Danıştay Kararı 6. Daire 2018/1220 E. 2022/1660 K. 16.02.2022 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2018/1220 E.  ,  2022/1660 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/1220
Karar No : 2022/1660

TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- …
2- …
VEKİLLERİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Büyükşehir Belediye Başkanılğı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parselde bulunan taşınmazın imar planı ile “Yaşlılar Yurdu” olarak ayrılmasına rağmen, kullanım amacı doğrultusunda kamulaştırma görevinin yerine getirilmeyerek mülkiyet hakkının kısıtlanması nedeniyle uğranıldığı taşınmaz bedeli olarak 420.660,00-TL’nin faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davanın açılmasından sonra yapılan yasal düzenlemeyle, uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında izlenilmesi gereken yeni bir prosedür/süreç öngörüldüğünden, söz konusu prosedür/süreçten dolayı bu aşamada hukuken uyuşmazlığın esası hakkında karar verme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İmar planında “Yaşlılar Yurdu” olarak ayrılan uyuşmazlık konusu taşınmazla davacılardan …’nın mülkiyet bağının 16.05.2012 tarihli satış işlemleriyle kurulduğu, 21.04.2015 tarihinde kayda giren dilekçeyle bakılan davanın açıldığı, mülkiyet hakkını kullanamamaktan yakınarak, tazminat talebiyle açıldığı anlaşılan davada, 16.05.2012 tarihli satış işlemleri sonucu mülkiyet sahibi olan davacılardan … açısından kısıtlılık halinden kaynaklanan ve tazminatı gerektirir mağduriyetin bir başka deyişle mülkiyet hakkının süresi belirsiz bir zaman diliminde kısıtlanması durumunun 3194 sayılı Kanunun 10. maddesinde yer verilen beş yıllık sürenin satıştan itibaren dolmaması sebebiyle gerçekleşmediği sonucuna varıldığından, anılan davacı açısından davanın reddi gerektiği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun davacılardan …’a ilişkin kısmı yönünden reddine, davacılardan …’ya ilişkin kısım yönünden ise istinaf başvurusunun kabulü ile …. İdare Mahkemesi’nce verilen …günlü, E:…, K:… sayılı kararın anılan kişiyle ilgili kısmının kaldırılmasına, bu suretle 2577 sayılı Yasanın 45/4 maddesi uyarınca esastan incelenen davanın “davacılardan Mehmet Yılmaz’a ilişkin kısmının” reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Vekalet ücretinin davalı idareye yükletilmesi gerektiği, mülkten yoksun bırakılmanın hak ihlali olarak değerlendirilebilmesi için geçmesi gereken hiçbir sürenin olmadığı, ancak kanunla sınırlandırılabilen mülkiyet hakkının, yargı kararıyla ihlalinin sürmesine sebebiyet verildiği, adil yargılanma hakkının taahhüt ettiği etkin hukuki korumanın sağlanamadığı, Kamulaştırma Kanununa eklenen Geçici 11. maddenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvurunun sonucunun beklenmesi gerektiği belirtilerek, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacıların hissedarı olduğu, Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, … Mahallesi, … ada, …. sayılı parselde bulunan taşınmazın imar planı ile “Yaşlılar Yurdu” olarak ayrılmasına rağmen, kullanım amacı doğrultusunda kamulaştırma görevinin yerine getirilmeyerek mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere taşınmaz bedeli olarak … hissesi için 257.070,00-TL, …hissesi için 163.550,00-TL olmak üzere toplam 420.600,00-TL’nin faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT ve HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinde: “Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisinde kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek, kamu kuruluşlarının yıllık bütçelerine konulur.
İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder.” hükmü yer almaktadır.
