Danıştay Kararı 6. Daire 2019/10971 E. 2020/9764 K. 20.10.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/10971 E.  ,  2020/9764 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/10971
Karar No : 2020/9764

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Grup İnşaat Turizm İç ve Dış Tic. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel üzerinde yapılan inşaat çalışması esnasında gerekli teknik tedbirleri almadan çalışması neticesinde yolda çökme meydana gelmesine sebep olduğu ve yola zarar verdiğinden bahisle zarar bedeli olarak hesaplanan 427.067,78 TL’nin davacıdan tahsiline ilişkin 02/03/2017 tarih ve 635 sayılı … Büyükşehir Belediye Encümeni kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:…, sayılı kararda; Mahkemesince yapılan ara kararlarına davalı idare tarafından verilen cevaba istinaden, dava konusu encümen kararıyla davalıdan tahsiline karar verilen bedelin davacının 3194 sayılı İmar Kanununun “İnşaat, tamirat ve bahçe tanzimi ile ilgili tedbirler ve mükellefiyetler” başlıklı 34. maddesinde tariflenen mükellefiyetlerini yerine getirmemesi nedeniyle imar yoluna verdiği zararın Karayolları Genel Müdürlüğü ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 2016 yılı birim fiyatları ile hesaplanmış hali olduğunun bildirildiğinin görüldüğü, davacı şirketin inşaat faaliyeti sırasında yer üstü niteliğinde olan yola zarar verme fiilinin 3194 sayılı İmar Kanununun 34. maddesi kapsamında değerlendirilmesi durumunda yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca İmar Kanununun 42/3. maddesi uyarınca değerlendirme yapılmak suretiyle işlem tesis edilmesi gerekirken, yasal dayanağı bulunmayan “yola zarar verme” bedeli istenilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle, işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İdari Dava Dairesince verilen kararda; her ne kadar İdare Mahkemesince dava konusu işlemin 3194 sayılı İmar Kanununun 34. maddesinde öngörülen mükellefiyetlerin yerine getirilmemiş olması nedeniyle anılan Kanunun 42/3. maddesi uyarınca verilmiş para cezası olarak kabulü suretiyle hüküm tesis edilmiş ise de; dava konusu belediye encümeni kararının mahiyetinin para cezasına ilişkin olmadığı, yolda oluşan zararın bedeline ilişkin olduğunun görüldüğü, davalı idarenin teknik elemanları (harita mühendisi ile inşaat mühendisi) tarafından düzenlenen 17/02/2017 tarihli tutanakta, yoldaki bozulmanın davacı şirketin hafriyat çalışmalarından kaynaklandığının belirlenmiş olması, çizimlerle bu durumun desteklenmesi, dosyadaki fotoğrafların da oluşan tahribatı teyit etmesi karşısında, yolda meydana gelen zararın ilgilisince karşılanması ve dolayısıyla yolun eski haline getirilmesi gerektiğinin açık olduğu, bu durumda hafriyat çalışmaları esnasında yola verilen zararın ilgilisi tarafından karşılanması amacıyla tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçeleriyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın usul ve hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel üzerinde yapılan inşaat çalışması esnasında gerekli teknik tedbirleri almadan çalışması neticesinde yolda çökme meydana gelmesine sebep olduğu ve yola zarar verdiğinden bahisle zarar bedeli olarak hesaplanan 427.067,78 TL’nin davacıdan tahsiline ilişkin 02/03/2017 tarih ve 635 sayılı … Büyükşehir Belediye Encümeni kararının düzenlendiği, bunun iptali istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT ve HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasanın 8. maddesinde; “Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.” hükmü, 123. maddesininin birinci fıkrasında ise; “İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir.” hükmü yer almaktadır.
İdari işlemlerin kanuni dayanağının olması “Kanuni idare” ilkesinin sonucudur. Bu sebeple, idarenin kanuni dayanağı bulunmayan bir yetkiyi kullanması olanaklı değildir. Öte yandan, dayanılan kanun maddesininin idari işlemde belirtilmesi de “Kanuni idare” ilkesi açısından bir gereklilik olduğu gibi, idari işlemlerin yargısal denetimi yapılırken, idarenin kanuna uygun hareket edip etmediğinin, ilgili kanun maddesinde yer alan usul ve esaslara uyulup uyulmadığının belirlenmesi açısından önem arzetmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel üzerinde yapılan inşaat çalışması esnasında gerekli teknik tedbirleri almadan çalışması neticesinde yolda çökme meydana gelmesine sebep olduğu ve yola zarar verdiğinden bahisle zarar bedeli olarak hesaplanan 427.067,78 TL’nin davacıdan tahsiline ilişkin 02/03/2017 tarih ve 635 sayılı … Büyükşehir Belediye Encümeni kararının tesis edildiği, bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, söz konusu yolda çökme meydana gelmesine sebep olduğu ve yola zarar verildiğinin tespitine ilişkin düzenlenen 17/02/2017 tarihli tutanakta, dava konusu eylemin kanuni dayanağının yer almadığı, keza hafriyat çalışmasından kaynaklandığı belirtilmesine karşın söz konusu hafriyat çalışmasını gerçekleştiren kişi ya da kişilere dair herhangi bir tespit yapılmadığı ve bu tutanağa dayalı olarak tesis edilen dava konusu encümen kararında da işlemin kanuni dayanağına yer verilmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, hangi mevzuata göre tesis edildiği belli olmayan dava konusu işlemde hukuka uyarlık, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddi yolunda verilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile anılan kararının kaldırılarak yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 20/10/2020 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.