Danıştay Kararı 6. Daire 2019/10353 E. 2020/10685 K. 10.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/10353 E.  ,  2020/10685 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/10353
Karar No : 2020/10685

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Mirasçısı …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … İli, … İlçesi ve çevresinde 06.09.1975 tarihinde meydana gelen depremde davacının murisine ait konutun hasar görmesi nedeniyle 7269 sayılı Kanun uyarınca hak sahibi kabul edildiğinden bahisle davacı vekili tarafından konut tahsis edilmesi için Diyarbakır Valiliği İl Afet Acil Durum Müdürlüğüne yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 07/02/2017 tarih ve E:2016/3741, K:2017/595 sayılı kararıyla bozulması üzerine bozma kararına uyulmak suretiyle, … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararda; 7269 sayılı Kanunun hükümleri kapsamında konutu ağır hasar görerek hak sahibi kabul edilen kişilere kalıcı konut teslimlerinin yapıldığının anlaşılması karşısında, aradan kırk yıla yakın süre geçtiği halde davacının halen hak sahibi olduğundan bahisle anılan Kanun kapsamında yapılacak olan konutun tarafına teslim edilmesi istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Teslim edilen prefabrik konutun kalıcı nitelikte olmadığı, tapusunun bulunmadığı hususları ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 17/2. maddesi uyarınca duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Diyarbakır İli ve çevresinde 06.09.1975 tarihinde meydana gelen deprem nedeniyle evi hasar görenlerin 7269 sayılı Kanun hükümleri gereğince hak sahibi kabul edildiği, “Hak Sahibi Kabul Edilenlere Ait İsim Listesinde” evi hasar gören davacı murisinin isminin de bulunduğu, hak sahibi kabul edilmesine rağmen bugüne kadar konut teslim edilmediğinden bahisle Diyarbakır Valiliği Afet ve Acil Durum Yönetim Müdürlüğüne başvuran davacı, hak ettiği konutun verilmesi veya konut yardımı yapılmasını talep etmiş, anılan başvuru ise davalı idarece reddedilmiştir.
Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
7269 sayılı Umumi Hayatlara Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 13.maddesinin (a) bendinde, yapılacak işlemlere esas olmak üzere Bakanlıkça kurulacak fen kurulları tarafından afetin meydana geldiği arazinin durumu ile bütün yapılar ve kamu tesislerinin incelenerek hasar tespit raporunun düzenleneceği, (d) bendinde, afete uğrayanların bulundukları yerlerde veya başka yerlerde geçici olarak barınmalarını sağlamak üzere, baraka vb. konutların inşaa ettirilebileceği ve bu bend uyarınca yapılacak harcamaların borçlandırmaya tabi tutulamayacağı, 28. maddesinin birinci fıkrasında da, bu Kanundan faydalanmak suretiyle inşaat kredisi verilmesini ya da bina yaptırılmasını isteyenlerin İmar ve İskân Bakanlığınca yapılacak yardıma dair o yerde yapılan ilandan itibaren iki ay içinde mahallin en büyük mülki amirine yazılı müracaatta bulunmaları ve taahhütname vermelerinin mecburi olduğu belirtilmiştir.
Aynı Kanunun 40. maddesinin birinci fıkrasında ise, “Bu Kanuna göre arsa olarak dağıtılan veya üzerinde bina inşa edilen taşınmaz mallar, hak sahiplerine borçlandırma senetleri imza ettirilmek sureti ile verilir. Bayındırlık ve İskân Bakanlığınca o yerde borçlandırmanın ilanı tarihinden itibaren Bakanlıkça kabul edilebilir mazereti dışında 2 ay içerisinde borçlanmalarını yapmayanlarla, borçlanmasını yapmış olmasına rağmen binayı Bakanlıkça mahallinde yaptırılacak duyurudan itibaren 45 gün içinde teslim almayanların hak sahipliği kendiliğinden sona erer. Bu taşınmaz mallar üzerine, Türkiye Emlak Kredi Bankasının isteği ile, bu banka lehine, tapu dairelerince borçlandırma senetlerine dayanılarak, kanuni ipotek tesis olunur.” hükmü yer almaktadır.
