Danıştay Kararı 6. Daire 2019/10916 E. 2020/10846 K. 12.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/10916 E.  ,  2020/10846 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/10916
Karar No : 2020/10846

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Petrol arama ve üretim faaliyeti ile iştigal eden davacı şirketin, sorumluluk alanında bulunan boru hattından sızan petrolün toprağa karışması suretiyle toprak kirliliğine sebebiyet verdiğinden bahisle 2872 sayılı Çevre Kanununun 20. maddesinin (j) bendi ve 23. maddesi uyarınca 147.285,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin Diyarbakır Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün … tarihli, … sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E: … , K: … sayılı kararda; dava konusu cezanın dayanağı … tarih ve … seri numaralı çevre denetim tutanağının çevre denetimi ile görevlendirilen personel ve şikayetçi tarafından imzalandığı, kirliliğe neden olduğu belirtilen davacı şirketi temsilen sorumlu kişi tarafından imzalanmadığı, imza atmaktan kaçınmış ise bu durumun tutanağa şerh düşülmediği, davacı şirket tarafından kirliliğin borudan kaynaklanmadığı, petrol borularına yapılan sabotajdan kaynaklandığının ileri sürüldüğü hususu da dikkate alındığında, davacı şirketin söz konusu itirazlarının da dikkate alınması suretiyle şirket temsilcisinin hazır bulunduğu ve onun imzasının alınması suretiyle usulüne uygun çevre denetim tutanağı düzenlenmesi gerekirken bu niteliklere haiz olmayan tutanak esas alınmak suretiyle verilen idari para cezasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu idari para cezasına dayanak teşkil eden tutanağın tamamen mevzuata uygun olarak düzenlendiği, işlemin usul ve hukuka uygun olduğu, işlemin iptali yolunda verilen Mahkeme kararına yapılan itirazın reddi yolundaki İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının değişik gerekçe ile onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Petrol arama ve üretim faaliyeti ile iştigal eden davacı şirketin, sorumluluk alanında bulunan boru hattından sızan petrolün toprağa karışması suretiyle toprak kirliliğine sebebiyet verildiği davalı idare elemanlarınca düzenlenen … tarihli … ve … sayılı çevre denetim tutanakları ile tespit edilmiştir.
Söz konusu tespit esas alınarak, davacı şirket tarafından çevre kirliliğine sebebiyet verildiğinden bahisle, 2872 sayılı Çevre Kanununun 20. maddesinin (j) bendi ve 23. maddesi uyarınca 147.285,00-TL idari para cezası verilmesine ilişkin Diyarbakır Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi tesis edildiği ve anılan bu işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT ve HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2872 sayılı Çevre Kanununun 8. maddesinde; her türlü atık ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmanın yasak olduğu hükme bağlanmış, 11. maddesinde; “Üretim, tüketim ve hizmet faaliyetleri sonucunda oluşan atıklarını alıcı ortamlara doğrudan veya dolaylı vermeleri uygun görülmeyen tesis ve işletmeler ile yerleşim birimleri atıklarını yönetmeliklerde belirlenen standart ve yöntemlere uygun olarak arıtmak ve bertaraf etmekle veya ettirmekle ve öngörülen izinleri almakla yükümlüdürler.” hükmüne, 20. maddesinin (j) bendinde “Kanunda ve yönetmelikte öngörülen yasaklara veya standartlara aykırı olarak veya önlemleri almadan atıkları toprağa verenlere 24.000 Türk Lirası idarî para cezası verilir.”, 23. maddesinde ise; bu Kanunda belirtilen idarî para cezalarının, bu cezaların verilmesini gerektiren fiillerin işlenmesinden itibaren üç yıl içinde birinci tekrarında bir kat, ikinci ve müteakip tekrarında iki kat artırılarak verileceği hükmü getirilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davalı idare elemanları tarafından tutulan … tarih ve … sayılı çevre denetim tutanağında; “Şikayet dilekçesine istinaden inceleme yapıldığı, Diyarbakır ili, Sur ilçesi, … Mahallesindeki petrol boru hattının … , … sayılı koordinatlarında yer alan noktasında toprağın kimyasal bir madde ile kontamine olduğu, olayın 2-5 gün önce meydana geldiğinin beyan edildiği, bu noktada daha önce de sızma olduğu ve bu sızma olayının incelendiği, davacı şirket tarafından daha önce temizleme işlemlerinin yapıldığı, ancak tekrar sızma olduğu” yönünde tespitlere yer verildiği, aynı tarihli … sayılı çevre denetim tutanağında da aynı yerle ilgili olarak; “Davacı şirketin iş güvenliği ve çevre bölüm amirliği ile görüşüldüğü, şirket tarafından araziye güvenlik nedenleriyle ekip gönderilemeyeceği, bu olayla ilgili olarak firmaya rapor edilen en son sızıntı olayının üç hafta önce olduğu ve bunun da sabotaj sonucu gerçekleştiği ve raporun bildirildiği hususunun beyan edildiği” hususlarına ilişkin tespitlerin yer aldığı görülmekle birlikte, olayın meydana gelmesinde ve çevre kirliliğine yol açılmasında davacı şirketin herhangi bir eyleminin bulunduğuna dair tespite yer verilmediği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, şikayet neticesinde düzenlenen çevre denetim tutanaklarında olayın meydana gelmesinde davacı şirketin herhangi bir eyleminin ve dahlinin bulunduğuna dair tespitlere yer verilmediği gibi tutanak eklerinde yer alan fotoğrafların incelenmesinden de petrol nakli yapılan borunun üzerinde delik olduğu ve deliğin çürümeden değil dışarıdan bir müdahale sonucu oluştuğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; çevre kirliliğine sebebiyet verdiği iddia edilen petrol sızıntısının gerçekleşmesinde ve sızıntı nedeniyle toprağın kirletilmesine neden olan eylemde davacı şirketin sorumluluğunun bulunmadığı anlaşıldığından, idari para cezası verilmesinin usul ve hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararına yapılan itirazın reddi yolundaki İdari Dava Dairesi kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ne gönderilmesine 12/11/2020 tarihinde kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.