3194 sayılı Kanunun 04.07.2019 tarihli değişiklikle getirilen “İmar planlarında umumi hizmetlere ve kamu hizmetlerine ayrılan yerler” başlıklı 13. maddesinde; “Özel hukuk kişilerinin mülkiyetinde olup uygulama imar planında düzenleme ortaklık payına konu kullanımlarda yer alan taşınmazlar;
a) Bu kullanımlardan umumi hizmetlere ayrılan alanlar öncelikle 18 inci maddeye göre arazi ve arsa düzenlemesi yapılarak,
b) 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında sırasıyla, ilgisine göre Hazine veya ilgili idarelerin mülkiyetindeki taşınmazlar ile trampa yapılmak veya satın alınmak suretiyle, ilgili kamu kurum ve kuruluşunca kamulaştırılarak kamu mülkiyetine geçirilir.
Düzenleme ortaklık payına konu kullanımlardan yol, meydan, ibadet yerleri, park ve çocuk bahçeleri hariç olmak üzere yapı yapılabilecek diğer alanlarda; alanların kamuya geçişi sağlanıncaya kadar maliklerinin talebi hâlinde ilgili kamu kuruluşunun uygun görüşü alınarak plandaki kullanım amacına uygun özel tesis yapılabilir.
İlgili mevzuat uyarınca hiçbir şekilde yapı yapılamayacak alanlarda muvakkat da olsa yapı yapılmasına izin verilmez. Mevcut yapılar kamulaştırılıncaya kadar korunabilir. Bu alanlarda beş yıllık imar programı süresi içinde, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerine göre işlem tesis edilerek parsel, kamu mülkiyetine geçirilmek zorundadır. Bu süre en fazla bir yıl uzatılabilir.
Parsel maliklerinin hisselerini idareye hibe etmeleri veya bedelsiz devretmeleri durumunda, idare devir işlemlerini bedel almaksızın gerçekleştirmekle yükümlüdür. Bu işlemler için parsel maliklerinden hiçbir vergi, resim, harç, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Kamu kullanımına ait sosyal, kültürel ve teknik altyapı alanlarının, Hazine veya kamu mülkiyetindeki alanlarla trampa yapılması hâlinde, şahıs veya özel hukuk kişilerinden hiçbir vergi, resim, harç, ücret, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle belirlenir.
” düzenlemesi yer almaktadır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11. maddesinde; 15. madde uyarınca oluşturulacak bilirkişi kurulunca, kamulaştırılacak taşınmaz mal veya kaynağın bulunduğu yere mahkeme heyeti ile birlikte giderek, hazır bulunan ilgilileri de dinledikten sonra taşınmaz mal veya kaynağın; a) Cins ve nevini, b) Yüzölçümünü, c) Kıymetini etkileyebilecek bütün nitelik ve unsarlarını ve her unsurun ayrı ayrı değerini, d) Varsa vergi beyanını, e) Kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirlerini, f) Arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın kamulaştırma tarihindeki mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini, g) Arsalarda, kamulaştırılma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerini, h) Yapılarda, resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesaplarını ve yıpranma payını, ı) Bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüleri, esas tutarak düzenleyecekleri raporda bütün bu unsurların cevaplarını ayrı ayrı belirtmek suretiyle ve ilgililerin beyanını da dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerininin tespit edileceği belirtilmektedir.
Aynı Kanunun 15. maddesinde ise; “Bu Kanun uyarınca mahkemelerce görevlendirilen bilirkişiler bilirkişilik bölge kurulları tarafından hazırlanan listelerden seçilirler ve bunlar hakkında Bilirkişilik Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili maddeleri uygulanır. Kamulaştırmaya konu olan yerin cins ve, niteliğine göre en az üç kişilik bilirkişi kurulunun oluşturulması zorunludur. Bilirkişilerden birinin taşınmaz geliştirme konusunda yüksek lisans veya doktora yapmış uzmanlar ya da 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre yetkilendirilen gayrimenkul değerleme uzmanları arasından seçilmesi zorunludur…” düzenlemesi yer almaktadır.
