Danıştay Kararı 6. Daire 2018/4204 E. 2020/6379 K. 30.06.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2018/4204 E.  ,  2020/6379 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/4204
Karar No : 2020/6379

DAVACI : … Dayanıklı Tüketim Malları ve Nak. Gıda. İth. İhr. Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

DAVALILAR : 1- …/…
2- … Bakanlığı/…
VEKİLİ : Av. … & Av. …

DAVANIN KONUSU : Ankara İli, Altındağ İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın da dahil olduğu alanda “Ulus Kent Merkezi Yenileme Alanı” projesi kapsamında konaklama tesisi (yurt alanı) olarak ayrılan taşınmazların öğrenci yurdu yapılması amacıyla acele kamulaştırılmasına ilişkin 09.04.2018 tarih ve 2018/11601 sayılı (mülga) Bakanlar Kurulu kararının iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :Ankara İli, Altındağ İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın da dahil olduğu alanda “Ulus Kent Merkezi Yenileme Alanı” projesi kapsamında konaklama tesisi olarak ayrılan taşınmazların Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27.maddesine göre acele kamulaştırılması için alınan 13.04.2018 tarihli, 30390 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 09.04.2018 tarihli, 2018/11601 sayılı (mülga) Bakanlar Kurulu kararının; acele kamulaştırma kararının alınabilmesi için gerekli olan acelelik halinin ve olağanüstü koşulların somut olayda gerçekleşmediği, dava konusu işlemin gerekçeden yoksun olduğu ve keyfilik taşıdığı, dolayısıyla acele kamulaştırma için gerekli yasal şartların oluşmadığı, iddialarıyla, iptali istenilmektedir.

DAVALILARIN SAVUNMASI : Davaya konu taşınmazın bulunduğu alanın 5366 sayılı Kanunun 2.maddesi uyarınca yenileme alanı olarak tespit edilen alan sınırları içerisinde kaldığı, bu yeri kapsayan alanda Hergelen Meydanı Kentsel Yenileme Avan Projesinin Ankara 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 06.02.2018 tarihli, 3036 sayılı kararı ile uygun bulunduğu, bu projede anılan taşınmazın yurt alanında kaldığı, Bakanlar Kurulu kararı ile toplam 4,927,00 m2 büyüklüğünde 12 adet taşınmazın acele kamulaştırılmasına karar verilmiş olup üzerinde çok sayıda şahıs ve şirkete ait işyeri bulunduğundan söz konusu taşınmazlar üzerinde yer alan binaların birden fazla malike ait olduğu, parseller üzerinde çok fazla bağımsız bölüm ve dolayısıyla mülkiyet olduğu, öncelikle satın alma usulü uygulandığı takdirde tüm maliklerle anlaşma sağlanması çok güç olduğundan anlaşma prosedürünün uygulanamadığı, Ankara İlinde yurt ihtiyacının had safhada olduğu, kent merkezine yakın, üniversitelere erişilebilirliği yüksek olan ve yeterli büyüklükte Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumuna ait veya tahsis edilmiş imar planında yurt alanı olarak ayrılmış taşınmaz bulunmadığı, bölgenin çevresindeki üniversitelerle birlikte merkezi bir konumda olduğu ve toplu taşıma araçlarına yakın olduğu, avan projeye dayanılarak Gençlik ve Spor Bakanlığınca 29.03.2018 tarihli, 21 sayılı kamu yararı kararı alındığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmesi gerektiği, savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Davacıya ait taşınmaz, 28.06.2015 tarih ve 29400 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 22.06.2015 tarih ve 2015/7872 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun 2.maddesi uyarınca yenileme alanı olarak tespit edilen alan sınırları içerisinde kalmaktadır.
5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun 2. ve 4. madde hükümleri ile yenileme alanlarında kamulaştırma yapılabileceği belirtilmiş olduğundan, anılan Yasa uyarınca yapılacak olan kamulaştırmalarda şartlarının olması halinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun acele kamulaştırmayı düzenleyen 27. maddesi hükmünün de uygulanabileceği açıktır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun acele kamulaştırmayı düzenleyen 27. maddesi incelendiğinde ise, acele kamulaştırma usulünün olağanüstü bir kamulaştırma usulü olarak öngörüldüğü, istisnai durumlarda uygulanacak bir yöntem olduğu, bu yöntemin uygulanmasının gerekçesi olarak olağan kamulaştırma gerekçeleri dışında aceleliğin varlığına işaret eden kamulaştırma şartlarının ortaya konulması gerektiği açıktır.
Bu bağlamda, yukarıda da değinildiği üzere mevzuat uyarınca ilk önce olağan kamulaştırma yolunun tercih edilmesi gerekmekte olup 2942 sayılı Kanunun 27. maddesinde yer alan acelelik halinin bulunduğunun saptanması halinde anılan madde uyarınca acele kamulaştırılması zorunlu bulunan taşınmazlara yönelik olarak gerekli tespitler yapılıp sebepleri de belirtilmek suretiyle başvuruda bulunulması ve bunun sonucunda da başvuruda bulunulan taşınmazlara yönelik inceleme yapılarak koşulların gerçekleşmesi halinde, Bakanlar Kurulunca 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca aceleliğine karar verilmiş olan taşınmazlara yönelik olarak acele kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesi gerekmektedir.
