Danıştay Kararı 6. Daire 2019/10082 E. 2020/11001 K. 17.11.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/10082 E.  ,  2020/11001 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/10082
Karar No : 2020/11001

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Valiliği
KARŞI TARAF (DAVACI): … A.Ş.
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: … İli, … İlçesi, … Beldesi, … Köy Yolu üzerinde faaliyet gösteren tesise, çevre lisansı kapsamında olmayan Aqua-Carbo isimli tıbbi müstehzar atığının, farklı bir atık kodu altında (06 13 02 ve 16 03 05) bertaraf amacıyla kabul edildiğinden bahisle, 2872 sayılı Çevre Kanununun 20. maddesinin 1. fıkrasının (r) bendi ile 2. fıkrası uyarınca 121.908,00-TL para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Manisa Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü idari yaptırım kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Ondördüncü Dairesinin 15/03/2016 tarih ve E:2014/8124, K:2016/1747 sayılı kararıyla; Aqua-Carbo isimli atığın, tıbbi müstehzar atığı mı kullanılmış aktif karbon mu olduğu hususunun açıklığa kavuşturulması amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulması üzerine, bozma kararına uyularak verilen temyize konu kararda; uyuşmazlığın çözümü amacıyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda özetle; Aktif karbonun (aktif kömür), büyük kristal formu ve oldukça geniş iç gözenek yapısı ile karbonlu adsorbanlar ailesini tanımlamada kullanılan genel bir terim olduğu, aktif karbonların endüstride çok yaygın olarak kullanılan adsorbanlardan biri olduğu, aktif karbonlar turba, linyit, odun, mangal kömürü ile fındık, ceviz gibi maddelerinden kabuklarından çeşitli işlemler sonucu hazırlanan insan sağlığına zararsız maddelerden olduğu, aktif karbon içeren ürünlerin akut ve kronik toksisiteleri olduğuna dair veri bulunmadığı, bunun yanı sıra mutajenik, teratojenik, karsinojenik etkileri ve organ toksisitesi saptanmadığı, ayrıca çevre kirliliğine neden olabileceğine dair verinin mevcut olmadığı, bu bilgiler doğrultusunda Aqua- Carbo ticari ismi ile bilinen ürünün, aktif karbon (aktif kömür) yapısında bir madde olması nedeniyle zehirlenmelerde antidot olarak kullanıldığı, ancak adı geçen ürünün herhangi bir kimyasalla muamele edilip adsorban olarak kullanılıp kullanılmadığı ve/veya tıbbi müstahzar atığı olup olmadığının ancak konu ile ilgili analiz yapabilen laboratuarlardan elde edilen sonuçlarla değerlendirilebileceği, yönünde tespitlere yer verilmiştir.
Alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, dava konusu Aqua-Carbo isimli maddenin laboratuvar ortamında analizinin yapılabilmesi için 20/06/2017 ve 14/09/2017 tarihli ara kararlarla davacıdan bu maddeye ilişkin numune istenildiği, ara kararlara davacı tarafından verilen cevaplarda, atığın temin edildiği … Ltd. Şti’nin devredildiği ve bu işletmeden atık numunesinin tedarik edilemediği, diğer ilaç firmalarında yapılan araştırmalarda da ilgili atığa ulaşılamadığı bildirildiğinden, dava konusu uyuşmazlığın temelini teşkil eden Aqua-Carbo maddesinin tıbbî müstahzar atığı mı yoksa aktif karbon mu olduğunun laboratuvar ortamında bilimsel tespitinin yapılamadığı, bununla birlikte, dava konusu uyuşmazlığın, davacı tarafından 18 01 08 kodlu Aqua-Carbo maddesinin atık tesisine kabul edilmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Mahkemenin 14/09/2017 tarihli ara kararı üzerine davalı idarece gönderilen cevabi yazının ekinde bulunan ve davacı şirketin de bu yazının dağıtımının gerektiği yerler listesinde bulunduğu görülen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısında; Sağlık Bakanlığı ile de yapılan görüşmeler sonucunda 18 01 08 ve 18 01 09 kodlu ilaç atıklarının, bertaraf için ara depolama tesislerine kabul edilebilmesinin uygun olduğu ve atık kabul listesine bakılmaksızın geçici faaliyet belgesi veya çevre izin ve lisans belgesi bulunan atık ara depolama tesislerine bu atıkların gönderilmesinin uygun olduğu yönünde görüş verildiği görülmüştür.
