Danıştay Kararı 6. Daire 2019/11116 E. 2020/8372 K. 29.09.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/11116 E.  ,  2020/8372 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/11116
Karar No : 2020/8372

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Mad. İnşaat Nak. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : 2872 sayılı Çevre Kanununun 8. maddesi ile Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği hükümlerinin ihlal edildiğinden bahisle aynı Kanunun 20. maddesinin (r) bendi uyarınca 147.285,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin 20/09/2016 günlü, … sayılı … Büyükşehir Belediye Başkanlığı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; para cezasının verilmesine dayanak oluşturan 16/08/2016 tarihli tespit tutanağında izinsiz olarak döküm yapıldığı belirtilen davacı şirkete ait olduğu iddia edilen araca ilişkin plaka bilgisinin ve sorumlu kişinin isminin yer almadığı, denetim anında çekildiği belirtilen fotoğraflarda da, davacı şirkete ait kamyonlardan söz konusu yerlere izinsiz olarak döküm yapılırken çekilmiş fotoğrafların bulunmadığı, dolayısıyla davacının üzerine atılı izinsiz hafriyat dökümü yapıldığı hususunun, tespiti yapan kişilerce gereği gibi tespit edilemediğinin anlaşıldığı belirtilerek, 2872 sayılı Çevre Kanunu ile Çevre Kanununa Göre Verilecek İdari Para Cezalarında İhlalin Tespiti ve Ceza Verilmesi ile Tahsili Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca, davacının söz konusu eyleminin kesin ve hiçbir şüpheye yer vermeyecek biçimde somut olarak ortaya konulamadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuk aykırı bulunarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Yapılan denetim esnasında davacı şirket tarafından döküm yapılan alanın fotoğraflanmak sureti ile tespit edildiği, bu ihlalin denetimle görevli memurlarca düzenlenen tutanakla imza altına alındığı, Çevre Kanununa Göre Verilecek İdari Para Cezalarında İhlalin Tespiti ve Ceza Verilmesi ile Tahsili Hakkındaki Yönetmeliğin 10. maddesi uyarınca çevre denetim tutanağının veya tespit tutanağının düzenlenmesinin ihlalin tespiti için yeterli olduğu, dava konusu işlemin usul ve hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyizi istenilen kararın usul ve hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının gerekçesinin değiştirlerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE
MADDİ OLAY :
Davalı idare elemanları tarafından 16/08/2016 tarihinde yapılan denetimlerde, “… ili, … ilçesi, …Mahallesi, … Sokak … ada, … parsel üzerinde … Mad. İnş. Nak. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. adlı firma tarafından yapımı devam eden inşaattan çıkan hafriyatı, … ada … sayılı parsele döktüğünün fotoğraflanarak tespit edildiği, yapılan dökümle alakalı davalı idare elemanlarına herhangi bir izin belgesi ibraz edilemediği” tespit edilerek tutanak düzenlenmiştir. Bu tutanak dayanak yapılmak suretiyle davacı şirkete para cezası verilmesinin üzerine bakılmakta olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının ”Suç ve Cezalara İlişkin Esaslar” başlıklı 38. maddesinin 7. fıkrasında ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 20. maddesinde kurala bağlanan, ”ceza sorumluluğunun şahsiliği” ilkesi, herkesin kendi fiilinden sorumlu tutulmasını, cezanın yalnız, suçu işleyenlerle, iştirak edenlere verilmesini, suça katkısı bulunmayanlara ceza sorumluluğu yükletilemeyeceğini, hiç kimsenin işlemediği bir suçtan dolayı sorumlu tutulamayacağını, bir başkasının işlediği suçun, suçu işlemeyenlere sirayet edemeyeceğini ifade etmektedir. Ceza Hukukunun temel ilkelerinden biri olan bu ilkenin idari para cezaları için de geçerli olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır.