Bakılan davada ise, olağan kamulaştırma yolu denenmeksizin ve acelelik halinin bulunduğu somut verilerle ortaya konulmadan Hergelen Meydanı Kentsel Yenileme Avan projesi kapsamında, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından öğrenci yurdu yapılması amacıyla 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinin uygulanmasının kararlaştırıldığı görülmektedir.
Davacıya ait taşınmazı da kapsayan alanın yenileme alanı olarak belirlenmesi tek başına acele kamulaştırma yapılmasına gerekçe teşkil etmeyeceğinden, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde öngörülen acele kamulaştırma prosedürünün uygulanabilmesi için gerekli olan olağanüstü durumların ve bu yönteme başvurulması ile amaçlanan kamu yararının somut olarak ortaya konulması gerektiği ancak uyuşmazlık konusu olayda bu hususların ortaya konulamadığı ve acele kamulaştırılması zorunlu bulunan taşınmazlara yönelik olarak, Yasa hükümlerinde aranan acelelik şartların bulunup bulunmadığı yönünden gerekli tespitler yapılıp her bir taşınmaz için ayrı ayrı sebepleri de belirtilmek suretiyle başvuruda bulunulması gerekmekte iken, aralarında davacıya ait taşınmazın da bulunduğu Altındağ Belediyesi sınırları içerisinde kalan ve toplam on iki parselden oluşan bölge için, ortak ve genel gerekçelerle acele kamulaştırma kararı verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan, yenileme projelerinin, bahse konu alanları, koruma esasları ve kullanma şartları ile yapılaşma sınırlamaları, sağlıklaştırma, uygulama etap ve programları, yaya dolaşımı ve taşıt ulaşımı, alt yapı tesislerinin tasarım esasları, yoğunluklar ve parsel tasarımları gibi hususları düzenleyen koruma amaçlı imar planlarına dayanması, öncelikle koruma amaçlı imar planlarında öngörülen fonksiyonlar ve plan bütünlüğüne uyulmasının imar hukukunun gereği olduğu açıktır.
Bu nedenle, yenileme alanı ilanı sonrasında bu alana ilişkin koruma amaçlı imar planının varlığı halinde bu plana göre yenileme projesi hazırlanması, koruma amaçlı imar planının olmadığı yerlerde ise koruma amaçlı imar planı yapılarak bu plan doğrultusunda projenin hazırlanması ve söz konusu projeler ve mevcut koruma amaçlı imar planlarında öngörülen kullanım kararları dikkate alınarak kamulaştırma işlemi de dahil olmak üzere uygulama işlemlerinin tesis edilmesi gerekmektedir.
Bu kapsamda, acele kamulaştırmaya konu alanda Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile kesinleşen 1/5000 ölçekli Ulus Tarihi Kent Merkezi Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararıyla iptal edildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararı ile reddedildiği, bu kararın Dairemizin 10/09/2018 tarih ve E:2017/5333, K:2018/6590 sayılı kararı ile onanmak suretiyle kesinleştiği, 1/1000 ölçekli uygulama imar planının ise henüz yapılmamış olduğu görülmektedir. Dolayısıyla bu alanlara ilişkin yoğunluk, kullanım ve yapılaşmaya yönelik temel kararların imar planı olmadığından belirlenmediği, sadece avan projeye göre belirlenen arazi kullanım kararı ve kat yüksekliği esas alınarak uygulama yapılacağının anlaşıldığı, bu durumda yenileme alanlarına ilişkin bu denli esnek ve avan projeye dayalı karar verme sürecinin işletilmesi kentsel sit alanı niteliğindeki bölgenin tarihi dokusunu zedeleyeceği ve plan bütünlüğüne aykırı olduğundan dava konusu işlemde koruma ilkelerine ve imar mevzuatına uyarlık bulunmamaktadır.
Bu durumda, dava konusu acele kamulaştırmaya ilişkin 09.04.2018 tarih ve 2018/11601 sayılı (mülga) Bakanlar Kurulu kararının iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI DANIŞTAY SAVCISI …’IN DÜŞÜNCESİ : Dava, Ankara İli, Altındağ İlçesi, … Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve ekli listede ada ve parsel numaraları belirtilen taşınmazların öğrenci yurdu yapılması amacıyla Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaştırılması yolundaki 13.04.2018 günlü, 30390 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 09.04.2018 günlü, 2018/11601 sayılı Bakanlar Kurulu kararının, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasa’nın 13. ve 35. madde hükümleri uyarınca mülkiyet hakkının kamu yararı amacıyla Anayasa’ya uygun olarak yasayla sınırlandırılması mümkündür. Ancak buna ilişkin düzenlemeler öncelikle kamu yararına dayanmalıdır. Ülkemizin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolüyle de mülkiyet hakkı bir insan hakkı olarak kabul edilmiş ve bu hakkın orantılılık ilkesi çerçevesinde kamu yararı gözetilerek sınırlandırılabileceği ifade edilmiştir. Buna göre, bir taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının kamulaştırma yolu ile kaldırılması (mülkiyetin el değiştirmesi) kamu yararının karşılanması zorunluluğunun özel mülkiyet hakkının korunmasından üstün tutulması şartına bağlıdır. Bu çerçevede, 2942 sayılı Yasanın 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlendiğinden, madde hükmü ile üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanınmıştır. Bu koşullardan ikisi Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya özel kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olması halleri şeklinde açıkça sayılmak suretiyle üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasının gerçekleştirilmesi amacıyla acele kamulaştırma yoluna gidilebileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda üçüncü koşul olan aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar verilebilmesi için de kamu yararı ve kamu düzenine ilişkin olma halinin maddede yer alan diğer iki koşula paralel nitelik taşıması gerekmektedir.
