Danıştay Kararı 6. Daire 2019/10630 E. 2020/11404 K. 24.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/10630 E.  ,  2020/11404 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/10630
Karar No : 2020/11404

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Genel Müdürlüğü – …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı – ANKARA
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: İstanbul İli, Fatih İlçesi, … Mahallesi, Hisar … Sokak, … ada, … sayılı parselde yer alan ve davacı kuruluş adına kayıtlı olan taşınmazın 940 m²’lik kısmının, 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planı hazırlanıp uygulama yapılıncaya kadar çay bahçesi, kafeterya, büfe olarak işletilmesi için kiralama izni verilmesi istemiyle yapılan başvurunun, … tarihli, … sayılı İsanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı ile uygun bulunan Tarihi Yarımada 1/1.000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı notlarına göre, T.C.D.D. alanlarında yapılabilecek uygulamalar kapsamında yer almadığı gerekçesiyle reddine ilişkin … tarih ve … sayılı İstanbul 1 Numaralı Yenileme Alanları Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Ondördüncü Dairesinin 10/02/2016 tarih ve E:2014/5375, K:2016/805 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmış, sonuçta düzenlenen bilirkişi raporunun incelenmesi sonucunda, mer’i 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı’nda “TCDD Aksları ve Alanları” lejantında kalan dava konusu taşınmazın, plan notlarına göre sosyal ve kültürel amaçla kullanılması ve sosyal kültürel tesis alanlarında da yeme içme gibi faaliyetlerin bu alanlara hizmet edecek asgari ölçülerde düzenlenebilmesi mümkün ise de, davacı idarenin yaklaşık 940 m2’lik alanın tamamının yeme içme mekanı (çay bahçesi, kafeterya, büfe gibi ticari amaçlar için) olarak düzenlenmesi yönündeki talebinin reddine dair dava konusu işlemin, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, kamu yararına ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen nedenle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu işleme dayanak teşkil eden 1/1000 ve 1/5000 ölçekli imar planlarının iptali istemiyle açtıkları davalarda iptal kararları verildiği, bu sebeple bilirkişilerden ek rapor alınmasının talep edildiği, ancak Mahkemece bu yöndeki itirazlarının dikkate alınmadığı ve imar planlarının iptaline yönelik yargı kararları da değerlendirilmeden davanın reddine karar verildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının Dairemiz kararında belirtilen gerekçeyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
İstanbul İli, Fatih İlçesi, … Mahallesi, Hisar … Sokak, … ada, … parselde yer alan ve davacı kuruluş adına kayıtlı olan taşınmazın 940 m²’lik kısmının, 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planı hazırlanıp uygulama yapılıncaya kadar çay bahçesi, kafeterya, büfe olarak işletilmesi için kiralama izni verilmesi istemiyle davacı tarafından yapılan başvuru, İstanbul 1 Numaralı Yenileme Alanları Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararıyla, söz konusu uygulamaların, … tarihli, … sayılı İsanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararı ile uygun bulunan Tarihi Yarımada 1/1.000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı notlarına göre, T.C.D.D. alanlarında yapılabilecek uygulamalar kapsamında yer almadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde sit, “tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeşitli medeniyetlerin ürünü olup, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik, mimari ve benzeri özelliklerini yansıtan kent ve kent kalıntıları, kültür varlıklarının yoğun olarak bulunduğu sosyal yaşama konu olmuş veya önemli tarihi hadiselerin cereyan ettiği yerler ve tespiti yapılmış tabiat özellikleri ile korunması gerekli alanlar” olarak; koruma amaçlı imar planı ise, “bu Kanun uyarınca belirlenen sit alanlarında, alanın etkileşim-geçiş sahasını da göz önünde bulundurarak, kültür ve tabiat varlıklarının sürdürülebilirlik ilkesi doğrultusunda korunması amacıyla arkeolojik, tarihi, doğal, mimarî, demografik, kültürel, sosyo-ekonomik, mülkiyet ve yapılaşma verilerini içeren