2942 sayılı Kanuna 07.09.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6745 sayılı Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 33. maddesi ile eklenen Ek Madde 1’de; “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması hâlinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir.
Birinci fıkra uyarınca dava açılması hâlinde taşınmazın ya da üzerinde tesis edilen irtifak hakkının dava tarihindeki değeri, mahkemece; bu Kanunun 15 inci maddesine göre bilirkişi incelemesi yapılarak, taşınmazın hukuken tasarrufunun kısıtlandığı veya fiilen el konulduğu tarihteki nitelikleri esas alınmak suretiyle tespit edilir ve taşınmazın veya hakkın idare adına tesciline veya terkinine hükmedilir.

Bu madde kapsamında kalan taşınmazlar hakkında açılacak dava ve takiplerde, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesinin üçüncü, yedinci, sekizinci ve on birinci fıkra hükümleri, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılan ancak henüz karara bağlanmayan veya kararı kesinleşmeyen davalara bu madde hükümleri, kesinleşen ancak henüz ödemesi yapılmayan kararlar hakkında ise geçici 6 ncı maddenin üçüncü, sekizinci ve on birinci fıkra hükümleri uygulanır.
Bu Kanunun geçici 6 ncı maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca ayrılması gereken yüzde iki oranındaki ödenekler, yüzde dört olarak ayrılır. İlave olarak ayrılan yüzde iki oranındaki ödenekler, münhasıran bu ek madde ile geçici 11 inci ve geçici 12 nci maddeler kapsamında yapılacak ödemelerde kullanılır. Yapılacak ödemelerin toplam tutarının ilave olarak ayrılan ödeneğin toplamını aşması hâlinde, ödemeler, en fazla on yılda ve geçici 6 ncı maddenin sekizinci fıkrası hükmüne göre yapılır.” hükmüne yer verilmiştir.
2942 sayılı Kanuna 6745 sayılı Kanunun 34. maddesiyle “Bu Kanunun ek 1 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında kalan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlar.
Bu Kanunun ek 1 inci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü, bu madde kapsamında kalan taşınmazlara ilişkin dava ve takipler hakkında da uygulanır.” hükmünü içeren Geçici 11. madde eklenmiştir.
…. İdare Mahkemesinin E:… sayısına ve …. İdare Mahkemesinin E:… sayısına kayıtlı dosyalarda, Geçici 11. maddenin; derdest olan davaların esası hakkında karar verilmesini engelleyici bir düzenleme olduğu, mülkiyet hakkı üzerindeki kısıtlamaların daha uzun sürmesine yol açtığı, yargı yetkisinin kullanılmasında genel hukuk ilkelerine uygun olmayan sınırlamalar getirildiği, bu sebeple ilgili kuralın mülkiyet hakkını, hak arama hürriyetini ve hukuk devleti ilkesini zedelediği belirtilerek kuralın Anayasa’nın 2., 5., 9., 35. ve 36. maddelerine aykırı olduğundan bahisle itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmiş, bu başvurular üzerine … Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa 6745 sayılı Kanunun 34. maddesi ile eklenen Geçici 11. maddenin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Bu durumda; davacı (…) yönünden uyuşmazlığın esası hakkında yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
Ayrıca; Anayasa Mahkemesinin 15/11/2018 tarihli, Başvuru Numarası:… sayılı kararında; İdare Mahkemesince, başvurucuların uyuşmazlık konusu taşınmazları edindikleri tarih itibarıyla taşınmazlar için kısıtlılık durumunun mevcut olduğu, bu bağlamda mülkiyet hakkının geçmişte belirli bir süre engellenmiş olması durumunun eski malikler açısından gerçekleşmiş olmasına rağmen daha sonraki satış işlemleri sonucu taşınmazları edinen başvurucular açısından kısıtlılık halinden kaynaklanan ve tazminatı gerektirir mağduriyetin gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine bulunulan bireysel başvuru sonucunda, başvuruculara ait taşınmazların uygulama imar planında kamu hizmeti alanına ayrıldığı, başvurucuların bu taşınmazları daha sonraki bir tarihte satış yoluyla edinmiş