Danıştay Kararı 6. Daire 2019/10896 E. 2020/10501 K. 05.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/10896 E.  ,  2020/10501 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/10896
Karar No : 2020/10501

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Yapı Gayrimenkul Geliştirme ve İnş. San. Tic. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … İl Özel İdaresi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … ili, … ilçesi, … Köyü hudutları dahilinde bulunan … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 4 adet yapıda imar mevzuatına aykırılıklar bulunduğundan bahisle 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesi uyarınca 2.015.451,06-TL para cezası verilmesine ilişkin 11/05/2016 tarih ve 46 sayılı … İl Encümeni kararının ve bu işlemin davacıya bildirilmesine ilişkin 14/07/2016 tarihli işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; uyuşmazlığın çözümü amacıyla yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde, mevcut yapıların onaylı mimari tadilat projesine uyularak yapılmadığı, yapının fenni kurallara imar mevzuatına ve mevcut ruhsatlarına aykırı yapıldığı, bu nedenlerle davalı idarece yapılmış olan dava konusu tüm işlemlerde ve bu kapsamda hazırlanan imar para cezası raporunda, hesaplama yöntemine ve usulüne aykırılık görülmediğinden dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın usul ve hukuka aykırı olduğu, aynı zamanda davacı şirkete TMSF yönetim kayyımı olarak atandığı, davacı şirketin TMSF’ye devredilmiş olması neticesinde şirketin faaliyetleri ve tüm mal varlığının TMSF’ye geçtiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… ili, … ilçesi, … Köyü hudutları dahilinde bulunan … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 4 adet yapıda imar mevzuatına aykırılıklar bulunduğundan bahisle 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesi uyarınca 2.015.451,06-TL para cezası verilmesine ilişkin 11/05/2016 tarih ve 46 sayılı … İl Encümeni kararı tesis edilmiş olup, bunun ve bu işlemin davacıya bildirilmesine ilişkin 14/07/2016 tarihli işlemin iptali istemiyle görülmekte olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT ve HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde yapı sınıfı ve grubu dikkate alınmak suretiyle maddede belirtilen miktar ile yapının alanının çarpılması sonucu temel ceza miktarının hesaplanacağı ve bu miktar üzerinden (c) bendinin alt bentlerinde belirtilen artırım sebepleri için gösterilen oranlar uyarınca bulunan miktarların eklenmesi sonrasında toplam ceza miktarının bulunacağı belirtilmiş olup, söz konusu (c) bendinde ise artırım sebepleri sayılmış, bu artırım sebepleri uyarınca tespit edilen miktarların (a) ve (b) bentlerinde belirtilen şekilde tespit edilen para cezalarının miktarına göre ayrı ayrı hesap edilerek ilave olunacağı, para cezalarına konu olan alanın hesaplanmasında, aykırılıktan etkilenen alanın dikkate alınacağı hükmüne yer verilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin ikinci fıkrası incelendiğinde; cezayı belirleyen temel ölçütün, yapı sınıfı ve grubu ile ruhsata aykırılığın ve aykırılıktan etkilenen alanın büyüklüğü olduğu görülmektedir. Bu sebeple; ruhsatsız ya da ruhsata aykırı yapı nedeniyle verilecek para cezasının miktarının maddede öngörüldüğü şekilde belirlenebilmesi için, ruhsata aykırı olan ve aykırılıktan etkilenen alanın yüzölçümünün, cezaya esas alınan tutanaklarda (yapı tatil tutanağı vs.) açık bir şekilde belirtilmesi önem arz etmektedir. Bu durum, para cezasına muhatap olan ilgililerin cezanın hangi alan üzerinden belirlendiğini ve nasıl hesaplandığını bilmeleri ve hak arama özgürlüklerini yeterli düzeyde kullanabilmeleri için gerekli olduğu gibi, verilen para cezasının denetiminin sağlanması açısından da önemlidir.
3194 sayılı İmar Kanununun yukarıda belirtilen 42. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, ilgililer hakkında para cezası uygulanabilmesi için, yapının tamamen ruhsatsız ya da ruhsat ve eklerine veya imar mevzuatına aykırı yapıldığının veya yapı ruhsatı hükümsüz hale gelmesine veya iptal edilmesine karşın inşaata devam edildiğinin ortaya konulması gerekmektedir.
Dava konusu uyuşmazlıkta, dava konusu yapılara ait yapı ruhsatlarının hükümsüz hale geldiğine dair 18/02/2016 tarihli yazı ile davacı şirkete bildirim yapıldığı, sonrasında dava konusu işlemin dayanağı olan 19/05/2016 tarihli “…fenni mesulü olmadan devam eden inşaatın %40 seviyesinden %60 seviyesine getirildiği” ne dair yapı tatil tutanağı düzenlendiği ancak söz konusu ruhsatların hükümsüz hale gelmesinden itibaren inşaata devam edilip edilmediği ve devam edilmişse bu kısımlara ilişkin aykırılıktan etkilenen alanlara ve yapılan aykırılıklara dair açık ve somut tespit yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, para cezasına esas aykırılıktan etkilenen alana nasıl ulaşıldığının anlaşılamadığı dikkate alındığında, ruhsatın hükümsüz hale geldiği tarihe kadar yapılan kısım hakkında para cezası verilemeyeceği, hükümsüz hale geldikten sonraki yapılan kısımlar için para cezası verilebilceği açıktır.
Bu durumda, davalı idare tarafından, yapı ruhsatı iptal edildikten sonra inşaat yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise yapılan kısımların niteliği ve ebatları somut biçimde tespit edilmeksizin toplam inşaat alanı üzerinden yapılan hesaplama uyarınca davacıya imar para cezasının verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 05/11/2020 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.