2872 sayılı Çevre Kanununun ”Tanımlar” başlıklı 2. maddesinde; ”Atık: Herhangi bir faaliyet sonucunda oluşan, çevreye atılan veya bırakılan her türlü maddeyi” ifade edeceği, ”Kirletme yasağı” başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasında; ”Her türlü atık ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmak yasaktır.”; ”İdari nitelikli para cezaları” başlıklı 20. maddesinin ”r” bendinde de; ”Bu Kanunda ve yönetmeliklerde öngörülen usûl ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak atık toplayan, taşıyan, geçici ve ara depolama yapan, geri kazanan, geri dönüşüm sağlayan, tekrar kullanan veya bertaraf edenlere 24.000 Türk Lirası, ithal edenlere 60.000 Türk Lirası idari para cezası verilir.”; aynı maddenin 2. fıkrasında ise; “Bu maddenin (k), (l), (r), (s), (t), (u), (v) ve (y) bentlerinde öngörülen idarî para cezaları kurum, kuruluş ve işletmelere üç katı olarak verilir.”, 23. maddesinde ise; “Bu Kanunda idari para cezaları, bu cezaların verilmesini gerektiren fiilerin işlenmesinden itibaren üç yıl içinde birinci tekrarında bir kat, ikinci ve müteakip tekrarında iki kat artırılarak verilir” hükümlerine yer verilmiş bulunmaktadır.
Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliğinin 8. maddesinde; İl belediye mücavir alanı içerisinde il ve ilçe belediyelerinin, büyük şehirlerde büyükşehir belediyelerinin, büyükşehir belediyeleri dışında ise ilçe belediyelerinin, hafriyat toprağı, inşaat/yıkıntı atıkları ile doğal afet atıklarının toplanması, geçici biriktirilmesi, taşınması, geri kazanılması ve bertarafı ile ilgili yönetim planı hazırlamakla; hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıklarının toplanması, geçici biriktirilmesi, taşınması ve bertarafı faaliyetlerini denetlemekle; belediye sınırları içindeki hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıkları geri kazanım tesisleri ile depolama sahalarına izin vermek ve gerektiğinde bu izni iptal etmekle, hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıkları geri kazanım tesisleri sahaları ile depolama sahalarını belirlemek, kurmak/kurdurtmak ve işletmek/işlettirmekle yükümlü oldukları, 13. maddesinde; hafriyat toprağı ile inşaat yıkıntı atıklarının üretici ve taşıyanları tarafından belediyelerin veya mahallin en büyük mülki amirinin gösterdiği ve izin verdiği geri kazanım ve depolama tesisleri dışında, denizlere, göllere, akarsulara veya herhangi bir yere dökülmesi ve dolgu yapılmasının yasak olduğu, faaliyetleri sonucu hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıklarının üretimine neden olacak özel veya resmi kişi, kurum ve kuruluşların bu atıkların üretilmesinden önce ilgili belediyeye/ mahallin en büyük mülki amirlerine başvurarak gerekli izinleri almak, atıklarını bu yönetmeliklerde belirtilen usul ve esaslara göre bu mercilerin göstereceği geri kazanım/depolama sahasına taşınmasını sağlamakla yükümlü oldukları hüküm altına alınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu para cezasına dayanak alınan 16/08/2016 tarihli çevre denetim ve tespit tutanağında, davacı şirket tarafından … ada … parselde yapımı devam eden inşaattan çıkarılan hafriyatın, izinsiz olarak … ada … sayılı parsele döküldüğünün tespit edildiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinde ise davacı tarafından, anılan tespit tutanağında yer alan ve yapımı devam ettiği belirtilen inşaatın kendileri tarafından değil, … Grup İnşaat A.Ş. tarafından yapıldığı ileri sürülmüş ve dava dilekçesi ekinde sunulan fotoğrafta yer alan tabelada da bahsedilen yerde devam eden inşaatın yüklenici firması olarak adı geçen şirketin isminin yazılı olduğu görülmektedir. Buna göre 16/08/2016 tarihli çevre denetim ve tespit tutanağında inşaatı yapan firma olarak tespit edilen davacı şirketin, dava konusu hafriyatın kaynağı olan inşaatın yüklenicisi olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda cezaların şahsiliği ilkesi gereğince, ceza sorumluluğunun, idari para cezasına konu olan fiili işleyen kişiye ait olması gerekmektedir.
Bu itibarla, istinaf talebinin reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında sonucu itibariyle hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ne gönderilmesine, 29/09/2020 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.