Danıştay Kararı 6. Daire 2019/11047 E. 2020/10516 K. 05.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/11047 E.  ,  2020/10516 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/11047
Karar No : 2020/10516

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. … – Aynı yerde

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Lojistik İnşaat ve Gıda Ltd. Şti.
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete 2872 sayılı Çevre Kanununun 20. maddesinin (r) bendi uyarınca verilen 305.850-TL para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen … günlü … takip nolu ödeme emrinin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E: …, K: … sayılı kararda; dava konusu edilen ödeme emrinin dayanağı Encümen Kararının iptali istemiyle Mahkemelerinin E:… sayılı dosyasında dava açıldığı, açılan bu davanın yargılama sürecinin devam ettiğinin anlaşıldığı, ödeme emrine konu idari para cezasının kesinleşmediği, diğer yandan dava konusu ödeme emrinin dayanağı olarak gösterilen idari para cezasına ilişkin Encümen Kararının 14/03/2017 tarihli ve 152.925 TL tutarlı olmasına rağmen ödeme emrinde dayanak alınan Encümen Kararının 06/03/2017 tarihli olduğunun belirtildiği, ödenmesi istenen cezanın ise 03/05/2017 vade tarihli, 152.925-TL ile 22/05/2017 vade tarihli 152.925-TL olmak üzere toplam 305.850-TL tutarlı olduğu, tek ödeme emrinde iki ayrı para cezasının talep edildiği, bu durumda, kesinlik kazanmayan kamu alacağının tahsili amacıyla usul ve yasalara aykırı olarak düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık olmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu ödeme emrinde yer alan idari para cezalarının genel bütçeye kaydedilecek idari para cezalarından olmayıp, takip ve tahsil işlemleri için kesinleşme şartı aranmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının Dairemiz kararında belirtilen gerekçe ile onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İLGİLİ MEVZUAT ve HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

2872 sayılı Çevre Kanununun “İdarî yaptırımların uygulanması, tahsil usûlü ve itiraz” başlıklı 25. maddesinin ikinci fıkrasında; “İdarî yaptırım kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde idare mahkemesinde dava açılabilir. Dava açmış olmak idarece verilen cezanın tahsilini durdurmaz.” hükmüne; üçüncü fıkrasında ise; “İdarî para cezalarının tahsil usûlü hakkında 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen, 2872 sayılı Çevre Kanununun 25. maddesinin ikinci fıkrasında, idari yaptırım kararlarına karşı dava açılmış olmasının cezanın tahsilini durdurmayacağı açık bir şekilde belirtilmiş olup, bu düzenleme uyarınca, idari yaptırıma konu cezanın, ilgilisine tebliğinden itibaren mevzuatta öngörülen vadede ödenmemesi durumunda, cezanın iptali istemiyle dava açılması halinde de borcun kesinleşmesi beklenilmeksizin 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca cezanın takip ve tahsili yoluna gidilebilecektir.
Çevre para cezalarının tahsili konusunda getirilen istisnai nitelikteki bu düzenleme dışında, aynı Kanunun 25. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan, idari para cezalarının tahsili usulü hakkında Kabahatler Kanununun uygulanacağına ilişkin hükmün ise, Çevre Kanununun 25. maddesinin 2. fıkrasında yer alan, ilgili tahsil dairesinin, vadesinde ödenmeyen idari para cezasına karşı açılan davaların kesinleşmesinin beklenmeyeceği yolundaki özel düzenleme dışındaki 5326 sayılı Kabahatler Kanununda öngörülen diğer usul ve esaslar dahilinde borcun tahsili işlemlerinin yürütülmesine ilişkin olduğu sonucuna varılmaktadır.
Nitekim Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 25/03/2019 tarihli, E:2018/3454, K:2019/1304 sayılı kararı ile 22/11/2018 tarihli, E:2017/2095, K:2018/5167 sayılı kararı da bu yönde olup, istikrar kazanan söz konusu kararlar da dikkate alındığında, Çevre Kanunundan kaynaklı idari para cezalarının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenebilmesi için para cezasının kesinleşme şartının bulunmadığı görülmektedir.
Öte yandan; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55. ve 58. maddelerinde yer alan amme alacağını vadesinde ödemeyenlere yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları hususunun bir “ödeme emri” ile tebliğ olunacağı, ödeme emrinde borcun asıl ve ferilerinin mahiyet ve miktarları, nereye ödeneceği, müddetinde ödenmediği veya mal bildiriminde bulunulmadığı taktirde borcun cebren tahsil ve borçlunun mal bildirimde bulununcaya kadar üç ayı geçmemek üzere hapis ile tazyik olunacağı, borçlunun 114. maddedeki vazifeleri ve bu vazifeleri yerine getirmediği takdirde hakkında tatbik edilecek olan cezanın bildirileceğine ilişkin hükümler uyarınca, idari para cezası verilmesine ilişkin her bir işlemin farklı hukuki sonuçlar doğuracağı ve yargısal denetiminin ayrı ayrı yapılacağı dikkate alındığında, her bir cezaya yönelik olarak ayrı ayrı ödeme emri düzenlenmesi gerektiği açıktır.
Dava konusu ödeme emrinin incelenmesinden; ilgilisine 152.925- TL idari para cezası verilmesine ilişkin … tarihli … tarihli Encümen Kararı işleme not düşülmekle birlikte, ödeme emrinin, vade günleri birbirinden farklı 152.925- TL tutarında iki ayrı idari para cezasının tahsili için düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler arasında davacı şirkete 152.925- TL idari para cezası verilmesine ilişkin Bursa Büyükşehir Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı Kararı yanında … tarihli … sayılı Kararının da bulunduğu; davalı idarenin savunma dilekçesinde, Bursa Büyükşehir Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı Kararı ile davacı şirkete verilen 152.925- TL idari para cezasının yasal süresi içerisinde ödenmemesi üzerine ödeme emrinin düzenlendiğinin belirtildiği, ancak ödeme emri ile ödenmesi istenen idari para cezasının 305.850- TL tutarında olduğu görülmektedir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca her bir cezaya yönelik olarak ayrı ayrı ödeme emri düzenlenmesi gerekmekte olup, Bursa Büyükşehir Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı Kararı ile verilen 152.925- TL tutarındaki idari para cezasının tahsili amacıyla düzenlendiği belirtilen dava konusu ödeme emrinde iki ayrı idari para cezasının tahsilinin istendiği görüldüğünden usulüne uygun düzenlenmeyen dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık; ödeme emrinin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki Bölge İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 05/11/2020 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.