5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun hükümleri ile yenileme alanlarında kamulaştırma yapılabileceği öngörülmüş olduğundan, anılan Yasa uyarınca yapılacak olan kamulaştırmalarda 2942 sayılı Yasanın acele kamulaştırmayı düzenleyen 27. maddesi hükmünün de uygulanabileceği açıktır.
Buna göre, 5366 sayılı Yasa uyarınca bir bölgenin yenileme alanı olarak belirlenmesi tek başına acele kamulaştırma yapılmasına gerekçe teşkil etmeyeceğinden, yenileme projelerinin uygulanmasında öncelikle anlaşma yoluna gidilmesi, anlaşma sağlanamayan durumlarda kamulaştırma yapılması ve bu halde de kamulaştırmanın 2942 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca gerçekleştirilebilmesi için acele kamulaştırma prosedürünün uygulanabilme koşullarının gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, Ulus Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı olarak belirlenen uyuşmazlık konusu taşınmazın da yer aldığı alana ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … günlü, … sayılı kararı ile onanan 1/5000 ölçekli Ulus Tarihi Kent Merkezi Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesinin … günlü, E: … , K: … sayılı kararıyla planın iptal edildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … günlü, E: … , K: … sayılı kararı ile reddedildiği, bu kararın Danıştay Altıncı Dairesinin 10/09/2018 günlü, E:2017/5333, K:2018/6590 sayılı kararı ile onandığı, bölgeye ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planının henüz hazırlanmadığı, Hergelen Meydanı Kentsel Yenileme Avan Projesi kapsamında, konaklama tesisi olarak ayrılan taşınmazlardan aralarında uyuşmazlığa konu taşınmazın da yer aldığı on iki adet parselin Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından öğrenci yurdu yapılması amacıyla acele kamulaştırılması yolundaki dava konusu Bakanlar Kurulu kararının alındığı, acele kamulaştırma kararı alınmadan önce anlaşma yoluna gidilmediği, uyuşmazlığa konu taşınmaza acele el konulmasına karar verilmesi istemiyle açılan davada, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … günlü, E: … D.İş, K: … sayılı kararıyla acele el koyma kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Sit alanlarında bölgeye ilişkin koruma amaçlı imar planları ile belirlenen kullanım kararları doğrultusunda uygulama yapılması mümkün olup, bu alanlarda 5366 sayılı Kanunun uygulanması suretiyle yenileme alanı ilan edilmesi durumunda da, bölgeye ilişkin koruma amaçlı imar planı varsa bu plan doğrultusunda, yoksa koruma amaçlı imar planı yapılarak buna uygun olarak yenileme projelerinin hazırlanması ve söz konusu projeler ve koruma amaçlı imar planlarında öngörülen kullanım kararları doğrultusunda kamulaştırma işlemi de dahil olmak üzere uygulama işlemlerinin tesis edilmesi gerektiği açıktır.
Bu durumda, uyuşmazlığa konu kentsel sit alanı niteliğindeki bölgede koruma amaçlı imar planı yapılmaksızın avan projeye dayanılarak tesis edilen işlemlerin bölgenin korunması ilkesine ve plan bütünlüğüne aykırı olduğu; acele kamulaştırılmasına karar verilen taşınmazlara yönelik olarak, 2942 sayılı Yasa’nın 27. maddesinde öngörülen şartların bulunup bulunmadığı yönünden gerekli tespitler yapılıp, her bir taşınmaz için ayrı ayrı sebepleri belirtilmek suretiyle başvuruda bulunulmadığı gözönünde bulundurulduğunda, olayda 2942 sayılı Yasa’nın 27. maddesinde öngörülen acele kamulaştırma koşullarının gerçekleşmediği sonucuna varılmış olup, dava konusu Bakanlar Kurulu kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu 09.04.2018 günlü, 2018/11601 sayılı Bakanlar Kurulu kararının uyuşmazlığa konu taşınmaz yönünden iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY: Bakanlar Kurulunun 22.06.2015 tarih ve 2015/7872 sayılı kararıyla Ulus Tarihi Kent Merkezi Yenileme Alanı olarak belirlenen uyuşmazlık konusu taşınmazın da yer aldığı alana ilişkin Ankara 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 06.02.2018 tarihli, 3036 sayılı kararı ile uygun bulunan Hergelen Meydanı Kentsel Yenileme Avan Projesi kapsamında, konaklama tesisi olarak ayrılan taşınmazlardan aralarında uyuşmazlığa konu taşınmazın da yer aldığı on iki adet parselin Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından öğrenci yurdu yapılması amacıyla 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesine göre acele kamulaştırılması için Gençlik ve Spor Bakanlığının … tarihli, … sayılı yazısı üzerine 13.04.2018 tarihli, 30390 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 09.04.2018 tarihli, 2018/11601 sayılı (mülga) Bakanlar Kurulu kararı alınmıştır.
