Danıştay Kararı 6. Daire 2019/13494 E. 2023/1451 K. 14.02.2023 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/13494 E.  ,  2023/1451 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/13494
Karar No : 2023/1451

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının, Mersin İli, Yenişehir İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerindeki gayrimenkule ilişkin olarak çöp konteyner ücreti ve inşaat denetim ücreti tahakkuk ettirilmesine ilişkin işlemler ile bu işlemlerin dayanağı Yenişehir Belediye Meclisi’nin … tarih ve … sayılı kararının iptali ve ödenen ücretin yasal faizi ile birlikte geri verilmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; uyuşmazlığın çöp konteyner ücreti alınmasına ilişkin kısmı yönünden; Yenişehir Belediye Başkanlığı tarafından işletilen bir katı atık bertaraf tesisinin bulunmadığı, davalı belediyenin söz konusu süreçteki görevinin, 5216 sayılı Kanunun 7. maddesinin 3. fıkrasının (b) bendinde belirtilen “katı atıkları toplama ve taşıma” olduğu, bunun dışında katı atıkların bertaraf edilmesi sürecinde 5216 ve 2872 sayılı Kanun hükümleri ile verilen başka bir görev ve buna bağlı yetkisinin olmadığı, katı atık bertaraf tesisini kuran ve işletmekte olan kurumun Mersin Büyükşehir Belediyesi olduğu, evsel katı atıkları toplama ve taşıma aşamalarının da dahil olduğu katı atıkların bertaraf sürecine ilişkin giderlerin içinde yer aldığı bütün maliyet unsurlarına göre alınacak ücretin, 2872 sayılı Kanunun 11. maddesinin 11. fıkrası ve 5216 sayılı Kanunun 7/1-i maddesi uyarınca Mersin Büyükşehir Belediye Meclisince belirlenmesi gerektiği, davalı belediye meclisinin çöp konteyner bedeli adı altında ücret belirlenmesine ilişkin dava konusu kararı ile bu karara dayanılarak çöp konteyner ücreti tahakkukuna ilişkin işlemde yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı; uyuşmazlığın inşaat denetim ücreti alınmasına ilişkin kısmı yönünden ise; Mahkemece verilen ara kararlara yönelik cevaplar ile dava dosyasındaki bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilerek, diğer belediyelerde ücretin daha düşük belirlendiği, davalı belediyenin belirlediği ücretin fahiş miktarda olduğu, bu durumun aynı İl sınırları içinde yaşayan belde halkları arasında eşitsizlik yaratacak nitelikte olduğu, çöp konteyner bedeli ve inşaat denetim ücreti tahakkukuna ilişkin işlemlerde ve dayanağı Yenişehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemler hukuka aykırı bulunarak iptaline, tazminat isteminin kabulü ile ihtirazi kayıtla ödenen meblağa ilişkin parasal hakların dava açılış tarihi olan 05/06/2017 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: Davalı idarenin istinaf başvurusu yönünden; İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçesinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca davalı idarenin istinaf isteminin reddine, davacının istinaf başvurusunun ise; istinafa konu kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan 2017 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinde, “(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.” hükmüne yer verildiği, bakılan davanın, iptal davası ile birlikte maddi tazminat istemli tam yargı davası niteliği taşıdığı, davacı lehine hükmedilen miktar üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı belirtilerek davacının istinaf başvurusunun kabulüne ve … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin kısmının kaldırılmasına karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 5393 sayılı Belediye Kanununun 15. maddesinin (g) fıkrası uyarınca ilçe belediyelerinin katı atıkları toplamak ve transfer etmek amacıyla iş ve işlemleri yürütürken büyükşehir belediyelerinin, aktarma istasyonları kurarak katı atıkların düzenli depolama işlerini yürüttükleri, idarelerinin yürüttüğü işlerde yetki gasbından bahsedilemeyeceği, halka hizmet götürmek anlamında çöp konteyneri alınmasında hukuka aykırılık olmadığı, 2464 sayılı Kanunda hangi hizmetlerden harç alınacağının tek tek sayıldığı, bunların dışında istenecek paranın ücret mahiyetinde olduğunun açık olduğu, meclis kararında hukuka ve usule aykırılık bulunmadığı, her