Buna göre, dava konusu işlemin tesisinden yaklaşık üç ay sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca verilen görüş yazısında, 18 01 08 kodlu tıbbî atıkların, atık kodu listesine bakılmaksızın tehlikeli atık ara depolama tesislerine gönderilebileceği, bu tesislerce bunların kabul edilebileceği ve internet ortamı üzerinden gerekli bilgi girişlerinin Bakanlık tarafından yapılacağı belirtildiği dikkate alındığında, geçici faaliyet belgesi bulunan davacı şirketin 18 01 08 kodlu atığı tesisine kabul etmesinde bir sakınca bulunmadığı ve 2872 sayılı Kanunun 20. maddesinin 1. fıkrasının (r) bendinde belirtilen yükümlülüğün ihlâl edilmediğinden davacıya para cezası verilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından usul yönünden, husumetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yöneltilmesi gerektiği, esas yönünden, geri kazanım, bertaraf ve ara depolama tesislerinin her atık türünün tesislerine kabul edemediği, geri kazanımı ya da bertarafını yapabileceği atık türlerini tesislere kabul edebileceği, ayrıca tehlikeli ve tehlikesiz atıkların geri kazanımı, bertarafı, ara depolaması için Çevre Kanununca Alınması Gereken İzin ve Lisanslar Hakkında Yönetmelik kapsamında çevre izin ve lisansının alınması gerektiği, dolayısıyla işletmelerin lisanslarında yer almayan atık türlerini kabul etmesinin, Yönetmeliğe aykırı olacağı, Mahkeme kararında hükme esas alınan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin, dava konusu idari yaptırım kararından sonra tesis edildiği, dolayısıyla buna göre dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, ayrıca dava konusu atığın tıbbi müstahzar atığı olduğunun, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının görüşleriyle de sabit olduğu, dolayısıyla olay tarihinde dava konusu atığın, davacının lisans belgesi ekindeki tesise kabul edebilecek atıklar arasında yer almaması nedeniyle dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından, Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davacı tarafından, tesise kabul edilen atığın, aktif karbon olduğu ve bu atığı kabule yetkisi olduğundan davacıya para cezası verilemeyeceği, aktif karbon içeren ürünlerin tehlikeli madde olmadığının bilirkişi raporu ile ortaya konulduğu, kaldı ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile birlikte tıbbi müstahzar atığının da tesise kabul edilebilir hale geldiği, dava konusu işlemin hukuka uygun olmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava dosyasının ve Dairemizin E:2020/4228 sayılı dosyasının birlikte incelenmesinden; … tarih ve … sayılı Ankara Valiliği İl Sağlık Müdürlüğünün yazısı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığından, dava dışı … Ltd. Şti. adına ruhsatlı ve piyasadan (Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun … tarih ve… sayılı yazısına istinaden) geri çekilen 21254 adet (270 kg) “Aqua-Carbo 50 G/240 ML kullanıma hazır sulu aktif karbon içeren süspansiyon” adlı tıbbi müstahzarın davacı tarafından imha edildiği, davacının yetkili olup olmadığının Müdürlüğe bildirilmesinin istenildiği, anılan yazıya, dava konusu atığın “06 13 02” atık koduyla, davacının Ankara Şubesi tarafından taşındığını gösteren “…” sıra numaralı ulusal atık taşıma formu ile davacının Ankara Şubesinin kaşesinin bulunduğu 21.254 adet “Aqua-Carbo 50 G/240 ML kullanıma hazır sulu aktif karbon içeren süspansiyon” atığın kullanılmış aktif kömür olduğunu ifade eden “06 13 02” atık kodu adı altında düzenlenen imha formunun eklendiği görülmüştür.
Bunun üzerine, … tarih ve … sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, anılan ulusal atık taşıma formuna göre dava konusu atığın, davacının Ankara Şubesine ait lisanslı araçla taşındığı, ancak formun atığı kabul eden alıcı kısmı boş bırakıldığından atığın akıbetinin belli olmadığı belirtilerek Ankara Valiliğinden hem atığın sahibi … Ltd. Şti’de hem de atığı taşıyan davacı şirkette denetim yapılması istenilmiştir.