Bakılan dava, bu acele kamulaştırma kararının iptali istemiyle açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 35. maddesinde: “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” hükmü yer almaktadır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin Ek 1 Nolu Protokolünün “Mülkiyetin korunması” başlıklı 1. maddesinde: “Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez.” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan mevzuat hükümleri açısından bakıldığında, özel mülkiyet hakkının korunması gereken temel insan hakları arasında öngörüldüğü, anayasa ve uluslararası sözleşmelerde mülkiyet hakkını korumaya yönelik düzenlemelere yer verildiği, bu düzenlemelerde mülkiyet hakkına müdahalelerin olabileceğinin öngörüldüğü, ancak bu müdahalelerde kamu yararı gerekçesi, kanuni düzenleme gereği ve ölçülülük yada orantılılık gibi uluslararası hukukun genel ilkelerinin varlığının dikkate alınması gerektiği, aksi durumda müdahalenin mülkiyet hakkı ihlaline neden olacağı kabul edilmiştir. Nitekim Anayasa Mahkemesi kararları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarıyla da bu hususların açık bir şekilde ortaya konulduğu görülmektedir.
Bu açıdan, kamu gücü kullanılarak özel mülkiyetteki taşınmazların kamu eline geçirilmesini ifade etmesi anlamında kamulaştırmanın yargısal incelemesinde, mülkiyet hakkına söz konusu müdahalede yukarıda yer alan hükümler çerçevesinde kamu yararının varlığının, kanuni düzenleme gereğinin ve orantılılık noktasında adil dengenin sağlanıp sağlanmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde ise, 3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10 uncu madde esasları dairesinde ve 15 inci madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10 uncu maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabileceği, bu Kanunun 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında belirtilen hallerde yapılacak kamulaştırmalarda yatırılacak miktar, ödenecek ilk taksit bedeli olduğu düzenlemesine yer verilmiştir.
2942 sayılı Kanunun 27. maddesi incelendiğinde, kamulaştırma işlemlerinde öngörülen yöntemlerin bir kısmının uygulanmayarak taşınmaza acele el konulabilmesi yolu istisnai olarak başvurulabilecek bir yöntem şeklinde düzenlendiğinden, madde hükmü ile üç durumda acele kamulaştırma yolu ile taşınmaza el konulmasına olanak tanınmıştır. Bu koşullardan ikisinde Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya özel kanunlarda öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olması halleri şeklinde açıkça sayılmak suretiyle üstün kamu yararının ve kamu düzeninin korunmasının gerçekleştirilmesi amacıyla acele kamulaştırma yoluna gidilebileceği belirtilmiştir. Bu kapsamda, üçüncü koşul olan aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar verilebilmesi için de kamu yararı ve kamu düzenine ilişkin olma halinin maddede yer alan diğer iki koşula paralel nitelik taşıması gerekmektedir. Nitekim, anılan maddenin gerekçesinde de, acele ve istisnai hallerde, Kanunun önceki hükümlerine uyulması çeşitli sakıncalar yaratabileceği gibi, kamunun büyük zararlara uğramasının da muhtemel olabileceği belirtilerek maddede belirtilen şartların varlığına bağlı olarak kıymet takdiri dışındaki bazı kanuni işlemlerin sonraya bırakılarak, maddede öngörülen süre ve şekilde taşınmaza el konulması düzenlenmiştir.
