyidesi ile karşılaşacağı ve adına yeni yetki belgesi düzenlenmeyeceği anlaşılmaktadır.
İcra ve İflas Kanunda yer alan düzenlemelerden, konkordato talebinde bulunan borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri mahkemenin alacağı, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığının yakından incelenmesi amacıyla bir konkordato komiseri görevlendirileceği, borçlunun yapacağı faaliyetlerin komiserin nezareti altında devam ettirileceği, konkordato ilan edilmesinin tek başına yapı müteahhidinin yetki belgesinin iptali ve/veya yeniden yetki belgesi verilmesini engelleyen bir hukuki müessese olmadığı kanaatine varılmıştır.
Bu itibarla, Yapı Müteahhitlerinin Sınıflandırılması ve Kayıtlarının Tutulması Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan “konkordato ilan eden” ibaresinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 02.03.2019 tarihli, 30702 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Yapı Müteahhitlerinin Sınıflandırılması ve Kayıtlarının Tutulması Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan “konkordato ilan eden” ibaresinin İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 26/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.