Danıştay Kararı 6. Daire 2019/11319 E. 2020/10958 K. 17.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/11319 E.  ,  2020/10958 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/11319
Karar No : 2020/10958

TTEMYİZ EDEN (DAVALILAR): 1- … Bakanlığı – …
VEKİLİ :…, Hukuk Müşaviri
2- … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR):1- …
2- …
VEKİLLERİ : Av. …
(… mirasçıları)
3- …
4- …
5- …
VEKİLLERİ :Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … İli, .. İlçesi, … Köyü kıyı kesimine ait onaylı 1/1000 ölçekli, … numaralı halihazır paftalar üzerinde 01/11/2011 tarihinde onaylanan kıyı kenar çizgisinin, … pafta, … parsel sayılı taşınmaza isabet eden kısmının yeniden değerlendirilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Muğla Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün … tarih ve …sayılı işleminin ve kıyı kenar çizgisinin … parsel sayılı taşınmaza ilişkin kısmının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Ondördüncü Dairesinin 25/10/2017 tarih ve E:2016/6996, K:2017/5573 sayılı kararı ile bozulması üzerine, bozma kararına uyularak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : 1- Davalı … Bakanlığı tarafından, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, … Valiliği Kıyı Kenar Çizgisi Tespit Komisyonunca kıyı kenar çizgisi tespitine esas olmak üzere 2 metre derinliğinde 4 adet araştırma kuyusu açılmış olduğu, bilirkişi raporuna esas teşkil eden jeolojik ve jeomorfolojik incelemenin dava konusu parselin bulunduğu alanda 0,5 metre derinliğinde 3 adet gözlem kuyusu açılmak suretiyle gerçekleştirildiği, bu durumda sadece karasal nitelikli malzeme ile yapılmış dolgu alanlarının incelendiği, yapılan bu incelemeyle sağlıklı bir kanaate varılamayacağı, daha derin gözlem çukurları açılmak suretiyle değerlendirme yapılması gerektiği, dava konusu kıyı kenar çizgisinin deniz tarafından alınan toprak numunesindeki tuzluluğun deniz etkisiyle oluşup oluşmadığına dair bir incelemenin yapılmadığı ileri sürülmektedir.
2- Davalılardan … Valiliği tarafından, Kıyı Kenar Çizgisi Tespit Komisyonu tarafından dava konusu kıyı kenar çizgisi tespiti yapılan alanda tespite esas olmak üzere kepçe marifetiyle 2 metre derinliğinde 4 adet araştırma çukuru açıldığı, bilirkişi heyetinin 3621 sayılı Kıyı Kanununun 9. maddesine uygun oluşturulmadığı, bilirkişi raporuna esas teşkil eden jeolojik ve jeomorfolojik incelemenin dayandırıldığı gözlem çukurlarının 0,5 metre derinlikte açıldığı, bu durumda sadece karasal nitelikli malzeme ile yapılmış dolgu alanlarının incelendiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… İli, … İlçesi, … Köyü kıyı kesimine ait onaylı 1/1000 ölçekli … numaralı halihazır paftalar üzerinde 01/11/2011 tarihinde onaylanan kıyı kenar çizgisinin, … pafta, … parsel sayılı taşınmaza isabet eden kısmının yeniden değerlendirilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Muğla Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin ve kıyı kenar çizgisinin 499 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kısmının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3621 sayılı Kıyı Kanununun 4. maddesinde, deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, kıyı çizgisinden sonraki kara yönünde su hareketlerinin oluşturulduğu kumluk, çakıllık, kayalık, taşlık, sazlık, bataklık ve benzeri alanların doğal sınırının kıyı kenar çizgisini oluşturduğu, 9. maddesinde ise kıyı kenar çizgisinin valiliklerce, kamu görevlilerinden oluşturulacak en az 5 kişilik bir komisyonca tespit edileceği, bu komisyonun jeoloji mühendisi, jeolog veya jeomorfolog, harita ve kadastro mühendisi, ziraat mühendisi, mimar ve şehir plancısı, inşaat mühendisinden oluşacağı, Komisyonca tespit edilip Valiliğin uygun görüşü ile birlikte gönderilen kıyı kenar çizgisinin Bayandırlık ve İskan Bakanlığınca onaylandıktan sonra yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır.
