Danıştay Kararı 6. Daire 2017/4396 E. 2020/13581 K. 24.12.2020 T.

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2017/4396 E.  ,  2020/13581 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2017/4396
Karar No : 2020/13581

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı – ANKARA
VEKİLİ : Av. …
2- … Belediye Başkanlığı – …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- … 2- …
VEKİLİ : Av. …
3- …
4- …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul ili, … ilçesi, …, III. Derece Arkeolojik Sit Alanını Kapsayan riskli alana yönelik davalı Küçükçekmece Belediye Başkanlığınca hazırlanan ve davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 08/10/2013 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli koruma amaçlı uygulama imar planı ile 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planı değişikliklerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İdare Mahkemesince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporun ve dosyanın incelenmesinden; dava konusu koruma amaçlı imar planlarında koruma kurulu onayı bulunmadığı, bu durumun imar mevzuatına, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ilke kararlarına ve Koruma Amaçlı imar Planları ve Çevre Düzenleme Projelerinin Hazırlanması, Gösterimi, Uygulaması, Denetimi ve Müelliflerine ilişkin Usul ve Esaslara Ait Yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu, dava konusu koruma amaçlı imar planlarının açıklama raporunda, ilgili kurum ve kuruluşlardan görüş alındığı belirtildiği halde raporda, kurum görüşlerinin olumlu ya da olumsuz ne yönde olduğu hususunda bir açıklama bulunmadığı, alandaki arkeolojik değerlerin korunarak kentsel doku ile bütünlük arz edecek şekilde özel bir şekilde planlanma gerektiği, ancak uyuşmazlık konusu koruma amaçlı imar planlarının koruma planı niteliği bulunmadığı, planda yer alan tescilli anıtsal yapılar, tescilli sivil mimarlık örnekleri yapıları, kayıp anıtsal yapılar, kalıntı alanları gibi koruma alanlarının, imar adalarının bütünü içerisindeki fonksiyon alanlarında sadece bulunduğu yer itibariyle gösterildiği, anılan planın açıklama raporunda dava konusu planın amacının, alanda çöküntüye uğramış ve ruhsatsız eklentilerle alanın geleneksel gabarisini ve ölçeğini bozmuş, köhneleşmiş yapılaşmaların yeniden yapılandırılması olduğu ve 6306 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat kapsamında, zemin ve doğal yapısı bakımından risk taşıyan, yapılaşma dokusu ve kalitesi açısından riskli olan Küçükçekmece Merkez Bölgesinin dönüştürülmesi olduğunun belirtildiği, ancak plan amacı ile çelişecek şekilde, koruma amacına yönelik bir yaklaşım sergilenmediği, bunun aksine yapılaşma yoğunluğunu arttırıcı ve söz konusu alanın tarihi kimliği ile özdeşleşmeyen, alanın kimliğini bozucu plan kararlarının getirildiği, dava konusu koruma amaçlı imar planlarında Ticaret +Hizmet+ Konut alanı kullanımlı imar adalarında belirlenen Emsal:2.25 yoğunluk değerinin yüksek olduğu, ayrıca yapıların maksimum yükseklik değerlerinin de belirtilmediği, bölge için plan raporunda belirtilen tarihi, kültürel, mimari öz değerlerin korunarak tarihi ve kültürel kimliği ile özdeşleşen kayıp anıtsal eserlerin ve önemli sivil mimarlık örneklerinin tarihi dokuya entegre edilmesi yönündeki ilkesel yaklaşımların plan paftalarına yansıtılmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :
Küçükçekmece Belediye Başkanlığı tarafından: Dava konusu işlemlerin iptali istemiyle farklı davacı tarafından açılan davada, görülmekte olan davadan aksi yönde değerlendirmeler yapılarak … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, planlama alanında bulunan tescilli yapıların tamamının planlara aktarıldığı ancak proje detaylarının paftalara yansıtılmasının mümkün olmadığı, bu nedenle plan notlarında gösterildiği, dava konusu koruma amaçlı imar planları ile emsal artışı yapıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığı ileri sürülmektedir.