oldukları, taşınmazların maliki oldukları tarihten itibaren beş yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen taşınmazların halen kamulaştırılmadığı ve kendilerine herhangi bir tazminat da ödenmediği dikkate alındığında başvurucuların mülkiyet hakkına yapılan müdahale ölçülü olmadığı sonucuna varılarak mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, dava konusu taşınmazın ilk olarak 19.03.1998 onay tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ”yaşlılar yurdu” alanına ayrılarak mülkiyet hakkının kısıtlanmış olduğu, davacılardan …’nın taşınmazı 16.05.2012 tarihli satış işlemi ile edindiği, dava devam ederken edinim tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin dolmuş olması karşısında davacıya (…) tazminat ödenmesi şartlarının incelenmesi gerekli ise de, UYAP ortamında yapılan incelemede uyuşmazlık konusu taşınmazın başka hissedarı tarafından açılan temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen … Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının istinaf incelemesinin yapıldığı, … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı (anılan karar Danıştay Altıncı Dairesi’nin 15/11/2021 tarihli ve E:2017/6748, K:2021/12432 sayılı kararı ile onanmış) birlikte incelenmesinden, uyuşmazlık konusu taşınmazın … Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararıyla kabul edilen … Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih, … sayılı kararıyla onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği ile ”özel yaşlılar yurdu (sosyo-kültürel tesis) alanı” kullanımına ayrıldığı, bu şekilde taşınmazın kullanım alanının genişletildiği özel amaçlarla kullanılabilmesi imkanı getirildiği, plan değişikliği sonucunda taşınmazın satılabilmesi veya doğrudan malikleri tarafından kullanılabilmesi açısından bir engel kalmadığı, mevcut durum itibari ile davalı idarenin dava konusu taşınmazı kamulaştırması gerektiğinden bahsedilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Öte yandan; bozmaya uyularak yeniden yapılacak yargılama sırasında, davaya konu taşınmaza ilişkin güncel mülkiyet durumu ile yine taşınmazın yürürlükte olan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ve 1/5000 ölçekli nazım imar planında hangi kullanım alanında kaldığı imar planı değişikliği varsa, değişikliğe dava açılıp açılmadığı, açılmış ise sonuçlanıp sonuçlanmadığı tespit edildikten sonra, elde edilen sonuca göre karar verilmesi gerektiği de açıktır.
Bu itibarla, karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki temyize Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacıların temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 16/02/2022 tarihinde, kesin olarak, oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY (X):

Kullanım şekli ve imkanları belirli ve sınırlı olan “kısıtlı hisseyi” satın almak suretiyle taşınmazda tamamen kendi iradesi ile hissedar duruma gelen davacılara, taşınmazın bu “kısıtlılık niteliği” göz önünde bulundurularak bilirkişi incelemesi sonucu belirlenecek kısıtlı taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte kamulaştırma işlemine esas değer olmak üzere ödenmesi gerektiği, diğer taraftan, her ne kadar Anayasa Mahkemesince karar tarihi itibarıyla 5 yıllık sürenin geçmiş olmasına rağmen taşınmazın halen kamulaştırılmamış olması ve davacılara da herhangi bir tazminat ödenmemiş olması dikkate alınarak hak ihlali kararı verilmiş ise de mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde taşınmazın tasarrufunun hukuken kısıtlanması durumunun gerçekleşebilmesi için aranan 5 yıllık sürenin davacılar yönünden davanın açıldığı tarih itibarıyla geçmiş olmasının gerektiği, aksi durumun kabulünün haksız kazanca ve hakkın kötüye kullanılmasına yol açabileceği görüşüyle temyize konu kararın, davacılardan … yönünden onanması, diğer davacı yönünden bozulması oyu ile çoğunluk kararına katılmıyoruz.