Afet Sebebiyle Hak Sahibi Olanların Tespiti Hakkında Yönetmeliğin 16.maddesinde, bu yönetmelikte belirtilen esaslara ve kurallara göre hak sahibi niteliğini taşıyanların, talep ve taahhütname vermelerini sağlamak üzere durumun mahallinde ilan olunacağı, 17. Maddesinde, hak sahibi durumunda olanlardan inşaat kredisi verilmesini ya da bina yaptırılmasını isteyenlerin 16.maddede belirtilen ilanın yapıldığı günden itibaren iki aylık süre içerisinde mahallin en büyük mülki amirine yazılı olarak talep ve taahhütname vermelerinin şart olduğu, afet gören yerlerin bitişiğinde veya yakınında, üzerinde bina yaptırılmak üzere tespit edilip imar planına dâhil edilen kısımlar içinde binaları kamulaştırılanlar için bu sürenin, kamulaştırma kararının kendilerine bildirilmesinden veya bu durumun ilanından itibaren hesaplanacağı, hastalık, askerlik ve benzer sebeplerle, süresinde talep ve taahhütname verme imkânı bulamayanların durumlarının İmar ve İskân Bakanlığınca takdir edileceği, 21.maddesinde ise hak sahipliği inceleme komisyonlarının talep ve taahhütnameleri en kısa zamanda inceleyip değerlendirerek hak sahipliği listelerini düzenleyeceği kurala bağlanmıştır.
Yukarıda aktarılan hükümlerin temel amacının, binaların yıkılması, yanması veya oturulamayacak derecede ağır hasara uğraması sebebiyle afete maruz kalanları hak sahibi olarak yapılacak yardımlardan faydalandırmak olduğu tartışmasız olup, 7269 sayılı Yasa uyarınca hak sahibi kabul edilebilmek için 28. madde gereğince yapılan ilandan itibaren iki ay içinde mahallin en büyük mülki amirine yazılı müracaatta bulunarak taahhütname verilmesinin gerekmesi yanında, aynı Yasanın 40. maddesi uyarınca taşınmaz malların hak sahiplerine borçlandırma senetleri imza ettirilmek suretiyle borçlanmalarının yapılarak Bayındırlık ve İskân Bakanlığınca mahallinde yaptırılacak duyurudan itibaren konutlarının hak sahiplerince teslim alınması gerektiği açıktır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Benzer bir davada, hak sahibi kabul edilen ve prefabrik konut teslim edilen davacının idarece kalıcı konut verilmediğinden bahisle yaptığı bireysel başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesinin 02/08/2019 tarihli, 30850 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 03/07/2019 günlü, 2018/6812 başvuru numaralı kararıyla; deprem sebebiyle hak sahibi kabul edilen başvurucunun 7269 sayılı Kanun hükümleri uyarınca konut edinme yönünde meşru bir beklentisi olduğundan, teslim edilen konuta ilişkin idarenin yükümlülüğü çerçevesinde tapu kaydının verilmesi gerektiği, Mahkemece bu husus araştırılmadan karar verildiği gerekçesiyle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, bu bağlamda Anayasa Mahkemesince, hak sahiplerine teslim edilen prefabrik konutların kalıcı nitelikte olabilmesi için tapu kayıtlarının varlığının aranması gerektiği gerekçesiyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.
Dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; … İli ve çevresinde 06/09/1975 tarihinde meydana gelen deprem nedeniyle evi hasar gören davacının murisinin 7269 sayılı Kanun hükümleri gereğince hak sahibi kabul edildiği, davacıya prefabrik konutun teslim edildiği, ancak davacıya teslim edilen konuta ilişkin tapu kaydının ve borçlandırmaya ilişkin belgelerin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar temyize konu kararda, 7269 sayılı Kanunun hükümleri kapsamında konutu ağır hasar görerek hak sahibi kabul edilen kişilere kalıcı konut teslimlerinin yapıldığının anlaşılması karşısında, aradan kırk yıla yakın süre geçtiği halde davacının halen hak sahibi olduğundan bahisle anılan Kanun kapsamında yapılacak olan konutun tarafına teslim edilmesi istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; 7269 sayılı Kanunun yukarıda aktarılan hükümleri ve Anayasa Mahkemesinin yukarıda anılan bireysel başvuru üzerine verilen mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin kararı göz önünde bulundurulduğunda, davalı idarece, davacıya geçici nitelikte barınmasını sağlayacak prefabrik bir konutun teslim edildiği, borçlandırma işlemlerinin yapılmadığı ve tapu kaydının verilmediği, dolayısıyla deprem sebebiyle hak sahibi kabul edilen davacının afet mevzuatından kaynaklı kalıcı konut verilmesi yönündeki meşru beklentisinin karşılanmadığı sonucuna ulaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddine ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 10/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.