ne kadar Mahkeme Kararında diğer belediyelerce alınan inşaat denetim ücreti örnek gösterilerek karar verilmiş olsa da Yenişehir bölgesinde en prestijli, en gelişmiş ve en kaliteli inşaat malzemesi ile yapılar yapıldığından diğer ilçelere oranla m2 birim fiyatlarının çok daha yüksek olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının çöp konteynerine ilişkin kısmının onanması, inşaat denetim ücretine ilişkin kısmının Dairemiz kararında belirtilen gerekçe ile onanması, yargılama giderlerine ilişkin kısmının ise düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı ve Sekizinci Daireleri müşterek heyetince 2575 sayılı Danıştay Kanununun Ek 1. maddesi uyarınca birlikte yapılan toplantıda Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Mersin İli, Yenişehir İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazda yer alan iş merkezinin yapımını üstlenen davacının, inşaatın ruhsat ve eklerine uygun olarak tamamlanması üzerine, yapı kullanma izin belgesi almak üzere Yenişehir Belediye Başkanlığına müracaatı üzerine yapı kullanma izin harcının yanında aynı anda kendisinden 25/04/2017 tarihli tahsilat makbuzu ile 2017 yılı Nisan dönemi için 16.559 TL inşaat denetim ücreti ve 1.300 TL çöp konteyner ücreti tahsil edildiği, yine daha sonra yapı kullanma izin belgesi almak üzere beklerken 08/05/2017 tarihinde; 2017 yılı Mayıs dönemi için 41.600 TL çöp konteyner ücreti ve 149.023 TL inşaat denetim ücreti tahakkuk ettirilmesi üzerine bu bedeller davacı tarafından ihtirazi kayıtla ödenmiş; davacıya çöp konteyner ücreti ve inşaat denetim ücreti tahakkuk ettirilmesine ilişkin işlemler ile bu işlemlerin dayanağı olan Yenişehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararının iptali ve ödenen ücretin yasal faizi ile birlikte geri verilmesi istemiyle görülmekte olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT ve HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
1- Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi Kararının çöp konteynerine ilişkin kısmı bakımından; Bölge İdare Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. Yenişehir Belediye Başkanlığınca davacıdan çöp konteyner ücreti alınmasına ilişkin işlemler ve dayanak Yenişehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararının; yetki yönünden iptaline ilişkin Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf isteminin reddi hakkında verilen kararın da, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.
2- Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi Kararının inşaat denetim ücretine ilişkin kısmı bakımından;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’nın 35. maddesinde, “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” kuralına yer verilmiş, temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasını düzenleyen 13. maddesinde ise, temel hak ve hürriyetlerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği, bu sınırlamaların, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı belirtilmiştir. Anayasanın “Vergi Ödevi” başlıklı 73. maddesinin üçüncü fıkrasında, da vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı hüküm altına alınmıştır.
5393 sayılı Belediye Kanununun “Belediyenin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı 15. maddesinin (c) bendinde; “Gerçek ve tüzel kişilerin faaliyetleri ile ilgili olarak kanunlarda belirtilen izin veya ruhsatı vermek.” ve (d) bendinde; “Özel kanunları gereğince belediyeye ait vergi, resim, harç, katkı ve katılma paylarının tarh, tahakkuk ve tahsilini yapmak; vergi, resim ve harç dışındaki özel hukuk hükümlerine göre tahsili gereken doğal gaz, su, atık su ve hizmet karşılığı alacakların tahsilini yapmak veya yaptırmak.” hususları bu yetki ve imtiyazlar arasında sayılmış, aynı Kanunun “Meclisin görev ve yetkileri” başlıklı 18. maddesinin (f) bendinde; “Kanunlarda vergi, resim, harç ve katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı hizmetler için uygulanacak tarifeleri belirlemek” belediye meclisinin görev ve yetkileri arasında; 59. maddesinin (e) bendinde de “Belediye meclisi tarafından belirlenecek tarifelere göre tahsil edilecek hizmet karşılığı ücretler.
