Danıştay Kararı 6. Daire 2018/432 E. 2020/13532 K. 23.12.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2018/432 E.  ,  2020/13532 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/432
Karar No : 2020/13532

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) :1- … 2- …
3- … 4- …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) … Büyükşehir Belediye Başkanlığı -…
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …. İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:Denizli ili, Pamukkale ilçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … pafta, … parsel sayılı taşınmazı da kapsayan alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine göre parselasyon yapılmasına ilişkin … tarihli, … sayılı Denizli Büyükşehir Belediye Encümeni kararının iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; İdare Mahkemesince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendrilmesinden; bilirkişi raporunda dava konusu parselasyonun ilgili Yönetmelikte belirtilen planlı kentsel gelişme sürecinde konut gereksiniminin karşılanmasına yönelik hazır imar parseli ve gerekli sosyal-teknik altyapı tesisleri oluşturulması yönünden ve düzenleme sınır tespiti ve sınır geçirilmesi işleminin kentsel gelişme sürecinde konut üretimine hazır imar parseli üretilmesi ilkesi açısından uygun olmadığının belirtildiği, ancak, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 14. maddesinde rekreasyon alanlarının; lokanta, gazino, kahvehane, çay bahçesi, büfe, otopark gibi kullanımlar ile, tenis, yüzme, mini golf, otokros gibi her tür sportif faaliyetlerin yer alabileceği alanlar şeklinde tanımlandığı dikkate alındığında, yapılaşmaya elverişli bir kullanım kararı olduğu, bu hususun da anılan bilirkişi raporunun sonuç kısmının (c) paragrafında belirtildiği, bu itibarla davacılara ait taşınmazın mutlak koruma alanında kalmakta iken dava konusu uygulama işlemi ile yapılaşmaya elverişli bir parsele taşındığı, bu itibarla parselasyon işleminin düzenleme ilke ve esaslarına uygun olarak yapılması nedeniyle hukuka aykırı olmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının daha önceki taşınmazı ile parselasyon sonucu kendisine verilen taşınmazın tasarruf noktasında bir farkı bulunmadığı, halen bu yer üzerinde rekreasyon alanı olmasından dolayı kullanım hakkının kısıtlandığı, bu haksız ve hukuka aykırı, kamu yararı ile bağdaşmayan müdahale neticesinde vuku bulan mağduriyetin giderilmesi için işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken davanın reddine dair mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, bu nedenle İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyize konu İdari Dava Dairesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu onanması gerektiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : Denizli ili, Pamukkale ilçesi, … Mahallesi, … parsel sayılı taşınmazı kapsayacak şekilde 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca Denizli Büyükşehir Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı kararı ile kabul edilen parselasyon işlemi yapılmış, anılan taşınmazın hissedarları olan davacılar tarafından parselasyon işleminin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
İşlem tarihinde yürürlükte olduğu şekliyle 3194 sayılı İmar Kanununun “Tanımlar” başlıklı 5.maddesinde, “Uygulama imar planı; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan” olarak tanımlanmıştır.
İşlem tarihi itibariyle yürürlükte olan şekliyle 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinde; “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re’sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.
Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında “düzenleme ortaklık payı” olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.
Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumi hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz.” hükmü yer almaktadır.
İşlem tarihinde yürürlükte olan İmar Kanununun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile İlgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 12. maddesinde; düzenleme sahasında bulunan okul, hastane, kreş, belediye hizmet veya diğer resmi tesis alanı gibi umumi tesislere ayrılan alanların parselleri düzenlemeye giren parsellerin alanları oranında pay verilmek suretiyle hisselendirileceği düzenlemesine yer verilmiştir.