alan araştırmasına dayalı olarak; hali hazır haritalar üzerine, koruma alanı içinde yaşayan hane halkları ve faaliyet gösteren iş yerlerinin sosyal ve ekonomik yapılarını iyileştiren, istihdam ve katma değer yaratan stratejileri, koruma esasları ve kullanma şartları ile yapılaşma sınırlamalarını, sağlıklaştırma, yenileme alan ve projelerini, uygulama etap ve programlarını, açık alan sistemini, yaya dolaşımı ve taşıt ulaşımını, alt yapı tesislerinin tasarım esasları, yoğunluklar ve parsel tasarımlarını, yerel sahiplilik, uygulamanın finansmanı ilkeleri uyarınca katılımcı alan yönetimi modellerini de içerecek şekilde hazırlanan, hedefler, araçlar, stratejiler ile plânlama kararları, tutumları, plân notları ve açıklama raporu ile bir bütün olan nazım ve uygulama imar plânlarının gerektirdiği ölçekteki plânlar” olarak tanımlanmış; aynı Kanun’un “Sit alanlarında geçiş dönemi koruma esasları ve kullanma şartları ile koruma amaçlı imar plânı” başlıklı 17. maddesinde ise, “Bir alanın koruma bölge kurulunca sit olarak ilanı, bu alanda her ölçekteki plân uygulamasını durdurur…” hükmüne yer verilmiş, maddenin devamında, sit alanı olarak ilan edilen yerlerde geçerli olacak koruma amaçlı imar planlarının hazırlanışına ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 5. maddesinde nazım imar planı, “varsa bölge planlarının mekâna ilişkin genel ilkelerine ve varsa çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklüklerini, nüfus yoğunlukları ve eşiklerini, ulaşım sistemlerini göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, plan hükümleri ve raporuyla beraber bütün olan plan” olarak; uygulama imar planı ise, “tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan” olarak tanımlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte incelenip değerlendirilmesinden, bir alanın sit alanı olarak ilan edilmesiyle birlikte, bu alanda her ölçekteki uygulama işlemlerinin durdurulacağı, alana ilişkin kararların ise, alanda geçerli olmak üzere hazırlanacak koruma amaçlı imar planlarına uygun olarak verileceği anlaşılmaktadır.
Dosyanın ve Dairemizin uyuşmazlığa konu taşınmazın bulunduğu alanlara ilişkin planlarla ilgili E:…, E:… sayılı dosyalarının birlikte incelenmesinden, dava konusu İstanbul İli, Fatih İlçesi, … Mahallesi, … Sokak, … ada, … parsel sayılı taşınmazın içinde bulunduğu tarihi yarımadanın, sit statüsü nedeniyle, alanda geçerli 1/5000 ve 1/1000 ölçekli koruma amaçlı imar planlarının yapılmış olduğu; davacı kuruluş tarafından, söz konusu planların iptali istemiyle açılan davalarda, Mahkemelerce verilen iptal kararlarının Dairemizin 17/12/2015 tarihli, E:2014/9453, K:2015/7672 ve 30/12/2016 tarihli, E:2016/6705, K:2016/9997 sayılı kararlarıyla onanarak kesinleştiği; bakılmakta olan uyuşmazlıkta, Mahkemece mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda da dava konusu işlemin, alanda geçerli koruma amaçlı imar planlarına uygun olup olmadığı hususunun değerlendirildiği; söz konusu bilirkişi raporuna davacı tarafından, imar planlarının iptaline ilişkin açılan davalarda iptal kararları verildiğinden bahisle bu kararlar göz önünde bulundurularak ek rapor alınması gerektiği yönünde itiraz edilmiş olduğu halde Mahkemece bu itiraz dikkate alınmaksızın ve anılan iptal kararlarının, dava konusu taşınmazı kapsayan saha açısından etkili olup olmadığı hususu açıklığa kavuşturulmaksızın davanın reddi yönünde karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, Mahkemece, dava konusu işlemin, uyuşmazlık konusu taşınmazın bulunduğu Fatih İlçesinde (tarihi yarımada) geçerli koruma amaçlı imar planları doğrultusunda tesis edildiği dikkate alınmak suretiyle, bu planların iptali istemiyle açılmış olan davalar ve bu davalar neticesinde, planların iptali yönünde verilmiş yargı kararlarının tespit edilerek, bu kararların ve dayandığı gerekçelerin, dava konusu işlemi hukuken geçersiz hale getirip getirmeyeceği hususunun açıklığa kavuşturulması için bilirkişilerden ek rapor alınması gerektiği sonucuna ulaşıldığından, belirtilen konuyla ilgili bir inceleme yapılmadan, davanın reddi yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 24/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.