” Belediyenin gelirleri arasında sayılmıştır.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun “İmar ile ilgili harçlar” başlıklı 80. maddesinde; ” İmar mevzuatı gereğince aşağıda belirtilen harçlar belediyece tahsil olunur.
a) Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde İmar Kanununa göre ilk kez yapılan veya istek üzerine gerçekleştirilen müteakip parselasyon işlemleri “Parselasyon Harcına” (teşvik
belgesini haiz organize sanayi bölgeleri hariç olmak üzere),
b) Verilecek ifraz ve tevhit kararları “İfraz ve Tevhit Harcına”,
c) Proje tasdik işlemleri “Plan ve Proje Tasdik Harcına”,
d) Zemin ve yol kanal açma izni verilmesi, yapım ve yıkım artığı malzeme ile toprak
kazısının taşınması için belediyelerce yer gösterilmesi ve bu yerlerin tesviyesi “Zemin Açma İzni ve Toprak Hafriyatı Harcına”,
e) (Mülga: 21/1/1982 – 2589/5 md.)
f) Yapı kullanma izni verilmesi işleri “Yapı Kullanma İzni Harcına” tabidir…” düzenlemesine, “Ücrete tabi işler” başlıklı 97. maddesinde ise “Belediyeler bu Kanunda harç veya katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edecekleri her türlü hizmet için belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre ücret almaya yetkilidir. Belediyeye tekel olarak verilmiş işler kendi özel hükümlerine tabidir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; Anayasanın 73. maddesinde yer alan, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulabileceği, değiştirilebileceği veya kaldırılabileceği, Belediye Gelirleri Kanununda düzenlen ücrete tabi işlerin Anayasanın 73. maddesinde yer alan “benzeri mali yükümlülükler” kapsamında bulunduğu, Kanun ve Kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan alt düzenleyici işlemlerden kaynaklanmayan bir mali yükümlülüğün herhangi bir ad altında idarece tahsil edilmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
İptali istenen Yenişehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararında; inşaat denetim ücretinin, belediye sınırları içerisinde yapımı tamamlanan binalara iskan verilmesi aşamasında belediye elemanlarınca yapılan teknik kontrol hizmeti karşılığı olarak tanımlandığı ve bu ücretin, davalı idarece, 2464 sayılı Kanun uyarınca alınan ücret mahiyetinde olduğunun ve her yıl belediye meclisince belirlendiğinin belirtildiği, ancak söz konusu inşaat denetim ücretinin; 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 80. maddesinde sınırlı sayıda (numerus clausus) yer verilen imarla ilgili harçlardan olmadığı gibi 97. maddesinde yer verilen ücrete tabi işlerden de olmadığı, inşaat denetim ücretinin ve inşaat denetim ücretine konu tahakkuk işlemlerinin yasa veya yasanın açıkça yetki verdiği genel bir düzenleyici işlemden kaynaklanmadığı görülmektedir.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 97. maddesi ile belediyelere verilen yetki; harç ve katılma payı yapılmayan konularda ilgililerin isteği üzerine belediyelerce sunulacak her türlü hizmetin karşılığı için verilen bir yetki olup, dava konusu inşaat denetim ücretinin, bu mahiyette bir ücret olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Nitekim, 2464 sayılı Kanunun 97. maddesinin, Anayasanın 73. maddesine aykırı olduğu iddiasıyla iptali istemiyle yapılan başvuru üzerine verilen ve 14/05/2011 tarih ve 27934 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Anayasa Mahkemesinin 26/01/2011 tarih ve E:2009/42, K:2011/26 sayılı kararında; 97. maddenin nitelendirilmesi yapılırken; itiraza konu kuralda, belediyelere, 2464 sayılı Kanunda harç veya katılma payı konusu yapılmamış olan ve ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edilecek olan hizmetler için, belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre ücret alma yetkisi verildiği, kural uyarınca, belediyeler tarafından yapılacak bir hizmetin ücret konusu yapılabilmesi için, o hizmetin harç veya katılım payına konu edilmemiş olması ve hizmetten yararlanacak kişilerin bizzat belediyeden bu hizmetin yapılmasını talep etmiş olmaları gerektiği, kuralın verdiği yetki çerçevesinde belediye meclislerince ücret tarifesine konu edilebilecek hizmetlerin, kişilerin tamamen kendi isteklerine ve tercihlerine bağlı olarak yararlanacakları hizmetler olduğu, verginin kanuniliği ilkesinin, takdire dayalı keyfi uygulamaları önleyecek sınırlamaların yasada yer almasını gerektirdiği ve vergi yükümlülüğüne ilişkin düzenlemelerin konulması, değiştirilmesi veya kaldırılmasının yasa ile yapılmasını zorunlu kıldığı, buna göre vergide, yükümlü, matrah, oran, tarh, tahakkuk, tahsil, uygulanacak yaptırımlar ve zamanaşımı gibi konuların yasayla düzenlenmesinin zorunlu olduğu belirtilerek, itiraz konusu kuralla belediye meclislerine verilen yetkinin, “ücret” adı altında “vergi, resim, harç veya benzeri mali yüküm tarifesi belirleme yetkisi” değil, “ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edecekleri hizmetlerin karşılığı olarak ücret tarifesi belirleme yetkisi” olduğu değerlendirmesi yapılmıştır. 3194 sayılı Kanunda belediyelere verilen inşaat denetim görevi, belediyelerin yapmak zorunda olduğu asli görevlerinden olduğu, bakılan davada, davacının yapı kullanım izni için başvuru yaptığı, idareye bu hizmetinden yararlanma karşılığında yapı kullanım izni harcı ödediği dosya içerisinde yer alan bilgilerden anlaşılmakta olup davacıdan ayrıca kendi istek ve tercihi olmaksızın, herhangi bir yasal dayanağı olmayan inşaat denetim ücreti tahakkuk ve tahsiline ilişkin işlemlerde ve inşaat denetim ücretinin düzenlendiği dava konusu tarifede hukuka uyarlık, dava konusu işlemlerin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolunda verilen İdari Dava Dairesi kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik bulunmamaktadır.
3- Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi Kararının yargılama giderlerine ilişkin kısmına gelince;
Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde; iptal davalarının, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacağı öngörülmüş, tam yargı davaları ise, idarenin eylem ve işlemlerinden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanununun 164. maddesinde, avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade edeceği belirtilmiştir.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinde, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyorsa avukatlık ücretinin Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla üçüncü kısmına göre belirleneceği kurala bağlanmıştır. Bu düzenlemeye göre, konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen davalarda nispi avukatlık ücretine hükmedilecektir.
Yine 492 sayılı Harçlar Kanununun “Harç alma ölçüleri” başlıklı 15. maddesinde; yargı harçlarının (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nev’i ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınacağı düzenlenmiştir.
Dava konusu uyuşmazlıkta, davacıya yapı kullanma izni başvurusu sırasında çöp konteyner ücreti ve inşaat denetim ücreti tahakkuk ettirilmesi üzerine bu ücretlerin ihtirazi kayıtla ödendiği, dava dilekçesinde, söz konusu tahakkuk işlemleri ile dayanak Belediye Meclis kararının iptali istemiyle birlikte, davacı tarafından ödenmek zorunda kalan bu ücretlerin iadesi istemine de yer verildiği anlaşılmaktadır.
Davacının ödemiş olduğu ücretin iadesi talebi; tesis edilen idari işlemden kaynaklanan ve iptal davasının doğal bir sonucu olarak, iptal davası ile birlikte ileri sürülen nedenlere bağlı ve bununla sınırlı olduğundan, idarenin kusurundan kaynaklanan bir maddi tazminat istemi olmadığı açıktır.
Bu durumda, davacı tarafından iptal davasına bağlı olarak yapılan iade talebinin “tazminat” olarak nitelendirilemeyeceği gözetilerek verilecek hükümde yer alan vekâlet ücreti ve karar harcının maktu olarak belirlenmesi gerektiğinden, Bölge İdare Mahkemesince nispi olarak belirlenen vekalet ücreti ve harcın, “karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.090,00 TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, fazladan yatırılan 3.529,50 TL karar harcının istemi halinde davacıya iadesi” şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kısmen reddi, kısmen kabulü yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının çöp konteynerine ilişkin kısmının oyçokluğuyla ONANMASINA, inşaat denetim ücretine ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçe ile oybirliğiyle ONANMASINA, yargılama giderlerine ilişkin kısmının ise yukarıda belirtilen şekilde oybirliğiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 14/02/2023 tarihinde, kesin olarak karar verildi.