5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıklarının Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1. maddesinin 1. fıkrasında, “Bu Kanunun amacı, büyükşehir belediyeleri, büyükşehir belediyeleri sınırları içindeki ilçe ve ilk kademe belediyeleri, il, ilçe belediyeleri ve nüfusu 50.000’in üzerindeki belediyelerce ve bu belediyelerin yetki alanı dışında il özel idarelerince, yıpranan ve özelliğini kaybetmeye yüz tutmuş; kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurullarınca sit alanı olarak tescil ve ilan edilen bölgeler ile bu bölgelere ait koruma alanlarının, bölgenin gelişimine uygun olarak yeniden inşa ve restore edilerek, bu bölgelerde konut, ticaret, kültür, turizm ve sosyal donatı alanları oluşturulması, tabiî afet risklerine karşı tedbirler alınması, tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların yenilenerek korunması ve yaşatılarak kullanılmasıdır.” hükmüne,
“Alanların Belirlenmesi” başlıklı 2. maddesinde, “Yenileme alanları, il özel idarelerinde il genel meclisi, belediyelerde belediye meclisi üye tam sayısının salt çoğunluğunun kararı ile belirlenir. İl özel idaresinde il genel meclisince, büyükşehirler dışındaki belediyelerde belediye meclisince alınan kararlar Bakanlar Kuruluna sunulur. Büyükşehirlerde ise ilçe ve ilk kademe belediye meclislerince alınan bu kararlar, büyükşehir belediye meclisince onaylanması halinde Bakanlar Kuruluna sunulur. Bakanlar Kurulu projenin uygulanıp uygulanmamasına üç ay içinde karar verir. Bakanlar Kurulunca kabul edilen alanlardaki uygulama bir program dahilinde etap etap projelendirilebilir. (…)
Etap proje ve programları, meclis üye tam sayısının salt çoğunluğunun kararı ve belediyelerde belediye başkanının, il özel idarelerinde valinin onayı ile uygulamaya konulur. Belirlenen alan sınırları içindeki tüm taşınmazlar, belediyece ve il özel idaresince hazırlanacak yenileme projelerinin kültür ve tabiat varlıklarını koruma kurulunca karara bağlanmasını müteakip bu Kanuna göre yapılacak yenileme projesi hükümlerine tâbi olurlar. Büyükşehir belediye sınırları içinde büyükşehir belediyelerinin yapacaklarının dışında kalan yenileme projeleri, ilçe ve ilk kademe belediyelerince hazırlanması ve meclislerinde kabulünden sonra büyükşehir belediye başkanınca onaylanarak yürürlüğe girer. Buna göre kamulaştırma ve uygulama yapılır.” hükümlerine,
“Uygulama” başlıklı 3. maddesinde, “Yenileme alanları olarak belirlenen bölgelerde il özel idaresi ve belediye tarafından hazırlanan veya hazırlatılan yenileme projeleri ve uygulamaları ilgili il özel idareleri ve belediyeler eliyle yapılır veya kamu kurum ve kuruluşları veya gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine yaptırılarak uygulanır. Bu alanlarda Toplu Konut İdaresi ile ortak uygulama yapılabileceği gibi, Toplu Konut İdaresine de uygulama yaptırılabilir.(…)
Yenileme alanı içinde yapı parsellerindeki uygulamalarda kendi parseli ve yapısı aynen korunarak yenilenecek yapılar, projenin bütünlüğünü bozmamak şartıyla belediyece kabul edilen projeye bağlı kalmak ve il özel idaresi ve belediyenin belirleyeceği amaçta kullanılmak kaydıyla parsel sahibince yapılabilir. Bu durumlarda uygulamanın projeyle eş zamanlı olarak başlatılması ve tamamlanması esastır. Aksi takdirde il özel idaresi ve belediyece bu Kanun hükümleri uygulanır.
Uygulama esnasında her türlü kontrol, denetim ve takip işlemleri, ilgili il özel idaresi ve belediyece yapılır veya yaptırılarak sonuçlandırılır. Bu işlemler, projenin özelliğine göre konuyla ilgili uzman kişi, kurum ve ekiplere yaptırılır.(…)
Yenileme projelerini onaylamak üzere 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 51 inci maddesine göre gerektiği kadar Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu oluşturulur. Kurulca onaylanan projeler, il özel idaresi veya belediyece uygulanır.(…)
Yenileme projeleri, uygulama alanı içerisinde bulunan taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının rölöve, restitüsyon, restorasyon projeleri ile onarılacak veya yeniden inşa edilecek yapıların imar mevzuatında öngörülen projelerinden oluşur.(…)” hükümlerine,
“Taşınmaz tasarruflarının kısıtlanması ve kamulaştırma” başlıklı 4. maddesinde ise, “(…)Yenileme alanlarında bulunan yapıların boşaltılması, yıkımı ve kamulaştırılmasında anlaşma yolu esastır. Anlaşma sağlanamayan hallerde gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmazlar ilgili il özel idaresi ve belediye tarafından kamulaştırılabilir. Bu Kanun uyarınca yapılacak kamulaştırmalar 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki iskân projelerinin gerçekleştirilmesi amaçlı kamulaştırma sayılır. Tapuda mülkiyet hanesi açık olan taşınmazlar ile varisi belli olmayan, kayyım tayin edilmiş, ihtilaflı, davalı ve üzerinde her türlü mülkiyet ve mülkiyetin gayri aynî hak tesis edilmiş olan taşınmazlar için de aynı madde hükümlerine göre kamulaştırma işlemleri yürütülür. Kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesinde il özel idareleri ve belediyeler veraset ilamı çıkarttırmaya, kayyım tayin ettirmeye veya tapuda kayıtlı son malike göre işlem yapmaya yetkilidir.
İl özel idareleri ve belediyeler taşınmaz mülkiyetinin kamulaştırılması yerine, uygun gördükleri takdirde satın alma, kat karşılığı ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ilgili maddelerinde düzenlenen intifa hakkı veya üst hakkı kurulması yolu ile sınırlı aynî hak tesis edebilirler.(…)” hükümlerine yer verilmiştir.