İşlem tarihinde yürürlükte olan İmar Kanununun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile ilgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, düzenleme sahasının, sınırı tespit edilerek düzenlenmesine karar verilen saha olduğu, (b) bendinde, düzenleme sınırının, düzenlenecek imar adalarının imar planına göre yol, meydan, park, genel otopark, yeşil saha gibi umumi hizmetlere ayrılan ve tescile tabi olmayan alanlar ile cami ve karakol yerlerini çevreleyen sınır olduğu belirtilmiş, aynı Yönetmeliğin “Düzenleme sahalarının tespiti esasları” başlıklı 5. maddesinde, “Belediye ve mücavir alan sınırı içinde belediyeler, belediye encümeni kararı ile; dışında valilikler, il idare kurulu kararı ile; 5 yıllık imar programlarında öncelik tanımak ve beldenin inkişaf ve ihtiyaç durumuna göre, yeterli miktarda arsayı, konut yapımına hazır bulunduracak şekilde düzenleme sahalarını tespit etmek ve uygulamasını yapmak mecburiyetindedir. Konut yapımına hazır arsa sayısının, bir önceki yıl verilen inşaat ruhsatından az olmamasına dikkat edilir. Belirlenen düzenleme sahası bir müstakil imar adasından daha küçük olamaz. Ancak, imar adasının büyük bir kısmının imar mevzuatına uygun bir şekilde teşekkül etmiş olması nedeniyle, yeniden düzenlemesine ihtiyaç bulunmaması ve diğer kısmında birkaç taşınmaz malın tevhid ve ifraz yoluyla imar planı ve imar mevzuatına uygun imar parsellerinin elde edilmesinin mümkün olduğu hallerde, adanın geri kalan kadastro parselleri müstakil bir imar düzenlemesine konu teşkil edebilir.” kuralına; “Düzenleme sınırının geçirilmesi” başlığını taşıyan 6. maddesinde ise: “Düzenleme Sınırı; a) İskan sahasının bittiği yerlerde iskan sınırından, b) İskan sahası içindeki yollarda yol ekseninden, c) İbadet yeri ve karakol yerlerinin dış sınırından, yeşil alan ve genel otopark alanlarının düzenleme ortaklık payı oranı ve uygulamaya alınan parsel sınırına göre uygun görülecek yerinden geçirilir. Ancak, imar planlarında gösterilmiş düzenleme sınırları varsa bu durum dikkate alınır. Düzenleme sınırının herhangi bir parseli iki veya daha fazla parçaya bölmesi halinde; sınır, bu parçalardan düzenleme sahası dışında kalan başka bir imar adasına girmeyenleri varsa bunları da içine alacak şekilde geçirilir. Parsel büyük ise, ifraz yapılarak ifraz sınırından geçirilir.” kuralına yer verilmiştir.

Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 5. maddesinin birinci fıkrasınıın (i) bendinde:” Sosyal altyapı alanları: Birey ve toplumun kültürel, sosyal ve rekreatif ihtiyaçlarının karşılanması ve sağlıklı bir çevre ile yaşam kalitelerinin artırılmasına yönelik kamu veya özel sektör tarafından yapılan eğitim, sağlık, dini, kültürel ve idari tesisler, açık ve kapalı spor tesisleri ile park, çocuk bahçesi, oyun alanı, meydan, rekreasyon alanı gibi açık ve yeşil alanlara verilen genel isimdir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin “Tanımlar” başılığını taşıyan 4. maddesinde “Yeşil alanlar: Toplumun yararlanması için ayrılan oyun bahçesi, çocuk bahçesi, dinlenme, gezinti, piknik, eğlence, rekreasyon ve rekreaktif alanları toplamını (Metropol ölçekteki fuar, botanik ve hayvan bahçeleri ile bölgesel parklar bu alanlar kapsamındadır.), 19 uncu maddede yer alan işlevleri ve yapılaşma koşullarını içeren yeşilalanlar;
1) Çocuk bahçeleri: Çocukların oyun ve dinlenme ihtiyaçlarını karşılayan, bitki örtüsü ile çocukların oyun için gerekli araç gereçleri, toplamda 6 m2’yi geçmeyen büfe ile süs havuzu, pergola ve genel tuvalet dışında başka tesis yapılamayan alanları,
2) Parklar: Kentte yaşayanların yeşil bitki örtüsü ile dinlenme ihtiyaçları için ayrılan, 19 uncu maddedeki kullanımlara da yer verilebilen alanları,
3) Piknik ve eğlence (rekreasyon) alanları: Kentin açık ve yeşil alan ihtiyacı başta olmak üzere, eğlence, dinlenme, piknik ihtiyaçlarının karşılanabildiği, kent içinde ve çevresinde günübirlik kullanıma yönelik olarak imar planı ile belirlenmiş yerleri” şeklinde tanımlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Parselasyon işleminin amacı; imar planı, plan raporu ve imar yönetmeliği hükümlerine göre imar adasının tüm biçim ve boyutu, yapı düzeni, inşaat yaklaşma sınırı ve bahçe mesafeleri, yapı yüksekliği ve derinliği, yerleşme yoğunluğu, taban alanı ve kat alanı katsayısı, arazinin kullanma şekli, mülk sınırları, mevcut yapıların durumu gözönüne alınmak suretiyle üzerinde yapı yapmaya elverişli imar parseli oluşturmaktır.
