Danıştay Kararı 6. Daire 2018/4376 E. 2020/9677 K. 19.10.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2018/4376 E.  ,  2020/9677 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/4376
Karar No : 2020/9677

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : …, …, …, …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF : 1- (DAVALI) Silifke Belediye Başkanlığı – MERSİN
VEKİLİ : Av. ….
2- (DAVALI YANINDA MÜDAHİL) …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 14/04/2016 tarih ve E:2014/6749, K:2016/1697 sayılı bozma kararına uyularak verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Mersin ili, Silifke ilçesi, … beldesi, … Mahallesi, … pafta, … sayılı parselin “turistik tesis alanı” olarak belirlenmesine ilişkin 04/07/2007 tarih ve 39 sayılı belediye meclisi kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı revizyonu ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı revizyonu ve bu planlara dayanılarak verilen 08/12/2010 tarih ve 60-61 sayılı yapı ruhsatlarının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporun ve dosyanın birlikte değerlendirilmesinden, taşınmazın 1/25000 ölçekli nazım imar planında gelişme konut alanında kaldığı, dava konusu planların üst ölçekli plana uygun olduğu, yapılaşmanın kıyıyla ilişkisi açısından 06/02/2009 tarihli meclis kararına göre dava konusu alanda 11/07/1992 tarihi öncesinde 1/1000 ölçekli planın bulunduğu dikkate alındığında, alanda kısmi yapılaşma koşullarının gerçekleştiği, taşınmazın yapılaşmaya açılmasının şehircilik ilkelerine aykırı olmadığı, taşınmazın turizm tesis alanı olarak belirlenmesi ile taşınmaz üzerinde planlanan 7 metre yolun güzergahının değiştirilmesi açısından, yolun doğuya kaydırılmasıyla sahil şeridine ulaşımın zorlaştığı ve kıyı ile bağlantının zayıfladığı, ancak bu durumun ulaşım altyapısı ve yol güzergahına ilişkin ilkelere aykırı olmadığı, yolun kaydırılmasıyla ortaya çıkan durumda da ulaşım sürekliliğinin sağlandığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemler hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu turizm tesisinin yapılmasıyla deniz manzarasının ve hava sirkülasyonunun kapanacağı, kaldırılan yolun çok uzun süredir kullanılan bir yol olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Dairemizin 10/06/2013 tarih ve E:2012/6426, K:2013/4075 sayılı bozma kararında, parselin bulunduğu ada içindeki diğer parsellerin yapılaşma koşulları TK, A-2, 0,30-0,60 iken hangi nedenlerle dava konusu parselin yapılaşma koşulunun (turistik tesis E:0,90, h:9,5) farklılık arz ettiği, yapılaşma öngörülen parselin kıyı kenar çizgisine olan mesafesinin ne kadar olduğunun incelenmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, idare mahkemesince bozma kararı üzerine yeniden yaptırılan bilirkişi incelemesi üzerine hazırlanan raporda, kısmi yapılaşma açısından 06/02/2009 tarihli meclis kararı dikkate alınarak kısmi yapılaşma bulunduğu sonucuna varılmış, dava konusu alanda Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine göre kısmi yapılaşmanın olup olmadığı bilirkişilerce incelenmemiştir. Ayrıca, dava konusu planların onaylandığı 04/07/2007 tarihinde 1/25000 ölçekli Batı İçel Kıyı Kesimi Nazım İmar Planının yürürlükte olduğu belirtilerek yalnızca üst ölçekli plana uygunluk yönünden değerlendirme yapışmış, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlarda taşınmazın bulunduğu konum, çevre kullanımlara ilişkisi açısından turizm tesis alanı olarak belirlenmesinin şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uygun olup olmadığı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı revizyonunda çevresine göre parsele getirilen farklı yapılaşma koşulları yönünden bir değerlendirmeye yer verilmemiş, dava konusu ruhsatlar açısından ise hiç incelenme yapılmadığı anlaşılmıştır. Bu itibarla, eksik incelemeye dayanılarak verilen davanın reddine ilişkin mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY : Mersin ili, Silifke ilçesi, … beldesi, … Mahallesi, … pafta, … sayılı parsel 04/07/2007 tarih ve 39 sayılı belediye meclisi kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı revizyonu ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı revizyonunda “turistik tesis alanı” olarak belirlenmiştir.