3621 sayılı Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 4. maddesinde; Kıyı Kenar Çizgisi; “deniz, tabii ve suni göl ve akarsuları da, alçak-basık kıyı özelliği gösteren kesimlerde kıyı çizgisinden sonraki kara yönünde su hareketlerinin oluşturduğu, kumsal ve kıyı kumullarından oluşan kumluk, çakıllık, kayalık, taşlık sazlık, bataklık ve benzeri alanların doğal sınırı; dar yüksek kıyı özelliği gösteren kesimlerde ise şev ya da falezin üst sınırıdır.” şeklinde, alçak-basık kıyı; “Kıyı çizgisinden sonra da devam eden, kıyı hareketlerinin oluşturduğu plaj, hareketli ve sabit kumulları da içeren kıyı kordonu lagün gölü, lagün alanları, sazlık, bataklık ile kumluk, çakıllık, taşlık ve kayalık alanları içeren kıyılardır.” biçiminde tanımlanmış, 6. maddesinde “Kıyı kenar çizgisi tespit komisyonu valiliklerce, kamu görevlilerinden en az beş kişiden oluşturulur. Komisyonda aşağıda belirlenen meslek gruplarının her birinden en az bir kişinin bulunması zorunludur. a) jeoloji mühendisi ve/veya jeolog ve/veya jeomorfolog, b) Harita ve kadastro mühendisi, c) Ziraat mühendisi, d) Mimar ve/veya şehir plancısı, e) İnşaat mühendisi
Bu üyeler arasından valinin belirleyeceği bir üye komisyon başkanlığını yürütür.” hükmüne, 9. maddesinde ise “-Orijinal pafta, bu paftadan çoğaltılmış bir takım ozalit pafta, mahallinde tutulan tutanak ve ölçü işlemleri ile ilgili belgeler valiliğe sunulur. Valilik uygun görüşü ile birlikte bu belgeleri ve konu ile ilgili diğer belgeleri Bakanlığa gönderir.
Uygun görülen kıyı kenar çizgileri bakanlıkça onaylanarak yürürlüğe girer. Onaylı orijinal pafta valiliğe gönderilir. Bakanlıkça uygun görülmeyen kıyı kenar çizgisi paftaları, gerekli düzeltmeler veya yeniden tespit yapılmak üzere valiliğe iade edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; davacılar tarafından, … İli, … İlçesi, … Köyü kıyı kesimine ait onaylı 1/1000 ölçekli … numaralı halihazır paftalar üzerinde 01/11/2011 tarihinde onaylanan kıyı kenar çizgisinin, mülkiyetlerindeki …pafta, … parsel sayılı taşınmaza isabet eden kısmının yeniden değerlendirilmesi istemiyle 13/03/2012 tarihli dilekçe ile … Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne başvurulduğu, bu başvuru üzerine oluşturulan Kıyı Kenar Çizgisi Tespit Komisyonunca mahallinde ve dosyasında yapılan incelemeler neticesinde söz konusu kıyı kenar çizgisi tespiti ile ilgili olarak yapılmış olan işlemlerin 3621 sayılı Kıyı Kanunu ile Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik ve 30.06.1998 tarih ve 1080/7018 sayılı Bakanlık Genelgesi hükümlerine uygun olduğundan bahisle davacıların talebinin uygun olmadığı sonucuna varıldığı, Kıyı Kenar Çizgisi Tespit Komisyonunca bildirilen kanaat ve inceleme tutanağı da dikkate alınarak 26/04/2012 tarih ve 6441 sayılı … Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü işlemi ile söz konusu kıyı kenar çizgisinin değiştirilmesini gerektirecek herhangi bir bilimsel ya da teknik hata bulunmadığına karar verildiği, bu işlemin … tarih ve … sayılı Muğla Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü işlemiyle bildirilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü amacıyla yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda, bir harita mühendisi ile iki şehir plancısının yer aldığı bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda, kıyı kenar çizgisinin dava konusu alanda yöntem ve süreç yönünden 3621 sayılı Kıyı Kanununa ve Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğe, imar mevzuatına, planlama ve şehircilik ilkelerine uygun belirlendiği, ancak komşu parsellerle davacılara ait taşınmazın toprak yapısının benzerliğinin incelenmesi hususunun bilirkişi heyetinin uzmanlık alanının dışında kaldığının bildirildiği, bunun üzerine bir jeoloji mühendisi, bir harita kadastro mühendisi ve bir ziraat mühendisinin yer aldığı bilirkişi heyeti ile mahallinde yeniden yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda; kıyı kenar çizgisinin yerinin doğru bir şekilde belirlenebilmesi için söz konusu parselin değişik yerlerinde açılan