Danıştay Kararı 6. Daire 2019/10718 E. 2020/7273 K. 08.09.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/10718 E.  ,  2020/7273 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/10718
Karar No : 2020/7273

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın üzerindeki kültür varlığı tescil kaydının kaldırılması istemiyle davacı tarafından yapılan başvurunun uygun bulunmadığı yolundaki … tarih ve … sayılı … Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin 02/12/2015 tarih ve 224964 sayılı yazı ile tebliğ edilen 26/11/2015 tarih ve 486 sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu kararın iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dosyadaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu taşınmazın bitişiğindeki … nolu parseldeki yapının korunması gerekli kültür varlığı niteliği taşıdığının davalı idarece anlaşılmasına rağmen parsel numarasında yapılan yanlışlık sonucu tescil edilmediğinden yerine 4 katlı yapı yapılmış olduğu, diğer taraftan bitişiğindeki … numaralı parsele ait kültür varlığı tescil kaydının … İdare Mahkemesi’nin E:… K:… sayılı kararıyla kaldırıldığı, … sayılı parseldeki kültür varlığı tescilinin ise … Koruma Bölge kurulunun 19/01/2013 tarihli kararıyla kaldırıldığı, anılan parselin bulunduğu sokakta doku bütünlüğünün kalmadığının anlaşıldığı, bu itibarla, yapının sokakta doku bütünlüğü oluşturduğu gerekçesiyle tescil varlığının devamına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İdari Dava Dairesince verilen kararda; dosya içeriğindeki bilgi ve belgelerin yukarıdaki mevzuat hükümleri ile birlikte değerlendirildiğinde; bir kısım kararlar ve yapılaşma nedeniyle koruma ilkeleri bakımından bozulmanın daha önceden başlamış olmasının, uyuşmazlık konusu yapının bulunduğu sokağın geleneksel dokusunun tamamen bozulduğu anlamına gelmeyeceği gibi mevcut fiziki müdahalelerin, yapının, yapıldığı dönemin mimari özellikleri ile konut yaşamını yansıtan bir belge niteliğini ortadan kaldırmadığı sabit olduğundan; yapıldığı dönemi yansıtan bir belge niteliği taşıdığı uzman bilirkişi raporu ile sabit olan uyuşmazlık konusu yapının tescilinin devamı yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık; işlemin iptali yolundaki ilk derece Mahkemesi kararında da hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun kabulüne, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın üzerinde kültür varlığı tescil kaydı bulunmakta ise de tarihi eser niteliğinin bulunmadığı, bitişiğinde bulunan … ve … parsellerdeki tescil kaydının kaldırıldığı, … parselin ise tescil kaydının bulunmadığı ve üzerindeki eski yapının yıkılarak yenisi yapıldığından zaten sokakta doku bütünlüğünün kalmadığı, özellikle sokak cephesinin yapı özelliğindeki değişim sonrası geleneksel dokuyu koruyan mimari bir öge olarak tanımlanmasının mümkün olmadığı, bilirkişi raporu, ispat araçları arasında düzenlenen bir delil niteliğinde olduğundan dosyada bulunan diğer delillerle birlikte hakim tarafından serbestçe takdir ve değerlendirmeye tabi olmasının gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Dava konusu işlemin usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın üzerindeki kültür varlığı tescil kaydının kaldırılması istemiyle davacı tarafından yapılan başvurunun uygun bulunmadığı yolundaki 12/06/2015 tarih ve 4584 sayılı … Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin 26/11/2015 tarih ve 486 sayılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu kararının 02/12/2015 tarih ve 224964 sayılı yazı ile tebliğ edilmesi üzerine görülmekte olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları başlıklı 6. maddesinde; “Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları şunlardır:
a) Korunması gerekli tabiat varlıkları ile 19. yüzyıl sonuna kadar yapılmış taşınmazlar,
b) Belirlenen tarihten sonra yapılmış olup önem ve özellikleri bakımından Kültür ve Turizm Bakanlığınca korunmalarında gerek görülen taşınmazlar,
c) Sit alanı içinde bulunan taşınmaz kültür varlıkları,
d) Milli tarihimizdeki önemleri sebebiyle zaman kavramı ve tescil söz konusu olmaksızın Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda büyük tarihi olaylara sahne olmuş binalar ve tesbit edilecek alanlar ile Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından kullanılmış evler.