5366 sayılı Kanuna dayanılarak Bakanlar Kurulunca çıkarılan, 14/12/2005 tarih ve 26023 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği’nin 4. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde, “Yenileme avan projesi: yenileme uygulama projelerine esas teşkil edecek, Kanunun 2 nci maddesi uyarınca kültür varlıklarını koruma bölge kurulunca karara bağlanan, mimari avan proje ile statik, tesisat, elektrik, ulaşım ve alt yapı ön raporlarını”; (h) bendinde ise “Yenileme uygulama projesinin: yenileme alanı içerisinde bulunan tarihi ve kültürel taşınmaz varlıkların, Kanunun 3 üncü maddesi uyarınca kültür varlıklarını koruma bölge kurulunca karara bağlanan, rölöve, restitüsyon, restorasyon projeleri ile onarılacak veya yeniden inşa edilecek yapıların, imar mevzuatında öngörülen kentsel tasarım, çevre düzenleme, mimari, statik, mekanik-elektrik tesisat ve alt yapı projelerini” ifade ettiği belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Öncelikle, 5366 sayılı Kanunda, yenileme alanı ilanı sonrasında yapılacak uygulamaların yenileme projeleri ile gerçekleştirilmesi öngörülmüştür. Dolayısıyla, söz konusu Kanunda yenileme alanlarındaki uygulamaya yönelik özel bir süreç düzenlenmiş olup bu bölgelerde yapılacak uygulamaların ve kamulaştırmaların yenileme avan projesi esas alınarak hazırlanacak yenileme uygulama projesi doğrultusunda gerçekleştirileceği açıktır. Başka bir ifadeyle, yenileme alanı ilan edilen bölgede henüz imar planları yapılmamış olsa dahi, 5366 sayılı Kanunun amaç ve hedefleri doğrultusunda hazırlanan yenileme projelerine dayalı olarak uygulama yapılması mümkündür. Nitekim, İdari Dava Daireleri Kurulunun 03/10/2019 tarih ve E:2017/207, K:2019/4073 sayılı kararında da bu hususa değinilmiştir.
5366 sayılı Kanunun 2.maddesi uyarınca belirlenen Yenileme Alanı sınırları içerisinde olup Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunca onaylanan Kentsel Yenileme Avan Projesi kapsamında bulunan ve anılan projede kamu kullanım alanı (Yüksek Öğretim öğrenci yurdu) olarak belirlenen alanda kalan taşınmazlardan dava konusu edilen Bakanlar Kurulu kararı ile toplam 4,927,00 m2 büyüklüğünde 12 adet taşınmazın acele kamulaştırılmasına karar verilmiş olup bahse konu taşınmazların üzerinde çok sayıda şahıs ve şirkete ait işyeri bulunmaktadır. Anılan taşınmazlar üzerinde yer alan binaların birden fazla malike ait olduğu, parseller üzerinde çok fazla bağımsız bölüm ve dolayısıyla mülkiyet olduğu, öncelikle normal kamulaştırma usulü uygulandığı takdirde davalı Bakanlığın 2018 yılı için onaylanmış yatırım programında yer alan ve bütüncül bir biçimde, belli bir takvim içerisinde ivedilikle karşılanması gereken bir kamu hizmetinin gerçekleştirilmesinin mümkün olamayacağı, 2017-2018 eğitim öğretim yılında toplam 290.614 öğrencinin yükseköğrenime devam ettiği Ankara İlinde 24.083 yatak kapasiteli öğrenci yurdu olduğu hususu da göz önüne alındığında yurt ihtiyacının giderilmesi için acelelik halinin bulunduğu, bu nedenle, öğrenciler için yapılmak istenen yurt projesinde kamu yararının varlığı da açık olup projenin bütünselliği kapsamında acele kamulaştırma kararı alınmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Kaldı ki, dava konusu yeri kapsayan Hergelen Meydanı Kentsel Yenileme Avan Projesi Ankara 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 06.02.2018 tarih ve 3036 sayılı kararı ile uygun bulunmuştur.
Öte yandan, Dairemizin 16/07/2019 tarih ve E:2018/4204 sayılı ile 27/11/2019 tarih ve E:2018/4204 sayılı ara kararları ile taraflara, dava konusu acele kamulaştırma kararının dayanağı olan yenileme avan projesine karşı dava açılıp açılmadığı, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. ve 27. maddeleri kapsamında mezkur taşınmaza acele el konulmasına ve kamulaştırılmasına yönelik olarak Asliye Hukuk Mahkemesinde acele el koyma ve bedel tespit-tescil davaları açılıp açılmadığı, 2942 sayılı Kanunun 8.maddesinde öngörülen satın alma usulünün uygulanıp uygulanmadığı, bahse konu alan içerisinde 24.10.2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 23.10.2019 tarih ve 1694 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile ilan edilen riskli alan kararının anılan taşınmazı kapsayıp kapsamadığı, kapsamışsa bu karara karşı dava açılıp açılmadığı sorularak konuya ilişkin bilgi ve belgelerin istenilmesine karar verilmiştir.