Dava konusu parsele otel yapımı amacıyla 08/12/2010 tarih ve 60-61 sayılı yapı ruhsatları verilmiştir.
Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde, nazım imar planı; varsa bölge planlarının mekâna ilişkin genel ilkelerine ve varsa çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklüklerini, nüfus yoğunlukları ve eşiklerini, ulaşım sistemlerini göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, plan hükümleri ve raporuyla beraber bütün olan plan; uygulama imar planı da; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
3194 sayılı İmar Kanununun işlem tarihinde yürürlükte olan şekliyle “Yapı ruhsatiyesi” başlıklı 21. maddesinde, “Bu Kanunun kapsamına giren bütün yapılar için 26. maddede belirtilen istisna dışında belediye veya valiliklerden yapı ruhsatiyesi alınması mecburidir. Ruhsat alınmış yapılarda herhangi bir değişiklik yapılması da yeniden ruhsat alınmasına bağlıdır. Bu durumda; bağımsız bölümlerin brüt alanı artmıyorsa ve nitelik değişmiyorsa ruhsat, hiçbir vergi, resim ve harca tabi olmaz. Ancak; derz, iç ve dış sıva, boya, badana, oluk, dere, doğrama, döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik ve sıhhi tesisat tamirleri ile çatı onarımı ve kiremit aktarılması ve yönetmeliğe uygun olarak mahallin hususiyetine göre belediyelerce hazırlanacak imar yönetmeliklerinde belirtilecek taşıyıcı unsuru etkilemeyen diğer tadilatlar ve tamiratlar ruhsata tabi değildir. Belediyeler veya valilikler mahallin ve çevrenin özelliklerine göre yapılar arasında uyum sağlamak, güzel bir görünüm elde etmek amacıyla dış cephe boya ve kaplamaları ile çatının malzemesini ve rengini tayin etmeye yetkilidir. Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce yapılmış olan yapılar da bu hükme tabidir.” hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmalıkta, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla 1/5000 ölçekli nazım imar planı yönünden, taşınmazın doğusuna kaydırılan 7 metre yolun planlama tekniği açısından nazım imar planında gösterilmesine gerek bulunmadığı, bu yönüyle 1/5000 ölçekli nazım imar planında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle bu kısım yönünden davanın reddine, hava hareketinin iç kesimlere ulaşmasını sağlayacak önlemlerin imar planlarında gösterilmesi, kentin bütününün bu öngörüye göre planlanması gerektiği, ülkemizde ve dava konusu taşınmazın bulunduğu Mersinde ise bu tür öngörülere yer verilmemesi nedeniyle kıyıya paralel ve set şeklinde mimarı kütlelerin oluştuğu, yolların da kıyıya paralel seyrettiği, bu yapılaşma nedeniyle de kentte hava sirkülasyonunun gerekli düzeyde sağlanamadığı ve yaz aylarında yaşamın sıcak ve aşırı nem sebebiyle zorlaştığı, dava konusu taşınmazın bulunduğu parselde ise bahsi geçen 7 metrelik yaya yolunun (kuzeyindeki parselde de aynı doğrultuda bir yol olması nedeniyle) hava hareketliliğini sağlayacak bir yapıda olduğu, buna rağmen dava konusu revizyon imar planıyla yolun doğuya kaydırılarak şehircilik ilkelerine uygun söz konusu planlamanın bozulduğu gerekçesiyle 5915 parsel sayılı taşınmaz için verilen yapı ruhsatları ile bu ruhsatların dayanağı 1/1000 ölçekli revizyon uygulama imar planının iptaline karar verilmiş, Danıştay Altıncı Dairesinin 10/06/2013 tarih ve E:2012/6426, K:2013/4075 sayılı kararı ile dava konusu parselin bulunduğu alanda üst ölçekli plan (çevre düzeni planı) bulunup bulunmadığı, varsa dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planının bu plana uygun olup olmadığı, parselin bulunduğu ada içindeki diğer parsellerin yapılaşma koşulları TK, A-2, 0,30-0,60 iken hangi nedenlerle dava konusu parselin yapılaşma koşulunun (turistik tesis e:0,90, h:9,5) farklılık arz ettiği, yapılaşma öngörülen parselin kıyı kenar çizgisine olan mesafesinin ne kadar olduğu, ulaşım sistemleri bakımından plan değişikliği ile öngörülen yapılaşmanın, etrafındaki yollar ve diğer yol güzergahları ile plan bütünlüğünün sağlanıp sağlanmadığı hususlarında bir değerlendirme yapılmadığı, bu sebeple kararın eksik incelemeye dayalı verildiği gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur.
