Danıştay Kararı 6. Daire 2017/896 E. 2020/9745 K. 20.10.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2017/896 E.  ,  2020/9745 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2017/896
Karar No : 2020/9745

KARAR DÜZELTME İSTEMİNDE BULUNAN (DAVACI): …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Belediye Başkanlığı – …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararının onanmasına/bozulmasına dair Danıştay Altıncı Dairesinin 01/12/2016 tarih ve E:2015/43, K:2016/7983 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: …İli, … İlçesi, … Mevkii, … pafta, … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda Yenice Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı kararıyla 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca yapılan parselasyon işleminin … İdare Mahkemesi’nin … tarihli, E:…, K:… sayılı kararıyla iptaline karar verilmesi üzerine, anılan yargı kararının uygulanmaması nedeniyle doğduğu ileri sürülen 192.497,55 TL maddi, 8.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 200.497,55 TL tazminatın iptal edilen parselasyon işleminin yapıldığı tarih olan 03.10.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin E:.. esas sayılı dosyasında verilen iptal kararı üzerine bu kararın uygulanması amacıyla davalı idarece yeniden parselasyon işleminin yapıldığı ve bu işleme karşı davacı tarafından açılan davanın da reddine karar verildiği hususları birlikte göz önüne alındığında davacının 10.10.2007 tarihli, … sayılı parselasyon işleminden kaynaklı bir maddi tazminat talep etmesine hukuken olanak bulunmadığı, manevi tazminat istemine gelince; olayda, davalı idarenin mevzuattın verdiği yetkileri kullanırken yaptığı parselasyon işleminin yargı kararıyla iptal edilmesi sonrası bu yargı kararını uygulamak için yeni bir parselasyon planı yaptığı, hizmet kusuru bulunmadığı anlaşıldığından, manevi tazminat isteminin de reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Davacının temyiz başvurusu üzerine Danıştay Altıncı Dairesince, temyize konu karar hukuk ve usule uygun bulunmuş ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, temyiz aşamasında ileri sürdüğü iddiaların değerlendirilmediği ileri sürülerek Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ:Kararın düzeltilmesi isteminin vekalet ücretine yönelik kısmının kabulü ile Dairemiz kararı bu kısım yönünden kaldırılarak, Mahkeme kararının nispi vekalet ücretine hükmedilmesi yönünden bozulması, esasa yönelik olarak kararın düzeltilmesi isteminin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi yürürlükten kaldırılmış ise de; anılan Kanunun 27. maddesiyle 2577 sayılı Kanuna eklenen Geçici 8. maddenin 1. fıkrasındaki “Bu Kanunla idari yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümler, 2576 sayılı Kanunun, bu Kanunla değişik 3 üncü maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanır. Bu tarihten önce verilmiş kararlar hakkında, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin hükümler uygulanır.” kuralı uyarınca, bu maddeye göre kararın düzeltilmesi yolundaki istemin incelemesine geçildi.
Danıştay Altıncı Dairesinin 01/12/2016 tarih ve E:2015/43, K:2016/7983 sayılı sayılı kararının, davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin …tarihli, E:…, K:… sayılı kararının esasının onanmasına dair kısmının düzeltilmesi için 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinde belirtilen nedenler bulunmamaktadır.
Düzeltilmesi istenen Danıştay Altıncı Dairesi kararının, maddi tazminat istemi nedeniyle davalı idare lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi bakımından mahkeme kararının onanmasına ilişkin kısmına gelince;
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanunun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Altıncı Dairesinin 01/12/2016 tarih ve E:2015/43, K:2016/7983 sayılı kararın, davalı idare lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin mahkeme kararının onanması yolundaki kısmı kaldırılarak, bu kısım yönünden uyuşmazlık yeniden incelendi:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :… İli, … İlçesi, …Mevkii, … pafta, … parsel sayılı taşınmazı kapsayan alanda Yenice Belediye Encümeninin … tarihli, …sayılı kararıyla 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca yapılan parselasyon işleminin … İdare Mahkemesi’nin … tarihli, E:…, K:… sayılı kararıyla iptaline karar verildiği, anılan yargı kararının uygulanmaması nedeniyle doğduğu ileri sürrülen 192.497,55 TL maddi, 8.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 200.497,55 TL tazminatın iptal edilen parselasyon işleminin yapıldığı tarih olan 03.10.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT: Anayasanın 36. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Yine Anayasanın 90. maddesinin son fıkrasında, “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle: 7/5/2004-5170/7 md.) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.” hükmüne, 148. maddesinin 3. fıkrasında ise, “Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” kenar başlıklı 6. maddesinde, herkesin medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahip olduğu belirtilmiştir.
Mahkeme kararının verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin “Manevi tazminat davalarında ücret” başlıklı 10. maddesinde, “(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından vekalet ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” kuralına yer verilmiş, maddi tazminata ilişkin bir hükme ise yer verilmemiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyiz istemine konu edilen kararda reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden nispi şekilde hesaplanan … TL TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine hükmedilmiştir.
Bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına gelen mahkemeye erişim hakkının da adil yargılanma hakkı çerçevesinde değerlendirilmesi gereklidir. Kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararını anlamsız hale getiren, bir başka ifadeyle mahkeme kararını önemli ölçüde etkisizleştiren ya da dava açılmasının davacının dava açtığı konumdan daha da geriye götürülmesi durumlarında, mahkemeye erişim hakkının özüne dokunulacak şekilde sınırlandığının kabulü gerekmektedir.
Dava sonucunda taraflara vekâlet ücreti ödeme yükümlülüğü öngörülmesi de bu kapsamda mahkemeye erişim hakkına yönelik bir sınırlama oluşturur. Gereksiz başvuruların önlenerek dava sayısının azaltılması ve böylece mahkemelerin uyuşmazlıkları makul sürede çözebilmesi amacıyla başvuruculara belli yükümlülükler öngörülebilir. Öngörülen yükümlülükler dava açmayı imkânsız hale getirmedikçe ya da aşırı derece zorlaştırmadıkça mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği söylenemez. Dolayısıyla, davayı kaybetmesi halinde davacıya yüklenecek olan vekâlet ücreti bu çerçevede değerlendirilmelidir.
Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru yoluyla gelen bir uyuşmazlıkta, 07/11/2013 günlü, Başvuru No:2012/791 sayılı kararıyla; hak edilen tazminatın 3/4’ünün vekalet ücreti adı altında idareye verilmesini Anayasanın 36 ncı maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğü kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlali niteliğinde değerlendirmiştir.
Bu durumda, Mahkeme kararının verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. maddesinde, manevi tazminat davalarının reddedilmesi durumlarında, vekalet ücretine ne şekilde hükmolunacağının açıkça düzenlendiği, buna karşın maddi tazminat taleplerinin kısmen ya da tamamen reddedilmesi durumuyla ilgili olarak özel bir düzenlemeye yer verilmediğinden, mahkemeye erişim hakkı ve yukarıda bahsedilen Anayasa Mahkemesi kararı ışığında değerlendirme yapıldığında davanın maddi tazminata ilişkin kısmının reddedilmesi durumunda, Mahkeme kararının verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyize konu mahkeme kararının esasının onanmasına dair Danıştay Altıncı Dairesinin 01/12/2016 tarih ve E:2015/43, K:2016/7983 sayılı kararının düzeltilmesi isteminin reddine,
2.Davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarihli, E:…, K:… sayılı kararının maddi tazminat istemi yönünden davacı aleyhine nispi vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmına yönelik olarak kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile kararın bu kısım yönünden 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 20/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.