Danıştay Kararı 6. Daire 2017/4638 E. 2020/13401 K. 23.12.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2017/4638 E.  ,  2020/13401 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2017/4638
Karar No : 2020/13401

TEMYİZ EDENLER :1) DAVACILAR:
1- …. 6- …
VEKİLİ : Av. ….
2) DAVALI:
… Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF : 1- DAVALI :…. Belediye Başkanlığı
2- DAVACILAR: 1- … 6- …
İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davacı tarafından esasının, davalı idare tarafından vekalet ücretine yönelik olarak temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Mersin İli, Silifke İlçesi, … mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin … Belediye Encümeninin … tarihli, … kararının ve dayanağı … tarihli, … sayılı belediye meclis kararı ile kabul edilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının bozulmasına yönelik Danıştay Altıncı Dairesinin 15/04/2015 tarih ve E:2014/6551, K:2015/2354 sayılı kararına uyularak, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, davacı taşınmazına isabet eden 17 metrelik imar yolunun kamunun eline geçmesinin kamulaştırma yoluyla mümkün olduğu, 17 metrelik enkesitli imar yolunun mevzuata uygun olması nedeniyle davacıya ait parselin kamulaştırılmasına yönelik belediye encümen kararının da mevzuata uygun olduğu, imar planlarının bir biriyle uyumlu olduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDELERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, fiilen 7-10 metre genişliğinde olan yolun 17 metre olarak düzenlenmesinin kamu yararı bakımından bilirkişilerce değerlendirilmediği, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı tarafından, İdare Mahkemesi kararında lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediği bu nedenle anılan İdare Mahkemesi kararının bu yönüyle bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVACININ SAVUNMASI :Savunma verilmemiştir.

DAVALI İDARENİN SAVUNMASI : İdare Mahkemesi kararının esasa ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun olduğu belirtilerek davacı isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının vekalet ücretine yönelik olarak bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü.
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : Mersin İli, Silifke İlçesi, … mahallesi, … ada, …. parsel sayılı taşınmazın, … tarihli, … sayılı belediye meclis kararı ile kabul edilen 1/1000 ölçekli uygulama imar planınında 17 metre genişliğindeki imar yoluna isabet etmesi nedeniyle … Belediye Encümeninin … tarihli, … sayılı işlemiyle davacı taşınmazının 17 metrelik imar yoluna isabet eden kısımlarının kamulaştırılmasına karar verilmiş, asliye hukuk mahkemesinde açılan bedel ve tescil davası kapsamında davacılar vekiline yapılan meşruhatlı davetiyenin tebliği üzerine bakılan dava açılmıştır.
Uyuşmazlığın esası yönünden dosyanın incelenmesinden (davacının temyiz istemi hakkında):
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
Temyize konu kararın esası ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmamaktadır.
Mahkeme kararının, vekalet ücretine ilişkin kısmına gelince (davalının temyiz istemi hakkında);
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinde ise, bu Kanun’da hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler ile elektronik işlemlerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmış; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Yargılama Giderlerinin Kapsamı” başlıklı 323. maddesinde, vekille takip edilen davalarda Kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmış; 332. maddesinde, yargılama giderlerine, mahkemece kendiliğinden hükmedileceği yönünde düzenleme yapılmış; 326. maddesinde ise, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkemenin yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştıracağı kuralı getirilmiştir.

Ayrıca 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Avukatlık Ücreti” başlıklı 164. maddesinin 1. fıkrasında, avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği hükme bağlanmış; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin “Avukatlık Ücretinin Kapsadığı İşler” başlıklı 2. maddesinde Tarifede yazılı avukatlık ücretinin kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemlerin ücretinin karşılığı olduğu, Aynı tarifenin 5. Maddesinde hangi aşamada olursa olsun, dava ve icra takibini kabul eden avukat, bu Tarife hükümleri ile belirlenen ücretin tamamına hak kazanacağı belirtilmiştir.
Yine aynı Kanunun 168. Maddesinde; hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınarak avukatlık ücretine hükmedileceği hükme bağlanmış, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326. Maddesinde Kanunda yazılı hükümler dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, davada iki tarafın her biri kısmen haklı çıkarsa mahkemece, yargılama giderlerinin tarafların haklılık oranına göre paylaştırılacağı, aynı kanunun 323. maddesinin 1. Fıkrasının ğ) bendinde ise vekalet ücretlerinin de mahkeme masrafları içinde olduğu belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyizen incelenen dosyada davalı idare vekilince süresinde savunma dilekçesi verilmemiş ise de, dosya kapsamında yapılan keşfe katıldığı hususu gözönünde bulundurulduğunda davalı vekilince hukuki yardımda bulunulduğu ve vekilin yargılamaya katkısı açık olduğundan davalı idare vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının esasına ilişkin kısmının ONANMASINA vekalet ücretine yönelik olarak BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 23/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.