Danıştay Kararı 6. Daire 2017/51 E. 2020/13038 K. 17.12.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2017/51 E.  ,  2020/13038 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2017/51
Karar No : 2020/13038

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı – …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Ankara ili, Keçiören ilçesi, …Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın tapu kayıtlarında maliki olarak gözüken … ve … ile davacının kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalaması üzerine verilen yapı ruhsatı sonrasında inşaatın bir kısmının tamamlanmasına karşın, yapı ruhsatının iptal edilmesi nedeniyle inşaatın durdurulması sonucunda uğranıldığı öne sürülen 20.000,00-TL maddi ve 20.000,00-TL manevi zararın dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte tazmini istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; uyuşmazlık konusu inşaatın yapıldığı … ada, … parsel sayılı taşınmazın tapunun beyanlar hanesinde tapu hisselerinin iptaline ilişkin encümen kararı şerhinin bulunduğu, buna rağmen davacı ile arsa malikleri sıfatıyla … ve … arasında 01.02.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin yapıldığı, inşaatın yapıldığı arsada 63 m2 hissesi bulunan paydaş davalı belediyenin imza veya onayının bulunmadığı, bu nedenle sözleşmenin geçerli olmadığı, davalı idareyi tazminatla yükümlü kılacak bir hizmet kusuru bulunmadığından davacının maddi ve manevi tazminat isteminin kabulüne olanak olmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İnşaat durdurulduğunda yüzde ellisinin tamamlanmış olduğu, tapuda taşınmazın … ve … üzerine kayıtlı olduğu, bu kayıtlara güvenerek kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığı, belediye tarafından ruhsat verildiği, belediyeden aldığı ruhsata güvenerek inşaata başladığı, davalı belediyenin zarardan sorumlu olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Uyuşmazlık konusu taşınmaz üzerinde … ve …i’ye ait gecekondu bulunduğu, davalı belediye encümenin … tarihli, … sayılı kararıyla ilgili şahıslara usulsüz olarak verildiği tespit edilen tapuların iptal edildiği, bu kez ilgililerin mağdur olduklarını belirterek tekrar tapu düzenlenmesini talep etmeleri üzerine, … tarihli, … sayılı davalı belediye encümeni kararıyla toplamı 603 m2 olan … ada … parsel sayılı taşınmazdan 275’er m2 hisse verilmesine karar verilerek tapularının verildiği, bu kez de davalı belediye encümenin … tarihli, … sayılı kararı ile sehven verilmiş tapu hisselerinin iptaline karar verildiği, ilgili karar Tapu Müdürlüğüne gönderilerek tapuların ve şahıs hisselerinin iptalinin istenildiği, gelen cevapta encümen kararı uyarınca işlem yapılamayacağı ve mahkemeye başvurulması gerektiğinin bildirildiği, bu arada … ve … tarafından hisselerinin iptal edildiği son encümen kararına karşı açılan davanın reddedildiği ve kararın kesinleştiği, söz konusu kararın davalı belediye tarafından … tarihli, … sayılı yazı ile Tapu Müdürlüğüne gereği için gönderildiği, Tapu Müdürlüğünce şahısların hisseleri için uyuşmazlık konusu … ada … parsel sayılı taşınmaza ait tapunun beyanlar hanesine “Keçiören Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı kararı ile iptal edilmiştir” şerhi konularak ilgili şahıslara ait gözüken tapu kayıtları silinmediğinden bu kişilerin 550 m2 için tapuda malik olarak gözükmeye devam ettiği anlaşılmaktadır.
… ada, … parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak 01.02.2005 tarihinde ilgili şahısların, davacıyla gayrimenkul satış vaadi ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığı, anılan sözleşmede 53 m2 hissesi bulunan paydaş davalı belediyenin imza veya onayının bulunmadığı, daha sonra 53 m2 belediye hissesinin … tarafından satın alındığı ve akabinde proje onay yazısı ve 17.11.2005 tarihinde inşaat ruhsatı verildiği, ruhsatta yapı sahibinin …, yapı müteahhidinin davacı Abdurrahman İleriler olarak düzenlendiği, ancak davalı belediye tarafından ilgili şahısların tapuda malik gözükmesi nedeniyle sehven yapılan işlemlerin farkına varılarak, Tapu Müdürlüğüne … tarihli, … sayılı yazı ile Mahkeme kararı gereğince şahıs hisselerinin iptal edilmesi ve satışı yapılan 53 m2’nin tapu işlemlerinin de yapılmamasının bildirildiği, Tapu Müdürlüğünce de … ada, … parsel sayılı taşınmaz için 22.12.2005 tarihinde belediye adına mahkeme kararı gereği hükmen tescilin yapıldığı, davalı idarece ruhsat iptali yapılarak yıkım kararı alındığı, davacı tarafından uyuşmazlık konusuna ilişkin olarak … Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tazminat davasında hükme esas alınan bilirkişi raporu ve ekinde, davalı idarenin sorumluluğunu gerektiren hukuka aykırı davranışının olmadığının belirtildiği, ayrıca yapılan yargılama sonucunda … Hukuk Dairesince davalı Belediye açısından idari yargının görevli olduğunun belirtilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı görülmektedir.

İLGİLİ MEVZUAT:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 125. maddesinin 1. fıkrasında, idarenin her tür eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında; idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmış, böylece idarenin hukuki sorumluluğunun çerçevesi çizilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanununun ”İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1.fıkrasınında, ” İdari dava türleri şunlardır: a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,
b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,
c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.” hükmü yer almıştır.
3194 sayılı İmar Kanununun “Yapı ruhsatiyesi” başlıklı 21. maddesi: “Bu Kanunun kapsamına giren bütün yapılar için 26 ncı maddede belirtilen istisna dışında belediye veya valiliklerden yapı ruhsatiyesi alınması mecburidir.” hükmünü içermekte, aynı Kanunun “Ruhsat alma şartları” başlıklı 22. maddesi: “Yapı ruhsatiyesi almak için belediye, valilik bürolarına yapı sahipleri veya kanuni vekillerince dilekçe ile müracaat edilir. Dilekçeye sadece tapu (istisnai hallerde tapu senedi yerine geçecek belge), mimari proje, statik proje, elektrik ve tesisat projeleri, resim ve hesapları, röperli veya yoksa, ebatlı kroki eklenmesi gereklidir. Belediyeler veya valiliklerce ruhsat ve ekleri incelenerek eksik ve yanlış bulunmuyorsa müracaat tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir. Eksik veya yanlış olduğu takdirde; müracaat tarihinden itibaren onbeş gün içinde müracaatçıya ilgili bütün eksik ve yanlışları yazı ile bildirilir. Eksik ve yanlışlar giderildikten sonra yapılacak müracaattan itibaren en geç onbeş gün içinde yapı ruhsatiyesi verilir.” hükmünü düzenlemektedir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Kamu hizmetlerini yürütmekle mükellef olan idarenin, hukuka bağlı olması, dolayısıyla mevzuata uygun kararlar alması gerekir. İdarenin mevzuta aykırı karar alması, hizmetin kötü işlediğini ve yanlış tanzim edildiğini ifade eder. İdare hukuku esaslarına göre hizmetin kötü işlemesi ise, hizmet kusurunu oluşturur. Genel olarak bir tasarrufun iptalini gerektirecek derecede hukuka ve mevzuata aykırılık mevcut olduğu takdirde, bu tasarrufun uygulanmasından doğacak zararlardan dolayı, hukuku muhtel olanlar, hizmet kusuru esaslarına göre idare aleyhine bir tazminat davası açmak imkanına sahip olurlar.
Hukukunun genel esaslarından olup; Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 22/12/1973 tarihli, E:1968/8, K:1973/14 sayılı kararıyla, idarelerin açık hata, yokluk, ilgilinin gerçek dışı beyanı ve hilesi gibi hallerde, süre şartı aranmaksızın her zaman işlemlerini geri alabilecekleri hükme bağlanmıştır. Yapı ruhsatı ve dayanağı imar durumunun açıkça mevzuata aykırı şekilde düzenlenmiş olması halinde ilgili idare, aykırılığı gidermek amacıyla işlemini geri alabilir.
Öte yandan ruhsat alınması aşamasında ilgili mevzuat kısmında belirtildiği üzere belediyenin tapu ve projeleri kontrol etmesi, eksiklik veya yanlışlık bulunuyorsa durumu ilgililere yazıyla bildirmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından ilk olarak tapuda taşınmazın maliki gözüken …, …, Hazine Maliyesi ve davalı belediyeye karşı tazminat istemli dava açıldığı, bu davada …Hukuk Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla taraflar arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözlemesinin taşınmazda hissesi bulunan belediyenin sözleşmede onayı olmadığından hukuken geçerli olmadığına karar verildiği görülmektedir.
Uyuşmazlıkta davacının sözleşmeden kaynaklanan ve belediyenin hizmet kusurundan kaynaklanan iki ayrı zararının oluştuğu, sözleşmeden kaynaklı zararda tarafların ortak kusurunun bulunduğu ve bu kısmın adli yargıda çözümlenmesi gerektiği, ruhsat talebine ilişkin belgelerin teslimi sonrası davalı belediyenin tapuyu kontrol etme aşamasında hizmetin kötü işlemesi nedeniyle davacı tarafından belediyeye ruhsat alınması için ödenen bedellerden sorumlu olduğu, yapının tamamlanan kısmına ilişkin ise hukuken geçerli bir sözleşme bulunmadığından meydana gelen zarar ile davalı belediye işlemleri arasında illiyet bağının kesildiği sonucuna ulaşıldığından belediyenin bu kısımdan sorumlu olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda İdare Mahkemesince davacının ruhsat alma aşamasında belediyeye ödediği harç ve bedellere ilişkin somut belgeler üzerinden zararı tespit edildikten sonra oluşacak kanaate göre maddi ve manevi tazminat istemi hakkında karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, davanın reddine ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 17/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.