Danıştay Kararı 6. Daire 2017/7357 E. 2020/8062 K. 23.09.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2017/7357 E.  ,  2020/8062 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2017/7357
Karar No : 2020/8062

TEMYİZ EDEN (DAVACI): … Turistik Tesisleri … Otelcilik Anonim Şirketi
VEKİLİ: Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR): 1- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …
2- … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ: Av.

İSTEMİN KONUSU: Danıştay Altıncı Dairesinin 18/04/2016 tarihli, E:2015/3218, K:2016/1841 sayılı bozma kararına uyularak; davanın reddi yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … ili, … ilçesi, … Mahallesi, … ada, … sayılı parselin, 1/000 Ölçekli … Sıcaksu Koruma Alanları ile Kentsel ve Doğal Sit Alanları Koruma Geliştirme İmar Planında “rekreasyon alanı” olarak belirlenen fonksiyonun “turizm tesis alanı” olarak değiştirilmesine yönelik 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği yapılması talebinin reddine ilişkin … Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ve bu kararın onaylanmasına dair … Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; dosyanın ve mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporun birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu taşınmazın, … Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile onaylanan 1/5000 Ölçekli … Nazım İmar Planında “turizm tesis alanı” kullanımında; 1/1000 Ölçekli … Sıcaksu Koruma Alanları ile Kentsel Sit ve Doğal Sit Alanları Koruma-Geliştirme İmar Planında “rekreasyon alanı” ve “kentsel sit alanı” kullanımında kaldığı, 26/07/2005 tarih ve 25887 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Koruma Amaçlı İmar Planları Ve Çevre Düzenleme Projelerinin Hazırlanması, Gösterimi, Uygulaması, Denetimi Ve Müelliflerine İlişkin Usul Ve Esaslara Ait Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinde, “Kentsel Sit”in; mimari, mahalli, tarihsel, estetik ve sanat özelliği bulunan ve bir arada bulunmaları ve bir bütün olarak o yerleşmenin ait oldukları dönemin yaşam biçimini gelecek nesillere aktarmaları sebebiyle teker teker taşıdıkları kıymetten daha fazla kıymeti olan, kültürel ve tabii çevre elemanlarının (yapılar, bahçeler, bitki örtüleri, yerleşim dokuları, duvarlar, sokak ve meydanlar ve benzeri) birlikte bulundukları alanlar olarak ifade edildiği, dava konusu alanın halihazırda geçerli olan imar planlarına ait plan notlarında rekreasyon alanına ilişkin olarak; “Uygulama rekreasyon amaçlı hazırlanacak kentsel tasarım projelerine göre yapılacaktır. Hazırlanacak tasarım projeleriyle plan içinde açık ve yeşil alanlarla birlikte büfeler, oturma ve yemek yeme mekanları (açık ve kapalı), yemek pişirme yerleri, lokantalar, çay bahçeleri, kafeteryalar çeşmeler, oyun alanları, yüzme havuzu, tenis kortu, basketbol, voleybol, mini golf, mini futbol gibi spor tesisleri ile bu tesislerin ayrılmaz parçası niteliğinde yapılar ve otoparklar yapılabilir. Rekreasyon alanları kamu ya da özel mülkiyette kullanılabilir.” düzenlemesinin yer aldığı, 1/5000 ölçekli … Nazım İmar Planı Plan Notlarında (3.5.1), turizm alanlarının; turizm kullanımı ağırlıklı olarak planlanması önerilen alanlar ve eğitim, eğlence, ticaret, konut ve her türlü teknik ve sosyal altyapı alanlarından bir veya daha fazlasını kapsayan alanlar olarak ifade edildiği ve alanda yer alacak konut kullanımının toplamda 75 kişi hektar nüfus yoğunluğunu aşmayacak şekilde önerilebileceğinin belirtildiği, … ilinde, kültürel kategoride, … Külliyesi ve çevresini içine alan … Bölgesinin, … (…) Külliyesi, …. (…) Külliyesi, … (…) Külliye, … (…) Külliyesi ve … köyü olmak üzere altı bileşen olarak Dünya Miras Listesi’ne girdiği (Dünya Miras Komitesinin 38. Dönem Toplantısı), bu bakımdan, bu ortak mirasın korunması, tanıtılması ve gelecek nesillere aktarılabilmesi için, idarelerin buna yönelik ekonomik, kültürel, teknik önlemler almak, kültürel mirası vurgulamak üzere bütüncül bir çalışma yaparak plan kararları üretmek suretiyle parsel bazında parçacıl taleplerin oluşmasını önlemek durumunda olduğu, uyuşmazlık konusu olayda, dava konusu taşınmazın bulunduğu konum itibariyle … Camii ve Külliyesi’nin tarihsel dokusuyla bütünleşik bir konumda yer aldığının keşif sonucunda yapılan tespitler ve inceleme neticesinde anlaşıldığı, diğer taraftan, dava konusu alanın medeniyet tarihimizin tanıtımı açısından taşıdığı önem itibariyle bölgede günübirlik ziyaretçi yoğunluğunun bulunduğu, davalı idare tarafından günübirlik ziyaretçilerin yoğun olduğu bölgede bulunan taşınmazın rekreasyon alanı olarak ayrılması suretiyle bu kimselerin günlük ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik büfeler, oturma ve yemek yeme mekanları, lokantalar, çay bahçeleri, kafetaryalar gibi tesisler ve bu tesislerin ayrılmaz parçası niteliğindeki yapılar ve otoparkların yapılabilmesinin amaçlandığı, dava konusu parselin, 100 metre kadar yakınında yer alan … Camii ve Külliyesi’nin tarihsel dokusu ile bütünleşik bir konum arz ettiği, bu tarihi dokunun korunması ve gelecek nesillere aktarılabilmesi açısından taşınmazın kentsel sit alanı olarak ayrıldığı ve buna yönelik koruma amaçlı imar planı geliştirildiği, üstün kamu yararı bakımından yapılan değerlendirmede alanın fonksiyonun “rekreasyon alanı”ndan çıkartılması durumunda … Camii ve Külliyesinin, bulunduğu alandaki vurgulayıcı kimliği ve silüetinin olumsuz etkileneceği ve tarihsel dokunun zarar göreceği, ayrıca taşınmazın bulunduğu bölgenin turizm bölgesi olmasından mütevellit bölgede günübirlik ziyaretçi yoğunluğu bulunduğundan, bunun gerektirdiği yapıların yapılabilmesi için taşınmazın rekreasyon alanı olarak ayrılmasında kamu yararı bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İdare Mahkemesince davalı idare tarafından itiraz edilmeyen bilirkişi raporuna itibar edilmeyerek davanın reddine karar verildiği, bilimsel ve teknik incelemeye dayalı bilirkişi raporundaki hangi değerlendirmelerin hatalı olduğu ile bilirkişi raporunun aleyhinde karar verilmesinin bilimsel ve teknik sebeplerinin karar gerekçesinde açıklanmadığı, konunun özel ve teknik bilgi gerektirdiği, söz konusu bilirkişi raporunun davalı idare tarafından itiraz edilmediğinden davacı lehine müktesep hak teşkil ettiği, Mahkemece dosya içeriğinin hatalı şekilde değerlendirildiği, imar planının müellifinin mimar kökenli olduğu ve Yönetmelikte sayılan uzmanlıklara sahip olmadığı, dava konusu taşınmaz ile külliye arasında birçok otel bulunduğundan davacı aleyhine eşitliğe aykırı davranıldığı, taşınmaz ile külliye arasında kot farkı bulunduğundan silüetin olumsuz etkilenmesinin mümkün olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
… Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından; temyiz isteminin reddi ile usul ve hukuka uygun olan mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.

… Belediye Başkanlığı tarafından; savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının, nazım imar planı olmayan yerde davacının 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği isteminin kabul edilmesine imkan bulunmadığı gerekçesi eklenmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlıkta, dava konusu alana yönelik 26/01/2008 onaylı 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile anılan planın üst ölçeği olan 17/04/2008 tarihli 1/5000 ölçekli nazım imar planına karşı açılan davada, dava konusu uygulama ve nazım imar planları bakımından işlemlerin iptali yolunda verilen … İdare Mahkemesinin … tarihli, E:2008…, K:… sayılı kararının, Danıştay Altıncı Dairesinin 01/12/2011 tarihli, E:2011/48, K:2011/5007 sayılı kararıyla onandığı ve 11/06/2013 tarihli, E:2012/2505, K:2013/4134 sayılı kararla da kararın düzeltilmesi isteminin reddine dair karar verilmesi sonucunda kesinleştiği anlaşılmaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan halinde, nazım imar planı; varsa bölge ve çevre düzeni planlarına uygun olarak hali hazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları gösteren ve uygulama imar planının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile beraber bir bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
İmar mevzuatı uyarınca üst ölçekli nazım imar planı bulunmayan alanda 1/1000 ölçekli imar planı yapılamayacağı gibi, varolması halinde alt ölçekli uygulama imar planlarının üst ölçekli imar planlarına uygun olması gerekmektedir.
1/1000 ölçeki uygulama imar planına ilişkin olarak verilen iptal kararıyla davaya konu alanın plansız bir alan durumuna gelmesi nedeniyle, plansız bulunan bu alanda öncelikle üst ölçekli nazım imar planının ve buna uygun olarak 1/1000 ölçekli uygulama imar planının yapılması, davacının değişiklik isteminin de bu planların yapılması sürecinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu bakımdan, uyuşmazlık konusu yere ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama ve 1/5000 ölçekli nazım imar planlarının yargı kararıyla iptaline karar verildiğinden, plansız alan durumunda kalan söz konusu yerde, öncelikle nazım imar planı yapılmasından sonra uygulama imar planı yapılması mümkün olduğundan, nazım imar planı olmayan yerde davacının 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği isteminin kabul edilmesine imkan bulunmamaktadır.
Bu durumda, her ne kadar 1/5000 ölçekli nazım imar planı yürürlükteymiş gibi hüküm kurulmuş ise de, davanın reddine dair Mahkeme kararında sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı temyize konu kararının, yukarıda yer verilen gerekçe eklenmek suretiyle ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 23/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.