Ancak, Koruma Kurullarınca mimari, tarihi, estetik, arkeolojik ve diğer önem ve özellikleri bakımından korunması gerekli bulunmadığı karar altına alınan taşınmazlar, korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı sayılmazlar…” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun 7. maddesinde ise, Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespiti, Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinatörlüğünde ilgili ve faaliyetleri etkilenen kurum ve kuruluşların görüşü alınarak yapılacağı, yapılacak tespitlerde, kültür ve tabiat varlıklarının tarih, sanat, bölge ve diğer özelliklerinin dikkate alınacağı, Devletin imkanları gözönünde tutularak, örnek durumda olan ve ait olduğu devrin özelliklerini yansıtan yeteri kadar eserin korunması gerekli kültür varlığı olarak belirleneceği, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili yapılan tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil olunacağı, tespit ve tescil ile ilgili usullerin, esasların ve kıstasların yönetmelikte belirtileceği hükme bağlanmıştır.
10/12/1987 tarih ve 19660 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tespit – Tescili ve Sit alanı ilanı sırasınsa Müktesep Hakların Korunması ile ilgili Yönetmeliğin “Tespitlerde Değerlendirme Kıstasları” başlıklı 4. maddesinde; taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarından korunması gereklilerinin tespitinde göz önünde bulundurulacak hususlar düzenmiş, (b)bendinde,”19. yüzyıl sonundan sonra yapılmış olmasına rağmen önem ve özellikleri bakımından korunmasına gerek görülmesi”,(f) bendinde ise “Tek yapılar için; taşınmazın sanat değeri, mimari, tarihi, estetik, mahalli, arkeolojik değerler kapsamı içinde; strüktürel, dekoratif, yapısal durum, malzeme, yapım teknolojisi, şekil bakımından özellik arz etmesi…” gerektiği kuralı getirilmiştir.
13/03/2012 tarih ve 28232 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit Ve Tescili Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasında sayılan kültür varlıkları arasında yer verilen “evlerden”, 19. yüzyıl sonrasında yapılmış olanlar için, anılan fıkranın (b) bendinde; “önem ve özellikleri bakımından korunmalarına gerek görülmesi veya bu yapıların ait oldukları dönemin kendine özgü niteliklerini anlatan belge niteliğinde olması ya da var olan bir geleneğin hala sürdüğünün göstergesi olan ve bir bütünün parçası olarak çevreye katkıda bulunan taşınmazlardan olması” ve (c) bendinde, tek yapılar için; “sanat, mimari, tarihi, estetik, mahalli, dekoratif, simgesel, belgesel, işlevsel, maddi, hatıra, izlenim, özgünlük, teklik, nadirlik, homojenlik, onarılabilirlik değerlerinin yanı sıra, yapısal durum, malzeme, yapım tekniği, biçim bakımından özellik göstermesi, kent ve çevre kimliğine, dokusuna katkıda bulunması, yöresel yaşam biçimini yansıtması” şeklindeki, tespit ve tescil kriterleri belirlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava dosyasının incelenmesinden; … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parselin, … Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma kurulunun 22/01/1989 tarih ve 355 sayılı kararıyla, karar ekinde bulunan diğer taşınmazlarla birlikte tescil edildiği, … parselin bitişiğindeki … numaralı parsele ilişkin kültür varlığı tescil kaydının … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:… K:… sayılı kararı uyarınca kaldırıldığı, … sayılı parseldeki kültür varlığı tescilinin ise … Koruma Bölge kurulunun 19/01/2013 tarihli, 1531 sayılı kararıyla kaldırıldığı; davacının 27/06/2014 tarihli dilekçeyle anılan parselin tescil kaydının kaldırılması talebiyle yaptığı başvurunun … Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma kurulunun 26/03/2015 tarih ve 4227 sayılı kararıyla bilgi ve belgelerin tamamlanmasından sonra değerlendirilmesine karar verildiği, düzenlenen 17/03/2015 ve 11/06/2015 tarihli uzman raporlarında, dava konusu taşınmazın tescil fişine, komşu … parselde bulunan başka bir yapıya ait fotoğraf ve bilgilerin işlendiği, … parsel üzerindeki yapının ise yıkılarak yeni bir yapı yapıldığının belirtildiği; anılan Kurulun 12/06/2015 tarih ve 4584 sayılı kararıyla tescil kaydının kaldırılmasının uygun bulunmaması üzerine, 23/07/2015 tarihli dilekçeyle Kültür Bakanlığı Koruma Yüksek Kuruluna yapılan itirazın, anılan parselin sokakta doku bütünlüğü oluşturduğu gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesince, uyuşmazlığın çözümü için yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda; yapının 1950’lerde inşa edilmiş olduğu, iç mekansal kurgusu ile erken cumhuriyet dönemi konut mimarisine örnek teşkil ettiği, yapısal durum, malzeme, yapım tekniği, biçim bakımından nitelikli olması ve yöresel yaşam biçimini (bahçeli iki katlı konut özelliğinde) yansıtması bakımından değerli olduğu, iç mekan düzeni açısından korunması gerekli kültür varlığı niteliği taşıdığı, sokak cephesine bakıldığında bitişiğindeki parsellerin tescilden düşürülmesi ve yeni yapılaşma nedeniyle geleneksel doku bütünlüğünün artık sağlanamadığı, sokak cephesinde yer alan yeni kapı ve pencerede doğrama malzemeleri demir kapı ve pvc kullanılmasının geleneksel doku ile uyumlu olmadığı, daha fazla yıpranmasının önüne geçilmesi amacıyla onarımdan geçirilip, yeniden dönemsel özelliklerinin kazandırılması ve tescilden düşürülmemesi gerektiği kanaatine varıldığı ifade edilmiştir.