Bu ara kararlarına taraflarca verilen yanıtta; aynı alanda … ada, … parsel sayılı taşınmazın malikleri tarafından Hergelen Meydanı Kentsel Yenileme Avan Projesinin iptali istemiyle Kültür ve Turizm Bakanlığına karşı … İdare Mahkemesinin E: … sayılı dosyasında açılan davada … tarih ve E: … sayılı kararla yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verildiği, bu karara karşı yapılan itirazın da … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: … sayılı kararıyla reddedildiği, dosyanın esasının anılan Mahkemede incelenme aşamasında olduğu görülmekte olup söz konusu yenileme projesinin halen yürürlükte olduğu, yine, dava konusu acele kamulaştırma kararı alınmasından sonra mezkur taşınmaza el konulması istemiyle Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından görülen davadaki davacılara karşı açılan davada … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E: … D.İş, K: .. D.İş sayılı kararıyla anılan taşınmaza el konulmasına ve tespit edilen bedelin davacıya ödenmek üzere söz konusu Mahkemenin hesabına yatırılmasına karar verildiği ve anılan taşınmazın bedelinin tespiti ve mülkiyetinin idare adına tescili için Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından mezkur taşınmazın maliki davacılara karşı açılan davada … Asliye Hukuk Mahkemesinin E: … sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiği ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 8.maddesi kapsamında öncelikle satın alma usulünün denenip denenmediği hususunun dosya içeriğinden anlaşılamadığı ve 12.04.2019 tarihli uzlaşmazlık tutanağı düzenlendiği, söz konusu taşınmazı da kapsayan alanda 23.10.2019 tarih ve 1694 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile ilan edilen riskli alan kararına karşı Dairemizin E:2019/21122 sayılı dosyasında açılan davada 05/02/2020 tarih ve E:2019/21122 sayılı kararla yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verildiği görülmektedir.
Diğer taraftan, yenileme projesinde anılan taşınmazın yurt alanında kaldığı ve bu projeye dayanılarak Gençlik ve Spor Bakanlığınca 29.03.2018 tarih ve 21 sayılı kamu yararı kararı alındığı, dava konusu acele kamulaştırma kararının da bu kamu yararı kararı kapsamında tesis edildiği görülmekte olup kamu yararı kararının dava konusu edilmediği ve halen yürürlükte olduğu anlaşılmaktadır.
5366 sayılı Kanunun 4.maddesi hükmü gereğince yenileme projeleri kapsamında yapılacak kamulaştırmalarda anlaşma yolunun esas olduğu belirtilmekte ise de, kamulaştırmaya konu taşınmazların anılan projede konut-ticaret-kültür-turizm gibi özel kullanıma konu edilebilecek ya da şahıslar tarafından gerçekleştirilebilecek bir kullanıma konu edilmeyip (yurt alanı) kamu kullanımına ayrılmış olduğu bu nedenle anılan kanun hükümleri kapsamında anlaşmaya konu edilemeyeceği açık bulunduğundan bu kanun kapsamında anlaşma görüşmelerinin yapılmamış olması dava konusu işlemi sakatlar nitelikte görülmemiştir.
Bu durumda, dosya kapsamının bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden; davalı Gençlik ve Spor Bakanlığınca Ankara İlinde had safhada bulunan ve acilen karşılanması gereken yurt ihtiyacının 2018 yılı yatırım programında yer alan yurt projelerinin ivedilikle gerçekleştirilmesine ihtiyaç duyulduğundan bahisle Koruma Bölge Kurulunca onaylı avan projede de yurt alanında kalan taşınmazların 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılması yolunda talepte bulunulması üzerine alınan dava konusu (mülga) Bakanlar Kurulu Kararında; acele kamulaştırmayı gerektiren yasal koşulların gerçekleşmiş olduğu sonucuna ulaşıldığından hukuka aykırılık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. (Mülga) Bakanlar Kurulunun 09.04.2018 tarih ve 2018/11601 sayılı kararı yönünden DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 30/06/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X) : Davacıya ait taşınmaz, 28.06.2015 tarih ve 29400 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 22.06.2015 tarih ve 2015/7872 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun 2.maddesi uyarınca yenileme alanı olarak tespit edilen alan sınırları içerisinde kalmaktadır.
5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun 2. ve 4. madde hükümleri ile yenileme alanlarında kamulaştırma yapılabileceği belirtilmiş olduğundan, anılan Yasa uyarınca yapılacak olan kamulaştırmalarda şartlarının olması halinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun acele kamulaştırmayı düzenleyen 27. maddesi hükmünün de uygulanabileceği açıktır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun acele kamulaştırmayı düzenleyen 27. maddesi incelendiğinde ise, acele kamulaştırma usulünün olağanüstü bir kamulaştırma usulü olarak öngörüldüğü, istisnai durumlarda uygulanacak bir yöntem olduğu, bu yöntemin uygulanmasının gerekçesi olarak olağan kamulaştırma gerekçeleri dışında aceleliğin varlığına işaret eden kamulaştırma şartlarının ortaya konulması gerektiği açıktır.