Bu bozma kararı üzerine …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazın 1/25000 ölçekli Batı İçel Kıyı Kesimi Nazım İmar Planında gelişme konut alanı olarak planlandığı, dava konusu planların üst ölçekli plana aykırı olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptali yolunda verilen karar, Danıştay Altıncı Dairesinin 14/04/2016 tarih ve E:2014/6749, K:2016/1697 sayılı kararıyla, plan revizyonu ile getirilen “turizm tesis alanı” kullanımının üst ölçekte planda gösterilen “gelişme konut alanı” kullanımına parsel bazında ölçek alınmak suretiyle uygun olup olmadığının tespit edilmesinin mümkün olmadığı, ancak plan açıklama raporu, plan notları ve plan lejandı ile birlikte planlama alanının tamamının incelenmesi suretiyle bütüncül bir bakış açısıyla revizyon planının üst ölçekle uyumunun değerlendirilmesi gerektiği, kaldı ki 1/25000 ölçekli Batı İçel Kıyı Kesimi Nazım İmar Planının, 03/09/2009 tarihinde kabul edilen 1/100000 ölçekli plan hükmü ile yürürlükten kaldırıldığı, idare mahkemesince, Dairemizin 10/06/2013 tarih ve E:2012/6426, K:2013/4075 sayılı bozma kararındaki gerekçeler dikkate alınmak suretiyle, konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyeti marifetiyle yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak, uyuşmazlık hakkında yeniden bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
İdare mahkemesince bozma kararı üzerine yeniden yaptırılan bilirkişi incelemesi üzerine hazırlanan raporda, 06/02/2009 tarihli meclis kararı dikkate alınarak kısmi yapılaşma bulunduğu sonucuna varılmış, dava konusu alanda Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine göre kısmi yapılaşmanın olup olmadığı bilirkişilerce incelenmemiştir. Ayrıca, dava konusu planların onaylandığı 04/07/2007 tarihinde 1/25000 ölçekli … Kıyı Kesimi Nazım İmar Planının yürürlükte olduğu belirtilerek yalnızca üst ölçekli plana uygunluk yönünden değerlendirme yapılmış, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planlarda taşınmazın bulunduğu konum, çevre kullanımlarla ilişkisi açısından turizm tesis alanı olarak belirlenmesinin şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına uygun olup olmadığı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı revizyonunda çevresine göre parsele getirilen farklı yapılaşma koşulları yönünden bir değerlendirmeye yer verilmediği, dava konusu ruhsatlar açısından ise hiç incelenme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, idare mahkemesince, yukarıda belirtilen hususların açıklığa kavuşturulabilmesi için gerekirse yeni bir bilirkişi heyetine yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak yeniden bir karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, eksik incelemeye dayalı verilen idare mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacıların temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 19/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.