Öte yandan; dava konusu taşınmazın tesciline ilişkin Koruma Kurulu kararının eki tescil fişine, komşu … parselde bulunan başka bir yapıya ait fotoğraf ve bilgilerin işlendiği, ancak … parsele ilişkin tescil kaydının bulunmadığı; tescil tarihinde davacıya ait taşınmazın tescile ilişkin niteliklerinin tespit edilmediği, bu nedenle tescil işleminin de yeterli açıklıkta olmadığı anlaşılmaktadır
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, işleme konu yapının 1950’lerde inşa edilmiş olması nedeniyle; önem ve özellikleri bakımından korunmalarına gerek görülmesi veya bu yapıların ait oldukları dönemin kendine özgü niteliklerini anlatan belge niteliğinde olması ya da var olan bir geleneğin hala sürdüğünün göstergesi olan ve bir bütünün parçası olarak çevreye katkıda bulunması ve sanat, mimari, tarihi, estetik, mahalli, dekoratif, simgesel, belgesel, işlevsel, maddi, hatıra, izlenim, özgünlük, teklik, nadirlik, homojenlik, onarılabilirlik değerlerinin yanı sıra, yapısal durum, malzeme, yapım tekniği, biçim bakımından özellik göstermesi, kent ve çevre kimliğine, dokusuna katkıda bulunması, yöresel yaşam biçimini yansıtması konuları açısından değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
Bilirkişi raporundaki değerlendirmelerin incelenmesinden; sokak cephesine bakıldığında, bitişiğindeki parsellerin tescilden düşürülmesi ve yeni yapılaşma nedeniyle geleneksel doku bütünlüğünün artık sağlanamadığı; yapının iç mekansal kurgusu ile erken Cumhuriyet dönemi konut mimarisine örnek teşkil ettiği, iç mekan düzenlemesi açısından korunması gerekli kültür varlığı niteliği taşıdığından daha fazla yıpranmasının önüne geçilmesi amacıyla onarımdan geçirilip, yeniden dönemsel özelliklerinin kazandırılması ve tescilden düşürülmemesi gerektiği belirtilmesine rağmen, söz konusu yapının vazgeçilmez, özel önemde mimari özellikler içermemesi, salt iç mekan düzeni açısından geleneksel konut yapısı örneği olarak mimari değer taşıdığı gerekçesiyle yapının tescil edilmesinin yukarıda belirtilen koşullarla uyuşmadığı sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda; yapının bugünkü hali ile sanat, mimari, tarihi, estetik, mahalli, dekoratif, simgesel, belgesel, işlevsel, maddi, hatıra, izlenim, özgünlük, teklik, nadirlik, homojenlik, onarılabilirlik değerlerinin yanı sıra, yapısal durum, malzeme, yapım teknolojisi, mimari ve sanat değeri açısından vazgeçilmez, özel önemde mimari özellikler içermediği, diğer yandan sokakta geleneksel doku bütünlüğünün sağlanamadığı anlaşıldığından; kültür varlığı tescil kaydının kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun uygun bulunmadığı yolundaki Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Koruma Yüksek Kurulu kararında hukuka uyarlık bulunmadığından, aksi yöndeki Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile anılan kararı kaldırılarak yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 08/09/2020 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.