Bu bağlamda, yukarıda da değinildiği üzere mevzuat uyarınca ilk önce olağan kamulaştırma yolunun tercih edilmesi gerekmekte olup 2942 sayılı Kanunun 27. maddesinde yer alan acelelik halinin bulunduğunun saptanması halinde anılan madde uyarınca acele kamulaştırılması zorunlu bulunan taşınmazlara yönelik olarak gerekli tespitler yapılıp sebepleri de belirtilmek suretiyle başvuruda bulunulması ve bunun sonucunda da başvuruda bulunulan taşınmazlara yönelik inceleme yapılarak koşulların gerçekleşmesi halinde, Bakanlar Kurulunca 2942 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca aceleliğine karar verilmiş olan taşınmazlara yönelik olarak acele kamulaştırma işlemlerinin yürütülmesi gerekmektedir.
Bakılan davada ise, olağan kamulaştırma yolu denenmeksizin ve acelelik halinin bulunduğu somut verilerle ortaya konulmadan Hergelen Meydanı Kentsel Yenileme Avan projesi kapsamında, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından öğrenci yurdu yapılması amacıyla 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinin uygulanmasının kararlaştırıldığı görülmektedir.
Davacıya ait taşınmazı da kapsayan alanın yenileme alanı olarak belirlenmesi tek başına acele kamulaştırma yapılmasına gerekçe teşkil etmeyeceğinden, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesinde öngörülen acele kamulaştırma prosedürünün uygulanabilmesi için gerekli olan olağanüstü durumların ve bu yönteme başvurulması ile amaçlanan kamu yararının somut olarak ortaya konulması gerektiği ancak uyuşmazlık konusu olayda bu hususların ortaya konulamadığı ve acele kamulaştırılması zorunlu bulunan taşınmazlara yönelik olarak, Yasa hükümlerinde aranan acelelik şartların bulunup bulunmadığı yönünden gerekli tespitler yapılıp her bir taşınmaz için ayrı ayrı sebepleri de belirtilmek suretiyle başvuruda bulunulması gerekmekte iken, aralarında davacıya ait taşınmazın da bulunduğu Altındağ Belediyesi sınırları içerisinde kalan ve toplam on iki parselden oluşan bölge için, ortak ve genel gerekçelerle acele kamulaştırma kararı verilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan, yenileme projelerinin, bahse konu alanları, koruma esasları ve kullanma şartları ile yapılaşma sınırlamaları, sağlıklaştırma, uygulama etap ve programları, yaya dolaşımı ve taşıt ulaşımı, alt yapı tesislerinin tasarım esasları, yoğunluklar ve parsel tasarımları gibi hususları düzenleyen koruma amaçlı imar planlarına dayanması, öncelikle koruma amaçlı imar planlarında öngörülen fonksiyonlar ve plan bütünlüğüne uyulmasının imar hukukunun gereği olduğu açıktır.
Bu nedenle, yenileme alanı ilanı sonrasında bu alana ilişkin koruma amaçlı imar planının varlığı halinde bu plana göre yenileme projesi hazırlanması, koruma amaçlı imar planının olmadığı yerlerde ise koruma amaçlı imar planı yapılarak bu plan doğrultusunda projenin hazırlanması ve söz konusu projeler ve mevcut koruma amaçlı imar planlarında öngörülen kullanım kararları dikkate alınarak kamulaştırma işlemi de dahil olmak üzere uygulama işlemlerinin tesis edilmesi gerekmektedir.
Bu kapsamda, acele kamulaştırmaya konu alanda Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile kesinleşen 1/5000 ölçekli Ulus Tarihi Kent Merkezi Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı Nazım İmar Planının … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı kararıyla iptaline karar verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: … ., K: … sayılı kararı ile reddedildiği, bu kararın Dairemizin 10/09/2018 tarih ve E:2017/5333, K:2018/6590 sayılı kararı ile onanmak suretiyle kesinleştiği, 1/1000 ölçekli uygulama imar planının ise henüz yapılmamış olduğu görülmektedir. Dolayısıyla bu alanlara ilişkin yoğunluk, kullanım ve yapılaşmaya yönelik temel kararların imar planının olmaması nedeniyle belirlenmediği, sadece avan projeye göre belirlenen arazi kullanım kararı ve kat yüksekliği esas alınarak uygulama yapılacağının anlaşıldığı, bu durumda yenileme alanlarına ilişkin bu denli esnek ve avan projeye dayalı karar verme sürecinin işletilmesi kentsel sit alanı niteliğindeki bölgenin tarihi dokusunu zedeleyeceği ve plan bütünlüğüne aykırı olduğundan dava konusu işlemde koruma ilkelerine ve imar mevzuatına uyarlık bulunmamaktadır.
Bu durumda, dava konusu acele kamulaştırmaya ilişkin (mülga) Bakanlar Kurulu kararının iptaline karar verilmesi gerektiği oyuyla aksi yöndeki Dairemiz kararına katılmıyoruz.