Düzenleme sınırı, 3194 sayılı İmar Kanununun 18 inci Maddesine Göre Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelikte “düzenlenecek imar adalarının imar plânına göre yol, meydan, park, genel otopark, yeşil saha gibi umumi hizmetlere ayrılan ve tescile tâbi olmayan alanlar ile cami ve karakol yerlerini çevreleyen sınır” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Yönetmeliğin 6. maddesinde ise düzenleme sınırının belirlenmesindeki teknik gereklilikler açıklanmıştır.
İdare Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda, düzenleme sınırının ilgili Yönetmelikte belirtilen planlı kentsel gelişme sürecinde konut gereksiniminin karşılanmasına yönelik hazır imar parseli ve gerekli sosyal-teknik altyapı tesisleri oluşturulması yönünden ve düzenleme sınır tespiti ve sınır geçirilmesi işleminin kentsel gelişme sürecinde konut üretimine hazır imar parseli üretilmesi ilkesi açısından uygun olmadığı tespitine yer verilmiş ancak bu tespit ile çelişir şekilde dava konusu parselayson işleminin, dayanağı olan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı kapsamında belirlenmiş doğal kaynak ve değerlerin korunmasına yönelik imar ve yapılaşma koşulları ile ada–parsel düzeni ve mutlak koruma alanı ilişkileri bakımından uygun olarak hazırlandığı sonucuna varılmıştır.
İdare Mahkemesince anılan bilirkişi raporunun değerlendirilmesi sonucu rekreasyon alanlarının yapılaşmaya elverişli bir alan olduğu, davacılara ait taşınmazın mutlak koruma alanında kalmakta iken dava konusu uygulama işlemi ile yapılaşmaya elverişli bir parsele taşındığı, bu itibarla parselasyon işleminin düzenleme ilke ve esaslarına uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlığa konu taşınmazları da kapsayan alanda 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca parselasyon yapılmak üzere belirlenen düzenleme sınırına ilişkin parselasyon haritası incelendiğinde, düzenleme sınırı belirlenirken, belirtilen hususlara dikkat edilmediği; belirlenen düzenleme sınırı içersinde kalan taşınmazların imar planında park, rekreasyon alanı ve yol kullanımına ayrıldığı, yapılaşabilir imar parseli olmadığı anlaşılmıştır.
Parselasyon işleminde, umumi hizmet alanları için düzenlemeye giren parsellerin alanları oranında düzenleme ortaklık payı kesilmesi ve varsa resmi kurum alanları için de düzenlemeye giren parsellerin alanları oranında pay verilmek suretiyle bu alanların oluşturulması ve sonrasında kalan hissenin yapılaşabilir imar parselinden verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan bir alanın kamu tesis alanı olması halinde İmar Kanununun 18. Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi ile ilgili Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 12. maddesine göre kamu ortaklık payı (KOP), umumi hizmet alanı olması halinde ise anılan yönetmeliğin 4.maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı (DOP) ile oluşturulması gerekmektedir.
İmar planında yer alan rekreasyon alanının yukrıda anılan Mekansal Planlar Yönetmeliği ve Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde yer alan tanımlamalara göre kente hizmet eden yeşil alan statüsünde sosyal donatı alanı olduğu, rekreasyon alanında yapılacak yapıların kente hizmet için belediyelerce yapılacak yapılar olduğu, anılan yapılar için yapılaşma koşullarının getirilmesi ve yapılaşma oranının düşük olması hususları dikkate alındığında rekreasyon alanının parselasyon işleminin amacına uygun olarak yapılaşmaya uygun imar parseli olmadığı kamu tesis alanı olduğu için parselasyon işleminde kamu ortaklık payından (KOP) karşılanması gereken bir alan olduğu tabidir.
Uyuşmazlıkta, davacıların taşınmazından düzenleme ortaklık payı oranının uygulama sahası içindeki bütün parsellerle eşit olarak alındığı, kalan hissenin tamamının kamu ortaklık payından (KOP) karşılanması gereken rekreasyon alanından tahsis edildiği, davacılara yapılaşabilir imar parseli verilmediği görülmüştür.
Bu durumda, Yönetmelikte belirlenen kriterler çerçevesinde düzenleme sınırı belirlenmesi gerekirken, anılan hususlara dikkat edilmeden yapılan parselasyon işleminde hukuka ve imar mevzuatına uyarlık bulunmadığından, aksi yönde verilen Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki İdari Dava Dairesi kararında isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacıların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 23/12/2020 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.