Anılan yazıya istinaden, atığın sahibi … Ltd. Şti’de 30/01/2013 tarihinde yapılan denetimde, tesis yetkilisi tarafından işletmede sadece “Aqua-Carbo 50 G/240 ML kullanıma hazır sulu aktif karbon içeren süspansiyon” üretiminin yapıldığı, tıbbi müstahzar olan bu ürünlerin imha işlemleri için kullanılmadan piyasadan toplanan ürünlerin “16 03 05” koduyla, kullanılmış ürünlerin ise “06 13 02” koduyla lisanslı firmalara gönderildiği belirtilmiş ve anılan şirket tarafından, söz konusu malzemelerin “aktif karbon içeren oral süspansiyon” olduğunun tespit edildiği 25/06/2012 tarihli ekspertiz raporu ile davacının Ankara Şubesine ait lisanslı araçlarla “06 13 02 ve 16 03 05” kodlarıyla taşınan dava konusu atığın, Kula Şubesi tarafından kabul edildiğini gösteren “…” sıra numaralısının da içinde bulunduğu ulusal atık taşıma formları ile Ankara Şubesine ait lisanslı araçla “06 13 02” koduyla taşınan dava konusu atığın, yine Ankara Şubesi tarafından kabul edildiğini gösteren “…” sıra numaralı ulusal atık taşıma formu da sunulmuştur.
Ankara Valiliği tarafından Çevre Şehircilik Bakanlığına denetim tutanağı ve eki belgelerin sunulması üzerine, Bakanlığın … tarih ve … sayılı işlemi ile “Aqua Carbo” isimli atığın, tıbbi müstahzar atığı olduğunun ve Atık Yönetimi Genel Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin Ek-4 listesine göre atık kodunun da “18 01 08” olması gerektiğinin değerlendirildiği belirtilerek, davacının hem Ankara hem de Kula Şubelerinin çevre lisansları kapsamında yer almayan atıkları, farklı atık kodu adı altında kabul etmeleri nedeniyle 2872 sayılı Çevre Kanunu uyarınca idari yaptırım uygulanılması istenilmiştir.
Davalı idare tarafından … tarih ve … sayılı idari yaptırım kararı ile Bakanlığın … tarih ve … sayılı işlemine istinaden, 2872 sayılı Çevre Kanununun 20. maddesinin 1. fıkrasının (r) bendi ile 2. fıkrası uyarınca (2013/1) tebliğe göre 121.908,00-TL para cezası verilmiştir.
Bunun üzerine, anılan idari yaptırım kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2872 sayılı Çevre Kanununun 8. maddesinde; “Her türlü atık ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmak yasaktır. Kirlenme ihtimalinin bulunduğu durumlarda ilgililer kirlenmeyi önlemekle; kirlenmenin meydana geldiği hallerde kirleten, kirlenmeyi durdurmak, kirlenmenin etkilerini gidermek veya azaltmak için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdürler.” hükmü; 20. maddesinin 1. fıkrasının (r) bendinde: “Bu Kanunda ve yönetmeliklerde öngörülen usûl ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak atık toplayan, taşıyan, geçici ve ara depolama yapan, geri kazanan, geri dönüşüm sağlayan, tekrar kullanan veya bertaraf edenlere 24.000 Türk Lirası, ithal edenlere 60.000 Türk Lirası idari para cezası verilir.”, aynı maddenin 2. fıkrasında ise; “Bu maddenin (k), (l), (r), (s), (t), (u), (v) ve (y) bentlerinde öngörülen idarî para cezaları kurum, kuruluş ve işletmelere üç katı olarak verilir.” hükmüne yer verilmiştir.
05/07/2008 tarih ve 26927 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve dava konusu işleme esas denetimin yapıldığı tarihte yürürlükte olan Atık Yönetimi Genel Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 4. maddesinde; “Atık: Herhangi bir faaliyet sonucunda oluşan, çevreye atılan veya bırakılan EK-1’de yer alan sınıflardaki herhangi bir maddeyi, ifade eder.” olarak tanımlanmış, 5. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; “Atıkların ayırılması, toplanması, taşınması, geri kazanılması ve bertarafı sırasında su, hava, toprak, bitki ve hayvanlar için risk yaratmayacak, gürültü, titreşim ve koku yoluyla rahatsızlığa neden olmayacak, doğal çevrenin olumsuz etkilenmesini önleyecek ve böylece çevre ve insan sağlığına zarar vermeyecek yöntem ve işlemlerin kullanılması esastır.” kuralı, (f) bendinde; “Atıkların en yakın ve en uygun olan tesiste, uygun yöntem ve teknolojiler kullanılarak bertaraf edilmesi esastır.” kuralı, (e) bendinde; “Atıklar, birinci fıkranın (c) bendinde belirtilen şartlara uyulmak kaydıyla üretildikleri yerde geri kazanılabilir veya bertaraf edilebilir. Bunun yapılmaması halinde atığın sahibi, atıklarının, bir atık taşıyıcısı tarafından taşınarak EK-II A’da veya EK-II B’de belirtilen işlemleri yapan ve bu amaçla Bakanlıktan lisans almış bir tesis tarafından geri kazanılmasını veya bertarafını sağlamakla yükümlüdür.” kuralı, (g) bendinde; “Atıkların, lisanslı geri kazanım ve bertaraf tesisleri dışında yetkisiz kişi, kurum ve kuruluşlar tarafından toplanması, geri kazanılması ve bertaraf edilmesi yasaktır.” kuralı, 9. maddesinin 2. fıkrasında; “Lisans, atık türleri ve miktarları, yasal teknik zorunluluklar, her aşamada alınması gereken güvenlik önlemleri, geri kazanım ve bertaraf yöntemleri ile tesis alanına ilişkin bilgileri içerir.” kuralına, ekli atık listesinin “(06 13) Başka Bir Şekilde Tanımlanmamış Anorganik Kimyasal İşlemlerden Kaynaklanan Atıklar” başlığı altında “(06 13 02) Kullanılmış aktif karbon” atığına, “18 01 İnsanlarda Doğum, Teşhis, Tedavi ya da Hastalık Önleme Çalışmalarından Kaynaklanan Atıklar” başlığı altında “(18 01 08) Sitotoksik ve sitostatik ilaçlar” ve “(18 01 09) 18 01 08 dışındaki ilaçlar” şeklindeki atıklara yer verilmiştir.
Diğer taraftan,16/01/2013 tarih ve 28530 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2872 sayılı Çevre Kanunu Uyarınca Verilen İdari Para Cezalarına İlişkin Tebliğ (2013/1) ile 2872 sayılı Çevre Kanununun 20. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin 1. paragrafı gereği 24.000,00-TL olarak belirlenen ceza miktarının, 01/01/2013-31/12/2013 tarihleri arasında 40.636,00-TL olarak uygulanacağı belirlenmiştir.
Öte yandan, 27/05/1994 tarih ve 21942 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Farmasötik Müstehzarların Biyoyararlanım ve Biyoeşdeğerliliğinin Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik”in 4. maddesinde; “Müstahzar: Belirli bir formülasyona göre belirli bir farmasötik şekil halinde araştırma / geliştirme boyutunda veya üretim boyutunda imal edilen ilaç” olarak tanımlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; her türlü atık ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili yönetmeliklerde belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı bir biçimde alıcı ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak suretiyle çevreyi kirletmenin yasak olduğu, bu anlamda anılan Yönetmelik kapsamında atığa uygun belirlenecek kod ile yalnızca o atık kodu almaya yetkili (lisanslı) geri kazanım/bertaraf tesisine gönderilmesi esastır. Lisans şartının amacı, atığın türü ve özelliğine göre geri kazanımı veya bertaraf işlemlerini çevreye zarar vermeden ya da bu işlemler sonucu çevreye olabilecek olumsuz etkilerini en aza indirebilecek teknik özelliklerin belirlenerek, bu özelliklere sahip tesisler tarafından yapılabilmesinin sağlanmasıdır.
Uyuşmazlığın çözümünde, olayın gerçekleştiği tarih itibarıyla tesise kabul edilebilecek atık kodları dikkate alınarak, işlemin hukuka uygun olup olmadığı değerlendirileceğinden, öncelikli olarak atığın kodunun belirlenmesi önem arz etmektedir.
Bu anlamda, Dairemizin E:2020/4228 sayılı dosyasında yer alan dava konusu olan ve piyasadan geri çekilen 21254 adet (270 kg) “Aqua-Carbo 50 G/240 ML kullanıma hazır sulu aktif karbon içeren süspansiyon”un ürün bilgisinde ve kullanma talimatında; %100 aktif karbon içerdiği, özellikle ilaçların ve diğer kimyasal maddelerin alınmasından kaynaklanan ağız yoluyla zehirlenme vakalarında mide-bağırsak sistemindeki zehirli maddelerin adsorbe edilmesinde endike olduğunun ifade edildiği dikkate alındığında, bu atığın %100 aktif karbon içermesinin, bunun tıbbi müstahzar (ilaç) olduğu gerçeğini değiştirmeyeceği açıktır.
Bununla birlikte, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 05/04/2013 tarih ve 5858 sayılı yazısında, “18 01 İnsanlarda Doğum, Teşhis, Tedavi ya da Hastalık Önleme Çalışmalarından Kaynaklanan Atıklar” başlığı altında yer alan “18 01 07” kodunun “sitotoksik ve sitostatik ilaçlar”ı ifade ettiği, “18 01 08” kodunun ise bu türden olmayan tehlikesiz atıkları ifade ettiği, dolayısıyla, dava konusu ilacın ürün bilgisine bakıldığında, sitotoksik ve sitostatik ilaç olmadığı anlaşılmış olup, “18 01 08” kodu altında tehlikesiz atık sınıfında değerlendirildiği belirtilmiş ise de, yukarıda yer verilen mevzuat hükmü dikkate alındığında, “sitotoksik ve sitostatik ilaçlar”ı temsil eden kodun “18 01 08” olduğu, bu türden olmayan tehlikesiz atıkların kodunun da “18 01 08” yerine “18 01 09” olduğu görülmüştür. Dolayısıyla Bakanlık tarafından ürün bilgisinden hareketle dava konusu “Aqua-Carbo”nun, sitotoksik ve sitostatik ilaçlardan olmadığı belirtildiğinden, bu atığın kodunun yukarıda yer verilen mevzuat hükmü gereği “18 01 09” olması gerektiği, her durumda, davacının kabulünü yaptığı “(06 13) Başka Bir Şekilde Tanımlanmamış Anorganik Kimyasal İşlemlerden Kaynaklanan Atıklar” başlığı altında yer alan “(06 13 02) Kullanılmış aktif karbon” kodunun, dava konusu “Aqua-Carbo” isimli tıbbi müstahzar atığını temsil etmediği sonucuna varılmıştır.
İdare Mahkemesince, her ne kadar uyuşmazlığın, davacı tarafından 18 01 08 kodlu Aqua-Carbo maddesinin atık tesisine kabul edilmesinden kaynaklandığı, dava konusu işlemin tesisinden yaklaşık üç ay sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca verilen … tarih ve … sayılı görüş yazısında, 18 01 08 kodlu tıbbî atıkların, atık kodu listesine bakılmaksızın tehlikeli atık ara depolama tesislerine gönderilebileceği, bu tesislerce bunların kabul edilebileceği ve internet ortamı üzerinden gerekli bilgi girişlerinin Bakanlık tarafından yapılacağı belirtildiği dikkate alındığında, geçici faaliyet belgesi bulunan davacı şirketin 18 01 08 kodlu atığı tesisine kabul etmesinde bir sakınca bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ise de, dava konusu “Aqua-Carbo” isimli atığın imha edildiği tarihlerde (2012 yılı içerisinde), hükme esas alınan ve geçici faaliyet belgesi bulunan tesislere 18 01 08 ve 18 01 19 kodlu tıbbî atıkları kabul yetkisi veren Çevre ve Şehircilik Bakanlığının … sayılı işleminin henüz tesis edilmediği, başka bir deyişle, olay tarihinden sonra 24/07/2013 tarihinde bu görüşün verildiği, kaldı ki bu görüşte, tesislerin 18 01 08 ve 18 01 09 kodlu tıbbî atıkları kabule yetkilerinin olabilmesi için tehlikeli atık ara depolama konulu geçici faaliyet belgesinin veya çevre izin ve lisans belgesinin bulunmasının şart olduğu anlaşılmakta olup, davacının Kula Şubesinin, tehlikeli atık ara depolama faaliyetini de içeren geçici faaliyet belgesini almak için 27/09/2012 tarihinde yani dava konusu atığın imha işlemleri tamamlandıktan sonra başvurduğu ve Kula Şubesine 19/10/2012 tarihinde geçici faaliyet belgesi verildiği dikkate alındığında, olay tarihi itibarıyla davacının 18 01 08 ve 18 01 09 kodlu tıbbî atıkları kabule yetkisinin bulunmadığı halde, 06 13 02 ve 16 03 05 kodları adı altında Aqua-Carbo isimli tıbbi müstahzar atığının bertaraf edilmesi suretiyle yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
Diğer taraftan, dava konusu olayla ilgili tüm bilgi ve belgeler Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gönderilmesi sonrasında değerlendirme yapılarak … tarih ve … sayılı işlemle idari yaptırım uygulanması gerektiğine karar verildiğinden, … sayılı Tebliğe göre para cezası verilmesinde de hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 17/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.