gözlem çukurlarındaki sedimanter birikintilerin denizel ya da karasal özellikte olup olmadıklarının tespiti amacıyla jeolojik incelemeler yapıldığı, bu kapsamda kıyı kenar çizgisinin kara tarafında 50 cm derinliğinde, kıyı kenar çizgisinin 10 metre deniz tarafında 50 cm derinliğinde ve kıyı kenar çizgisinin 7 metre deniz tarafında 70 cm derinliğinde gözlem çukurları açıldığı, ayrıca kıyı kenar çizgisinin deniz tarafındaki farklı noktalardan 0-30 cm derinlikten alınan alınan toprak numunelerinin karıştırılması suretiyle oluşturulan yeknesak numune ile kıyı kenar çizgisinin karar tarafındaki farklı noktalardan -30 cm derinlikten alınan toprak numunelerinin karıştırılması suretiyle oluşturulan yeknesak numunenin … Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Toprak Yaprak ve Su Analiz Laboratuvarında analiz ettirildiği, tüm bu incelemelere dayanılarak mevcut kıyı kenar çizgisinin davacıların mülkiyetindeki parsel içerisinde en az 10 metre fazladan kara tarafından geçirilmiş olduğu, yapılan uygulamanın 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve Kıyı Kanununun uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 4. maddesine uygun olmadığı yönünde kanaat bildirildiği, Mahkemece bilirkişi raporu ile dosyada yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde dava konusu işlemin iptaline karar verildiği görülmektedir.
Yukarıda yer verilen Yönetmelik hükmünde kıyı kenar çizgisinin nasıl ve hangi esaslar çerçevesinde tespit edileceği açıklanmıştır. Bu hüküm uyarınca, kıyı kenar çizgisi, zemindeki mülkiyet ve yapılaşmalara bakılmaksızın doğal verilere göre bilimsel olarak tespit edilmelidir.
Diğer taraftan, kıyı kenar çizgisinin belirlenmesine ilişkin uyuşmazlıklarda, idarece belirlenmiş olan kıyı kenar çizgisinin doğru belirlenip belirlenmediği hususunun tespit edilmesi gerekeceğinden, bu tespiti yapacak bilirkişi heyeti oluşturulurken, kıyı kenar çizgisi tespit komisyonu oluşumuna ilişkin olarak 3621 sayılı Kıyı Kanununun 9. maddesi ile 3621 sayılı Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesinde yer verilen düzenlemenin ve seçilecek bilirkişilerin davalı idare personeli olmaması gerektiğinin göz önünde bulundurulması, kıyı kenar çizgisi tespit komisyonunun gözlem çukurları açılması, toprak numunesi alınması ve analizi vs. hususlara ilişkin çalışmaları ile tarafların dosya kapsamındaki iddia ve savunmaları da dikkate alınarak, taşınmazın bulunduğu alanda kıyı kenar çizgisinin hem deniz tarafında, hem de kara tarafında muhtelif sondaj çukurları açılmak suretiyle, zeminin denizel etki altında bulunup bulunmadığı bir başka deyişle taşınmazın karasal veya denizel özelliği belirlenmek suretiyle kıyı kenar çizgisinin mevzuata uygunluğunun bilirkişilerce tespit edilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, davalı idarelerce, … Valiliği Kıyı Kenar Çizgisi Tespit Komisyonunca kıyı kenar çizgisi tespitine esas olmak üzere 2 metre derinliğinde 4 adet araştırma kuyusu açılmış olduğunun oysa bilirkişi raporuna esas teşkil eden jeolojik ve jeomorfolojik incelemenin dava konusu parselin bulunduğu alanda 0,5 metre derinliğinde 3 adet gözlem kuyusu açılmak suretiyle gerçekleştirildiğinin, bu durumda, sadece karasal nitelikli malzeme ile yapılmış dolgu alanlarının incelendiğinin iddia edildiği, ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişi heyetinde davalı idare personeli olan bilirkişilere yer verildiği görülmektedir.
Bu durumda, İdare Mahkemesince; yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınarak, dava konusu kıyı kenar çizgisinin mevzuat hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği hususunun saptanması amacıyla, üniversitelerin ilgili bölümlerinden seçilecek öğretim üyelerinden oluşturulacak bilirkişi heyetiyle yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması ve bunun sonucunda düzenlenecek raporun incelenmesi suretiyle uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalıların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 17/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.