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından: Dava konusu işlemlerin iptali istemiyle farklı davacı tarafından açılan davada, görülmekte olan davadan aksi yönde değerlendirmeler yapılarak … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği, davacıların dava açmakta menfaati bulunmadığı, dava konusu imar planlarının hazırlık aşamasında, 2012 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından yapılan planlar hakkında koruma kurulunca verilen görüşlerin dikkate alındığı, planlarda imar mevzuatına aykırı yan bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Dosyanın ve Dairemizin 24/12/2020 tarih ve E:2016/13685, K:2020/13580 sayılı kararının birlikte incelenmesinden; planlama alanında sit ilanından sonra, riskli alan ilanından önce, İstanbul Büyükşehir Belediyesince yapımına başlanan koruma amaçlı imar planlarının onay işlemleri için koruma kuruluna gönderilmesi üzerine İstanbul I. Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı kararı ile planlama alanının riskli alan olarak ilan edilmesi üzerine 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından değerlendirilmesi gerektiğinin belirtildiği, bunun üzerine anılan bakanlığın yetkilendirmesi üzerine Küçükçekmece Belediyesince yapılan koruma amaçlı nazım ve uygulama imar planlarının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 08/10/2013 tarihinde onaylandığı, dava konusu koruma amaçlı imar planlarının onaylandığı tarihte yürürlükte bulunan 6306 sayılı Kanunun 9. maddesinde, 6306 sayılı Kanun kapsamındaki imar planlarının özel kanunlarda belirtilen kısıtlamalara tabi olmadığı düzenlemesine yer verildiği, anılan düzenleme uyarınca riskli alan ilan edilen ve III. derece sit alanı niteliği taşıyan planlama alanında yapılan koruma amaçlı imar planları için koruma kurulu onayının alınmamasının mevzuata aykırılık oluşturmadığı, zira anılan planların onayından sonra bilgi edinilmesi için gönderilmesi üzerine İstanbul Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunca verilen … tarih ve … sayılı kararda da bu hususa değinilerek anılan maddenin yürürlükte olduğu sırada kanuna uygun olarak karar alındığından kurul tarafından yapılacak bir işlem olmadığı değerlendirmesinde bulunulduğu, dava konusu koruma amaçlı planların, sit alanı ilanından sonra alanda yapılan ilk imar planları olduğu, sit alanı ilanından önce yapılan 21/06/1982 tarihli imar planında belirlenen yapılaşma haklarının ve kullanım kararlarının büyük ölçüde korunduğu, planlama alanı içerisinde bulunan tescilli eserlerin plan paftasına ve plan notlarına yansıtılarak korunmasının sağlandığı, dava konusu imar planlarının koruma amaçları doğrultusunda mevzuata uygun olarak yapıldığı, ayrıca dava konusu imar planı notlarında yer verilen emsal transferi uygulamasının, 6306 ve 2863 sayılı Kanunlar kapsamındaki planlarda yasal dayanağı bulunan bir uygulama olduğu gözetildiğinde dava konusu işlemlerde bu yönüyle de hukuka aykırı bir yan bulunmadığı, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varıldığından temyize konu kararın bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava konusu planlama alanı, İstanbul II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile “III. Derece Arkeolojik Sit Alanı” olarak tescil edilmiş, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisince hazırlanan 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planı, İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile düzeltmeler yapılması koşuluyla uygun bulunmuştur. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla anılan değişiklikler yapılarak 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planı onaylanmış ve onay için koruma kuruluna gönderilmiştir.
Ancak anılan planın onayından sonra, 28/01/2013 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile Küçükçekmece Meydanı ve çevresi riskli alan olarak ilan edilmiş, bunun üzerine, İstanbul I Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile riskli alan olarak ilan edilen sit alanına ilişkin 1/5000 ölçekli nazım imar planının Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca değerlendirilmesi gerektiğine karar verilmiştir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, … tarih ve … sayılı yazılarıyla bu alanda yapılacak olan planların hazırlanması aşamasında Küçükçekmece Belediyesini yetkilendirmiş, Küçükçekmece Belediyesince hazırlanan dava konusu koruma amaçlı imar planları, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 08/10/2013 tarihli oluru ile tadilen onanarak kabul edilmiştir.
Anılan koruma amaçlı imar planlarına karşı davcılar tarafından planların yoğunluk artırıcı, donatı azaltıcı olduğu, riskli alan olarak belirtilen alanların Küçükçekmecenin sadece bir kısmına ilişkin olması sebebiyle plan bütünlüğüne zarar verici nitelikte olduğu, planın genel olarak mevzuata aykırı olduğu iddiaları ile askıda itiraz edilmiş, itirazın reddi üzerine görülmekte olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Dava konusu koruma amaçlı imar planlarının onaylandığı 08/10/2013 tarihinde yürürlükte olan ancak Anayasa Mahkemesinin 27/02/2014 tarih ve E:2012/87, K:2014/41 sayılı kararı ile 1. fıkrasının 1. cümlesi ile 2. fıkrası iptal edilen 6306 sayılı Kanunun “Uygulanmayacak mevzuat” başlıklı 9. maddesinde: “(1) Bu Kanun uyarınca yapılacak olan planlar, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda ve imara ilişkin hükümler ihtiva eden özel kanunlar da dâhil olmak üzere diğer mevzuatta belirtilen kısıtlamalara tabi değildir. Bu Kanuna tabi riskli yapılar, riskli alanlar ve rezerv yapı alanları hakkında 7269 sayılı Kanunun uygulanıyor olması bu Kanunun uygulanmasına engel teşkil etmez. (2) Bu Kanun kapsamındaki alanlarda bu Kanunun öngördüğü uygulamaların zaruri kılması hâlinde, bu uygulamaların gerektirdiği iş ve işlemler hakkında; a) 26/1/1939 tarihli ve 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunun, b) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun, c) Afete maruz bölgeye ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun, ç) 28/12/1960 tarihli ve 189 sayılı Millî Savunma Bakanlığı İskân İhtiyaçları İçin Sarfiyat İcrası ve Bu Bakanlıkça Kullanılan Gayrimenkullerden Lüzumu Kalmıyanların Satılmasına Salâhiyet Verilmesi Hakkında Kanunun, d) 18/12/1981 tarihli ve 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanununun, e) 12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun, f) 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun, g) 4/4/1990 tarihli ve 3621 sayılı Kıyı Kanununun, ğ) 25/2/1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanununun, h) 16/6/2005 tarihli ve 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanunun, ı) 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun, i) Geri görünüm ve etkilenme bölgeleri bakımından 18/11/1983 tarihli ve 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun, bu Kanunun uygulanmasını engelleyici hükümleri ve diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz. Ancak, bu Kanunun öngördüğü uygulamalar sırasında, bahsedilen kanunların amaçları ayrıca gözetilir. Uygulamalar için 6831 sayılı Kanuna tabi alanların kullanılması zaruri olduğu takdirde, başka yerlerde en az bu alanlar kadar alanın ağaçlandırılması, 3573 sayılı Kanuna tabi alanların kullanılması zaruri olduğu takdirde de, başka yerlerde en az bu alanlar kadar alanın zeytinlik alan hâline getirilmesi mecburidir.” kuralına yer verilmiştir.
Yine, işlem tarihinde yürürlükte bulunan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin “Planlama süreci” başlıklı 18. maddesinde: “Uygulama alanına yönelik olarak yapılacak planlarda alanın özelliğine göre; Afet risklerinin azaltılması, fiziksel çevrenin iyileştirilmesi, korunması ve geliştirilmesi, sosyal ve ekonomik gelişmenin sağlanması, enerji verimliliği ve iklim duyarlılığı ile yaşam kalitesinin artırılması esastır. (2) Bakanlık; a) Riskli alan ve rezerv yapı alanı ile riskli yapıların bulunduğu taşınmazlara ilişkin her tür ve ölçekteki planı resen yapmaya, yaptırmaya ve onaylamaya, b) Riskli alan ve rezerv yapı alanındaki uygulamalarda faydalanılmak üzere; özel kanunlar ile öngörülen alanlara ilişkin olanlar da dâhil, her tür ve ölçekteki planlama işlemlerine esas teşkil edecek standartları belirlemeye ve gerek görülmesi hâlinde bu standartları plan kararları ile tayin etmeye veya özel standartlar ihtiva eden planlar yapmaya, onaylamaya ve kent tasarımları hazırlamaya, yetkilidir. (3) Büyükşehir belediyesi sınırları içerisindeki ilçe belediyelerince hazırlanan imar planı teklifleri hakkında ilgili büyükşehir belediyesinin görüşü alınır. Büyükşehir belediyesinin onbeşgün içinde görüş vermemesi halinde, uygun görüş verilmiş sayılır. (4) İdarece veya ilgililerince kentsel tasarım projesi ile birlikte hazırlanan plan teklifleri; planlama alanı ve yakın çevresinin meri planları ve mevcut durumu gösterir bilgi ve belgeler, ilgili kurum ve kuruluş görüşleri ile birlikte Bakanlığa iletilir. Bakanlıkça uygun görülen plan teklifleri, aynen veya değiştirilerek onaylanır. (5) Uygulama alanında, 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile 16/6/2005 tarihli ve 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun kapsamında kalan alanlardan bulunması hâlinde, alanın sit statüsü de gözetilerek, Kültür ve Turizm Bakanlığının görüşü alınır. (6) Bu madde kapsamındaki uygulamaların zaruri kılması hâlinde, bu uygulamaların gerektirdiği iş ve işlemler hakkında Kanunun 9 uncu maddesinin hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacıların, 3194 sayılı Kanunun 9. maddesinin Anayasaya aykırı olduğu yolundaki iddiası ciddi görülmemiştir.
Dava konusu koruma amaçlı imar planlarının iptali istemiyle farklı bir davacı tarafından … İdare Mahkemesinin E:… sayılı esasına kayden açılan davada İdare Mahkemesince; dava konusu koruma amaçlı imar planlarının onaylandığı tarihte yürürlükte olan ancak Anayasa Mahkemesinin kararı ile yürürlüğü durdurulan 6306 sayılı Yasanın 9. maddesi hükümleri uyarınca, 2863 sayılı Yasanın kısıtlayıcı hükümlerinin uygulanmadığı ve bu nedenle planlar hakkında koruma kurullarınca bir karar alınmamasının hukuka aykırılık oluşturmadığı, III. derece arkeolojik sit alanı olan alan içinde kalan 8 hektarlık alanın, ciddi anlamda çöküntüye uğraması, ruhsatsız eklentilerle alanın geleneksel gabarisini ve ölçeğini bozmuş yapılaşmaların bulunması, köhneleşmiş bu yapıların günümüzde yeniden yapılandırılmaya ihtiyacı olması sebebiyle riskli alan ilan edildiği, riskli alan ilan edilerek tabi olduğu mevzuatın değişmesi sebebiyle, dava konusu koruma amaçlı planların III. derece arkeolojik sit alanını kapsayan bölge için 6306 sayılı yasa kapsamında hazırlanmasının zorunlu hale geldiği, bu bakımdan uyuşmazlığa konu planların hazırlık ve onay sürecinde, yürürlükteki mevzuata aykırı bir durumun bulunmadığı, dava konusu koruma amaçlı planların, sit alanı ilanından sonra alanda yapılan ilk imar planları olduğu, sit ilanından önceki imar planında planda göl kıyısında iki kattan başlayan iç kesime doğru 6 kata çıkan yapılaşma getirildiği, yapı-sokak dokusunun ve alan kullanımlarının önemli bir kısmı ile emsal haklarının 1982 yılında bölgede yapılan ilk imar planı ile hemen hemen aynı olduğu, ayrıca emsal transferi getirilerek kentsel tasarım projesinin uygulanması aşamasında yeraltındaki olası kültür varlıklarının tespit edilmesi halinde taşınmaz sahibinin imar hakkını başka yerde kullanmasının sağlandığı, alanda bulunacak eserlerin miktarına göre