KARŞI OY (X) :
Mersin İli, Yenişehir İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerindeki gayrimenkule ilişkin olarak çöp konteyner ücreti ve inşaat denetim ücreti tahakkuk ettirilmesine ilişkin işlemler ile bu işlemlerin dayanağı Yenişehir Belediye Meclisi’nin … tarih ve … sayılı kararının iptali ve ödenen ücretin yasal faizi ile birlikte geri verilmesi istemiyle açılan davada; çöp konteyner ücreti tahakkukuna ilişkin işlemler ve Yenişehir Belediye Meclisi’nin … tarih ve … sayılı kararının çöp konteynerine ilişkin kısmı bakımından;
2872 sayılı Çevre Kanununun 11. maddesinin 11. fıkrasında; Büyükşehir belediyeleri ve belediyelerin evsel katı atık bertaraf tesislerini kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmekle yükümlü oldukları, bu hizmetten yararlanan ve/veya yararlanacakların, sorumlu yönetimlerin yapacağı yatırım, işletme, bakım, onarım ve ıslah harcamalarına katılmakla yükümlü oldukları, bu hizmetten yararlananlardan, belediye meclisince belirlenecek tarifeye göre katı atık toplama, taşıma ve bertaraf ücreti alınacağı ve bu fıkra uyarınca tahsil edilen ücretlerin katı atıkla ilgili hizmetler dışında kullanılamayacağı hükümlerine yer verilmiştir.
Atıksu Altyapı ve Evsel Katı Atık Bertaraf Tesisleri Tarifelerinin Belirlenmesinde Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinin (j) bendinde; “Tam maliyet esaslı tarife: Atıksu ve evsel katı atık ile ilgili verilen tüm hizmetler karşılığında ortaya çıkan toplam sistem maliyetinin bu hizmetlerden yararlananlara yansıtılmasına yönelik yöntemi ve bu yöntemle hesaplanmış ücretler listesini”… (m) bendinde; “Ücret: 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun Mükerrer 44 üncü maddesi hükmü gereği çevre temizlik vergisi ile aynı Kanunun 87 nci maddesi uyarınca kanalizasyon harcamalarına katılma payı ve 2560 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi uyarınca alınan kullanılmış suları uzaklaştırma bedelini de içerecek şekilde; atıksu ve evsel katı atık ile ilgili verilen tüm hizmetler karşılığında tam maliyet esaslı tarifeye göre belirlenen toplam sistem maliyetini karşılamak üzere evsel katı atık ve atıksu hizmetlerinden yararlananlar tarafından ödenmesi gereken parasal değeri,” ifade ettiği belirtilerek, Yönetmeliğin “İlkeler” başlıklı 5. maddesinde; “(1) Sürdürülebilir atıksu ve evsel katı atık hizmetlerinin yönetilmesi amacıyla tarifelerin belirlenmesinde; (a) Toplam sistem maliyetlerinin tarifelere yansıtılması, (b) Tarifelerin kirleten öder ilkesine göre belirlenmesi, (c) Atıksu hizmetlerinden tahsil edilen ücretlerin, atıksu; evsel katı atık hizmetlerinden tahsil edilen ücretlerin de evsel katı atık ile ilgili hizmetler dışında kullanılmaması esastır.” düzenlemesine, “Evsel Katı Atık İdarelerinin Görev ve Yetkileri” başlıklı 8. maddesinde; Evsel Katı Atık İdarelerinin; a) Evsel katı atık hizmetini vermek veya verdirmekle, b) Evsel katı atık hizmetlerine ilişkin tarifeleri belirlemekle, c) Evsel katı atık ücretini toplamakla, yükümlü oldukları kurallarına yer verilmiş, yine “Toplam sistem maliyeti” başlıklı 13. maddesinde; (1) Toplam sistem maliyeti, yatırımın finansal maliyeti, sistemin işletilmesi ve bakımı, sabit varlıkların amortisman maliyetleri, yönetim ve izleme giderleri, vergiler, kamulaştırma ve sistemin finansal sürdürebilirliğini sağlayacak özkaynak getirisinden oluşan tam maliyeti içerir. Toplam sistem maliyeti, atıksu veya evsel katı atık sisteminin işletilmesi ve sürdürebilirliği ile bağlantısı olmayan maliyetleri içermez.” düzenlemesine, “Evsel katı atık hizmetleri için ücretlendirme” başlıklı 18. maddesinde ise; “(1) Evsel katı atık hizmetleri için ücretlendirme yapılırken tam maliyet ve kirleten öder esasları kullanılır. Bu esasların uygulanmasına yönelik detayları içeren ve tam maliyet esaslı tarifelerin belirlenmesinde faydalanılabilecek usul ve esaslar Bakanlık tarafından Evsel Katı Atık Tarifelerinin Belirlenmesine Yönelik Kılavuz adıyla Bakanlığın internet sayfasında yayımlanır…” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen Kanun hükümleri ve konu ile ilgili özel düzenlemeler getiren Yönetmelik hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, katı atık bertaraf tesislerinin kurulması, işletilmesi ve buna bağlı olarak bu tesislere ilişkin tüm yükümlülüklerin yerine getirilmesi hususunda Büyükşehir Belediyelerinin ve Belediyelerin yetkili ve görevli kabul edildiği, Büyükşehir Belediyelerinin bulunduğu yerlerde ilçe ve/veya ilk kademe belediyelerinin ise, bu süreçte sadece katı atıkları toplamak ve aktarma istasyonlarına taşımak ile yükümlü kılındıkları, söz konusu bertaraf tesislerinin işletme, bakım ve onarım masraflarını karşılamak üzere, katı atık toplama, taşıma ve bertaraf ücretinin alınacağının ifade edildiği, katı atık bertaraf sürecinde oluşan maliyetlerin bir bütün olarak (toplama, taşıma ve bertarafa ilişkin yatırımın finansal maliyeti, sistemin işletilmesi ve bakımı, sabit varlıkların amortisman maliyetleri, yönetim ve izleme giderleri, vergiler, kamulaştırma ve sistemin finansal sürdürebilirliğini sağlayacak özkaynak getirisinden oluşan tam maliyeti içerecek şekilde) değerlendirilerek anılan hizmetten yararlananlara yönelik olarak belirlenecek olan tarife uyarınca ücretlendirileceği, söz konusu tarifenin Evsel Katı Atık Tarifelerinin Belirlenmesine Yönelik Kılavuz esas alınarak oluşturulacağı anlaşılmaktadır.
Yine 5393 sayılı Belediye Kanununun “Belediyenin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı 15. maddesinin (g) bendinde; katı atıkların toplanması, taşınması, ayrıştırılması, geri kazanımı, ortadan kaldırılması ve depolanması ile ilgili bütün hizmetleri yapmak ve yaptırmak” hususları bu yetki ve imtiyazlar arasında sayılmış, aynı Kanunun “Meclisin görev ve yetkileri” başlıklı 18. maddesinin (f) bendinde; “Kanunlarda vergi, resim, harç ve katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı hizmetler için uygulanacak tarifeleri belirlemek” belediye meclisinin görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun “Ücrete tabi işler” başlıklı 97. maddesinde “Belediyeler bu Kanunda harç veya katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı olarak ifa edecekleri her türlü hizmet için belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre ücret almaya yetkilidir. Belediyeye tekel olarak verilmiş işler kendi özel hükümlerine tabidir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Uyuşmazlık konusu olayda; çöp konteyner ücretinin 2872 sayılı Çevre Kanunu ve Atıksu Altyapı ve Evsel Katı Atık Bertaraf Tesisleri Tarifelerinin Belirlenmesinde Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönetmelik hükümleri uyarınca hazırlanmış ve belediye meclisince onaylanmış bir Evsel Katı Atık tarifesi içerisinde yer almadığı, Yenişehir Belediye Meclisinin 2017 Mali Yılı Ücret Tarifesi içerisinde yer aldığı görüldüğünden, bu haliyle dava konusu çöp konteyner ücretine ilişkin istemin Çevre Mevzuatından kaynaklı bir istem olarak nitelendirilemeyeceği, bununla birlikte; Yenişehir Belediye Meclisinin 2017 Mali Yılı Ücret Tarifesi içerisinde yer alan çöp konteyner ücretinin 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunda harç yada katılım payı konusu olarak yer almadığı, belediye meclislerince düzenlenecek tarifelere göre ücret alma yetkisi içerisinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirse; belediyeler tarafından yapılacak bir hizmetin ücret konusu yapılabilmesi için, o hizmetten yararlanacak kişilerin bizzat belediyeden bu hizmetin yapılmasını talep etmiş olmaları gerektiği, ücret tarifesine konu edilebilecek hizmetlerin, kişilerin tamamen kendi isteklerine ve tercihlerine bağlı olarak yararlanacakları hizmetler olması gerektiği ve davacının ise tahakkuk işlemine konu çöp konteyneri istemi bulunmadığı görüldüğünden, davacının çöp konteyner istemi olmaksızın kendisine çöp konteyner ücreti tahakkuk ettirilmesine ilişkin işlemin ve dayanağı tarifenin iptaline ilişkin Mahkeme Kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bu gerekçeyle onanması gerektiği oyuyla, aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyorum.