Danıştay Kararı 6. Daire 2018/9021 E. 2022/1640 K. 16.02.2022 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2018/9021 E.  ,  2022/1640 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/9021
Karar No : 2022/1640

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR): 1- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Belediye Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Vakfı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: …. İdare Mahkemesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul ili Pendik ilçesi, …Mahallesi, …mevki, … pafta, …ada, … ve … parsel sayılı taşınmazları kapsayan alanda 16.05.2008 ve 23.10.2009 tarihlerinde onaylanan 1/1000 ölçekli Pendik Merkez Uygulama İmar Planı ile 05.12.1997 ve 14.04.2000 tarihlerinde onaylanan 1/5000 ölçekli Pendik Nazım İmar Planının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İdare Mahkemesince; Danıştay Altıncı Dairesinin 08.06.2015 tarih ve E:2012/2405, K:2015/3865 sayılı bozma kararına uyularak, mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan rapor, ek rapor ve dava dosyasında yer alan diğer tüm bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu 05.12.1997 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli Pendik Merkez Nazım İmar Planının, davalı …Büyükşehir Belediye Başkanlığınca hazırlanan ve 13.07.2017 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli D-100 Karayolu İle Sahil Arasında Kalan Kısma ait Nazım İmar Planı ile yürülükten kalktığı, ancak yeni nazım imar planında da davacıya ait … ve … parsel sayılı taşınmazların ilköğretim alanı olarak planlandığı, davacının itirazının ve iptal isteminin de ilköğretim alanında kalan taşınmazlara yönelik olduğu, davacıya ait taşınmazlar yeni nazım imar planında da ilköğretim alanı olarak ayrılmış ise de bu imar planının onaylandığı tarihte yürürlükte olan Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği uyarınca planda okul alanı olarak ayrılacak taşınmazların asgari büyüklüğünün 4000-7000 m2 olması gerektiği, davacıya ait planda ilköğretim alanı olarak ayrılan … ve … parsel sayılı taşınmazların toplam yüzölçümünün 1.051 m2 olduğu, bu miktar anılan yönetmelikte okul yapı için öngörülenin altında kaldığından taşınmazların ilköğretim alanı olarak ayrılmasına ilişkin dava konusu nazım imar planında hukuka uyarlık bulunmadığı; dava konusu 16.05.2008 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli Pendik Merkez Uygulama İmar Planında davacıya ait … ve … parsel sayılı taşınmazların ilköğretim alanında, … parsel sayılı taşınmazın ise kısmen 10 metre yol, kısmen ilköğretim alanında kaldığı, bu planın … ve … parsel sayılı taşınmazlar yönünden üst ölçekli nazım imar planına uygun olmadığı, ayrıca söz konusu imar planında da yukarıda açıklandığı gibi okul alanı olarak ayrılması gereken taşınmazların asgari ölçülerine uyulmadığı, dava konusu uygulama imar planının da davacıya ait taşınmazlar yönünden şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uygun olmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVALI … BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI’NIN İDDİALARI : Dava konusu planlar yürürlükten kalktığından davanın konusuz kaldığı, bu nedenle İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.

TEMYİZ EDEN … BELEDİYE BAŞKANLIĞI’NIN İDDİALARI : Davanın süresinde açılmadığı, dava konusu imar planlarının kamu yararına, usul ve yasaya uygun olduğu, mahkemenin iptal kararı üzerine imar planlarında bütünsel bir ”eğitim alanı” eksikliği ortaya çıkacağı ve bu planların eksik ve hatalı hale geleceği, bu durumun bölgede bulunan diğer taşınmazları ve bunlara yönelik ruhsat ve imar durumlarını da etkileyeceği, bu nedenlerle hukuka aykırı İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz edilen kararda bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, usul ve kanuna uygun olan kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Uyuşmazlık konusu taşınmazlar; 1976 yılında onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında; kısmen ”ilköğretim alanı”, kısmen ”10 metre enkesitli yol”, 05.12.1997 ve 14.04.2000 tarihlerinde onaylanan 1/5000 ölçekli Pendik Merkez Nazım İmar Planında; kısmen ”ilköğretim alanı”, kısmen ”E:1,25 yapılaşma şartlı orta yoğunluklu konut alanı”, 16.05.2008 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli Pendik Merkez Uygulama İmar Planında; … ada …, … ve …sayılı parseller ”ilköğretim alanı”, … sayılı parsel ise kısmen ”ilköğretim alanı”, kısmen ”10 metre enkesitli yol”, 17.03.2017 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli Pendik İlçesi D-100 Karayolu ile Sahil Arası Nazım İmar Planında; … ada, … sayılı parsel ”K1 rumuzlu konut alanı”, … ve … sayılı parseller ise ”eğitim alanı” olarak planlanmıştır. Dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında davacılara ait … (363 m2), … (362 m2), … (362m2), … (353 m2) ve … (336 m2) parsel sayılı taşınmazlar ile birlikte … (385 m2), … (362 m2), …(331 m2) ve … (527 m2) parsel sayılı taşınmazların da ”ilköğretim alanında” kaldığı görülmüştür.
Davacı tarafından, 1976 yılından itibaren imar planlarında ”ilköğretim alanı” olarak planlanan taşınmazların bugüne kadar idarece kamulaştırılmadığı, söz konusu alanın boş arsa haline getirilmesi için çok yüksek kamulaştırma bedelleri ödenmesi gerektiği, bu alanın İmar Planı Yapım Yönetmeliği’nde ”ilköğretim alanı” için belirlenen asgari standart ölçülerin altında olduğu belirtilerek bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde, “nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan; uygulama imar planı da; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 6. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde ise, planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmış, her planın bir üst kademedeki plana uygun olarak hazırlanması zorunluluğu getirilmiştir.
İşlem tarihi itibari ile yürürlükte bulunun Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik’in Ek-1/a maddesine göre imar planlarında ilköğretim okulu için ayrılması gereken asgari alanın 8000 m² olacağı belirtilmiştir.
14.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin 1. maddesinde; bu yönetmeliğin amacının, fiziki, doğal, tarihi ve kültürel değerleri korumak ve geliştirmek, koruma ve kullanma dengesini sağlamak, ülke, bölge ve şehir düzeyinde sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek, yaşam kalitesi yüksek, sağlıklı ve güvenli çevreler oluşturmak üzere hazırlanan, arazi kullanım ve yapılaşma kararları getiren mekânsal planların yapımına ve uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemek olduğu belirtilmiş, 11. maddesinin 1. fıkrasında; “İmar planlarının yapımı ve değişikliklerinde planlanan alanın veya bölgenin şartları ile gelecekteki gereksinimleri göz önünde tutularak kentsel, sosyal ve teknik altyapı alanlarında bu Yönetmeliğin EK-2 Tablosunda belirtilen asgari standartlara ve alan büyüklüklerine uyulur.” hükmüne yer verilmiş, 3. fıkrasında ise; “planda yerleşik alan olarak belirlenen alanlarda yapılacak imar planı revizyon ve değişikliklerinde, bu Yönetmelikte belirtilen eğitim, sağlık ve ibadet kullanımlarına ilişkin asgari alan büyüklüğünün karşılanamaması durumunda ilgili kamu kurum ve kuruluşunun teklifi doğrultusunda veya görüşü alınarak alan büyüklüğü plan ile belirlenir” hükmüne yer verilmiştir. Aynı yönetmeliğin Ek-2 tablo gösterimin de ise, imar planlarında ilkokul için ayrılması gereken asgari alanın 4000 m² olacağı belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda aktarılan yönetmelik hükümleri bir arada değerlendirildiğinde, plan yapımı sırasında planlama bölgesinde yaşam kalitesi yüksek, sağlıklı ve güvenli çevreler oluşturmak adına, sosyal ve teknik altyapı alanları için asgari alan büyüklükleri belirlenmiş, planlama sırasında bu standartların sağlanması hususu, plan yapıcılara koşut olarak yüklenmiştir. Öte yandan, Mekansal Planlar Yönetmeliği’nin 11. maddesinin, 3. fıkrasında ise Dairemizin istikrar kazanmış içtihadlarına paralel bir düzenleme getirilerek, planlama alanının yerleşik bir alan olması ve zorlayıcı sebepler nedeni ile asgari standartların sağlanamaması halinde, ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri doğrultusunda asgari standartların altında bir büyüklüğün plan kararı ile belirlenebilmesi imkanı getirilmiştir.
Bakılan davada, dosya kapsamında düzenlenen ek bilirkişi raporunda davacı parsellerinin de içinde yer aldığı ”ilköğretim tesis alanının” alansal büyüklüğünün 3.020 m2, kadastral yollarında bu alana dahil edilmesiyle ise yaklaşık 3.316 m2 olduğunun tespit edildiği görülmüş, bu haliyle yönetmeliklerde belirtilen asgari alan büyüklüğünün sağlanamadığı anlaşılmış ise de, uyuşmazlık konusu parseller için öngörülen “ilköğretim alanı” kullanımının ilk olarak dava konusu planlama işlemleri ile belirlenmediği, aksine 1976 tarihli imar planlarından bu yana ilköğretim alanı olarak planlandığı, dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelikte de ilköğretim alanları için ayrılması gereken asgari büyüklüğünün 8000 m² olduğu, 1997 ve 2000 yıllarında davalı idarece yapılan nazım imar planlarında da uyuşmazlık konusu parseller özelinde nazım imar planı ana kararlarında değişikliğe gidilmeksizin yine eğitim amacına hizmet etmek üzere parsellerin büyük kısmının ilköğretim alanına ayrıldığı, davacıya ait parsellerin bulunduğu bölgenin yoğun yapılaşmanın yer aldığı meskun bir alanda olduğu hususları göz önüne alındığında, uyuşmazlık konusu parsellerin, ilköğretim alanı için yeterli büyüklüğe sahip olmasa da, eğitim alanı olarak planlanmasında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu itibarla, uyuşmazlık konusu parselleri de kapsayan alanın ilk olarak 1976 yılında eğitim alanına ayrıldığı ve aradan geçen yaklaşık 46 yıl boyunca idarelerce söz konusu alana ilişkin plan kararlarında bir değişiklik yapılmamasına karşın üzerinde okul yapılmadığı gibi kamulaştırmada yapılmadığı görüldüğünden, ilgili yatırımcı kuruluşa planlama bölgesinde ”eğitim alanına” ihtiyacın kalıp kalmadığının sorularak, uyuşmazlık konusu taşınmazlarda öngörülen kullanımların nüfus yoğunlukları, ulaşım, erişilebilirlik, arazi yapısı, halihazır kullanımlar, üst ölçekli plan kararları da dikkate alınarak şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olup olmadığı yönlerinden incelenmesi suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden, dava konusu işlemlerin iptaline yönelik İdare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalıların temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 16/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.