planlama alanında hiç emsal hakkı kullanılmaması söz konusu olabileceği gibi bölgesel olarak da kullanılmasının mümkün olmayabileceği, dava konusu planlarda, tescilli anıtsal yapılar, tescilli resmi yapılar, tescilli sivil mimarlık örnekleri, kayıp anıtsal yapılar ve kalıntı alanlarının gösterildiği, dava konusu planların, bölgenin riskli alan olarak ilanından önce 2012 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesince hazırlanan koruma amaçlı nazım imar planı hakkında koruma kurulunca verilen kararlara uygun olarak hazırlandığı, koruma kurulu kararında belirlenen tüm yapıların planda korunduğunun tespit edildiği, planlama alanının Önlemli Alan-6 alanında kaldığı, bu alanların ağır önlem gerektiren yapay dolgu alanları ile diğer yumuşak zeminlerden oluştuğu, inşaat faaliyetleri öncesinde bu katsayıların tek başına yeterli olmadığı, bu nedenle uygulama yapılmadan önce arkeolojik alan olduğu göz ardı edilse bile parsel ölçeğinde zemin yapısını öğrenmek için etüd çalışması yapılması gerektiği, jeolojik etüdlerden gelen verilerin imar planında veri olarak kullanıldığı, uygulama aşamasında parsel ölçeğinde önlem alınacağına ilişkin plan notu getirildiği gerekçeleriyle dava konusu koruma amaçlı imar planlarında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle … tarih ve K:… sayılı kararla davanın reddine karar verilmiş, anılan karar Dairemizin 24/12/2020 tarih ve E:2016/13685, K:2020/13580 sayılı kararı ile onanmıştır.
Dosyanın ve Dairemizin 24/12/2020 tarih ve E:2016/13685, K:2020/13580 sayılı kararının birlikte incelenmesinden; planlama alanında sit ilanından sonra, riskli alan ilanından önce, İstanbul Büyükşehir Belediyesince yapımına başlanan koruma amaçlı imar planlarının onay işlemleri için koruma kuruluna gönderilmesi üzerine İstanbul I. Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı kararı ile planlama alanının riskli alan olarak ilan edilmesi üzerine 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından değerlendirilmesi gerektiğinin belirtildiği, bunun üzerine anılan bakanlığın yetkilendirmesi sonrasında Küçükçekmece Belediyesince yapılan koruma amaçlı nazım ve uygulama imar planlarının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 08/10/2013 tarihinde onaylandığı, dava konusu koruma amaçlı imar planlarının onaylandığı tarihte yürürlükte bulunan 6306 sayılı Kanunun 9. maddesinde, 6306 sayılı Kanun kapsamındaki imar planlarının, özel kanunlarda belirtilen kısıtlamalara tabi olmadığı yönündeki düzenleme uyarınca riskli alan ilan edilen ve III. derece sit alanı niteliği taşıyan planlama alanında yapılan koruma amaçlı imar planları için koruma kurulu onayının alınmamasının mevzuata aykırılık oluşturmadığı, zira anılan planların onayından sonra bilgi edinilmesi için gönderilmesi üzerine İstanbul Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunca verilen … tarih ve … sayılı kararda da bu hususa değinilerek anılan hükümlerin yürürlükte olduğu sırada kanuna uygun olarak karar alındığından kurul tarafından yapılacak bir işlem olmadığı değerlendirmesinde bulunulduğu, dava konusu koruma amaçlı planların, sit alanı ilanından sonra alanda yapılan ilk imar planları olduğu, sit alanı ilanından önce yapılan 21/06/1982 tarihli imar planında belirlenen yapılaşma haklarının ve kullanım kararlarının büyük ölçüde korunduğu, planlama alanı içerisinde bulunan tescilli eserlerin plan paftasına ve plan notlarına yansıtılarak korunmasının sağlandığı, dava konusu imar planlarının koruma amaçları doğrultusunda mevzuata uygun olarak yapıldığı, ayrıca dava konusu imar planı notlarında yer verilen emsal transferi uygulamasının, 6306 ve 2863 sayılı Kanunlar kapsamındaki planlarda yasal dayanağı bulunan bir uygulama olduğu gözetildiğinde dava konusu işlemlerde bu yönüyle de hukuka aykırı bir yan bulunmadığı, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen idare mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalıların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 24/12/2020 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi